Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ombudsman: Demokrat Parti Genel Sekreterliğine kamu görevi yapmayan birinin atanması gerek

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, kamu görevlerinin bağlı bulunduğu tarafsızlık ilkesine işaret ederek, Demokrat Parti Genel Sekreterliği’ne Hande Kayasal yerine kamu görevi yapmayan birini ataması gerektiğini kaydetti.

Published

on

Ombudsman: Demokrat Parti Genel Sekreterliğine kamu görevi yapmayan birinin atanması gerek

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, kamu görevlerinin bağlı bulunduğu tarafsızlık ilkesine işaret ederek, Demokrat Parti Genel Sekreterliği’ne Hande Kayasal yerine kamu görevi yapmayan birini ataması gerektiğini kaydetti.

“Kamu görevlilerinin siyasi müdahalelerden bağımsız ve tarafsız bir şekilde faaliyet gösterdikleri görülmelidir” diyen Dizdarlı aksi halde halkın kamu hizmetine güven duygusunun zarar göreceğini belirtti.

Dizdarlı’nın konuya ilişkin raporunda şu ifadeler yer aldı:

“Kamu görevlileri, görevlerini yürütürken uymaları gereken etik ilkeler yanında yasal zorunlulukları bulunmaktadır. Kamu görevlilerinin bu ilkelere uygun davranış göstermeleri adalet, dürüstlük, saydamlık ve tarafsızlık ilkelerine zarar veren ve toplumda güvensizlik yaratabilecek durumları ortadan kaldırarak kamu yönetimine halkın güvenini sağlamaya faydalı olacaktır.

7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın 3’üncü Tefsir maddesi ‘Kamu Görevi’ ve ‘Kamu Görevlisinin’ ne olduğu ve söz konusu sözcüklere nasıl bir anlam verileceği hususuna açıklık getirmektedir. Mezkur yasadaki tefsire göre ‘kamu görevi’ devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği ve genel katma bütçelerden veya bunlara bağlı döner sermayelerden aylık (maaş) alınarak yapılan görevleri anlatır. Yine ‘kamu görevlisi’ devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevleri yerine getiren ve genel ve katma bütçelerle bunlara bağlı döner sermayelerden aylık (maaş) alan sürekli personeli ifade etmektedir.

Kamu görevlileri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na bağlı kalmak ve Yasalarını özenle uygulamak zorundadırlar.

7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın 36’ncı maddesi tahtında kamu görevlileri, Seçim ve Halkoylaması Yasası kuralları saklı kalmak koşuluyla, siyasal partilere üye olamazlar ve siyasal etkinliklerde bulunmak ve herhangi bir siyasal partinin veya kişinin yararına veya zararını amaçlayan bir davranış veya eylemde bulunmak için görevlerini kötüye kullanamazlar.

Kamu Görevlileri Yasası ‘yöneticilik hizmetleri sınıfının’ tanımını yapmıştır. Söz konusu Yasanın 51’inci maddesine göre, yöneticilik hizmetleri sınıfı, bağlı bulundukları kurumların, genel yönetim ilkelerine göre yönetimden ve kurumun yürütmekte olduğu kamu hizmetleri görevlerinin yasa, tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde yerine getirilmesinden en üst düzeyde sorumlu olan, kurumun hizmet politikasını, kalkınma planları, yıllık programlar ve iş programları çerçevesinde uygulayan, hizmet teşkilatı içindeki hizmet birimlerinin eşgüdüm içinde çalışmalarını gözeten, planlayan ve denetleyen, hizmet birimlerini en üst düzeyde yöneten ve yönlendiren yöneticilerle, ilçelerde devletin en yüksek mülki ve yönetsel amiri olarak görev yapan yöneticileri ve özel kalem hizmetlerini yürüten yöneticilerle yardımcı nitelikteki yöneticilik görevlerini yerine getiren yöneticileri kapsamaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet Resmi Gazete Sayfa 42, Sayı 22, 21 Ocak 2021 tarihli üçlü göreve atama kararnamesinde Turizm ve Çevre Bakanlığı Özel Kalem Müdürü mevkiine Sayın Hande Kayasal’ın 22 Ocak 2021 tarihinden itibaren ileride herhangi bir sebep gösterilmeden görevinden alınması koşulu ile atandığı ve atanma tarihinden itibaren atandığı mevkiin maaşını almasına karar verildiği görülmektedir.

53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticiliği Yapan Kamu Görevlilerinin Atanması Hakkında Yasa’nın 9’uncu maddesi gereğince Müsteşar, Özel Kalem Müdürleri, Kooperatif Şirketler Mukayyidi, Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanı, Başbakanlık Denetleme Kurulu Üyesi ve YÖDAK Genel Sekreteri mevkilerine kamu görevlileri dışından da üçlü kararname ile atama yapılabilir. Bu şekilde kamu görevine atananlar ayni şekilde kamu görevinden çıkarılabilirler.

Kamu Görevlileri Yasası’nın 51’inci maddesinden görüleceği üzere yöneticilik hizmetleri sınıfına kamu görevlileri dışından da atama yapılabilmektedir ve söz konusu yasa maddesine göre devletten aylık maaş alan herkes kamu görevlisi olarak addedilmektedir. Bu bağlamda, Üst Kademe Yöneticiliği yapan kamu görevlilerinin 53/1977 sayılı Yasa’nın 5’inci maddesi uyarınca disiplin ve hizmet şartları bakımından diğer kamu görevlilerinin tabi olduğu mevzuata tabirdirler. Nitekim yöneticilik hizmetleri sınıfının görevleri ve keza yetkisi belli olduğundan bir özel kalemin kamu görevini yürüttüğü süre içerisinde mensup olduğu siyasi partinin genel sekreterliğini yapamayacağı ve/veya genel sekreterliğinden boşalan yere vekâlet edemeyeceği açıktır. Kamu görevlileri, resmi niteliklerinin gerektirdiği saygınlık ve güvene değer olduklarını hizmet içinde ve dışında davranışlarıyla göstermek zorundadırlar. Bu davranış biçimi ilgili yasa hükümlerinin öngördüğü tarafsızlık ilkesine aykırıdır ve bir kamu görevlisinin tarafsızlığına gölge düşürmektedir.

Bu itibarla, Turizm ve Çevre Bakanı Sayın Fikri Ataoğlu bu durumu düzelterek Sayın Hande Kayasal’ın yerine Demokrat Parti Genel Sekreterliğine kamu görevi yapmayan birini ataması gerekir. Kamu görevlilerinin siyasi müdahalelerden bağımsız ve tarafsız bir şekilde faaliyet gösterdikleri görülmelidir. Aksi halde halkın kamu hizmetine güven duygusu zarar görecektir”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, fiberoptik dönüşüm protokolü hakkında düzenlediği basın toplantısında, yapılan eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülkenin dijital geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Arıklı, “Fiber dönüşüm protokolü, tartışmaların ötesinde bir ihtiyaçtır. Bu adımın geciktiği her gün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dijital dünyadan biraz daha kopmaktadır. Hedefimiz çağdaş, güvenli ve güçlü bir haberleşme altyapısına sahip, verisini kendi yöneten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir. Bu hedef, kişisel veya kurumsal kaygıların üzerinde bir milli meseledir” dedi.

“Egemenliği zayıflatmıyor, güçlendiriyor”

Bakan Arıklı, projenin iletişim egemenliğini zayıflatmadığını, tam tersine güçlendirdiğini vurguladı. “Proje tamamlandığında, ülkemiz dışa bağımlı, eski ve güvenlik riski taşıyan bakır altyapıdan kurtulmuş olacak” diyen Arıklı, mevcut altyapıda bulunan yaklaşık 15 ila 30 milyon dolar değerindeki bakır tellerin de ülke ekonomisine kazandırılacağını belirtti.

“Evden eve fiber projesi tamamlandığında, bakır teller çıkarılıp Emlak ve Malzeme Ofisi Müdürlüğü vasıtasıyla satılacak ve elde edilen gelir Telefon Dairesi’nin ihtiyaçlarında kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“Tüm mülkiyet devlette olacak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede yalnızca teknik destek vereceğini ve yatırım ortağı olarak yer alacağını söyledi.
“Kurulacak altyapının tüm mülkiyeti ve denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve kurumlarına ait olacaktır. Egemenliğin devri değil, teknik kapasite artışı söz konusudur. Bu protokol, iki kardeş devlet arasında imzalanan stratejik bir teknik iş birliği anlaşmasıdır” dedi.

“Rekabet ortamı artacak, kazanan vatandaş olacak”

Arıklı, fiberoptik sistemle birlikte ülkede gerçek bir rekabet ortamı oluşacağını, internet servis sağlayıcılarının hizmet kalitesini artıracağını ve maliyetlerin düşeceğini ifade etti.
“Yeni altyapı, internet servis sağlayıcılarının rekabet gücünü artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve maliyetleri düşürecektir. Tüm ulusal internet servis sağlayıcıları eşit koşullarda Türk Telekom’un kuracağı fiberoptik sistemden yararlanacak. Sonuçta kazanan vatandaş olacaktır” dedi.

BTHK’nın fiyatlandırmayı denetleyeceğini belirten Arıklı, “Saniyede 100 Mb internet için Türk Telekom’a en fazla ayda 18 dolar ödenecek. Avrupa’da bu rakam ortalama 25 ile 30 Euro arasındadır” diye konuştu.

“Türk Telekom ticari değil, stratejik ortak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede hizmet sağlayıcı değil, stratejik ortak olduğunu söyledi:
“Türk Telekom, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bir kurumudur. Bu yatırım ticari değil, stratejik bir adımdır. 2002 yılından beri devletin Türk Telekom’a 48 milyon dolarlık borcu bulunmasına rağmen, şirket bugüne kadar tek bir talepte bulunmamıştır. Bu da, projenin ticari değil, kardeşlik temelli olduğunun göstergesidir.”

“Bilişim Adası hedefi”

Bakan Arıklı, Kuzey Kıbrıs’ın 2030 yılına kadar “Bilişim Adası” olma hedefiyle ilerlediğini belirterek, “Türkiye’nin desteğiyle tamamlanacak bu altyapı, ülkemizin bilişim sektöründe önemli bir oyuncu olmasının önünü açacak. Brezilya yılda 253 milyar dolar bilişim geliri elde ediyor. Biz de kendi altyapımızı tamamladıktan sonra teşviklerle bu yönde ilerleyeceğiz” dedi.

Telefon Dairesi’nin eski gücüne kavuşacağını belirten Arıklı, “Şu anda 100 bin olan sabit hat abone sayısı 70 bine düştü. Yeni teknolojiyle birlikte Telefon Dairesi yeniden güçlü bir yapıya kavuşacak, daha kaliteli ve uygun hizmet sunabilecek” ifadelerini kullandı.

“Proje geleceğimize yatırımdır”

Bakan Arıklı, projeye ideolojik yaklaşıldığını, bazı kesimlerin bilgi sahibi olmadan karşı çıktığını belirterek, “Bu stratejik ve hayati öneme sahip projenin değersizleştirilmesi, hatta ihanet olarak nitelendirilmesi son derece üzücü ve kırıcıdır. Lütfen bu projeye halkımız sahip çıksın. Bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğidir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 31 Ekim itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 34 bin 887 TL olarak hesaplandığını açıkladı.

Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KİEF) ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan açıklamasında, raporun Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan beslenme kalıbı ile İstatistik Kurumu’nun gönderdiği fiyat ortalamalarına dayanarak hazırlandığını belirtti.

Bengihan, sağlıklı beslenme için zorunlu gıda harcamaları tutarlarını şu şekilde açıkladı:

“Yetişkin kadın: günlük 300,94 TL – aylık 9 bin 28,20 TL, Yetişkin erkek: günlük 314,05 TL – aylık 9 bin 421,50 TL, 15-19 yaş çocuk: günlük 330,80 TL – aylık 9 bin 924 TL, 4-6 yaş çocuk: günlük 217,12 TL – aylık 6 bin 513,60 TL, toplam günlük bin 162,91 TL – aylık 34 bin 887 TL “

Bengihan, İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon oranlarına değinerek, Ekim ayında enflasyonun yüzde 1,09; Temmuz–Ekim dönemini kapsayan dört aylık hayat pahalılığı oranının ise yüzde 16,01 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

Bengihan, bu oranların hesaplanmasında kullanılan tüketici fiyatları endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ve açıklanan oranların gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını savundu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz, mecliste yaşanan nisap sorununa ilişkin CTP’ye ağır eleştirilerde bulundu.

Büyükyılmaz, KIBRIS Tv’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katıldı, Eda Alisinanoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Meclis’te pazartesi ve Salı günler yaşanan nisap sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükyılmaz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştirilerde bulundu.

“Bu bir fırsat kaçakçılığıydı” diyen Büyükyılmaz, bunun hoş olmadığını söyledi. Salı günü hükümetin eksikliklerini ifade ettikleri muhalefetin günü olduğuna vurgu yapan Büyükyılmaz, bunu yapmak yerine CTP’nin meclisi kilitlemeyi tercih ettiğini söyledi.

“Bugün bu hükümet vardır, yarın CTP’nin olacağı bir hükümet söz konusu olabilecektir, bu duruşla ayni sorunlar onları da bekliyor olabilecektir” diyen Büyükyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılında kurulan dörtlü hükümet çok defalar nisap sorunları yaşadı ve bizim YDP olarak bir çok defa nisaba destek verdiğimizi ben çok iyi biliyorum. Bu şekilde meclisi kilitlemek çok sağlıklı değil. Görünüyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Tufan Erhürman’ın aldığı yüzde 62,3 oyu CTP sahipleniyor. Bir erken genel seçime gidilirse buradan zaferle ayrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa bu oylar onların değildir.”
CTP’nin bu ülkede alabileceği oyun belli olduğunu savunan Büyükyılmaz, zaman zaman halkın UBP ve ortaklarını cezalandırdığını anımsattı. CTP’nin hükümetten gitmesi sonrasında büyük başarısızlığı neticesinde 12 milletvekiline gerilediğini hatırlatan Büyükyılmaz, “Hükümette olan partiler, ilk seçimde bunun bedelini ödüyor. Bu düşünceden yola çıkan CTP erken seçime gitmek istiyor. UBP ise 2027’ye kadar işleri toparlayıp seçime gitme noktasında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam