Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Okullardaki Pozitif Vaka, Temaslı ve Karantina Sayıları”

Published

on

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), okul temsilcileri aracılığı ile aldıkları veriler doğrultusunda, 3 haftalık yüz yüze eğitim döneminde Genel Orta Öğretim ve Mesleki Teknik Orta Öğretim okullarında; 93 öğrenci, 6 öğretmen ve 1 okul personelinin kovid-19 pozitif, 496 öğrenci, 65 öğretmen ve 7 okul personelinin temaslı olduğunu, 12 sınıf, 145 öğrenci ve 8 öğretmenin ise karantinaya alındığını açıkladı.

KTOEÖS, 3 haftalık yüz yüze eğitim döneminde Genel Orta Öğretim ve Mesleki Teknik Orta Öğretim okullarındaki pozitif vakalar, temaslı ve karantina sayılarını paylaştı.

Buna göre, 3 haftalık yüz yüze eğitim döneminde Genel Orta Öğretim ve Mesleki Teknik Orta Öğretim okullarında 93 öğrenci, 6 öğretmen ve 1 okul personelinin kovid-19 pozitif çıktı. Açıklamaya göre, 496 öğrenci, 65 öğretmen ve 7 okul personeli temaslı oldu, 12 sınıf, 145 öğrenci ve 8 öğretmen ise karantinaya alındı.

KTOEÖS Örgütlenme Sekreteri Duygu Geylan tarafından yapılan yazılı açıklamada, temaslı olduğu için karantinaya giren öğrencilerin eğitim-öğretim sürecinden uzak kaldığı belirtilerek, oluşan mağduriyetin giderilmesi için öğrencilere ev ortamından derslerini takip etme imkanı sağlanması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, karantinaya alınan öğretmenler nedeniyle yüzlerce ders saati kaybı yaşandığı ve bu durumun yılı boyunca devam edeceği öngörülerek daha güvenli okul ve sınıf ortamları oluşturularak bulaş riskinin azaltılması istendi.

Açıklamada, Eğitim ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin 2021-2022 Eğitim yılı ile ilgili okullarda hiçbir sorun yokmuş, her şey yolundaymış gibi bir algı oluşturma çabası içerisinde olduğu savunularak, sürdürülebilir yüz yüze eğitim için yapılması gerekenler şu şekilde sıralandı:

“Aşılama, maske, mesafe, hijyen kadar salgında etkili mücadele araçlarından bir tanesi de havalandırmadır. Bu nedenle sınıflar daha iyi havalandırılarak karbondioksit oranı en aza indirgenmelidir.

Şu anda birçok okulumuzda öğrenciler ikişerli sıralarda oturmakta; metrekare olarak küçük olan sınıflarımızda olması gerekenden daha fazla sayıda öğrenci bulunmaktadır. Öğrencilerin tekli sıralarda oturtulması sağlanarak sosyal mesafe sağlanmalıdır.

Kalabalık sınıflarda salgınla mücadele çok zor olduğundan bu sınıflar seyreltilmelidir.”

Sağlık Bakanlığının “bir sınıfta 3 vaka çıkana kadar eğitim öğretimi sürdürme” söyleminin, Türkiye dahil hiç bir ülkede uygulanmadığının savunulduğu açıklamada, Sendikanın Tabibler Birliği ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ile birlikte hazırladığı kılavuzda, bir sınıfta iki vaka çıkması durumunda tüm sınıfın ve o sınıfın öğretmenlerinin yakın temaslı sayılması gerekliliğinin ortaya konulduğu kaydedildi.

Özellikle öğrenci sayısı kalabalık olan okullarda sınıfların, tuvaletlerin, koridorların hijyeninin sağlanması için daha fazla hademe istihdam edilmesi gerekirken, Eğitim Bakanlığı’nın bazı okullarda hademe sayısını azalttığının öne sürüldüğü açıklamada, “Bu icraat hangi bilimsel veriye dayanmaktadır?” diye soruldu. Açıklamada, taşımacılığın kıstaslarına da neredeyse hiç uyulmadığı vurgulandı.

Okullarda oluşturulan pandemi kurullarına ve okul idarelerine salgınla mücadelede büyük bir sorumluluk yüklenerek, idarecilerin ve öğretmenlerin yalnız bırakıldığının savunulduğu açıklamada, “Yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Bilimsel verilerden uzaklaşmadan, yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması için gerekli tedbirleri acilen alınız. Kurultay hazırlıklarından kafanızı kaldırıp halkın sorunlarına, okullara, eğitimde yaşanan sıkıntılara odaklanınız. Koltuk kavganız toplumun gündeminde yoktur” denildi.

Sadece “okullar asla kapanmayacak” diyerek yüz yüze eğitimin kesintisiz sürdürülmesinin sağlanamayacağının belirtildiği açıklamada, eğitim-öğretimin kesintisiz devam etmesi için Sendikanın ortaya koyduğu önerilerin dikkate alınması gerektiği vurgulandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, fiberoptik dönüşüm protokolü hakkında düzenlediği basın toplantısında, yapılan eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülkenin dijital geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Arıklı, “Fiber dönüşüm protokolü, tartışmaların ötesinde bir ihtiyaçtır. Bu adımın geciktiği her gün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dijital dünyadan biraz daha kopmaktadır. Hedefimiz çağdaş, güvenli ve güçlü bir haberleşme altyapısına sahip, verisini kendi yöneten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir. Bu hedef, kişisel veya kurumsal kaygıların üzerinde bir milli meseledir” dedi.

“Egemenliği zayıflatmıyor, güçlendiriyor”

Bakan Arıklı, projenin iletişim egemenliğini zayıflatmadığını, tam tersine güçlendirdiğini vurguladı. “Proje tamamlandığında, ülkemiz dışa bağımlı, eski ve güvenlik riski taşıyan bakır altyapıdan kurtulmuş olacak” diyen Arıklı, mevcut altyapıda bulunan yaklaşık 15 ila 30 milyon dolar değerindeki bakır tellerin de ülke ekonomisine kazandırılacağını belirtti.

“Evden eve fiber projesi tamamlandığında, bakır teller çıkarılıp Emlak ve Malzeme Ofisi Müdürlüğü vasıtasıyla satılacak ve elde edilen gelir Telefon Dairesi’nin ihtiyaçlarında kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“Tüm mülkiyet devlette olacak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede yalnızca teknik destek vereceğini ve yatırım ortağı olarak yer alacağını söyledi.
“Kurulacak altyapının tüm mülkiyeti ve denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve kurumlarına ait olacaktır. Egemenliğin devri değil, teknik kapasite artışı söz konusudur. Bu protokol, iki kardeş devlet arasında imzalanan stratejik bir teknik iş birliği anlaşmasıdır” dedi.

“Rekabet ortamı artacak, kazanan vatandaş olacak”

Arıklı, fiberoptik sistemle birlikte ülkede gerçek bir rekabet ortamı oluşacağını, internet servis sağlayıcılarının hizmet kalitesini artıracağını ve maliyetlerin düşeceğini ifade etti.
“Yeni altyapı, internet servis sağlayıcılarının rekabet gücünü artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve maliyetleri düşürecektir. Tüm ulusal internet servis sağlayıcıları eşit koşullarda Türk Telekom’un kuracağı fiberoptik sistemden yararlanacak. Sonuçta kazanan vatandaş olacaktır” dedi.

BTHK’nın fiyatlandırmayı denetleyeceğini belirten Arıklı, “Saniyede 100 Mb internet için Türk Telekom’a en fazla ayda 18 dolar ödenecek. Avrupa’da bu rakam ortalama 25 ile 30 Euro arasındadır” diye konuştu.

“Türk Telekom ticari değil, stratejik ortak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede hizmet sağlayıcı değil, stratejik ortak olduğunu söyledi:
“Türk Telekom, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bir kurumudur. Bu yatırım ticari değil, stratejik bir adımdır. 2002 yılından beri devletin Türk Telekom’a 48 milyon dolarlık borcu bulunmasına rağmen, şirket bugüne kadar tek bir talepte bulunmamıştır. Bu da, projenin ticari değil, kardeşlik temelli olduğunun göstergesidir.”

“Bilişim Adası hedefi”

Bakan Arıklı, Kuzey Kıbrıs’ın 2030 yılına kadar “Bilişim Adası” olma hedefiyle ilerlediğini belirterek, “Türkiye’nin desteğiyle tamamlanacak bu altyapı, ülkemizin bilişim sektöründe önemli bir oyuncu olmasının önünü açacak. Brezilya yılda 253 milyar dolar bilişim geliri elde ediyor. Biz de kendi altyapımızı tamamladıktan sonra teşviklerle bu yönde ilerleyeceğiz” dedi.

Telefon Dairesi’nin eski gücüne kavuşacağını belirten Arıklı, “Şu anda 100 bin olan sabit hat abone sayısı 70 bine düştü. Yeni teknolojiyle birlikte Telefon Dairesi yeniden güçlü bir yapıya kavuşacak, daha kaliteli ve uygun hizmet sunabilecek” ifadelerini kullandı.

“Proje geleceğimize yatırımdır”

Bakan Arıklı, projeye ideolojik yaklaşıldığını, bazı kesimlerin bilgi sahibi olmadan karşı çıktığını belirterek, “Bu stratejik ve hayati öneme sahip projenin değersizleştirilmesi, hatta ihanet olarak nitelendirilmesi son derece üzücü ve kırıcıdır. Lütfen bu projeye halkımız sahip çıksın. Bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğidir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 31 Ekim itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 34 bin 887 TL olarak hesaplandığını açıkladı.

Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KİEF) ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan açıklamasında, raporun Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan beslenme kalıbı ile İstatistik Kurumu’nun gönderdiği fiyat ortalamalarına dayanarak hazırlandığını belirtti.

Bengihan, sağlıklı beslenme için zorunlu gıda harcamaları tutarlarını şu şekilde açıkladı:

“Yetişkin kadın: günlük 300,94 TL – aylık 9 bin 28,20 TL, Yetişkin erkek: günlük 314,05 TL – aylık 9 bin 421,50 TL, 15-19 yaş çocuk: günlük 330,80 TL – aylık 9 bin 924 TL, 4-6 yaş çocuk: günlük 217,12 TL – aylık 6 bin 513,60 TL, toplam günlük bin 162,91 TL – aylık 34 bin 887 TL “

Bengihan, İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon oranlarına değinerek, Ekim ayında enflasyonun yüzde 1,09; Temmuz–Ekim dönemini kapsayan dört aylık hayat pahalılığı oranının ise yüzde 16,01 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

Bengihan, bu oranların hesaplanmasında kullanılan tüketici fiyatları endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ve açıklanan oranların gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını savundu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz, mecliste yaşanan nisap sorununa ilişkin CTP’ye ağır eleştirilerde bulundu.

Büyükyılmaz, KIBRIS Tv’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katıldı, Eda Alisinanoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Meclis’te pazartesi ve Salı günler yaşanan nisap sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükyılmaz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştirilerde bulundu.

“Bu bir fırsat kaçakçılığıydı” diyen Büyükyılmaz, bunun hoş olmadığını söyledi. Salı günü hükümetin eksikliklerini ifade ettikleri muhalefetin günü olduğuna vurgu yapan Büyükyılmaz, bunu yapmak yerine CTP’nin meclisi kilitlemeyi tercih ettiğini söyledi.

“Bugün bu hükümet vardır, yarın CTP’nin olacağı bir hükümet söz konusu olabilecektir, bu duruşla ayni sorunlar onları da bekliyor olabilecektir” diyen Büyükyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılında kurulan dörtlü hükümet çok defalar nisap sorunları yaşadı ve bizim YDP olarak bir çok defa nisaba destek verdiğimizi ben çok iyi biliyorum. Bu şekilde meclisi kilitlemek çok sağlıklı değil. Görünüyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Tufan Erhürman’ın aldığı yüzde 62,3 oyu CTP sahipleniyor. Bir erken genel seçime gidilirse buradan zaferle ayrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa bu oylar onların değildir.”
CTP’nin bu ülkede alabileceği oyun belli olduğunu savunan Büyükyılmaz, zaman zaman halkın UBP ve ortaklarını cezalandırdığını anımsattı. CTP’nin hükümetten gitmesi sonrasında büyük başarısızlığı neticesinde 12 milletvekiline gerilediğini hatırlatan Büyükyılmaz, “Hükümette olan partiler, ilk seçimde bunun bedelini ödüyor. Bu düşünceden yola çıkan CTP erken seçime gitmek istiyor. UBP ise 2027’ye kadar işleri toparlayıp seçime gitme noktasında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam