Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, her daim topluma karşı sorumlu bir siyaset anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti.
Hükümette bulundukları dönemlerde de bu sorumluluğu sürdürdüklerini kaydeden Özersay, muhalefet dönemlerinde de saldırgan değil, yapıcı muhalefet yaptıklarını söyledi.
HP’den verilen bilgiye göre, Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin görüşlerini aktardı.
Siyasete girdikleri günden bugüne değerlendirmelerde bulunan Özersay, 2018 yılında ilk seçime girildiğinde bir tek Kudret Özersay isminin bilindiği HP’nin bu süreçte olgunlaştığını ve kurumsallaştığını söyledi.
Özersay, HP’nin 5 milletvekilinin de kendi alanlarında icraatları ve açıklamalarıyla kamuoyunda toplumun nabzını tutup, yansıtabilen, meclis kürsüsünde toplantılara eksiksiz katılan milletvekilleri olduğuna işaret etti.
Kudret Özersay, bu milletvekillerinin, kürsüden halkın menfaatine açıklamalar yapıp, hükümeti denetleyip, yasa yapma çalışmalarına katkı koyduğunu da belirtti. Özersay, seçime, başka yeni yüzler de partiye eklendiğini, dünyayı takip edebilen, açık fikirli, ilerici, Atatürk İlke ve İnkılaplarını önemseyen, İnsan Hakları ve Demokrasiyi önemseyen, toplumun nabzını tutabilen bir profille çıkacaklarını anlattı.
Özersay, yapılan tüm anketlerin HP’nin yükselişte olduğunu gösterdiğini ve hangi hükümet kurulursa kurulsun, bunun HP’siz olmayacağının net bir şekilde ortaya çıktığı görüşünü dile getirdi.
Saldırgan bir duruş yerine yapıcı bir duruşu tercih ettiklerini de anlatan Özersay, bütçenin geçmesinde HP’nin nisap desteği vermesini de örnek gösterdi.
Bu bütçeyi hükümet değil, seçimden sonra kurulacak yeni hükümetin kullanacağını da ifade eden Özersay, Maliye Bakanı’nın bile mecliste olmadığını HP’nin sorumlu bir siyaset, yapıcı bir muhalefet anlayışına sahip olduğunu vurguladı.
Özersay, “HP’de bir yükseliş trendi vardır” dedi.
Ekonomik kriz ve TL’nin döviz kaybetmesiyle ilgili de konuşan Özersay, yerli üretimin daha fazla tüketilmesi için teşvik edilmesinin önemine işaret etti.
Yerli üretim yapanlarla ilgili yaşanan sorunlara değinip bu konuda atmayı planladıkları adımlara değinen Özersay, girdi maliyetlerinde artış yaşandığını, yakın gelecekte elektrik ücretlerinde daha da artış yaşanacağını bunun da yerli üretim yapan sanayiciyi zora koyacağına vurgu yaptı.
Bir diğer girdi maliyetinin primler olduğuna işaret eden Özersay, Sosyal Sigorta İhtiyat Sandığı yatırımları nedeniyle yerli üreticinin giderlerinin çok daha artabildiğini ifade etti.
Özersay, hammadde fiyatlarındaki artışın da önemli ölçüde yerli üretime yansıdığını, özellikle döviz ile alınan hammaddeye uygulanan vergi konusunda kolaylık sağlama kararlılığında olduklarını, HP olarak bunu detaylı bir biçimde Sanayi Odasıyla ele aldıklarını kaydetti.
Devletin gelirlerini artırmak için kamu- özel ortaklığını orta ve uzun vadede yürürlüğe koymak zorunda olduklarını söyleyen Özersay, bu konuda yaşanan kötü tecrübelerden örnekler vererek, Elektrik Kurumu’nda elektrik üretiminin bir kısım özelleştirildiğini, bir firmaya verildiğini ama burada kira, garantili alım gibi benzeri ilişkiler nedeniyle olumsuzluklar yaşandığını anlattı.
Havaalanı ile ilgili kar ortaklığıyla ilgili bir adım atıldığını da anlatan Özersay, devletin de kazandığı bir model olmasına rağmen yeni havaalanının henüz bitirilemediğini söyledi.
Özersay, tüm bunlardan ders çıkarılması gerektiğini ifade ederek, devletin ortaklıklardan gelir elde edildiğini anlattı.
Telekomünikasyonda da bir kamu- özel ortaklığıyla bunu çözmek gerektiğini belirten Özersay, hem hizmeti artırmak, hızlı ve güvenilir internet için hem de devlet gelirlerini artırmak için bunun şart olduğunu, benzer şekilde limanlar konusunda da aynı adımı atmak gerektiğini anlattı.
Kıbrıs sorunuyla da ilgili konuşan Özersay, HP’nin yükselişte olan bir parti olduğunu anlatırken, son günlerde yaşanan ekonomik kriz hakkında da değerlendirmede bulundu.
Kapalı Maraş konusunda da soruları yanıtlayan Özersay, Kapalı Maraş ile ilgili atılan adımı seçim yatırımı olarak değerlendirerek, bu hamlenin devamının gelmediğini söyledi.
Türk Lirası’nın değer kaybettiği bu dönemde Kapalı Maraş’ın değerinin daha da attığına vurgu yapan Özersay, “Özellikle Türk Lirası’nın değer kaybettiği bu dönemde, güneyden dövizle gelip inşaat gibi ekonomik yatırımları Kıbrıslı Türk ve Rumların birlikte şirket kurup yapmaları için bunu tasarladık. Maraş, şimdi çok daha fazla değere bindi. Maraş’ın kapalı kısmının bu şekilde ekonomik bir alana dönüşmesidir marifet” dedi.
Maraş’ın açılması ile de kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Özersay, Maraş konusunda ortaya koydukları fikirlerin süre içerisinde evrildiğini, uygulamasının ise eksik kaldığını söyledi.
Özersay konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Maraş konusunda şu anda uygulama yürümüyor. Sadece seçim döneminde yapılan bir hamle gibi kaldı devamı gelmedi. Kapalı Maraş’ın açılmasıyla ilgili olarak bunu sadece Rum tarafını sıkıştırma olarak düşünmedik. Bunu oradaki mülklerin eski kullanıcılarının, eski sakinlerinin o mülkler üzerine gelip yeniden yatırım yapması olarak tasarladık. Asıl olan, Taşınmaz Mal Komisyonunu devreye sokmak, bu insanların gelip araziler üzerine inşaat faaliyetleri, ekonomik yatırım faaliyetleri başlatmalarıydı. Özellikle Türk Lirası’nın değer kaybettiği bu dönemde, güneyden dövizle gelip inşaat gibi ekonomik yatırımları Kıbrıslı Türk ve Rumların birlikte şirket kurup yapmaları için bunu tasarladık. Maraş, şimdi çok daha fazla değere bindi. Maraş’ın kapalı kısmının bu şekilde ekonomik bir alana dönüşmesidir marifet. Öyle göstermelik mesajlar vermek değil. Hükümete geldiğimizde bunu Bakanlar Kurulu kararı aldırmak şeklinde önünü açmak için üzerimize düşen sorumluluğu yaptık. Maraş açılımını önemli olan bizim vatandaşımıza fayda sağlayacak hale dönüştürmektir”