Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Narenciye sektöründe hem üretim maliyetlerin çok yükselmesi hem de kesim ekibi sıkıntısı nedeniyle sorunlar yaşanıyor

Published

on

Üretilen ürünün yaklaşık yüzde 90’ı ihraç edilen ve önemli bir ekonomik getiri sağlayan KKTC’nin lokomotif sektörlerinden narenciyede hem üretim maliyetlerinin çok yükselmesi hem de kesim ekibi sıkıntısı nedeniyle sorunlar yaşanıyor.

Üretici birlikleri ve Cypfruvex yetkilileri üretim maliyetlerinin nerdeyse 4 kat arttığına dikkat çekerek önümüzdeki sezon çok zora girecek olan üreticilerin üretimden kopmaması için devletin üreticiyi desteklemesi, farklı elektrik ve su tarifesi uygulaması, 2010 yılından bu yanan yükseltilmeyen tarım desteği ve tarım sigortasının güncellenmesi gerektiği görüşünde.

TAK muhabiri konuyla ilgili olarak üretici birlikleri ve Cypfruvex yetkililerinin görüş ve değerlendirmelerini aldı.

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciye hasadında kesim işçisi eksikliğinden dolayı yaşanan sıkıntının alıcılar tarafından büyütülerek ürünün fiyatını aşağıya çekmek maksadıyla kullanılmaya çalışıldığını söyledi; özellikle valensiya ürünü olan üreticilere ürünlerini “ürünün dalında kalacak düşük fiyattan da olsa satayım” düşüncesiyle satmak için acele etmemeleri çağrısında bulundu.

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın da hasat başladığında kesim ekibi sıkıntısıyla ilgili yaşanacak sorunu öngörüp uyarılar yaptıklarını hatırlattı ancak hiçbir tedbir alınmadığını söylediği yetkilileri eleştirdi. Ramazan ayının başlaması ile birlikte var olan işçilerin bir kısmının da geri döneceğini düşündüklerini kaydeden Akçın’ın çözüm önerileri arasında sorunun avans sağlanarak yerli, işsiz kişilerin çalıştırılması da var.

Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Şanlıdağ ise kesim işçisi azlığına ve aşırı yağışlara rağmen mandora (king) kesim miktarında gecikme ya da aksama söz konusu olmadığını vurguladı; henüz başlamayan valensiya hasadı için de kesim işçisi getirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

ALİOĞLU: “ÜRETİCİ SATIŞ İÇİN ACELE ETMESİN… ÜRÜN GERÇEK FİYATINI BULACAK”

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciye hasadında kesim işçisi eksikliğinden dolayı yaşanan sıkıntının alıcılar tarafından büyütülerek ürünün fiyatını aşağıya çekmek maksadıyla kullanılmaya çalışıldığını söyledi; özellikle valensiya ürünü olan üreticilere ürünlerini “ürünün dalında kalacak düşük fiyattan da olsa satayım” düşüncesiyle satmak için acele etmemeleri çağrısında bulundu.

Alioğlu, toplama ekipleriyle ilgili var olan sorunun aşılmaya başlandığını, beklenen fiyat yükselişinin olacağını ve ürünün gerçek fiyatını bulacağını da vurguladı.

“ÜRETİM MALİYETİ ÇOK YÜKSELDİ…ÜRETİCİ BAHÇESİNE BAKAMAYACAK”

Narenciyede yaşanan sorunun toplama sıkıntısından ziyade üretim maliyetlerinin çok yükselmesiyle alakalı olduğunu, yer altından elektrikle çekilen sulama suyunun ciddi bir maliyet getirdiğini, kimyevi gübre ile ilaç fiyatlarının neredeyse 4 katına çıktığını anlatan Alioğlu, tüm bunlara işçiliğin de eklenmesiyle üreticinin bu yıl alacağı ürün bedeliyle bahçesinin bakımını sağlayamayacak duruma geldiğine dikkat çekti.

“TAŞAN SULAR DERİVASYONA AKTARILMALI”

Alioğlu barajdan taşan suların da sağlıklı bir şekilde derivasyona aktarılmasının önemine işaret etti; bu konunun ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyledi ve Su Dairesi Genel Müdürlüğü’nün bu konuda ne çalışma yaptığını sordu.

2021-2022 narenciye hasat döneminde 1500-2000 civarında kesim işçisinin çalışması gerektiğini kaydeden Alioğlu, Türkiye’deki gündeliklerin artmasıyla bu yıl 850-900’e yakın kesim işçisinin sağlanabildiğini, Cypfruvex’in kendi bünyesinde yerel personelle sorunu gidermeye çalıştığını kaydetti.

Alioğlu, Türkiye’den hasat için gelecek ekiplere sağlıklı, yaşanabilecek ortamlar sağlanmasının önemli olduğunu söyledi ve tüm uyarılara rağmen olumlu bir noktaya varılamadığını; kontraktörlerin kendilerini bu yönde yenilemeleri gerektiğini söyledi.

“PAZARLAMA AYRI BİR BECERİ VE BASİRET”

Alioğlu ihracatçıların ürüne verdiği fiyatın düşüklüğünden de şikayet ederek gereken fiyattan satılamamasının üreticiyi üretimden koparmaya ittiğini dile getirdi; üretici ürünün hasadı için uğraşırken, yüzde 90’ı ihraç edilen ürünü satmak ve pazarlamanın da ayrı bir beceri ver basiret gerektirdiğinin altını çizdi.

Alıcılar ile Cypfruvex arasında zaman zaman husumet olabildiğini ancak şirketin denge unsuru olduğunu dile getiren Alioğlu, Cypfruvex’in ortadan kalkmasının ihracatçıların işine geldiğini, böylelikle ürünü istedikleri fiyattan üreticilerin elinden alabileceklerini anlattı.

Alioğlu, Cypfruvex’in güçlü ve aktif olmasının, yapısını düzeltmesinin üreticinin yararına olduğunu da vurguladı.

AKÇIN: “SORUN ÇOK AMA ESAS SORUN KESİM EKİBİ EKSİKLİĞİ”

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın da hasat başladığında kesim ekibi sıkıntısıyla ilgili yaşanacak sorunları öngörüp uyarılar yaptıklarını hatırlattı ancak hiçbir tedbir alınmadığını söylediği yetkilileri eleştirdi.

Cypfruvex’in kesim ekibiyle ilgili sıkıntıyı adadaki halkı kullanarak çözmeye çalıştığını ancak gayri yasal olduğu gerekçesiyle engellendiğini anlatan Akçın, narenciyede birçok sorun olduğunu ama esas sorunun kesim ekibi eksikliği bu olduğunu vurguladı.

“15 MART’A KADAR KESİLMELİ… AKSİ TAKDİRDE DÖKÜLECEK”

Greyfurt, limon ve mandoranın en geç 15 Mart’a kadar kesilmesi gerektiğini, aksi takdirde olgunlaşan meyvelerin ağaçların altına döküleceğini belirten Akçın, bunun hem milli servetin heba olması hem de üreticinin büyük zarara uğraması anlamında geldiğini belirtti.

Akçın, 16 Şubat itibariyle 1 milyon 370 bin 709 kg limon, 2 milyon 705 bin 950 kg greyfurt, 372 bin 565 kg yafa, 1 milyon 131 bin 276 kg murkot ve 23 bin 400 ton mandora hasadı yapıldığı bilgisini de verdi.

Greyfurt, yafa ve limon hasadında sona gelindiğini, ancak 55-60 bin ton mandoranın hasadının yağmurlu havalar da göz önünde bulundurarak mart sonuna sarkacağının görüldüğünü ifade eden Akçın, aşırı döküm de olacağının hesaplandığını söyledi.

“VALENSİYA HASADI GECİKECEK GİBİ GÖRÜNÜR… AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ BÜYÜK ZARAR VERECEK”

Akçın, “Ayrıca Şubat sonu Mart başında 55-60 bin tonda valensiya hasadına başlanması lazım. Valensiyanın hasadı da mayıs sonuna sarkarsa ki gidişat öyle gösterir. Akdeniz meyve sineğinin  büyük zarar  vereceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Ramazan ayının başlaması ile birlikte bir kısım işçinin geri döneceğini düşündüğünü söyleyen Akçın, ürünü dalında kalacak üreticinin tazmin edilme talebinin kaçınılmaz olacağını söyledi.

“İŞÇİLER KKTC’YE GELMEK İSTEMİYOR”

Türkiye’de ücretler yükseldiği için işçilerin KKTC’ye gelmek istemediğini kaydeden Akçın, kontraktörlerin kasa kesimi fiyatlarının geçen yıla göre biraz daha yukarılara çekilmesi, Cypfruvex veya diğer bazı firmaların geçmişte kontraktörlük yapan bazı ehil kişilere avans verip acilen Türkiye’den işçi tedariki için görevlendirilmesi önerilerinde bulundu.

Akçın, sorunun avans sağlanarak yerli işsiz kişilerin çalıştırılmasıyla çözülebileceğini de belirtti.

“Valensiya ürünün düşük fiyattan alındığı bu rakamın 3000’in üzerinde olmuş olması gerektiğini” kaydeden Akçın, maliyetlerde önümüzdeki sezona yansıyacak büyük fiyat artışları olduğunu, kullanılan gübrenin fiyatının 3 katın üzerinde arttığını belirtti ve “İnsanlar bahçesine bakamayacak” dedi.

“NARENCİYE ÜRETİCİSİNE VERİLEN DESTEK 2010’UN RAKAMLARI… GÜNCELLENMELİ”

Tarım Bakanlığı’nın diğer sektörlere verdiği desteği artırdığını ancak narenciye üreticilerine verilen desteğin 2010’un rakamları olduğunu söyleyen Akçın, bu rakamların güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

“40 YIL ÖNCE HAZIRLANMIŞ OLAN TARIM SİGORTASI…”

Akçın, narenciye üreticisine yönelik “40 yıl önce hazırlanmış olan” tarım sigortasının da güncellenmesi gerektiğini ifade ederek, tarımın kapsamlı bir şekilde ele alınıp 10-15 yıllık planlama yapılması gerektiğini vurguladı ve hükümetleri narenciyeye yeterince önem vermemekle eleştirdi.

Yüzde 90’a yakını Güzelyurt-Lefke bölgesinde kullanılan kimyevi gübre ülkeye girerken tarıma destek için fon alındığını da anlatan Akçın, ancak bu fondan narenciye üreticisine hiçbir zaman destek verilmediğine de dikkat çekti.

Akçın barajdan taşan suyun derivasyona hala verilemediğini ve bunun da çözüm bekleyen önemli bir konu olduğunu kaydetti.

ŞANLIDAĞ: “HASATTA GECİKME YA DA AKSAMA YOK”

Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Şanlıdağ ise kesim işçisi azlığına ve aşırı yağışlara rağmen mandora kesim miktarında gecikme ya da aksama söz konusu olmadığını, valensiya hasadının ise zaten henüz başlamadığını vurguladı.

Bu sezon 50-55 bin ton rekolte olacağı tahmin edilen mandora (king) mandalin hasadı için 870 işçinin adaya geldiğini dile getiren Şanlıdağ, geçtiğimiz yıl ise toplam rekoltesi 45.000 ton olan mandora hasadı için 1800 civarında kesim işçisinin adaya geldiğini kaydetti.

Şanlıdağ, buna rağmen geçen yıl 18 Şubat itibariyle 21 bin 753 ton hasat yapıldığını; bu yıl ise 18 Şubat itibariyle rekoltenin 24 bin 650 ton olduğu bilgisini verdi.

“EN YAKIN ZAMANDA İŞÇİ GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR”

Bu yıl hem mandora hem de valensiyada tahmin edilen rekolte miktarlarında %20 artış öngörüldüğünü, bir kesim işçisinin günlük kesebileceği ürün miktarı hesaplandığında önümüzdeki dönemde bu konuda sıkıntılar olacağının düşünüldüğünü kaydeden Şanlıdağ, en yakın zamanda işçi getirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Şanlıdağ, geçtiğimiz yıl 29 Ocak’ta başlayan narenciye hasadının bu yıl ihracat planlaması gereği 9 Şubat’ta başladığını; paketleme ve ihracat çalışmalarının sürdüğünü de ifade etti.

Şanlıdağ, mevsimsel değişikliklerle (soğuklanmayla) alakalı olarak bazı bölgelerde meyve dökümü yaşlandığını ve bunun inceleme ve tetkiklerinin de Tarım Bakanlığı yetkilileri tarafından yapıldığını da kaydetti.

Maliyetlerin çok yükseldiği ve ürünler için Cypfruvex tarafından belirlenen fiyatların düşük olduğuna yönelik eleştirilerle ilgili olarak ise Şanlıdağ, hasadı yapılan ya da yapılmak üzere olan ürünlerin bugünkü maliyetlerden üretilmediğini, bu sezon verilen fiyatların hasada kadar olan masrafları karşılayabileceğini söyledi.

“MALİYET ARTIŞLARI…ÜRETİCİ FARKLI ŞEKİLLERDE DESTEKLENEBİLİR”

Şanlıdağ, en az iki kat artan su, elektrik gübre fiyatlarının bir sonraki sezonu etkileyeceğini, hasattan sonra ürünlerin bakımı için maliyetlerin çok yüksek olacağını, üreticinin üretime devam edebilmesi için teşvik yönetmeliklerinin değiştirilebileceği, üreticiye destekler verilebileceği, sulama ve elektrikte farklı tarifeler uygulanabileceği görüşünü ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam