Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Oktay: KKTC’ye 2022 yılı için toplam 4 milyar 250 milyon TL kaynak ayırdık

Published

on

Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde biraraya geldi.
Görüşmede 2022 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü de imzalandı.

Görüşmenin ardından Sucuoğlu ve Oktay ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, konuşmasına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk milleti adına KKTC’yi selamlayarak başladı.
Oktay, KKTC’de hükümet kurma çalışmalarının tamamlanmasının ardından, “2022 yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması” üzerinde çalışmaya başladıklarını hatırlattı.
Söz konusu anlaşmanın imza töreni dolayısıyla KKTC Hükümeti koalisyon ortakları ve heyeti ile bir araya geldiklerini belirten Oktay, 2021’de Türkiye’nin önemli proje ve yatırımlara imza attığını vurguladı.
DSİ projeleri çerçevesinde toplamda 60 milyon lira harcandığını, bu kapsamda, sulama iletim tüneli ve galeri yapısının imalatının tamamlandığını ifade eden Oktay, sonrasında Mesarya Ovası’nın sulanmasına yönelik Orta Mesarya Ovası Ana İletim Hattı’nın ilk kısım inşaatına başladığını kaydetti.

Planlanan kara yollarının önemli bölümünün yapımının tamamlandığını, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu ve İskele-Çayırova yolunu hizmete açtıklarını, 48 kilometrelik köy yolunu da yenilediklerini belirten Oktay, yeni Ercan Havalimanı’nda sona gelindiğini ve imalatların büyük bölümünün tamamlandığını, havalimanına giden yol üzerindeki çift şerit yolun yapımına da başlandığını söyledi.

KKTC’de e-devlet projesini aşama aşamahayata geçirdiklerini ve geçirmeye devam ettiklerini belirten Oktay, bunun tüm Kıbrıs Türklerinin hayatını kolaylaştıracak çok ciddi bir proje olduğunu söyledi.

Bugüne kadar KKTC’ye 720 bin doza yakın aşı ulaştırdıklarını da ifade eden Oktay ihtiyaç nezdinde aşıların ulaştırılmaya devam ettiğini, acil kullanım onayı alan Turkovak aşısını da KKTC halkının kullanımına sunulduğunu belirtti.
Oktay, salgın sürecinde okulların kapalı kaldığı dönemde önemli katkı sunan eğitim bilişim ağı EBA’yıda KKTC genelinde uygulamaya koyduklarını söyledi.

Fuat Oktay, İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında 2021 yılında KKTC’ye Türkiye Cumhuriyeti tarafından 2 milyar 623 milyon TL aktarıldığını belirterek bu tutarın 1 milyar 454 milyon TL’sinin altyapı ve reel sektör faaliyetleri için, 677 milyon TL’sininsavunma ödemeleri için, 492 milyon TL’sinin bütçe finansman desteği için aktarıldığını belirtti.
Oktay, bu kaynağın 1 milyar 533 milyon TL’si harcamaya dönüştüğünü de söyledi.

Fuat Oktay, “2022 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşması ile Türkiye ile KKTC’nin yıllardır sergilediği dayanışmayı bir kez daha perçinliyor” diye konuştu.

Oktay “Tüm dünyanın zorlu bir süreçten geçtiği bu dönemde KKTC’yi kalkınma hedeflerine bir adım daha yaklaştırıyoruz. Bu anlaşma ile kurumlarımızın da katkılarıyla uzun soluklu bir istişare süreci sonrasında şekillendirilen bu anlaşma öncekilerden biraz daha farklılık arz edecek. Bu da daha kurumsal yapıda sürdürmeyi arzu ettiğimiz Türkiye ve KKTC ilişkisinin de temelini atıyor olacak” diye konuştu.

Oktay, 2022 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasında KKTC’nin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmuş katma değer üreten, iş ve aş odaklı istihdamı, sürdürülebilir büyümeyi ve rekabetçi üretim yapısını güçlendirecek alanlara ağrılık verildiğini söyledi.

Oktay, anlaşmanın kamu yönetimi ve kamu maliyesi politikaları, ekonomi ve finans politikaları, sosyal politikalar, savunma,güvenlik ve adalet olmak üzere dört ana eksen üzerine odaklanmış politikalar içerdiğini aktardı.

Oktay “Bu politikalar ve bileşenleri olan eylemlerin, KKTC kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi, geliştirilmesi, bütçe açığının önemli ölçüde giderilmesi, verimlilik çerçevesinde gelir artırıcı ve gider azaltıcı önlemlerin alınması ve savunma sektörünün ihtiyaçlarının karşılanması ile, sanayi ve ticaretin geliştirilmesi imzalanan mali protokolün önemli hedeflerinden bazılarıdır” dedi.

Oktay, Sivil toplumun desteklenmesi, istihdam, sağlık, sosyal politikalar, eğitim, yükseköğretim, ulaştırma ve enerji altyapısının takviye edilmesi, tarımsal üretimin artırılması ve kırsal kalkınmanın geliştirilmesi, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği, istatistik, bilişim ve teknoloji altyapısının daha da geliştirilerek sağlamlaştırılmasının da anlaşmada ön plana çıkan hususlar olduğunu belirtti.

Fuat Oktay, bu vesileyle ağırlıkla hibe ve bir kısmı da kredi olarak KKTC’ye 2022 yılı için toplam 4 milyar 250 milyon lira kaynak ayırdıklarını söyledi.

Oktay “KKTC halkına dünya standartlarında yatırım ve altyapı hizmeti sağlama vizyonumuz ve anlayışımızla, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Hizmet Binaları, ihale aşamasının ve yer tesliminin ardından 750 günde tamamlamayı planladığımız Lefkoşa 500 Yataklı Devlet Hastanesi, tıbbi donanımı ve tedavi birimleriyle önde gelen sağlık merkezlerinden birisi olması için temelini attığımız 100 yataklı Girne Askeri Hastanesi, içme suyu, Güzelyurt ve Mesarya Ovaları sulamaları ve atık su arıtma kapsamında DSİ projeleri, Karayolları Master Plan Uygulama Projesi kapsamında çevre yolu, bölünmüş yol ve köy yolları bakım ve onarım projeleri, 4 yıllık enerji ihtiyacının karşılanmasına yönelik 2 Mobil Treyler Elektrik Santralinin Kurulması Projesi, Belediye ve Köylerin Altyapı Yatırımlarına Katkı Projesi ve Organize Sanayi Bölgeleri Altyapı Katkı Projesi gibi Kıbrıs Türkü’nün hayatına doğrudan dokunacak, birçok hizmete ulaşılmasını kolaylaştıracak çok sayıda projeyi KKTC makamları ile eş güdüm halinde hayata geçireceğiz. Bu eş güdüm ve uyumun artırılmasını teminen, KKTC tarafının belirlenen kalkınma hedeflerini ve projelerin ilerlemesini yavaşlatan veya engelleyen hususları hızlıca tespit ederek mevzuata uygun olacak şekilde bunları gidereceğine olan inancımız da tamdır”diye konuştu.

Türkiye olarak Kıbrıs Türkü’nün hak ettiği refah seviyesine ulaşması için bugüne kadar hiçbir çabayı esirgemediklerini, bundan sonra da gayretleri aynı şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Oktay, KKTC hükümetinden beklentilerinin popülist yaklaşımlardan uzak, yapısal ve sürdürülebilir politikaları hayata geçirmeleri olduğunu söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Başbakan Faiz Sucuoğlu ile Kıbrıs meselesindeki gelişmeleri de değerlendirdiklerini belirtti.

Türk tarafının, Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması için bugüne kadar yapıcı bir biçimde her türlü çabayı gösterdiğini, ancak bu olumlu anlayışın maalesef hiçbir dönemde Kıbrıs Rum kesimi tarafından karşılık görmediğini söyleyen Oktay “Kıbrıs Türk halkının müzakere masalarında kaybedecek, ambargolar altında ziyan edilecek bir 50 yılı daha yoktur” dedi.

Uluslararası toplum, hiçbir şekilde uzlaşmaya niyeti olmayan, adanın ortak sahibi Kıbrıs Türkleriyle birlikte yaşamayı dahi reddeden Kıbrıs Rum tarafına verdiği koşulsuz desteği gözden geçirmesi gerektiğini de vurgulayan Oktay KKTC’nin önerisinin ciddiyetle değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

Oktay, “Adada bugün iki eşit halk, iki eşit egemen devlet vardır. Bu nedenle Cenevre’de sunulan, adadaki iki tarafın egemen eşitliğine ve eşit uluslararası statüsüne dayalı çözüm, sahadaki gerçekleri tam olarak yansıtan, en gerçekçi öneridir. Türkiye’nin bu öneriye desteği tamdır. Bu çözüm iradesinden geri adım atmamız söz konusu değildir. KKTC makamlarının Maraş’ta attığı adımları ve bundan sonraki planlarını da aynı anlayışla destekliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha, Maraş açılımının tamamen uluslararası hukuka uygun adımlardan oluştuğunu, KKTC makamlarının yeni mağduriyetler yaratılmasını değil, var olan mağduriyetlerin giderilmesini ve bölgenin ekonomik ve sosyal hayata yeniden kazandırılmasını amaçladığını vurgulamak isterim.” diye konuştu.

KKTC Hükümetinin Maraş açılımı çerçevesinde bu anlayışla atacağı adımları desteklemeye devam edeceklerine dikkati çeken Oktay, “Aynı şekilde Doğu Akdeniz’de Türkiye hem kendi kıta sahanlığında kendi haklarını hem de Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını korumaya kararlı olduğunu göstermiştir. Bu kararlılık aynı inanç ve iradeyle sürdürülecektir. Sahada ve masada bu kararlılığımızı test etmeye çalışanlar, KKTC ile birlikte Türkiye’yi karşılarında bulmaya devam edeceklerini bilsinler. Tüm bu alanlardaki çalışmalarımızı KKTC ile samimiyet ve kardeşlik temelinde, dayanışma ve eş güdüm içinde sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Protokolün hazırlanmasında ve imzasında istişareleri yürüten ve mesai harcayan çalışma ekiplerine teşekkür eden Oktay, imzalanan anlaşmanın Türkiye ve KKTC’ye hayırlı olmasını diledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Los Angeles’ta çıkan Hughes yangını 4 bin hektardan fazla alana yayıldı

Published

on

By

ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde yangınlarla mücadele devam ederken Castaic Gölü çevresinde gece saatlerinde çıkan yeni yangın, 4 bin hektardan daha fazla bir alanı kapladı.

California Orman ve Yangından Koruma Departmanının (CAL FIRE) internet sitesindeki bilgilere göre, Castaic Gölü çevresinde çıkan Hughes yangını, kısa sürede geniş bir alana yayıldı.

4 bin hektardan fazla alanı kaplayan yangında, bölgedeki 30 binden fazla kişi için tahliye emri çıkarılırken, 20 binden fazla kişi için ise tahliye uyarısı yapıldı.

Uyarılarda yangının hayati tehlike yarattığı belirtilirken, bazı alanların halkın erişimine kapatıldığı duyuruldu.

Los Angeles’ta iki haftadan uzun süre önce 6 ayrı bölgede başlayan yangınlardan Palisades bölgesindekinin, bugün itibarıyla yüzde 70’inin, Eaton’dakinin ise yüzde 95’inin kontrol altına alındığı kaydedildi.

Yangına ilişkin açıklama yapan itfaiye yetkilisi Anthony Marrone, rüzgarların yangının ilk çıktığındaki kadar kuvvetli olmadığının altını çizerek, “Şu anda bulunduğumuz durum, çok daha farklı.” ifadesini kullandı.

– Yangının yüzde 14’ü kontrol altına alınabildi

NBC Los Angeles’a göre itfaiye yetkilileri, hızla yayılan ve 4 bin hektardan fazla alanı kaplayan Hughes yangınıyla mücadelede “üstünlüğü ele geçirdiklerini” söyledi.

Yetkililer, şiddetli rüzgarlar etkili olmadan yangın müdahale uçaklarının bölgeye su bıraktığını aktardı.

Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, yangınla mücadele için bölgeye takviye yapıldığını bildirdi.

CAL FIRE’a göre, yangının henüz yüzde 14’ü kontrol altına alınabildi.

ABD Başkanı Donald Trump, 19 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Beyaz Saray’a döndükten sonra yapacağı ilk ziyaretin 24 Ocak’ta yangınların etkilediği Güney California’yı kapsayacağını belirtmişti.

– Los Angeles yangınları

Los Angeles’ta 7 Ocak’ta sabah saatlerinde Pacific Palisades bölgesinde başlayan, Eaton, Hurst, Sunset, Woodley bölgeleri başta olmak üzere hızla çevreye yayılan orman yangınlarında bugüne kadar en az 28 kişi yaşamını yitirdi.

Binlerce dönüm alanın kül olmasına yol açan yangınların neden olduğu toplam hasar ve ekonomik kaybın 250 ila 275 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Devamını Oku

Dünya

Çin’in “Yapay Güneşi” füzyon rekoru kırdı: 17 dakikadan fazla plazma süresi

Published

on

By

Çin’in Deneysel Gelişmiş Süperiletken Tokamak (EAST) reaktörü, 1.066 saniye boyunca yüksek hapsolmuş plazma durumunu koruyarak yeni bir dünya rekoru kırdı. 20 Ocak’ta elde edilen bu başarı, temiz ve sınırsız enerji kaynağı olarak füzyon gücünü geliştirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

EAST projesinin nihai hedefi, Güneş’in nükleer füzyon sürecini taklit ederek insanlığa tükenmez ve temiz bir enerji kaynağı sunmak. Aynı zamanda bu teknoloji, Güneş Sistemi’nin ötesine yapılacak keşifler için de kritik bir rol oynayabilir.

Dünya genelinde bilim insanları, bu iddialı hedefe ulaşmak için 70 yılı aşkın süredir çalışmalar yürütüyor. Ancak bir nükleer füzyon cihazından elektrik üretmek, bazı büyük zorlukların aşılmasını gerektiriyor. Bunlar arasında 100 milyon santigrat derecenin üzerindeki sıcaklıklara ulaşmak, kararlı ve uzun süreli çalışmayı sağlamak ve füzyon sürecini hassas şekilde kontrol edebilmek bulunuyor.

Rekor Getiren Teknolojik Gelişmeler
Hefei Fizik Bilimleri Enstitüsü (HFIPS) Plazma Fiziği Enstitüsü (ASIPP) tarafından yönetilen EAST projesi, daha önce 2023’te 403 saniyelik füzyon rekorunu kırmıştı. Ancak yeni rekor, bu süreyi üç kattan fazla aşarak füzyon araştırmalarında büyük bir sıçrama gerçekleştirdi.

ASIPP Direktörü ve HFIPS Başkan Yardımcısı Song Yuntao, “Bir füzyon cihazının, sürekli enerji üretimi için binlerce saniye boyunca kararlı ve verimli çalışması gerekiyor. Bu yeni rekor, işlevsel bir füzyon reaktörü inşa etme hedefimize doğru büyük bir adımdır” dedi.

EAST’in Fizik ve Deneysel Operasyonlar Bölümü Başkanı Gong Xianzu, önceki deneylerden bu yana cihazın birçok sisteminde iyileştirmeler yapıldığını belirtti. Özellikle, yaklaşık 70.000 ev tipi mikrodalga fırına eşdeğer güçte çalışan ısıtma sistemi, yeni güncellemelerle güç çıkışını iki katına çıkarırken kararlılığını ve sürekliliğini korudu.

Uluslararası Füzyon Araştırmalarına Destek
2006 yılında kurulan EAST, Çinli ve uluslararası bilim insanlarının füzyonla ilgili deneyler yapabileceği açık bir test platformu olarak hizmet veriyor.

Çin, 2006 yılında Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) programına yedinci üye olarak katıldı. Anlaşma kapsamında Çin, ITER’in inşası ve işletiminde yaklaşık %9’luk bir paya sahip ve ASIPP, bu projedeki ana Çin kurumu olarak görev yapıyor.

Güney Fransa’da inşa edilen ITER, tamamlandığında dünyanın en büyük manyetik hapsolmuş plazma fiziği deneyi ve en büyük deneysel tokamak füzyon reaktörü olacak.

Son yıllarda EAST, ITER ve gelecekteki Çin Füzyon Mühendisliği Test Reaktörü (CFETR) gibi projeler için kritik öneme sahip olan yüksek hapsetme modunda önemli ilerlemeler kaydetti. Bu başarılar, küresel füzyon reaktörlerinin geliştirilmesine değerli bilimsel veriler sunuyor.

EAST’in bulunduğu Hefei, Anhui Eyaleti’nde, füzyon enerjisinin geliştirilmesi ve uygulanmasını hızlandırmak amacıyla yeni nesil deneysel füzyon araştırma tesisleri inşa ediliyor.

ASIPP Direktörü Song Yuntao, “EAST aracılığıyla uluslararası iş birliğini genişletmeyi ve füzyon enerjisini insanlık için pratik bir güç kaynağına dönüştürmeyi umuyoruz” dedi.

Devamını Oku

Dünya

Kallas’dan Türkiye ziyareti öncesi açıklama: “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı”

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, bölgesel konular başta olmak üzere işbirliğinde önemli bir aktör olarak gördüğü Türkiye’nin AB’ye aday, ortak çıkarlara sahip stratejik ortak olduğunun altını çizerek; “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı ve bunu gerçekten görev süremin ilk bölümünde yapacağım. Birçok konumuz var. Bölgesel güvenliğin yanı sıra örneğin enerji gibi farklı noktalarda işbirliğini görüşebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Kallas, 24 Ocak’ta bölgesel gelişmeleri ve Türkiye-AB ilişkilerini ele almak üzere Türkiye’ye yapacağı ziyaretin yanı sıra, AB’nin dış politika ve savunma ajandasını, Suriye’deki yeni yönetimle yürütülecek ilişkileri, Gazze’deki ateşkesin kalıcı olması için çabaları ve yeni ABD yönetimi ile masaya yatıracakları ana başlıkları AA muhabirine değerlendirdi.

– “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı”

Soru: Türkiye’yi ziyaretinizden önce; Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumunu ve ilişkilerin geleceğini değerlendirebilir misiniz? Mesajınız nedir?

Kallas: Türkiye, stratejik öneme sahip ortağımızdır. Dolayısıyla Türkiye ile kapsamlı ortaklıklar kurmak istediğimiz açık. Son ziyaret 2022’deydi, bu yüzden Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı ve bunu tam olarak görev süremin ilk bölümünde yapacağım. Birçok konumuz var. Bölgesel güvenliğin yanı sıra örneğin enerji gibi farklı noktalarda işbirliğini görüşebiliriz. Bu nedenle daha fazla işbirliğine kesinlikle yer var.

-“İkimiz de Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ilgi duyuyoruz”

Soru: Türkiye’yi sadece bölgesel işbirliği için bir aktör olarak mı görüyorsunuz, yoksa Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğu gerçeğini de dikkate alıyor musunuz? Ziyaretinizi Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog ve Türkiye-AB Ortaklık Konseyinin yeniden canlandırılmasına imkan verecek bir ön adım olarak yorumlayabilir miyiz?

Kallas: İkimiz de Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ilgi duyuyoruz. Bu, Suriye’ye ilişkin ortak çıkarımız. Ayrıca, bu ülkenin doğru yönde gelişmesine, toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan ilgimiz de ortak. Diğer yandan Gazze’de ateşkes devam ediyor ve barış, halk için önemli. Dolayısıyla bunlar eş zamanlı çalışabileceğimiz konular. Elbette, aday ülke statüsüne sahibiz. Türkiye, aday ülke statüsünde olmaya devam ediyor. Ancak bu süreç duraklamış vaziyette. 27 üye ülkeyle aynı doğrultuda çözülmesi gereken konular var. Elbette Kıbrıs hakkındaki mesele var, insan hakları, hukukun üstünlüğü, temel haklar konuları tartışmamız gereken konular. Dolayısıyla bunlar bizim temas noktalarımız.

Soru: Sizce NATO’dan ayrı bir Avrupa savunma sistemi kurulmalı mı; yoksa bunun, NATO’nun halihazırda yaptıklarını mükerrere düşürme riski var mı?

Kallas: NATO’nun halihazırda yaptıklarını mükerrere düşürmemeliyiz. AB’de 27 ordumuz var ve hepsi birlikte işbirliği yaptığımız bu kolektif savunmaya katkıda bulunmalı. Her ülkenin bir savunma planlaması ve bir savunma bütçesi var. Yani “Avrupa ordusuna ihtiyacımız var.” diyemeyiz ancak bu 27 üyenin NATO ve AB söz konusu olduğunda çok iyi bir şekilde birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. NATO içinde 23 üyemiz var, bu da bizi (AB ve NATO) doğal ortaklar yapıyor. Ancak elbette NATO’da birlikte çalışmamız gereken daha fazla müttefik var ve Türkiye de bunlardan biri.

– “(Suriye’ye yönelik) Yaptırımların hafifletilmesini tartışmaya hazırız”

Soru: İlk günden beri Suriye’deki yeni yönetime destek konusunda temkinli açıklamalar yapıyorsunuz. Peki şimdi sizin gözleminiz nedir? Ülke doğru yolda ilerliyor mu?

Kallas: Bir şey söylemek için henüz çok erken. Yani, doğru şeyleri söyledikleri açık. Ancak doğru yönde ilerleyip ilerlemedikleri konusunda da doğru adımları atıyorlar mı? Bu yüzden uluslararası aktörlerin yanı sıra Arap ülkeleri gibi bölgesel aktörlerin ve Türkiye’nin de ortak bir anlayışa sahip olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye’deki hükümetin kapsayıcı olduğunu görmek istiyoruz. Hiçbir radikalleşme görmek istemiyoruz. Ülkenin istikrarlı olması herkesin çıkarına. Bu yüzden ihtiyatlı bir şekilde iyimseriz. Yaptırımların hafifletilmesini tartışmaya hazırız ancak bunu “adım adım” yaklaşımıyla yapacağız. Yani, doğru şeyleri yaparlarsa, biz üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Yanlış yöne giden adımlar atarlarsa, o zaman bir adım geri atmaya ve bazı yaptırımları geri koymaya da hazırız.

– “Suriye’yi inşa edebilmeleri için üzerimize düşeni yapmaya hazırız”

Soru: Normalleşmenin yolu, ülkenin yeniden imarından geçiyor. Peki AB, Suriye’nin yeni yönetimine yönelik sektörel yaptırımlarını kaldıracak mı?

Kallas: Bunu 27 Ocak Pazartesi günü tartışacağız. Dışişleri Bakanları toplantımız var, ele alacağımız konulardan biri de bu. Ama biz, ülkelerini inşa edebilmeleri için üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Elbette, biliyorsunuz, bankacılık hizmetlerine erişim, ilk aşamada gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Ama çok gerçekçi olmak gerekirse, bir sonraki adımımız onların (Suriye yönetiminin) yaptıklarına göre şekillenmeli. Herkes doğru yönde adım atıldığını görmek istiyor.

– “(Suriye’deki DEAŞ üyesi Avrupa vatandaşlarının geri alınması) Karar üye devletlere ait”

Soru: AB, üye ülkelerini, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG tarafından tutulan AB vatandaşı DEAŞ üyelerini geri almaya ve bu teröristleri adalete teslim etmeye teşvik eder mi?

Kallas: DEAŞ’a geri dönülmemesinin ve terörizmin azalmasının herkesin çıkarına olduğu açıktır. Çünkü herkes, AB ve Türkiye, bölgemizde gelişen terör örgütleriyle ilgili risklerle karşı karşıya. Yani, iş vatandaşları geri almaya gelince, bunun (terörün) geri dönmemesi için her şeyi yaptığımızdan emin olmalıyız. Sonra tabii bu, bu çeşit tutuklu ve savaşçısı olan üye devletlerin kendilerinin vereceği bir karardır. Dolayısıyla karar üye devletlere aittir.

– “(Gazze’deki ateşkes) AB’nin çıkarına olan, daha sürdürülebilir bir barışın olması”

Soru: AB, Gazze’deki ateşkesi memnuniyetle karşıladı ve insani yardımını artırdı. Peki AB Gazze’de sadece insani bir rol oynamayı mı tercih ediyor? Yakında AB İsrail Ortaklık Konseyi’ni toplayacağınızı duyurdunuz. Bu toplantıda İsrailli meslektaşlarınıza mesajınız ne olacak?

Kallas: AB-İsrail Ortaklık Konseyi’miz olacak ve ardından Filistin Yönetimi ile üst düzey bir siyasi diyalog kuracağız. İki devletli çözümü aklımızda tutmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. İki devletli bir çözüme sahip olmak için dengeli bir yaklaşım olması gerekiyor. Ortaklık Konseyi’nin gündemi ise bölgesel durum ve aynı zamanda çok somut olarak, şu anda Gazze’deki durum. Şimdi ateşkes var. Ama AB’nin çıkarına olan, daha sürdürülebilir bir barışın olması. Bunu elde edebilmek için hem İsrail’in güvenlik kaygılarının hem de Filistinlilerin var olma hakkının dikkate alınması gerekiyor.

Soru: Ukrayna konusuna geldiğimizde; ABD Başkanı Donald Trump, savaşı durdurmak istediğini açıkça belirtti. Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerine nasıl yaklaşıyorsunuz?

Kallas: Hepimizin yapması gereken şey Rusya’ya büyük baskı yapmak. Çünkü şu anda Rusya barış istemiyor. Rusya Ukrayna’yı, oradaki insanları, sivil altyapıyı bombalamayı bırakırsa ve askerlerini çekerse, o zaman bu savaş sona erer. Ayrıca Türkiye’nin Rusya’ya baskı yaparak sahada barışı sağlamada çok çok önemli bir rolü olduğunu görüyorum.

– “Yeni ABD yönetimiyle işbirliği yapmaya istekliyiz”

Soru: Trump’ın ikinci dönemi resmen başladı. Brüksel’de bu süreçte endişeli bir bekleyiş olduğunu söyleyebilir miyiz? Yeni ABD yönetimiyle ele alacağınız ilk konu ne olacak?

Kallas: Elbette, seçimler her zaman çok çalkantılı zamanlardır. Tabii ki, yönetim değişirse, sonuç politikada da değişiklikleri beraberinde getirir. Bu yüzden yeni yönetimle de işbirliği yapmaya istekliyiz ve sabırsızlanıyoruz. Ayrıca, yeni yönetimle ele almamız ve işbirliği yapmamız gereken ana konular elbette güvenlik ve savunmanın yanı sıra ekonomik konular. ABD ve AB büyük ticaret ortaklarıdır. Ekonomilerimiz çok iç içe geçmiş durumda. Elbette, dış politika konularına gelince; eğer ABD Çin konusunda endişeliyse, o zaman önce Rusya konusunda endişelenmeli. Dolayısıyla Ukrayna’nın bu savaşı kazanması için desteklenmesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum.

– “Ankara’daki toplantıları dört gözle bekliyorum”

Soru: Eklemek istediğiniz bir şey, Türkiye ziyaretinizle ilgi paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?

Kallas: Ankara’daki toplantıları dört gözle bekliyorum. Yani bu, AB ve Türkiye’nin ortak olduğunu ve masaya yatırıp işbirliği yapacağımız birçok konu olduğunu gösterecek. Çok teşekkür ederim.

Devamını Oku

Trending

Reklam