Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi”nin kapanış toplantısı yapıldı

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Ortak Hizmetler Dairesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile ortaklaşa yürüttüğü “Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi” çerçevesinde hazırlanan

Published

on

“Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi”nin kapanış toplantısı yapıldı

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Ortak Hizmetler Dairesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile ortaklaşa yürüttüğü “Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi” çerçevesinde hazırlanan bilimsel bildiri “Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi”nde kabul edilirken, okul öncesi eğitimde kullanılmak üzere “Okul Öncesi Eğitimde Pozitif Düşünme Etkinlik Örnekleri Kitabı”nın örgün eğitimde hayata geçirilmesi konusunda çalışmalar başlatıldı.

“Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi”nin kapanış toplantısı bugün yapıldı.

Doç Dr. Çağla Gür Başkanlığında, toplumsal ruh sağlığını desteklemeye yönelik önleyici psiko-eğitim çalışma olarak öğretmen, öğrenci ve aile ayağını kapsayacak şekilde hayata geçirilen projede elde edilen sonuçlar ve pozitif düşüncenin geliştirilmesine ilişkin olarak bilimsel çerçevede hazırlanan çalışmaların tanıtıldığı toplantı saat 14.00’de Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Çevik Uraz Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

“Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi” Doç Dr. Çağla Gür başkanlığında, Yrd. Doç. Dr. Şerife Özbiler; Proje Asistanları: Uzm. Başak Eser, Uzm. Hüseyin Göksu ve Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’ndan Uzm. Şahin Karasalih’ten oluşan ekip tarafından yürütüldü.

Projenin Kapanış Toplantısında Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü Cengiz Uzun, UKÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Nadiri, Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Çağla Gür ve çalışma ekibi hazır bulundu.

Projesi Yürütücüsü Doç. Dr. Çağlar Gür yaptığı sunumda, günümüzde, sağlıklı nesiller, üretken ve başarılı toplumlar için toplumsal ruh sağlığını desteklemeye yönelik önleyici psiko-eğitim çalışmalarının büyük önemi olduğuna işaret ederek “Mutluluk Sanatı: Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Öğretmen ve Anne Eğitimi Projesi, bu çerçevede gerçekleştirilen bir projedir” dedi.

Toplumsal ruh sağlığını desteklemeye yönelik önleyici bir psiko-eğitim projesi kapsamında güz ve bahar döneminde 392 öğretmen ve 76 annenin eğitimleri gerçekleştirildiğini anlatan Çağla Gür “Projenin ikinci aşamasında; okul öncesi, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, sınıf öğretmenliği ve okul yöneticileri ve branş öğretmenleri grupları olmak üzere, gönüllü öğretmenlerden oluşan dört farklı grupla komisyon çalışmaları yürütülmüştür” dedi.

Komisyon çalışmaları sonucunda okul öncesi öğretmenlerine pozitif düşünme eğitimine yönelik uygulama örnekleri sunan Okul Öncesi Eğitimde Pozitif Düşünme ve Etkinlik Örnekleri kitabı geliştirilerek yayın aşamasına geldiğini açıklayan Çağla Gür, pozitif düşünme eğitimine yönelik teorik bilgilerin de kitabın içeriğinde yer almakta olduğunu anlattı.

Öznel iyi oluşa yönelik etkinlikleri içeren PDR komisyonunun kitabı tamamlanma aşamasına geldiğini açıklayan Gür “Branş öğretmenleri komisyonu çalışmaları kapsamında ise, 28 öğretmen 17 farklı proje tasarlayarak okullarında uygulamıştır. Projenin okul öncesi eğitimi çalışmaları, 15-17 Temmuz’da yapılan 7. International Positive Psychology Association (IPPA) Kongresinde bildiri olarak sunularak projenin tanıtımı gerçekleştirilmiştir” ifadelerine yer verdi.

Proje sürecinde onlarca kişinin emeği söz konusu olduğuna işaret eden Doç. Dr. Çağla Gür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yolculuğumuz boyunca bizi yürekten destekleyen, katkılarını esirgemeyen Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’na, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Ortak Hizmetler Dairesi’ne, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne, projenin ilk aşamasında, duyurulması bağlamında katkı sağlayan Lefkoşa Türk Belediyesi, Girne Belediyesi, Değirmenlik Belediyesi ve Gönyeli Belediyesi’ne, her zaman yakınımızda hissettiğimiz UKAMER’e, sponsor olarak destek veren Kuzey Kıbrıs Turkcell ve Elite Hospital’e, etkinliklerin uzman görüşü alınması-değerlendirilmesi aşamasında katkı koyan-yapıcı yönlendirmelerde bulunan alan uzmanlarına, öğretmenlerimize, annelerimize ve proje asistanlarına yürekten teşekkür ediyorum.”

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, fiziksel sağlık kadar ruh sağlığının da önemli olduğunu, bu çerçevede toplumsal ruh sağlığının gelişmesine ciddi değer verdiklerini söyledi. Önleme ve eğitim konusunda yaptıkları bütün çalışmaları bilimsel çerçevede yürüttüklerini belirten Karaokçu, “Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi”ni de bir bilim yuvası olan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile işbirliğinde yürütmekten büyük gurur duyduklarını vurguladı.

Dünyayı hem ekonomik, hem de psikolojik açıdan olumsuz etkileyen pandemi sürecinin yarattığı olumsuzlukların giderilmesi adına da, toplumda pozitif düşüncenin gelişmesine yönelik yerel yönetimlerle de işbirliğinde çok ciddi bir çalışma yürütüldüğüne dikkati çeken Karaokçu, “Bu anlamda başta UKÜ Rektörü Prof Dr. Halil Nadiri olmak üzere Proje’yi büyük bir ciddiyet ve titizlikle yürüten Doç. Dr. Çağla Gür ve ekibine, göreve geldiği günden beridir bilimsel çalışmalarımızın işbirliğinde gerçekleştirilmesine büyük destek sağlayan Milli Eğitim ve Kültür Bakanımız Olgun Amcaoğlu ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü Cengiz Uzun’a toplumumuzun geleceği adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Çalışma sonucunda hazırlanan bilimsel makalenin Uluslararası Pozitif Düşünce Kongresi’nde kabul görmesinin, örgün eğitime çok büyük değer katacak olan Okul Öncesi Eğitimde Pozitif Düşünme e Etkinlik Örnekleri Kitabı”nın hazırlanmasının, bunun yanında öznel iyi oluşa yönelik etkinlikleri içeren PDR komisyonunun kitabının tamamlanma aşamasına gelmesinin verilen emeğin ve Projenin değerini ortaya koymakta olduğunu vurgulayan Karaokçu, yakalanan verimli işbirliği iklimi sonucunda, toplum yararına daha bir çok adımların atılacağına olan inancını dile getirdi.

KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü Cengiz Uzun, pozitif düşünce ve öznel iyi oluşu kapsayan “Mutluluk Sanatı” projesine emek veren tüm eğitmenleri ve isimsiz kahramanlara teşekkür etti.

Bu anlamda Eğitim Bakanlığı bünyesinde bugüne kadar böyle bir çalışma yapılmadığını, projeyle bir ilkin de gerçekleştirilmiş olduğunu anlatan Uzun, insanların pandemi nedeniyle psikolojik olarak olumsuz etkilendikleri bir dönemde, pozitif düşünme ve öznel iyi oluşun ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Bu nedenle öğretmenleri teşvik ettiklerini ve projeye ciddi bir katılım sağlandığına işaret eden Uzun, ilk başlarda proje ile ilgili tereddütleri olmasına rağmen, aslında insanların arayışlarının iyi oluş ve mutluluk olduğunu kaydederek “Proje başladıktan sonra öğretmenlerden çok ciddi derecede olumlu dönüşler aldık.

Çalışma sonucunda hazırlanan eğitim kitapçığı ve bilimsel makalelerin önemine de işaret edem Uzun, projenin önümüzdeki ders yılında da genişletilerek devamından yana olduklarını da sözlerine ekledi.

Projenin kapanış toplantısında son konuşmayı yapan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prod. Dr. Halil Nadiri, pandeminin toplumları ekonomik ve psikolojik olarak olumsuz etkilediği bir dönemde “Mutluluk Sanatı:Pozitif Düşünme ve Öznel İyi Oluş Projesi”nin çok değerli bir çalışma olduğunu vurguladı. İnsanların pozitif düşünce ve öznel iyi oluş seviyelerinin yükselterek mutlu olmalarını öğretmenin önemine işaret eden UKÜ Rektörü Prof. Dr. Nadiri, projenin hayata geçmesine katkı sağlayan Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’na, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile çalışmaya katılan tüm öğretmen ve ailelere teşekkür etti.

Mutlu olan, pozitif düşünen insanın işinde de evinde de, sosyal yaşamında da mutlu olabileceğini kaydeden Nadiri, “Hepimizin bu dönemde mutlu olmaya ve pozitif düşünmeye ihtiyacımız var. Üniversitelerin eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve topluma hizmet olmak üzere üç tane çok önemli görevi bulunmaktadır. Bu anlamda Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi olarak, bilgi ve birikimlerimizi devletin ilgili kurumları ile işbirliğinde topluma aktarma ve destekleme çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Kasaplar Birliği, kasaplık büyükbaş hayvan fiyatlarında yüzde 50’lik artış olduğunu savunarak, hükümetten acil çözüm talep etti.

Hem canlı büyükbaş hayvan bulmakta zorlandığını hem de hayvancıların yüksek fiyat talepleriyle karşı karşıya kaldığını savunan Kasaplar Birliği, ete makul fiyatlarla ulaşabilmesi için ülkeye ithal et getirilmesi, durumun piyasa koşullarına ve ihtiyaca göre planlanması gerektiğini ifade etti.

Kasaplar Birliği, yazılı açıklamasında, bu konuyu Başbakan Ünal Üstel ve Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu ile de görüştüğünü, aldıkları davet üzerine katıldıkları Bakanlar Kurulu toplantısında sorunları dile getirdiklerini ve konuyla ilgili Bakanlar Kurulu üyelerine detaylı bilgi verdiklerini ifade etti.

2 aydan bu yana büyükbaş canlı hayvan fiyatlarında yüzde 50 civarında artış olduğu savunan Kasaplar Birliği, bunun et fiyatlarına da yansıdığı belirtti.

Süte yönelik anaç büyükbaş hayvanların sayısında artış, kasaplık hayvan sayısında ciddi düşüş olduğunu; plansızlık ve sistemsizliğin pahalılığı artırarak yemeği, konaklamayı ve birçok alışverişi Güney Kıbrıs’a kaydırdığını savunan Kasaplar Birliği, “batma noktasına” geldiklerini söyledi.

Tosun fiyatını kilo başına 200 TL olarak ortak karara bağlamalarına rağmen Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin 2 Ağustos’ta canlı tosun fiyatını 240 TL olarak açıkladığını belirten Kasaplar Birliği, 1 ay içinde fiyatın 300 TL’yi bulduğunu kaydetti.

Hükümetin şu ana kadar bu konuda hiçbir adım atmadığını, kendilerine bilgi verilmediğini ve yaşanan “fırsatçılığa” seyirci kalındığını iddia eden Kasaplar Birliği, “Biz kasaplar olarak vatandaşımıza kaliteli ve uygun fiyata et sunmak istiyoruz. Hükümetimiz konunun ne kadar ciddi ve ivedi olduğunu farkına varsın, vatandaşını Güney’e muhtaç etmesin” ifadelerine yer verdi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı, Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Zirve Kıbrıs Web TV’de Bala Kayadelen’in hazırlayıp sunduğu “Gündemin Zirvesi” programına konuk oldu.

Bakan Ataoğlu, Başbakan Ünal Üstel’in “30 yılın işini 3 yıla sığdırdık” sözlerine destek vererek, hükümetin uzun süreli istikrarının büyük projelerin hayata geçirilmesine olanak sağladığını belirtti.

“Bütün bakanlıkların önemli projeleri var. Bunların hayata geçmesi hükümetin uzun soluklu olmasından kaynaklanıyor. Bu başarı övünülmesi gereken bir konudur” dedi.

Eleştirilere de değinen Bakan Ataoğlu, “Olumlu görüşler kadar olumsuz eleştiriler de gelebiliyor. Ama ben her zaman diyorum ki; bir fikri, projesi ya da tespit ettiği eksiklik varsa gelsin, oturup konuşalım ve birlikte hayata geçirelim. Bizim kapımız her zaman açıktır” ifadelerini kullandı.

“Demokrat Parti erken seçime hazır”

Olası erken genel seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulunan Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Demokrat Parti olarak her koşula hazır olduklarını vurguladı:

“Geçmiş dönemde çizdiğimiz yol haritasını yeniliyoruz. 18 belediye var ve 18 belediye başkan adayımız, ayrıca 18 belediye meclis üyesi adayımızla yola çıkacağız. Sonuç ne olursa olsun kimseyi suçlamayacağız. Çünkü ne ekerseniz, onu biçersiniz. Bizde ne ektiysek onu biçeceğiz ve kimseyi suçlamayacağız..” dedi.

“AdaKıbrıs bu adanın çocuğu oldu”

AdaKıbrıs Projesine de değinen Bakan Ataoğlu, AdaKıbrıs projesi tüm adanın ortak değeri haline geldiğini ifade ederek, “AdaKıbrıs bizim için çok önemliydi ama artık bizden çıktı, adanın oldu. Biz doğurduk ama bugün bu adanın çocuğu oldu” dedi.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, federasyon defterinin bir daha açılmamak üzere kapatıldığını ve Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik iki devletli vizyonunun halkın iradesinden doğduğunu vurguladı.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tatar, “Federasyon artık bitmiştir. Halkımız Rum’un iradesine teslim olmayacaktır. 2020’de halkımız yeni siyasetimizi onayladı ve bana bu görev için yetki verdi. İşte bu yeni paradigma Rum’un on yıllardır süren oyununu bozdu. Özden gelen haklarımız, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz asla pazarlık konusu yapılamaz” dedi.

Rum Tarafının Zihniyeti Hep Aynı

Cumhurbaşkanı, Annan Planı ve Crans Montana süreçlerindeki başarısızlıkları hatırlatarak bu dönüm noktalarında yaşananların Rum tarafının değişmeyen zihniyetini açıkça gösterdiğini belirtti.

“2004’te Annan Planı’na halkımız evet dedi, Rum tarafı reddetti. Uluslararası taraflar ‘siz evet deyin, Rum hayır derse izolasyon kalkacak’ diye sözler verdiler. Bu sözlerin hiçbiri tutulmadığı gibi sayın Talat ve ekibi Annan Planı’ndan da fazla taviz verecekleri bir sürece girdiler. Sayın Talat 1960 ortaklık devletinde dahi olmayan bir taviz vererek Rumlara Kıbrıs Türk liderinin seçiminde oy hakkı vermiştir. Bu çapraz oy olarak bilinir. Nihayetinde bu süreç de çökmüştür.”

“2017’de Crans Montana’da masayı terk eden yine Rumlar oldu. ‘Sıfır asker, sıfır garanti’ diyerek güvenliğimizi yok saymak istediler. Zihniyetleri değişmedi. Federasyon için son deneme olan Crans Montana’da yaşanan başarısızlıktan sonra bu model resmi olarak tüketilmiştir.”

Türkiye’nin Garantörlüğü Bir Tercih değil Zorunluluktur

Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı için yaşamsal öneme sahip olduğunu söyleyen Tatar, “Anavatan Türkiye bizim en büyük güvencemizdir. Güvenlikte, ekonomide, kısacası her alanda yan yana yürümek bir tercih değil, zorunluluktur. Hiçbir güç bunu değiştiremez. Anavatanla bu dönemde en iyi seviyeye getirdiğimiz kardeşlik dayanışması geleceğimizin teminatıdır” ifadelerini kullandı.

Rum Tarafı Sınır Kapılarını Kullanarak Siyasi Şantaj Peşinde

Sınır kapıları konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, Rum tarafının taleplerini siyasi manevra olarak niteledi:

“Biz Haspolat ve Akıncılar sınır kapılarının açılması için defalarca girişimde bulunduk. Halkımız için kolaylık sağlamak istedik. Ancak Rum tarafı Erenköy veya Kiracıköy’den geçiş isteyerek ara bölgede toprak talebine kapı aralamak istedi. Amaç ne? Erenköy’e bizim kutsalımıza girecekler. Kiracıköy’de de hem askeri hem de sınır olarak asla gerçekleşmeyecek kazanım elde etme hayalindeler. Rum tarafı yeni kapıları açmayarak, dahası geçişleri zorlaştırarak siyasi şantaj yapıyor.”

Metehan kapısındaki yoğunluklara da değinen Tatar, “Bizde üç şerit var, karşı taraf hala tek şeritte çalışıyor. Halkı yoran da budur” dedi.

Rum Tarafının Silahlanması Ciddi Tehdit Boyutuna Ulaştı

Güney Kıbrıs’ın artan silahlanma faaliyetlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, “İngiliz üsleri, ABD, Fransa ve artık İsrail her türlü askeri donanımıyla burada. Rum lideri bu güçlere teslim olmuş durumdadır. Sürekli silahlanarak farklı hayaller peşinde koşmaktadırlar. Tehditlere asla boyun eğmeyeceğiz. Bölgedeki gelişmeler tehlikeli bir noktaya gelmiştir. Biz de Anavatan Türkiye ile birlikte gerekli önlemleri almaktayız” dedi.

İzolasyonlar En Büyük Hak İhlali

Tatar, Kıbrıs Türk halkına yönelik uygulanan haksız ve hukuksuz izolasyonun kabul edilemez olduğunu belirterek, “Bizi ekonomik, sportif, sosyal dahası yaşamın her alanında izole ederek yıldırmak istiyorlar ama başaramadılar. Bu izolasyon en büyük insan hakkı ihlalidir, artık son bulmalıdır” dedi.

Enerjide İş Birliği Çağrısı

Enterkonnekte elektrik sisteminin tek gerçekçi yolunun Türkiye üzerinden bağlantı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, bunun sadece ekonomik değil stratejik bir zorunluluk olduğuna da dikkat çekti.

Tatar, ada etrafındaki doğal kaynaklar konusunda bir bilgi kirliliği yaratılmaya çalışıldığını ifade ederek, “1-8 Temmuz 2022 tarihinde kazan-kazan anlayışıyla iş birliği önerileri verdim. Bunlar sanki yapılmamış gibi bir tablo çizilmeye çalışılıyor. Yapılan, çok net somut ve detaylı önerilerde, hidrokarbon kaynakları, elektrik enterkonnekte sistemi, temiz enerjiye geçişe yönelik güneş enerjisini etkin kullanma ve adanın su kaynaklarının ortak işletilmesi konularında iş birliği vardı. İlaveten düzensiz göç ve adanın tüm mayınlardan arındırılması da vardı. Bu öneriler BM Genel Sekreteri aracılığıyla Anastasides’e iletildi. Rum ne yaptı bir anda sessizleşti. Kendi Halkının ihtiyaçlarının hilafına yanıt dahi veremediler. O yüzden inisiyatif alınmadı şeklinde boş laflara karnımız tok. Bu dönemde BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde yapılan üç zirvede de bu konular gündeme gelmiştir. Ancak karşısındaki muhatabını tanımayan veya bel altı siyasetini kendine ilke edinmiş biri bu türden gerçeklerden uzak bir söylem geliştirebilir” dedi.

“Cumhurbaşkanı Dememek Öncelikle Seçilmiş İradeye, Yani Halka Saygısızlıktır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın da aralarında bulunduğu muhalefet çevrelerinin kendisine ‘Cumhurbaşkanı’ demediklerini belirterek, bunun halka saygısızlık olduğunu söyledi.

Tatar, “Ben 2020 seçimlerinde ilk turda yüzde 32 oy aldım, ikinci turda yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçildim. Tufan Erhürman da adaydı, yüzde 20 aldı ve ilk turda elendi. Mustafa Akıncı ikinci turda yüzde 48 aldı. Halkın yarısından fazlası bana oy verdi. Buna rağmen hala ‘Cumhurbaşkanı’ demiyorlar. Erhürman da demiyor. Bana Cumhurbaşkanı dememek aslında halka saygısızlıktır” dedi.

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Beni hedef aldıklarını sanıyorlar ama aslında halkın iradesini yok sayıyorlar. Bulunduğumuz makamlar seçimle gelinen halkın iradesiyle belirlenen makamlardır. Doğrudan halkımızın iradesini temsil ederiz. Böyle bir saygısızlık öncelikle halkımıza ve onun iradesine karşı saygısızlıktır. Halk sizi seçerse iyi, bizi seçerse kötü olabilir mi? Ağzından demokrasiyi, hukuka saygıyı, hoş görüyü düşürmeyenlerin hali gerçekten ibret vericidir. Daha önemlisi bu zihniyetin asıl karakteri hakkında da hepimize bir gerçeği göstermektedir.” dedi.

New York’ta Hristodulidis’le Görüşeceğiz

Önümüzdeki hafta New York’ta önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve heyetiyle ikili ertesi gün de yine BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Rum lider Nikos Hristodulidis’in de yer alacağı üçlü görüşmeye katılacağını açıklayan Tatar, “Ortak zeminin olmadığı raporlara geçmiş bir gerçek. Biz yapıcıyız vizyonumuzu da kararlılıkla savunacağız. İki tarafın faydasına olacak iş birliklerine açığız. Bu ilkeler çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam