Başbakan Ünal Üstel geçtiğimi hafta hizmete giren Göç Yönetim Merkezi ile ilgili açıklama yaptı. Başbakanlık Basın ofisi tarafından yayımlanan yazılı açıklamaya göre Başbakan Üstel şunları kaydetti;

“Başbakanlık görevini üstlenip, üçlü koalisyonu kurmamızın üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçti. Hükümet olarak yola çıktığımız zaman yol haritamız öncelikle hükümet programımızdı. Başbakan olarak elbette benim düşüncemde paralel ya da tamamlayıcı düşünceler hep olmuştur.

Dünya çok ciddi değişimler yaşıyor. Çok yönlü değişimlerden bizlerin de etkilenmemesi mümkün değildir.

Amacımız olumsuz etkileşimleri en aza çekip, KKTC’de yaşam kalitesini her bakımdan en iyi noktada tutmaktır.

Anavatan Türkiye ile verimli iş birliği, amaçlarımıza, hedeflerimize ulaşmada en önemli avantajımızdır.

Son üç yılda başardıklarımız, halkımızın hayatına olumlu olarak yansımaktadır. Başardıklarımız, başaracaklarımızın en önemli göstergesi ve güvencesidir.

Geçtiğimiz hafta Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, adamıza geldi ve birlikte çok önemli bir açılış gerçekleştirdik. Düzensiz Göçle Mücadele, Göç Yönetim Merkezi’ni hizmete koyduk.

Düzensiz göçle mücadele halkımızın refahı, huzuru ve güvenliğiyle doğrudan alakalıdır. Bu açıklamaya ihtiyaç duymam, bu önemin altını bir kez daha çizmek istememdir.

KKTC ekonomisinde hizmet sektörleri önemli paya sahiptir. KKTC’nin stratejik konumu ve dinamizmi, insan hareketine de neden olmaktadır. Üniversitelerimizde yüz binin üzerinde yabancı öğrenci bulunmaktadır. Turizm sektörümüzde her geçen gün ivme kazanmakta, gelen turist sayısında yeni hedeflere kararlılıkla ilerlemekteyiz. Dinamik ekonomik yapımızda yabancı iş gücü, bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmakta ve yabancı işçiler, yasal mevzuata uygun olarak KKTC’ye gelmektedir.

Eskiden ticaret yolları önemliydi, şimdi düzensiz göç yolları önemden öte tehdittir.

Uzun yıllar düzensiz göç ya da ülkemize giriş çıkışlarda yeterli teknolojik destek olmadan mücadele etmeye çalıştık. Bilişim çağında, bilişim desteğinden yoksun mücadelede başarı şansı düşüktür. Bu bilinçle Göç Yönetim Merkezi’ni devreye koyduk.

Kayıt dışı insan, kayıt dışı potansiyel tehlike demektir. 7 bin kişiyi sınır dışı ettik. Yasa dışı davrananlardan, cezasını çekmesi gerekenler cezasını çekerken, risk oluşturanlar da çağdaş ülkelerde olduğu gibi sınır dışı edilecektir. Kaçak öğrenci, kaçak işçi olmayacak. Öğrenciyse okulunda, işçiyse işinde olacak.
En üst düzey teknolojiyle kurulan alt yapı, ülkemize giriş – çıkış kapılarında anında tespit yapmaya yararken, ülke içinde teknik donanımlı araçlarda ayni hizmeti verecektir. Böylece KKTC hızla çok daha güvenli bir ülke konumuna gelecektir.

Anavatan Türkiye ile sistem uyumu, sabıkalı ya da suç eğilimi yüksek kabul edilenleri ülkemize ayak bastığı an tespit etmemize yarayacaktır.

Amacımız, koruyucu güvenlik anlayışıyla KKTC’deki güvenlik riskini dünya standartlarında en iyi konuma getirmek, ‘Eskiden kapımız, penceremiz açık uyurduk’ denilen günleri yeniden yaşatmaktır. Bunun mümkün olduğunu hep birlikte göreceğiz. KKTC Ortadoğu’nun en huzurlu, en güvenilir, suç oranı en düşük ülkesi olacak. Hep birlikte bunu göreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Girne Milletvekili Hasan Küçük, çocukların dijital bağımlılık ve akran zorbalığı gibi çağın önemli sorunlarıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, çocukları bu tür risklerden korumak için Meclis bünyesinde kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

Hasan Küçük, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, dijital bağımlılığın çocukların fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediğini; akran zorbalığının da çocukların eğitim hayatlarında ciddi sıkıntılar yaratabileceğini belirtti. Küçük, bu sorunlarla mücadele etmek adına Meclis’te özel bir komite kurulduğunu ve çocukların daha güvenli bir ortamda büyümeleri için çeşitli yasalar ve önlemler üzerinde çalıştıklarını ifade etti.

Meclis komitesinin dijital bağımlılıkla mücadele kapsamında çocukların bilinçlendirilmesi, ailelerin desteklenmesi ve eğitim kurumlarında denetimlerin artırılması gibi konular üzerinde durduğunu belirten Küçük, çocukların teknolojiyi bilinçli ve kontrollü kullanmaları için yeni politikaların hayata geçirileceğini kaydetti.

Akran zorbalığıyla mücadelede ise rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi, eğitim ortamlarında farkındalık kampanyalarının artırılması ve öğretmenlerin bu konuda özel eğitimler alması gibi adımların planlandığını aktaran Küçük, çocukların kendilerini güvende hissedecekleri bir eğitim sistemi için kararlı olduklarını dile getirdi.

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu, 2025 yılında çocukların karşı karşıya olduğu savaş, yoksulluk, sağlık eşitsizlikleri ve göç gibi sorunlara dikkat çekerek, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü’nün artık yalnızca kutlama değil; bir değerlendirme ve sorumluluk alma günü olması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu 1 Haziran Dünya Çocuk Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünya genelinde yaşanan savaşlar, zorunlu göçler ve derinleşen yoksulluğun milyonlarca çocuğun sağlıklı, güvenli ve adil koşullarda büyümesini engellediğine işaret etti.

Açıklamada, “Özellikle Gazze, Ukrayna, Sudan ve Myanmar gibi bölgelerde çocuklar, yaşam hakkı başta olmak üzere temel haklardan yoksun bırakılmaktadır. Uluslararası veriler, her üç saniyede bir çocuğun önlenebilir nedenlerle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.” denildi.

-“Sağlık ve eğitime erişimde gerileme”

Çocukların yeterli ve nitelikli beslenme ile sağlık hizmetlerine erişiminin, birçok bölgede hâlâ ciddi bir sorun olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, “Erken yaşta evlilik, çocuk işçiliği, istismar ve eğitimin kesintiye uğraması gibi olgular, çocukların sağlıklı gelişimini doğrudan tehdit ediyor. Ekonomik krizler, aşı takvimlerindeki gecikmeler, ruh sağlığına dair hizmetlerin yetersizliği ve aile içi desteğin azalması, bu durumu daha da ağırlaştırıyor.” ifadeleri yer aldı.

-“Göçmen çocuklar KKTC’de artık göz ardı edilemez bir gerçeklik”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde son yıllarda artan göç hareketliliğinin, göçmen çocukların durumunu daha da önemli hale getirdiği kaydedilen açıklamada, “Bu çocukların sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere erişiminde yaşanan yapısal zorluklar; dil engelleri, belgesizlik, kayıt dışı yaşam koşulları ve toplumsal dışlanma gibi faktörlerle derinleşmektedir. Kurum, göçmen çocukların da anayasal güvence altındaki temel haklarına eşit şekilde erişebilmesi için yerel politikaların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.” denildi.

-“Çocuk hekimleri sadece muayene etmiyor tanıklık da ediyor”

Çocuk hekimlerinin yalnızca bireysel sağlık hizmeti sunmadığı, çocukların yaşadığı çevresel ve sosyal koşullara da duyarlı oldukları ifade edilen açıklamada, “Sağlık yalnızca tedaviyle değil, koruyucu hizmetler ve adil bir toplum düzeniyle mümkündür.” denildi.

– “Çocuk haklarının yalnızca sembolik günlerde hatırlanması yeterli değil”

Çocuk haklarının yalnızca sembolik günlerde hatırlanmasının yeterli olmadığı ve bu konulardaki farkındalığın her gün artırılması gerektiği vurgulanan açıklamada çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyümeleri için toplumsal ve politik her türlü desteğin sağlanmasının öncelikli hedef olması gerektiğinin altı çizildi.

-5 maddelik çağrı

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu, ulusal ve uluslararası düzeyde çocukların korunması için aşağıdaki çağrılarda bulundu:

“Savaş ve çatışma ortamlarının çocuklar üzerindeki etkilerine karşı acil ve etkili uluslararası önlemler alınmalıdır. Göçmen çocukların temel haklara erişimi güvence altına alınmalı; yerel politikalar bu yönde yeniden yapılandırılmalıdır. Çocuklara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi amacıyla mevzuat ve uygulamalar güçlendirilmelidir. Sağlık ve eğitim hizmetlerine eşit erişim olanakları genişletilmelidir. Çocukların ruh sağlığına yönelik koruyucu ve onarıcı destek programları yaygınlaştırılmalıdır.”