Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Narenciye sektöründe hem üretim maliyetlerin çok yükselmesi hem de kesim ekibi sıkıntısı nedeniyle sorunlar yaşanıyor

Published

on

Üretilen ürünün yaklaşık yüzde 90’ı ihraç edilen ve önemli bir ekonomik getiri sağlayan KKTC’nin lokomotif sektörlerinden narenciyede hem üretim maliyetlerinin çok yükselmesi hem de kesim ekibi sıkıntısı nedeniyle sorunlar yaşanıyor.

Üretici birlikleri ve Cypfruvex yetkilileri üretim maliyetlerinin nerdeyse 4 kat arttığına dikkat çekerek önümüzdeki sezon çok zora girecek olan üreticilerin üretimden kopmaması için devletin üreticiyi desteklemesi, farklı elektrik ve su tarifesi uygulaması, 2010 yılından bu yanan yükseltilmeyen tarım desteği ve tarım sigortasının güncellenmesi gerektiği görüşünde.

TAK muhabiri konuyla ilgili olarak üretici birlikleri ve Cypfruvex yetkililerinin görüş ve değerlendirmelerini aldı.

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciye hasadında kesim işçisi eksikliğinden dolayı yaşanan sıkıntının alıcılar tarafından büyütülerek ürünün fiyatını aşağıya çekmek maksadıyla kullanılmaya çalışıldığını söyledi; özellikle valensiya ürünü olan üreticilere ürünlerini “ürünün dalında kalacak düşük fiyattan da olsa satayım” düşüncesiyle satmak için acele etmemeleri çağrısında bulundu.

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın da hasat başladığında kesim ekibi sıkıntısıyla ilgili yaşanacak sorunu öngörüp uyarılar yaptıklarını hatırlattı ancak hiçbir tedbir alınmadığını söylediği yetkilileri eleştirdi. Ramazan ayının başlaması ile birlikte var olan işçilerin bir kısmının da geri döneceğini düşündüklerini kaydeden Akçın’ın çözüm önerileri arasında sorunun avans sağlanarak yerli, işsiz kişilerin çalıştırılması da var.

Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Şanlıdağ ise kesim işçisi azlığına ve aşırı yağışlara rağmen mandora (king) kesim miktarında gecikme ya da aksama söz konusu olmadığını vurguladı; henüz başlamayan valensiya hasadı için de kesim işçisi getirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

ALİOĞLU: “ÜRETİCİ SATIŞ İÇİN ACELE ETMESİN… ÜRÜN GERÇEK FİYATINI BULACAK”

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciye hasadında kesim işçisi eksikliğinden dolayı yaşanan sıkıntının alıcılar tarafından büyütülerek ürünün fiyatını aşağıya çekmek maksadıyla kullanılmaya çalışıldığını söyledi; özellikle valensiya ürünü olan üreticilere ürünlerini “ürünün dalında kalacak düşük fiyattan da olsa satayım” düşüncesiyle satmak için acele etmemeleri çağrısında bulundu.

Alioğlu, toplama ekipleriyle ilgili var olan sorunun aşılmaya başlandığını, beklenen fiyat yükselişinin olacağını ve ürünün gerçek fiyatını bulacağını da vurguladı.

“ÜRETİM MALİYETİ ÇOK YÜKSELDİ…ÜRETİCİ BAHÇESİNE BAKAMAYACAK”

Narenciyede yaşanan sorunun toplama sıkıntısından ziyade üretim maliyetlerinin çok yükselmesiyle alakalı olduğunu, yer altından elektrikle çekilen sulama suyunun ciddi bir maliyet getirdiğini, kimyevi gübre ile ilaç fiyatlarının neredeyse 4 katına çıktığını anlatan Alioğlu, tüm bunlara işçiliğin de eklenmesiyle üreticinin bu yıl alacağı ürün bedeliyle bahçesinin bakımını sağlayamayacak duruma geldiğine dikkat çekti.

“TAŞAN SULAR DERİVASYONA AKTARILMALI”

Alioğlu barajdan taşan suların da sağlıklı bir şekilde derivasyona aktarılmasının önemine işaret etti; bu konunun ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyledi ve Su Dairesi Genel Müdürlüğü’nün bu konuda ne çalışma yaptığını sordu.

2021-2022 narenciye hasat döneminde 1500-2000 civarında kesim işçisinin çalışması gerektiğini kaydeden Alioğlu, Türkiye’deki gündeliklerin artmasıyla bu yıl 850-900’e yakın kesim işçisinin sağlanabildiğini, Cypfruvex’in kendi bünyesinde yerel personelle sorunu gidermeye çalıştığını kaydetti.

Alioğlu, Türkiye’den hasat için gelecek ekiplere sağlıklı, yaşanabilecek ortamlar sağlanmasının önemli olduğunu söyledi ve tüm uyarılara rağmen olumlu bir noktaya varılamadığını; kontraktörlerin kendilerini bu yönde yenilemeleri gerektiğini söyledi.

“PAZARLAMA AYRI BİR BECERİ VE BASİRET”

Alioğlu ihracatçıların ürüne verdiği fiyatın düşüklüğünden de şikayet ederek gereken fiyattan satılamamasının üreticiyi üretimden koparmaya ittiğini dile getirdi; üretici ürünün hasadı için uğraşırken, yüzde 90’ı ihraç edilen ürünü satmak ve pazarlamanın da ayrı bir beceri ver basiret gerektirdiğinin altını çizdi.

Alıcılar ile Cypfruvex arasında zaman zaman husumet olabildiğini ancak şirketin denge unsuru olduğunu dile getiren Alioğlu, Cypfruvex’in ortadan kalkmasının ihracatçıların işine geldiğini, böylelikle ürünü istedikleri fiyattan üreticilerin elinden alabileceklerini anlattı.

Alioğlu, Cypfruvex’in güçlü ve aktif olmasının, yapısını düzeltmesinin üreticinin yararına olduğunu da vurguladı.

AKÇIN: “SORUN ÇOK AMA ESAS SORUN KESİM EKİBİ EKSİKLİĞİ”

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın da hasat başladığında kesim ekibi sıkıntısıyla ilgili yaşanacak sorunları öngörüp uyarılar yaptıklarını hatırlattı ancak hiçbir tedbir alınmadığını söylediği yetkilileri eleştirdi.

Cypfruvex’in kesim ekibiyle ilgili sıkıntıyı adadaki halkı kullanarak çözmeye çalıştığını ancak gayri yasal olduğu gerekçesiyle engellendiğini anlatan Akçın, narenciyede birçok sorun olduğunu ama esas sorunun kesim ekibi eksikliği bu olduğunu vurguladı.

“15 MART’A KADAR KESİLMELİ… AKSİ TAKDİRDE DÖKÜLECEK”

Greyfurt, limon ve mandoranın en geç 15 Mart’a kadar kesilmesi gerektiğini, aksi takdirde olgunlaşan meyvelerin ağaçların altına döküleceğini belirten Akçın, bunun hem milli servetin heba olması hem de üreticinin büyük zarara uğraması anlamında geldiğini belirtti.

Akçın, 16 Şubat itibariyle 1 milyon 370 bin 709 kg limon, 2 milyon 705 bin 950 kg greyfurt, 372 bin 565 kg yafa, 1 milyon 131 bin 276 kg murkot ve 23 bin 400 ton mandora hasadı yapıldığı bilgisini de verdi.

Greyfurt, yafa ve limon hasadında sona gelindiğini, ancak 55-60 bin ton mandoranın hasadının yağmurlu havalar da göz önünde bulundurarak mart sonuna sarkacağının görüldüğünü ifade eden Akçın, aşırı döküm de olacağının hesaplandığını söyledi.

“VALENSİYA HASADI GECİKECEK GİBİ GÖRÜNÜR… AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ BÜYÜK ZARAR VERECEK”

Akçın, “Ayrıca Şubat sonu Mart başında 55-60 bin tonda valensiya hasadına başlanması lazım. Valensiyanın hasadı da mayıs sonuna sarkarsa ki gidişat öyle gösterir. Akdeniz meyve sineğinin  büyük zarar  vereceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Ramazan ayının başlaması ile birlikte bir kısım işçinin geri döneceğini düşündüğünü söyleyen Akçın, ürünü dalında kalacak üreticinin tazmin edilme talebinin kaçınılmaz olacağını söyledi.

“İŞÇİLER KKTC’YE GELMEK İSTEMİYOR”

Türkiye’de ücretler yükseldiği için işçilerin KKTC’ye gelmek istemediğini kaydeden Akçın, kontraktörlerin kasa kesimi fiyatlarının geçen yıla göre biraz daha yukarılara çekilmesi, Cypfruvex veya diğer bazı firmaların geçmişte kontraktörlük yapan bazı ehil kişilere avans verip acilen Türkiye’den işçi tedariki için görevlendirilmesi önerilerinde bulundu.

Akçın, sorunun avans sağlanarak yerli işsiz kişilerin çalıştırılmasıyla çözülebileceğini de belirtti.

“Valensiya ürünün düşük fiyattan alındığı bu rakamın 3000’in üzerinde olmuş olması gerektiğini” kaydeden Akçın, maliyetlerde önümüzdeki sezona yansıyacak büyük fiyat artışları olduğunu, kullanılan gübrenin fiyatının 3 katın üzerinde arttığını belirtti ve “İnsanlar bahçesine bakamayacak” dedi.

“NARENCİYE ÜRETİCİSİNE VERİLEN DESTEK 2010’UN RAKAMLARI… GÜNCELLENMELİ”

Tarım Bakanlığı’nın diğer sektörlere verdiği desteği artırdığını ancak narenciye üreticilerine verilen desteğin 2010’un rakamları olduğunu söyleyen Akçın, bu rakamların güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

“40 YIL ÖNCE HAZIRLANMIŞ OLAN TARIM SİGORTASI…”

Akçın, narenciye üreticisine yönelik “40 yıl önce hazırlanmış olan” tarım sigortasının da güncellenmesi gerektiğini ifade ederek, tarımın kapsamlı bir şekilde ele alınıp 10-15 yıllık planlama yapılması gerektiğini vurguladı ve hükümetleri narenciyeye yeterince önem vermemekle eleştirdi.

Yüzde 90’a yakını Güzelyurt-Lefke bölgesinde kullanılan kimyevi gübre ülkeye girerken tarıma destek için fon alındığını da anlatan Akçın, ancak bu fondan narenciye üreticisine hiçbir zaman destek verilmediğine de dikkat çekti.

Akçın barajdan taşan suyun derivasyona hala verilemediğini ve bunun da çözüm bekleyen önemli bir konu olduğunu kaydetti.

ŞANLIDAĞ: “HASATTA GECİKME YA DA AKSAMA YOK”

Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Şanlıdağ ise kesim işçisi azlığına ve aşırı yağışlara rağmen mandora kesim miktarında gecikme ya da aksama söz konusu olmadığını, valensiya hasadının ise zaten henüz başlamadığını vurguladı.

Bu sezon 50-55 bin ton rekolte olacağı tahmin edilen mandora (king) mandalin hasadı için 870 işçinin adaya geldiğini dile getiren Şanlıdağ, geçtiğimiz yıl ise toplam rekoltesi 45.000 ton olan mandora hasadı için 1800 civarında kesim işçisinin adaya geldiğini kaydetti.

Şanlıdağ, buna rağmen geçen yıl 18 Şubat itibariyle 21 bin 753 ton hasat yapıldığını; bu yıl ise 18 Şubat itibariyle rekoltenin 24 bin 650 ton olduğu bilgisini verdi.

“EN YAKIN ZAMANDA İŞÇİ GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR”

Bu yıl hem mandora hem de valensiyada tahmin edilen rekolte miktarlarında %20 artış öngörüldüğünü, bir kesim işçisinin günlük kesebileceği ürün miktarı hesaplandığında önümüzdeki dönemde bu konuda sıkıntılar olacağının düşünüldüğünü kaydeden Şanlıdağ, en yakın zamanda işçi getirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Şanlıdağ, geçtiğimiz yıl 29 Ocak’ta başlayan narenciye hasadının bu yıl ihracat planlaması gereği 9 Şubat’ta başladığını; paketleme ve ihracat çalışmalarının sürdüğünü de ifade etti.

Şanlıdağ, mevsimsel değişikliklerle (soğuklanmayla) alakalı olarak bazı bölgelerde meyve dökümü yaşlandığını ve bunun inceleme ve tetkiklerinin de Tarım Bakanlığı yetkilileri tarafından yapıldığını da kaydetti.

Maliyetlerin çok yükseldiği ve ürünler için Cypfruvex tarafından belirlenen fiyatların düşük olduğuna yönelik eleştirilerle ilgili olarak ise Şanlıdağ, hasadı yapılan ya da yapılmak üzere olan ürünlerin bugünkü maliyetlerden üretilmediğini, bu sezon verilen fiyatların hasada kadar olan masrafları karşılayabileceğini söyledi.

“MALİYET ARTIŞLARI…ÜRETİCİ FARKLI ŞEKİLLERDE DESTEKLENEBİLİR”

Şanlıdağ, en az iki kat artan su, elektrik gübre fiyatlarının bir sonraki sezonu etkileyeceğini, hasattan sonra ürünlerin bakımı için maliyetlerin çok yüksek olacağını, üreticinin üretime devam edebilmesi için teşvik yönetmeliklerinin değiştirilebileceği, üreticiye destekler verilebileceği, sulama ve elektrikte farklı tarifeler uygulanabileceği görüşünü ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Ateşkes ve esir takası anlaşmasının 2’nci aşaması görüşmeleri yarın Washington’da başlayacak

Published

on

By

İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüştüğü bildirildi.

Netanyahu ve Witkoff’un Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelerin, ateşkesin devreye girmesinin 16’ncı günü olan yarın Washington’da başlaması konusunda mutabık kaldığı aktarıldı.

Hafta başında yapılacak toplantıda, İsrail’in pozisyonunun ele alınacağı kaydedildi.

Witkoff’un daha sonra Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve üst düzey Mısırlı temsilcilerle heyetlerin görüşmeleri ve müzakerelerin ilerletilmesi için atılacak adımları ele alacağı ifade edildi.

Bu arada İsrail Başbakanı Netanyahu bugün ABD’ye uçacak.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, ABD Başkanı Trump ile görüşeceği, “Gazze, esirler ve İran ekseninin tüm unsurlarıyla yaşanan çatışma” konularını ele alacağı bildirilmişti.

 

Devamını Oku

Dünya

AB liderleri, yarın savunma konulu ilk zirve için Brüksel’de bir araya gelecek

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB), yarın düzenleyeceği ilk savunma konulu zirve toplantısında Avrupa’nın bu alanda kendi sorumluluğunu daha fazla üstlenmesi için neler yapılabileceğini tartışacak.

AB, tarihinde ilk defa savunma konusunda zirve toplantısı düzenliyor.

Gayriresmi nitelikli toplantıda herhangi bir karar alınmayacak ancak özellikle haziran ayında yapılacak ve savunmaya özel önem atfedilmesi planlanan zirvede alınacak kararlara zemin hazırlanacak.

AB üyesi 27 ülkenin liderleri, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa’nın liderliğinde Brüksel’deki Egmont Sarayı’nda yarın gün boyunca Avrupa’nın savunmasının geleceğini tartışacak.

Zirvenin bir bölümüne NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer da katılacak.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 1 Aralık 2024’te başlayan yeni 5 yıllık idari dönemin ilk icraatlarından biri olarak ilk 100 gün içinde savunma konusunda “beyaz kitap/bülten” (white book) hazırlayacağını duyurmuştu.

Von der Leyen, yeni ekibinde ilk kez savunmadan sorumlu portföy oluşturmuş, Litvanyalı siyasetçi Andrius Kubilius bu göreve getirilmişti.

Kubilius ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın hazırlıklarını birlikte sürdürdüğü belge, temel olarak Avrupa’nın savunma sektöründeki kapasitesini, endüstriyel rekabet gücünü ve yatırım ihtiyaçlarını ele alıyor.

Özellikle Rusya’dan yönelen tehdit karşısında AB’nin “savunma entegrasyonuna” yönelik genel yaklaşımını çerçeveliyor.

Bunun için de kıta genelinde hava savunmasını güçlendirmek amacıyla Avrupa hava kalkanı, siber savunma yetenekleri, daha yakın AB-NATO işbirliği, üye ülkeler tarafından daha verimli ve yüksek miktarda savunma harcaması, savunma tedarikinde dış bağımlılıkların azaltılması gibi başlıklarda öneriler yer alıyor.

– 36 günlük geri sayım

Von der Leyen’in belgenin hazırlığı için belirlediği 100 gün hedefinde geriye 36 gün kalmışken AB Konseyi Başkanı Costa ve AB Konseyinin dönem başkanlığını 1 Ocak’ta 6 aylığına üstlenen Polonya’nın Başbakanı Donald Tusk’ın girişimiyle “savunma zirvesi” fikri doğdu.

Zira Polonya, dönem başkanlığı önceliğinin “güvenlik ve savunma” olacağını duyurmuştu.

Costa da her fırsatta Birliğin karşı karşıya olduğu en büyük zorluğun “savunma” olduğunu dile getiriyor.

Costa, savunma zirvesi düzenlemek istediğini üye ülkelere beyan ettiği davet mektubunda bu alandaki zorlukları, “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla Avrupa’nın güvenliğini tehdit eden yüksek yoğunluklu savaşı ve bunun beraberinde AB ülkelerinin ekonomileri ile toplumlarını da hedef alan ‘hibrit ve siber saldırılar’” olarak kategorize etti.

Bu durumdan çıkış yolunu Ukrayna’nın savaşı kazanması, kapsamlı, adil ve kalıcı barışa kavuşulması olarak gösteren Costa, Orta Doğu’daki durumla da belirlenen bu jeopolitik bağlamın, öngörülebilir gelecekte zorlu olmaya devam edeceğinin altını çizdi.

– Ayrılıkların üstesinden gelinebilecek mi?

Zirvenin gündemi iki ana unsura ayrılıyor.

İlk tartışmalar, Avrupa’nın kendi savunması için daha fazla sorumluluk almasına odaklanacak. Bunun derecesi hakkında üye ülkeler arasında mevcut farklılıkların nasıl aşılacağı merak konusu.

Zira “Avrupa ordusu” fikri etrafında bu farklılıklar nedeniyle yıllarca süren ve sonuç alınamayan tartışmalar hafızalarda taze.

Bu nedenle Brüksel, NATO bağlamı da dahil olmak üzere, tüm üye ülkelerin güvenlik ve savunma çıkarlarını gözetme, politikalarında dikteye gitmeme konusunda da sınavdan geçecek.

Zirvede ele alınacak ikinci unsurla, üye ülkeler nezdindeki bu “ayrılığın” “ortaklığa” bağlanması, araştırma geliştirmeden üretimde, savunma endüstrisinde bireysel üye ülkeler için maliyeti azaltırken daha fazla öngörülebilirlik sağlamak ve tekrarların önlenmesi hedefleniyor.

Zirvede üye ülkelerin AB’nin sahip olması ya da geliştirmesi gereken savunma yetenekleri ile birlikte daha fazla harcama yapma konusundaki hedeflerinin ne olduğu, AB bütçesinin kısa, orta ve uzun vadede bu hedeflerle en iyi şekilde nasıl kullanılabileceği ya da hangi özel finans araçlarının sağlanabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunmaları bekleniyor.

Ayrıca, AB dışındaki Avrupalı ortaklarla savunma işbirliğinin nasıl olması konusunda da tartışma yapılacak.

– NATO Genel Sekreteri Rutte’nin mesajları ve Trump’ın “yüzde 5” tartışması

Bu noktada NATO Genel Sekreteri Rutte’nin katılımı da özel anlam taşıyor.

Rutte’nin Genel Sekreterliği ile yeni AB yönetimi, iki ay arayla başladı. Bu dönem, aynı zamanda ABD’de Donald Trump yönetimini iktidara getirecek seçim sürecine de denk geldi.

Trump’ın kampanya süreci boyunca Avrupalı müttefiklerin savunmada üstüne düşeni yerine getirmemesi, savunma harcamalarını artırmaması halinde yapacakları konusunda savurduğu tehditler, Brüksel için endişeye yol açtı.

AB üyesi ülkelerden Hollanda’yı yıllarca yönetmiş ve “Trump’ın dilinden anlayan Avrupalı siyasetçi” olarak bilinen Rutte’nin NATO’ya liderlik etmesi, Brüksel için bir umuda da işaret ediyor.

Ancak Rutte, gayrisafi yurtiçi hasılada (GSYİH) savunma harcamalarına ayrılan payın artması konusunda Trump’la hemfikir.

Mevcut hedef olan yüzde 2, halihazırda 23 AB üyesi tarafından karşılanıyor.

Rutte, Trump’ın zikrettiği ancak Brüksel’de “imkansız” olarak yankılanan yüzde 5’lik hedefle ilgili beyanda bulunmaktan kaçınıyor.

Diğer yandan AB ülkeleri, yüzde 2’nin üstünde bir hedef belirlenmesinin kaçınılmaz olduğunu da biliyor.

AB’nin dış ilişkiler ve savunma şefi Kallas, henüz Estonya Başbakanıyken bu hedefin yüzde 3 olarak belirlenmesini istediğini söylemişti.

Kallas, yakın zamandaki açıklamalarında da Avrupa’nın GSYİH’sinin ortalama yüzde 1,9’unu savunmaya harcadığını, Rusya için ise bu oranın yaklaşık yüzde 9 olduğunu belirtmişti.

Bu konuda Rutte’nin Avrupa Parlamentosuna (AP) düzenlediği ilk ziyarette zikrettiği ifadeler de dikkat çekiciydi.

AP milletvekillerine 13 Ocak’ta hitap eden Rutte, yüzde 2’lik hedefin halihazırda yeterli olmadığını tekrarlamış, “Rusya’nın şu anda üç ayda ürettiğine baktığınızda, Los Angeles’tan Ankara’ya kadar NATO’nun tümünün bir yılda ürettiği şeye denk. Rusya, Hollanda ve Belçika’nın toplamından daha büyük bir ekonomi değilken üç ayda NATO’nun bir yılda ürettiğini üretiyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Rutte’nin aynı hitapta dikkati çektiği bir başka nokta da AB’nin Birlik üyesi olmayan ancak NATO üyesi olan Avrupalı ortaklarla işbirliğine daha fazla açık kapı bırakmasıydı.

Zirveye İngiltere Başbakanı Starmer’in davet edilmesi, bu yönde alınmış bir karar gibi görünüyor. Bu bağlamda NATO içinde önde gelen ortaklardan Türkiye ile işbirliği konusunda yapılacak tartışmalar da merak ediliyor.

TAK/BRT

Devamını Oku

Dünya

ABD’de yolcu uçağıyla çarpışan askeri helikopterin karakutusu bulundu

Published

on

By

ABD’nin başkenti Washington yakınlarındaki Ronald Reagan Havalimanı civarında yolcu uçağıyla çarpışan askeri helikopterin karakutusu bulundu.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulundan (NTSB) yetkili Todd Inman, yaptığı açıklamada, kazaya karışan askeri helikopterin karakutusunun bulunduğunu bildirdi.

Inman, karakutunun güvenli bir şekilde NTSB merkezine ulaştığını ve kurumun, bu verilerden kesin bir sonuç çıkarabileceğine inandığını belirtti.

– ABD’nin başkentindeki uçak kazası

ABD Federal Havacılık İdaresi, yazılı bir açıklamayla, 29 Ocak’ta Ronald Reagan Havalimanı yakınlarında American Airlines’a ait bir uçakla Black Hawk tipi askeri helikopterin çarpıştığını duyurmuştu.

Başkent Washington yakınlarındaki havalimanına yakın bir mesafede meydana gelen kazada 60 yolcu ve 4 kişilik mürettebatı taşıyan yolcu uçağı ile 3 askeri personelin bulunduğu askeri helikopter Potomac Nehri’ne düşmüş, yetkililer kazada kurtulan olmadığını açıklamıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, kazanın muhtemel sebebine ilişkin, “Helikopter, yanlış zamanda yanlış yerdeydi.” demişti.

Kazanın “büyük bir trajedi” olduğunu ve önlenebilmesi gerektiğini belirten Trump, “Maalesef kazadan kurtulan olmadı.” ifadesini kullanmıştı.

Bugün, uçak kazasında nehre düşen yolcu ve mürettebattan 41’inin cesedine ulaşıldığı bildirilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam