Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ödüllü uluslararası insan hakları istatistikçisi ve insan ticareti uzmanı Dr. Davina Durgana Kıbrıs’ta… “Pandemi döneminde, çok daha fazla savunmasız kişi, açık bir şekilde, insan ticareti riskiyle karşı karşıya kaldı”

Published

on

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kültürel Değişim Programı kapsamında Kıbrıs’a gelen insan ticareti uzmanı Dr. Davina Durgana, adada insan ticareti konusuyla ilgili paydaşlarla görüş alışverişinde bulunuyor.

“Modern kölelik” olarak da bilinen insan ticaretine savunmasızlık ve risk değerlendirmesi konusunda küresel modeller geliştiren ödüllü uluslararası insan hakları istatistikçisi ve insan ticareti uzmanı Dr. Davina Durgana, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kültürel Değişim Programı kapsamında Ada’da çalışmalar yapacak. Dr. Durgana, insan ticaretiyle ilgili paydaşlarla görüşmelerine dün başladı.

Durgana, Kıbrıs’a ziyareti ve Covid-19 salgının insan ticareti üzerindeki etkileri hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) bazı değerlendirmelerde bulundu.

Durgana, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ve farklı alanlarda ABD’li uzmanlarla, ziyaret ettikleri ülkelerdeki ilgili yerel paydaşları bir araya getirerek görüş alışverişinde bulunmalarına olanak sağlayan programlardan biri olan Kültürel Değişim Programı kapsamında, insan ticareti uzmanı olarak Kıbrıs’ı ziyaret ettiğini belirterek, adada insan ticareti konusundaki ilgili paydaşlarla bir araya gelerek, görüş alışverişinde bulunacağını söyledi.

Program kapsamındaki temaslarının karşılıklı bilgi alışverişine dayandığını belirten Durgana, “İnsan ticareti konusundaki bilgilerimi paylaşmak ve aynı zamanda buradaki ilgili paydaşlardan öğrenmek için buradayım. İnsan ticareti konusuyla ilgili ve bu alanda çalışmalar yürüten çok geniş bir paydaş grubu ile görüşeceğiz” dedi1.

-“ABD’nin insan ticaretini önleme politikasının bütüncül bir yaklaşımı var”

ABD’nin insan ticaretini önleme politikasının ne derece etkili olduğuna ilişkin bir soruyu yanıtında Durgana, ABD’nin; dünyada “en eski” insan ticaretini önleme yasasına sahip olduğuna hatırlatarak, ABD’nin şu anki insan ticaretini önleme politikasının; modern kölelikle ilgili küresel verileri toplamada ve insan ticaretini ölçme ve anlama çabalarında kullanılan, birçok Birleşmiş Milletler standardına göre dizayn edildiğini söyledi.

ABD’nin politikasının, tüm iyi örnek uygulamalarıyla uyumlu olduğunu ifade eden Durgana, ABD insan ticareti önleme politikasının; “koruma”, “önleme”, “kovuşturma” ve “ortaklık” paradigmasına dayanan bütüncül bir yaklaşım ile konuya yaklaştığını ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl yayımlanan son İnsan Ticareti Raporu’nda da ülkenin, insan ticaretini önlemede önemli addedilen, “mağdurlarının katılımı” ve “liderlik” konularında “oldukça aktif” olduğu tespitine işaret etti.

-“Covid-19 dönemi sonrasında, şu anda, dünyada 40,9 milyon modern köle var”

Covid-19 salgının, insan ticareti riskini artırdığı yönündeki değerlendirmelere ilişkin bir soruyu yanıtında Durgana, modern kölelik konusunda küresel tahminlerle ilgili çalışmalar yürüttüğünü belirterek, şöyle konuştu:

“Kovid-19 salgını döneminde, modern köleliğe maruz kalan kişilerin sayısı kesinlikle arttı. Şu anda, dünyada modern köleliğe maruz kalan 40,9 milyon kişi olduğunu düşünüyoruz. Dört yıl önce, bu rakam 40 milyon idi. Bu küresel olayın boyutunu ölçen ve bir risk uzmanı olan biri olarak söyleyebilirim ki, tartışmasız bir şekilde, pandemi hem mağdurları tespit etme ve onlara yardım etme kabiliyetimizi hem de mağdurların sayısını etkiledi. Her ne zaman savunmasız bir durum varsa, o zaman daha fazla kişi insan ticaretine maruz kalacaktır çünkü bu insan tacirlerinin kazancına dayanan bir ekonomik modeldir. Pandemi döneminde, çok daha fazla savunmasız kişinin, açık bir şekilde, insan ticareti riskiyle karşı karşıya kaldığı değerlendirmesine kesinlikle katılıyorum. Bu kişiler, eskiye nazaran, özellikle insan ticaretine ve diğer birçok suça karşı çok daha savunmasız oldular.”

-Pandeminin sonrası “yeni normalde” ortaya çıkan risklere karşı müdahaleler

BM’nin; insan tacirlerinin, modern iletişim teknolojilerini kullanarak, iş modellerini pandeminin yarattığı “yeni normale” uyarlamasıyla ortaya çıkan “yeni risklere” işaret ettiğinin hatırlatılması ve buna karşı yapılabilecek müdahalelere ilişkin bir soruyu yanıtında Durgana, “Her ülke, kendi sınırlarında, bu yeni oluşan savunmasızlığa karşı adımlar atmaya çalışıyor. ABD’ye bakın, biz özellikle güneyden kuzeye olan göç sorununa yanıt vermeye çalışıyoruz ve modern kölelik riski oluşmadan önce bunu engellemeye çalışıyoruz. Sanıyorum, bu kesinlikle bir hükümetin alabileceği en proaktif duruştur ve genel anlamda müdahalelerden bahsediyorsak, bunun esasında savunmasız insanları nasıl koruyacağımız yatır. Birçok ülke insan ticaretini önlemenin yollarını belirlemede zorlanıyor; yasal düzenlemeler, mağdurların sivil tazminata erişiminin sağlanması ve nasıl bir sorunun içinde bulunduklarını daha iyi anlayabilmeleri…. Müdahalelerden bahsederken bütüncül olarak bir hükümetin ne sunabildiğine bakmamız ve bu spesifik durumda değerlendirmemiz gerekiyor” dedi. Durgana, insan ticaretini önlemede, sivil toplum örgütlerine de önemli görevler düştüğünü sözlerine ekledi.

Durgana, pandeminin; insan ticareti sorununun kökünde yatan ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri ön plana çıkardığı yönündeki uluslararası değerlendirmelere ilişkin, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin birçok insan hakları sorununa neden olduğuna işaret ederek, bunun; insan ticareti, cinsel istismar, taciz gibi birçok sorununa karşı mücadeleyi etkilediğini söyledi. Durgana, sosyo-ekonomik eşitsizliklerin aşılmasında da hükümetlerin yardıma ihtiyaç olan kişilere sunacağı yardım ve destek hizmetlerinin önemine işaret etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hukuk Dairesi bütçesi komitede oy birliğiyle kabul edildi

Published

on

By

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nda 307 milyon 435 bin TL’lik Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi, Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde oy birliğiyle kabul edildi.

– Varol

Komitede ilk sözü alan Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol, Başsavcılık olarak gerek ülkedeki nüfus artışı, gerekse suç oranlarının artması ve değişmesi nedeniyle ağır cezada artış olduğuna dikkat çekerek, savcılığın açtığı ceza dava sayısının 2024 Kasım ayına kadar 48 bin 214 olduğunu kaydetti.

Savcı sayısının azlığının bazı davalarda yetersizliğe neden olduğunu dile getiren Varol, kendilerinden istenen görüş ve taleplerin hepsine cevap verilemediğini belirtti.

İşlemleri yaparken bazı sıkıntılar da olduğuna dikkat çeken Varol, kazalardaki Savcılık Daireleri’nde araç olmadığını söyledi.

Maliye Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde araç talepleri bulunduğunu fakat karşılanmadığını dile getiren Varol, personel ihtiyaçlarının da olduğunu kaydetti.

Özellikle Lefke’de yeni mahkeme binası açıldığını fakat personel eksikliği nedeniyle sıkıntılar yaşandığını ifade eden Varol, taşıma personelle bazı davaların yapılmaya çalışıldığını söyledi.

Savcılığın asli görevlerini yerine getirmesi için imkân tanınması gerektiğini dile getiren Varol, bu yıl içerisinde münhal açılıp savcı alınmasının planlandığını dile getirdi.

– Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu da, sahte diploma meselesi, eczacılar ve doktorlar konusunda sürecin ne durumda olduğunu sordu, basına yansıyan bazı olaylarla ilgili bir bilgi istedi.

– Varol

Yeniden söz alan Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol, eczacılar ve diplomalar hakkında sorulan soruyu cevapladı. Varol, şu ana kadar birçok eczacı ve doktorlarla ilgili soruşturmanın devam ettiğini dile getirdi.

Eczacılarla ilgili klasörlerin kalabalık olduğunu söyleyen Varol, polisin bu konuyla ilgili epey yol katettiğini ve yılbaşından sonra bu dosyaların Savcılığa teslim edilmesinin beklendiğini kaydetti.

Diploma konusu ve eczacıların dosyalarına öncelik verileceğine dikkat çeken Varol, özellikle eczacılar konusunda 18 bin 700 kişiden ifade alındığı bilgisini verdi.

Varol, dosyaların iki ay içerisinde savcılıkta incelenmeye başlayacağını düşündüğünü dile getirerek, diplomaların Mali Şube tarafından incelediğini, şu anda 9 kişiyle ilgili dosyanın data incelenmesinde olduğunu ve başka diplomalara da ulaşıldığı haberini aldıklarını söyledi.

– Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, savcılık makamındaki mevcut iş yüküne bağlı olarak ihmal edilen alanların doldurulması gerektiğini ifade etti, dava sayısında gerileme beklentilerinin olmadığını söyledi.

Meclis’te son dönemde yaşanalara değinen Şahali, savcılığın teşkilat şemasında bir çalışmaya ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Konuşmaların ardından Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Bütçe komitesi bugünkü çalışmalarını tamamladı.

Komite yarın saat 11.00’de yeniden toplanarak görüşmelerine devam edecek.

Komitede yarın, 1 milyar 969 milyon 523 bin TL olarak öngörülen Başbakanlık bütçesi ile 1 milyar 936 milyon 92 bin TL olan Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçeleri ele alınacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Mahkemeler bütçesi oy birliğiyle kabul edildi

Published

on

By

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nda Mahkemeler bütçesi 29 milyon TL’lik artışla, 927 milyon 978 bin 300 TL olarak , Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde oy birliğiyle kabul edildi.

Komite görüşmesine Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ da katıldı.

– Baybars

Bütçe üzerinde ilk olarak söz alan Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, yargının bağımsız görev yapabilmesi için bütçenin önemli olduğunu söyledi.

Mahkemelerin bütçe imkanlarının kısıtlı olduğunu vurgulayan Baybars, mahkeme kararlarının uygulandığının gösterebilmesi için “tebliğ ve icra” müessesesinin hızlı çalışması gerektiğini ifade etti.

Ekipman sıkıntılarına değinen Baybars, “Sandalye, masa, printer, kartuş gibi birçok sıkıntı var. Cumhuriyet Meclisi’ne sağladığınız, özellikle o temsil ve ikramlardaki bonkörlüğü mahkemeler bütçesine sağlayamadınız. Merak ediyorum, bu sene bu sıkıntılar nasıl giderilecek?” dedi.

Baybars, mahkemelerin bu anlamdaki sıkıntılarının her yıl dile getirildiğini ve bunların  giderilmesi gerektiğini söyledi.

Mahkemelerin dijitalleşmesi konusuna değinen Baybars, mahkemelerin bütçesinin “özerk bütçe” haline gelmesi gerektiğini belirtti.

“Personel ve insan kaynaları bakımından mahkemeler yeterli seviyede değildir.” diyen Baybars, yargının bütçe konusunda maalesef yasama ve yürütmenin çok altında kaldığını söyledi.

-Şahiner 

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de konuşmasında, mahkemelerin cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin içerisine taşınıp taşınmayacağını sordu.

-Özerdağ

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ da söz alarak, daha Meclis ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi projesi yapılmadan, 2015 yılında o bölgede kendilerine bir arazi tahsis edildiğini söyledi.

Dönemin Yüksek Mahkeme Başkanı’nın, yeni mahkeme binası için çalışmalar yaptığını, ancak  şekili itibarıyla istenilen projenin o arazide yapılmasının mümkün olmadığını dile getiren Özerdağ, bu arazinin iadesi karşılığında takas olarak başka arazi verilmesi konusunda görüşmeler yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis yerleşkesinin yanında kendilerine 10 dönümlük arazi tahsis edildiğini kaydetti.

Bu araziye mahkemelerin yapılması konusunda onay alındığını dile getiren Özerdağ, yasama, yürütme ve yargının temsiliyeti olan üç kuvvetin aynı bölgede olmasının  onaylandığını aktardı. 

O bölgeye Yüksek Mahkeme Binası’nın yapılacağını dile getiren Özerdağ, binanın kendilerinin hassasiyetleri ve talepleri göz önünde bulundurularak yapılacağını belirtti.

Özerdağ, bina yapımına en geç altı ay içerisinde başlanacağını söyledi.

Son yıllarda hukuk davalarında azalma, ceza davalarında da yükseliş görüldüğünü dile getiren Özerdağ, ağır ceza mahkemelerinin artırılması konusunda tavsiyelerde bulunduğunu fakat ellerindeki binaların yetersiz kaldığını kaydetti. 

Ceza davalarındaki yargıç sayısının artırılmasını talep ettiklerini fakat bu uygulamanın yeni binanın bitirilmesi halinde sağlanabileceğini dile getiren Özerdağ, yargıçların güvenlik sıkıntıları olduğunu, kendilerinin de mahkemelerdeki güvenlik şartlarının artırılması çalışmalarıyla ilgili düşünceleri olduğunu belirtti.

Her yargıcın iki kişilik iş yaptığını ifade eden Özerdağ, yargıçların iş yüküne dikkat çekti.

Konuşmaların ardından Mahkemeler bütçesi oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Mahkemeler bütçesinin ardından Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesinin görüşülmesine geçildi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman gündemdeki konuları değerlendirdi, basında yer alan iddialara yanıt verdi

Published

on

By

Cumhuriyetçİ Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile adayı ziyaretinde görüştüğünü belirterek, CTP’nin kararlarını yetkili organlarında aldığını, herkesle görüşüp, herkesle diyalog kurduğunu söyledi.

Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştüm. Öyle gizli saklı bir yerde değil, Cumhurbaşkanlığı’nda görüştüm. Yılmaz’ın daha önceki ziyaretinde de, yine Cumhurbaşkanlığı’nda, ‘Enerji’ konusunda düzenlenen geniş bir toplantıda görüşmüştüm.“ dedi.

Yılmaz ile görüşmelerinde doğal olarak Meclis Başkanlığı seçiminin de konuşulan konulardan biri olduğunu ifade eden Erhürman, Yılmaz ile kendisinin adaya gelmesinden önce partilerinin aldığı kararı, yaptığı basın açıklamasını ve bu açıklamada yer alan unsurları da paylaştığını aktardı.

Erhürman, “Nitekim CTP, Cumhuriyet Meclisi’nde, aldığı kararda ve basın açıklamasında ne dediyse onu yaptı.” dedi.

Tufan Erhürman yaptığı yazılı açıklamada gündemdeki konuları değerlendirerek, bugün basında yer alan iddialara yanıt verdi.

-“Aday olursam bağımsız değil, elbette CTP adayı olacağım”

Cevdet Yılmaz ile Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda hiçbir şey konuşmadıklarını belirten Erhürman, şöyle devam etti:

“Bu arada Yılmaz ile görüşmeden bağımsız, gündeme getirildiği için, daha önce defalarca yanıtladığım bir soruyu bir kez de buradan yanıtlayayım; Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olup olmayacağımla ilgili, an itibarıyla ne benim, ne de partimizin bir kararı var. Ama aday olursam elbette bağımsız aday değil, CTP adayı olurum. CTP Genel Başkanının ‘bağımsız aday’ olması herhalde söz konusu değildir.“

Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı Özgür Özel ve heyetiyle görüşmelerine de değinen Tufan Erhürman, Özgür Özel ile de Meclis Başkanlığı seçimini konuştuklarını söyledi.

Erhürman açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Özel’in adamıza yaptığı ziyaret sonrasında bir TV programında buradaki siyasi gelişmelerle ilgili olarak anlattıkları çerçevesinde ‘Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP müdahil mi olacak’ diye sormuş birileri. Kimsenin zerre şüphesi olmasın, Ne CHP’nin böyle bir düşüncesi olur, ne de CTP’nin.”

CTP’nin 54 yaşında, bünyesinden Cumhurbaşkanı, başbakanlar, bakanlar çıkarmış bir parti olduğuna işaret eden Erhürman, CTP’nin tüm muhataplarıyla, öz güvenle, arada fikir ayrılıkları olsa da diplomasi diliyle ve dünya diliyle iletişim kurma becerisi ve deneyimine sahip olduğunu vurguladı.

-“Türkiye ile ilişkiler doğru zeminde, iyi ilişkiler olmalıdır”

Erhürman açıklamasında şunları kaydetti:

“Türkiye’den hükumet yetkilileriyle de, AKP ve CHP yetkilileriyle de görüşmektedir ve görüşmeye de devam edecektir. Kısa bir süre önce New York’ta görüşmeler gerçekleştirmiştir. Üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal mensuplarıyla da, AB, BM yetkilileriyle de, adamızdaki büyükelçilerle de her zaman görüşmüştür, görüşmeye devam edecektir. Ve CTP, nereden gelirse gelsin, Kıbrıs Türk halkının iradesine yönelik her türlü müdahaleye ‘amasız, fakatsız’ karşıdır, karşı duracaktır.

CTP’nin Türkiye ile ilişkilerdeki defalarca açıklanmış pozisyonu nettir: ‘Türkiye ile ilişkiler doğru zeminde, iyi ilişkiler olmalıdır’. Türkiye bize değil, bizimle, biz de Türkiye’ye değil, Türkiye ile konuşacağız. Halkımız adına bütün dünyaya anlatacağımız çok şeyimiz vardır. Halkımızı asla Sarayönü’ne hapsetmedik, hapsetmeyeceğiz.

İrade buradadır. Kıbrıs Türk halkının da, onun bağrından çıkan CTP’nin de öz güveni tamdır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam