Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Öztürkler Kazakistan temaslarını BRT’de değerlendirdi

Published

on

Kazakistan’da düzenlenen Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 14. Genel Kurulu’na katılan Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, temaslarını ve toplantıdan çıkan sonuçları BRT ekranlarında değerlendirdi.

Ülgen Aksay’ın hazırlayıp sunduğu ‘Manşet+’ programına konuk olan Öztürkler, Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev ile görüşmesinden, Türk Devletleri ile olan ilişkilerin geleceğine kadar birçok önemli konuya değindi.

Öztürkler, Kazakistan ziyaretinin tarihi açıdan bir ilk ve dönüm noktası olduğunu belirterek, Türk dünyasının birlikteliğinin güçlendirilmesi yönünde atılan adımların önemine vurgu yaptı.
Toplantıda, üye ülkeler arasındaki parlamenter iş birliklerinin artırılması ve bölgesel meselelerde ortak hareket edilmesi konularının ele alındığını ifade eden Öztürkler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türk dünyasındaki konumuna da dikkat çekti.

“Parlamenter diplomasi, kardeş ülkeler arasında sadece siyasi bağları değil, gönül bağlarını da pekiştiren bir köprüdür” diyen Öztürkler, görüşmelerin sadece temsili değil, sonuç odaklı olduğunu ifade etti.

TÜRKPA çatısı altında daha güçlü entegrasyon ve ortak çalışmaların önünü açacak kararların alındığını söyleyen Öztürkler, bu çerçevede TBMM Başkanı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş’a da vermiş olduğu destekten dolayı teşekkür etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, katıldığı canlı yayında, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ve Güney Kıbrıs’ın İsrail uçaklarına ev sahipliği yapmasının bölgedeki dengeleri nasıl etkileyebileceğini değerlendirdi.

Öztürkler, İsrailli grupların gemilerle Güney Kıbrıs’a gelmesinin ve bölgedeki hareketliliğin, Türkiye’nin garantörlüğü açısından taşıdığı öneme işaret etti.
Güney Kıbrıs’ın İsrail’e verdiği desteği de eleştiren Öztürkler, İsrail’e ait uçakların Larnaka Havalimanı’nda park pozisyonunu da alınmasını da doğru bulmadığını, bunun adayı hedef haline getirebileceğini kaydetti.

Öztürkler, İsrail savaş uçaklarının İngiliz üslerinden havalanan tanker uçaklarla desteklenmesiyle oluşan askeri yoğunluğun da Kıbrıs Türk halkını doğrudan ateş hattına soktuğunu vurguladı.
Öztürkler, “Rumlar açıkça ateşle oynuyor. İsrail’e sağlanan bu açık destek, sadece bölge barışını tehdit etmiyor, aynı zamanda Kıbrıs Türk tarafını da hedef haline getiriyor” ifadelerini kullanarak, bölgedeki bu gelişmelerin Türkiye’nin garantörlüğü açısından neden vazgeçilmez olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti.

Kıbrıs adasının doğusunda artan askeri hareketlilik, bölgedeki dengeleri sarsarken, Türkiye’nin garantörlük rolünün yalnızca siyasi değil, aynı zamanda güvenlik açısından da kritik bir anlam taşıdığına dikkat çeken Öztürkler, sürecin çok yönlü ve dikkatli bir diplomasiyle yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Öztürkler, “Bu noktada Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü, bizim için yalnızca bir yükümlülük değil, bir güvenlik sigortasıdır. Kararlılıkla ve birlik içinde hareket ederek bu tehlikeli süreci aşacağız” diyerek Türk tarafının kararlı duruşunu yineledi.

Meclis’te Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla gerçekleşen kapalı oturumu da gündeme getiren Öztürkler, KKTC’nin uluslararası politikalarının toplantının ana hatlarını oluşturduğunu söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı ile TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği “İletişim Eğitim Programı” başladı. Eğitim programı iki gün sürecek

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın birlikte düzenlediği “İletişim Eğitim Programı”, Dışişleri Bakanlığı Uğur Umar Konferans Salonu’nda yapılıyor.

İki gün sürecek hizmet içi eğitim programı, bugün saat 10.00’da başladı.

Eğitim programının açılışında Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar, birer konuşma yaptı.

Eğitim programında, “Kamu Diplomasisi”, “Kriz Anlarında İçerik Yönetimi”, “Yapay Zeka” “Sosyal Medyanın Doğru Kullanımı ve Dezenformasyonla Mücadele” ve “Kurumsal İletişim” konu başlıkları yer alıyor.

Eğitim programının temel amacının; dış politika üretiminde iletişimin stratejik rolünü güçlendirmek, kamu diplomasisinin araçlarını etkin şekilde kullanabilen dezenformasyonla mücadele konusunda yetkin, kriz anlarında doğru ve zamanında iletişim stratejileri geliştirebilen bir diplomasi kurumsallığına katkı sağlamak olduğu vurgulandı.

İletişim Eğitim Programı’nın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bugünün önemli ve farklı bir gün olduğunu belirtti.

Eğitimin verildiği salonda çoğu zaman toplantılar ve konuşmalar yapıldığını belirten Ertuğruloğlu, “İlk defa bu salonun tıklım tıklım olduğunu gördüm. Son derece mutluyum.” dedi.

Ertuğruloğlu, hizmet içi eğitimin gerçekleşmesini Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’ndan aylar önce kendisinin talep ettiğini belirterek, eğitimin önemine değindi.

Ertuğruloğlu, yıllar önce bürokrat olduğu bir dönemde, Ankara Dışişleri’nde bir üst düzey bürokratla konuşurken her zaman yaptığı gibi Kıbrıs konusunda sitemkar ve talepkar bir üslupla konuştuğunu anımsatarak anısından bahsetti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Yerleşkesi açılışında yaptığı konuşma metninin sürekli cebinde olduğunu belirten Ertuğruloğlu, Erdoğan’ın konuşmasındaki “İsimlerimiz farklı olsa bile, konu Kıbrıs davası olunca, soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” sözlerine değindi.

Kıbrıs Türk halkının yıllarca dünyadan soyutlanıp, kendi içine kapanmış olarak yaşamaya zorlandığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Türk halkı, tüm bu süreçler boyunca Anavatan Türkiye’den her zaman yardım talep etmiş ve her yardım talebi de cevap bulmuştur. Anavatan her türlü bedeli ödemeyi göze alarak, gerekirse bütün dünyayı karşısına alarak Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamış ve mücadelesinde bir bütün olarak, bu haklı davayı ileri götürmek için beraber mücadeleler vermişizdir. Bugün de aynı şey geçerlidir.” şeklinde konuştu.

“Bizim de üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları yerine getirme mecburiyetimiz var.” diyen Ertuğruloğlu, yan gelip yatma diye bir lükslerinin olmadığını kaydetti.

 

“Bir BRT neden TRT olmasın, Türk Ajansı Kıbrıs neden Anadolu Ajansı olmasın.” şeklinde konuşan Ertuğruloğlu, iletişimin bu kadar önemli olduğu ve dezenformasyonun bu kadar tehlike arz ettiği dünyada çok daha etkin iletişim unsurlarını öğrenip, bunları uygulama noktasına gelmeleri gerektiğinin şart olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu,  “Gündemi, Rum basınının yaratıp Türk basınının da bunu tekrarladığı bir basın olmaktan çıkmamız gerekir. Niye gündemi Kıbrıs Türk basını yaratmasın? Ama dezenformasyonla değil gerçeklerle…” ifadelerini kullandı.

Her yönüyle son derece haklı bir ulusal davanın savunucusu olduklarını belirten Ertuğruloğlu,  “Kendi içimizde de bazı unsurlar var. Bizi, haklı davayı savunmaktan dolayı utanma durumuna getirmeye çalışıyorlar. Sanki bir suç işliyoruz. Bu oyuna asla gelinmemesi gerekir.” dedi.

Anavatan Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına güvendiğini kaydeden Ertuğruloğlu, bir bütün olduklarını dile getirdi.

“Bugün ülkede siyaset yapacağım diyerek iki devletli politikayı ‘çözümsüzlüğün kendisidir’ diye lanse eden siyasilerimiz var. İki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü savunmak olduğunu söyleyebilecek kadar Kıbrıs konusundan bir haber ve başka bir dünyada yaşayan arkadaşlarımız var.” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, bunun Kıbrıs konusunun ne olduğunu bilmediklerini gösterdiğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul edilmesidir. Başka bir sorun değil. Yaşadığımız bütün problemlerin nedeni ve temeli Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesidir. Bu gerçek ortada dururken, iki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü gündeme getirdiğini nasıl söyleyebilirsin?” diye konuştu.

Kıbrıslı Rumların Kıbrıs sorunu tanımlamasına değinen Ertuğruloğlu, eleştirilerde bulundu.

Çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Dünya Rum’u bu şekilde şımarttığı sürece, Rum tarafı bizim de faydalanacağımız bir ortamı neden kabul etsin. Bütün avantajları kendi başına kullanırken,  üzerimizde ambargoları uygularken ve Türkiye’yi işgalci bir ülke diye suçlarken… ” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, sözlerine, Berlin Büyükelçiliği’nde müsteşar olarak görev yaptığı bir dönemde okuduğu bir makaleye değinerek başladı.

Seyahatin Berlin’den Ankara’ya 14 gün olduğu 1920’lerden, bilginin Berlin’den Ankara’ya üç ya da beş saniyede geldiği bir çağda olduklarını kaydeden Başçeri, “Böylesine hızlı bir dönüşümü yaşadık ve şimdi buna adapte olmaya çalışıyoruz.” dedi.

İran ile İsrail arasında hava savaşının yaşandığına değinen Başçeri, her iki taraftan farklı farklı açıklamaların geldiğini, “hangisinin doğru, hangisinin yanlış” olduğunu ayırt etmekte zorlandığını belirtti.

“Yaptığımız işin doğruluğunu, doğru bir şekilde kamuoyuna aktarılması farklı bir boyuta geliyor. Bir Algoritma üzerinden, milyonlarca paylaşımın nasıl değerlendirildiğine bakılmaksızın, ortaya konan bazı düşünceler, fikirler sanki hepimiz bunun doğruluğuna inanıp ona göre de üretilen algılar üzerinden bir düşünce silsilesi geliştirmeye çalışıyoruz.” diyen Başçeri, kendileri için en tehlikeli olanının bunun üstüne de bir siyaset kurmaya gayret etmeleri olduğunu dile getirdi.

Hizmet içi eğitim programını önemli ve faydalı bulduğunu dile getiren Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın edinmiş olduğu tecrübenin ve bilgi birikiminin KKTC’deki bu alanda faaliyet gösterenlere aktarılmasının yararlı olacağını vurguladı.

Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın personel böylesine bir eğitim programını planladıkları için ve Dışişleri Bakanlığı kapılarını bu eğitim programına açmasından dolayı Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na teşekkür etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar da, gününüzde kamu diplomasisi ve kurumsal iletişim kavramlarının daha önce hiç olmadığı kadar önem kazandığını gördüklerini kaydetti.

Bayraktar, bu bağlamda kamu çalışanlarının, kamu diplomasisi ve kamusal iletişim konularında gerekli bilince sahip olmalarının önem kazandığına değindi.

İletişim Eğitim Programı’na değinen Bayraktar, dezenformasyonu önemli bir silah olarak kullanan sosyal medyanın, diplomasi ve habercilik ekseninde bilinçli olarak ele alınması gereken bir husus olduğunu kaydetti.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

47.Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri çerçevesinde Çocuk Şenliği yapıldı

Published

on

By

47. Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri kapsamında Çocuk Şenliği yapıldı.

Şenlikte çocuklar, tahta bacaklar, sihirli şovlar, jonglör gösterileri, canlı heykeller, pandomim gösterileri, ışıklı-ışıksız robotlar ve bubble şov eşliğinde güzel vakit geçirdiler.

Bölgedeki dans okulları ve derneklerinin dans gösterileri sunduğu şenlikte çocuklara özel ücretsiz yiyecek içecek ikramı da yapıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Meclise Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına yönelttiği ciddi tehditler karşısında birlik ve dayanışma çağrısı yapmak için gittim

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis’e, Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına yönelttiği ciddi tehditler karşısında birlik ve dayanışma çağrısı yapmak için gittiğini kaydederek; siyasi polemiklerin değil, toplumsal sorumluluğun konusu olduğunu vurguladığı çağrının “anlamsız” olarak nitelendirilmesinin hem talihsiz hem de düşündürücü olduğunu belirtti.

Muhalefetin, birlikten kaçtığını, halkın haklarını hedef alan saldırılara karşı yaptığı birlik çağrısını yanıtsız bıraktığını kaydeden Tatar, “Şimdi de kendi yayın organları başta olmak üzere gerçekle bağdaşmayan ifadelerle kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Konuyu çarpıtmaya gerek yok. Ne söylediğim, ne için orada olduğum açıktır” dedi.

Meclis’e gitmesinin gerekçesinin açık olduğunu vurgulayan Tatar, bu gerekçenin, “Rum tarafının özellikle mülkiyet meselesi üzerinden yürüttüğü baskıcı ve düşmanca siyasete karşı halkın yanında olduğunu göstermek, bu konuda Meclis’in ortak bir tavır alması için çağrıda bulunmak” olduğuna dikkat çekti.

-“Meclis’in birlik içinde hareket etmesi gerekir”

Tatar, halkın iradesine ve geleceğine yönelik tehditler karşısında Meclis’in birlik içinde hareket etmesi gerektiğinin de altını çizdi.

-“Muhalefet sıralarından yüksek sesle sataşmalar oldu”

Kapalı oturumda ana muhalefet liderinin iki kez konuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmaların birinin yaklaşık 45, diğerinin 20 dakika sürdüğünü belirtti ve şöyle devam etti:

“Yani sürelere bakıldığında en az benim kadar söz aldı. Ardından ben, yapılan değerlendirmelere yanıt vermek üzere tekrar kürsüye çıktım. Bu sırada muhalefet sıralarından yüksek sesle sataşmalar oldu. Bazı milletvekilleri söz haklarının engellendiğini iddia etti. Bunun üzerine açık ve net bir şekilde ‘Ne sormak isterseniz sorun, tümünü yanıtlamaya hazırım. Benim hiçbir çekincem yok’ dedim.

Ancak buna rağmen yüksek sesle ‘sormayacağız’ diyerek eleştirilerini sürdürdüler. Sorusu olan varsa yanıtlamaya hazırım demiş olmama rağmen bu gerçeği manipüle etme çabası bu tutumlarının önceden planlandığını göstermektedir.

Devamını Oku

Trending

Reklam