Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler görevi devralmasının ardından ilk açıklamayı BRT’ye yaptı.
Öztürkler BRT’de yayınlanan 18. Saat programına telefonla bağlanarak, Meclis başkanlığı ile ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi. Öztürkler, “Tufan hoca benim için değerlidir. Bugüne kadar CTP’deki milletvekili arkadaşlarımızla uyumlu bir şekilde çalıştık. Bir sıkıntı da yaşamadım. Cumhuriyet Meclisi başkanlığı konusuna geldiğimizde partimin vermiş olduğu bir görev vardı. Hükümetin vermiş olduğu bir görev vardı. Ve bu görev doğrultusunda aday gösterildim. Aday gösterilmem sonucunda da Meclis Genel Kurulu’nda kazandığım ile ilgili tüm milletvekillerine bilgi verildi” dedi.
Ziya Öztürkler, “Özellikle sürekli mühürler üzerinde işte çift mühür üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Aslında bunun doğru bir bakış açısı olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle şuna karar verilmesi gerekiyor. Meclis’te yapılan seçimler Yüksek Seçim Kurulu kurallarına göre mi yapılıyor? Yoksa Meclis İç tüzüğüne göre mi yapılıyor? Veya şuna da cevap vermek gerekir. Eğer Meclis’te yapılan seçimler Yüksek Seçim Kuruluna göre yapılıyorsaydı bizim yapmış olduğumuz seçimin neresinde Yüksek Seçim Kurulu’nun kuralları uygulandı? Örneğin oy pusulaları, mühürler, girişler-çıkışlar cep telefonu hassasiyetleri Yüksek Seçim Kurulu’na göre mi değerlendirildi?” diye konuştu.
Sürecin Meclis İç Tüzüğü’ne göre yapılarak tamamlandığının altını çizen Meclis Başkanı Öztürkler, “Meclis’teki hukukçu arkadaşların bu yorumlarını tabi ki kendi çift mühür üzerinden yaptıkları görülmektedir. Özellikle bu seçimin Yüksek Seçim Kurulu’na göre mi yoksa Meclis İç tüzüğüne göre yapılıp sonlandırıldığının iyice analiz edilmesi gerekir. Biz de uluslararası tanınmış hukukçulardan görüşler aldık ve elimizdedir. Oradaki kaidelere göre de bu seçimin Yüksek Seçim Kurulu’nun kurallarının uygulanmasının söz konusu olmadığıdır. Yüksek Seçim Kurulu’nun herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı ve tamamen Meclis’in içinde gerçekleşen seçimlerin Meclis İç tüzüğüne gerçekleşerek sonuçlandığı açık bir şekilde ortadır” dedi.
Öztürkler konuşmasında şu ifadelere de yer verdi:
“26 kişilik bir irade var. Hiç bir tur da ret oylarının fazla olmadığı bir irade var. Ama hukuksuzlukla değerlendiriliyor. Burada bizim hukukçularımız aldığımız hukuk görüşlerinin YSK’ya göre değil Meclis İç Tüzüğüne göre değerlendirildiğidir. Hukuka herhangi bir aykırılığının olmadığı da net olarak tarafımıza iletilmiştir. Burada 2-3 arkadaşımızın mühürü üzerinden bu muhabbetler devam ediyor. Peki! bu arkadaşlar bu mühürlerini gerçekten yakmak istiyorlarsa birçok seçimde bunun örneklerine biz tanıklık ettik. Niye “Evet”in yanındaki Ret’e veya Çekimser 2, 3 noktaya da vurmayıp da iradeyi “Evet” olarak koydular. Bunun da sorgulanması gerekiyor. Veya milletvekili arkadaşlarım kendileri Ziya Öztürkler’in başkanlığını kabul etmiyorsa işte o “X” mühürlerini bilinçli olarak oraya vurdularsa o zaman çıkıp açıklama yapsınlar. Desinler ki; bizim irademiz bu değildir”
Ziya Öztürkler, “Meclis’i bugün devraldım. Meclis’in hukukçularına yazılı bir soru sorulduğunu tespit etmedim. Meclis’in hukukçularından Meclis Eski Başkanımız sözlü olarak birtakım taleplerde bulunulduğu ifade edildi. Ama sorulan soru nedir? Sorulan soruya alınan cevap nedir? Veya Meclis Eski Başkanına yöneltilen hukuk görüşünün hangi doğrultuda ve hangi gerçeklerle ortaya konulduğu da bir muammadır” diye konuştu.
Meclis Başkanı Öztürkler bir soruya ise, “Son yaptığımız oylamada Zorlu Töre tarafından Meclis Başkanı ilan edilmiştir. Meclis Başkanı ilan edildikten sonra meclis seçiminde yer alan katiplerin 5’inin de Meclis’in seçim sonuç tutanağında imzaları vardır. UBP’ye ait 3 milletvekilinin imzası olduğu gibi sadece bu oylarla ilgili şerh noktasında 2 tane CTP milletvekili arkadaşımızın imzası vardır. Yani orada da bu oyların geçerli olduğu Meclis’teki Divan tarafından kararlaştırılmıştır. Ben kesinlikle bir hukuksuzluk olduğuna ve bunun seçimin geçersiz olduğu noktasına katılmıyorum” dedi.
Ziya Öztürkler, Meclis’teki seçimlerin Yüksek Seçim Kurulu’nun kurallarına göre değil Meclis İç tüzüğüne göre yapıldığını ve iradenin de ortada olduğunu vurguladı.
Meclis Başkanı Öztürkler, “Pazartesi günü Meclis’te yer alıp. Meclis’teki çalışmaların başlatılması için gerekli iradeyi ortaya koyacağım. Partimin, hükümetimin görüşü de bu noktadadır. Herhangi bir hukuksuz nokta tespit edilmiş olsaydı herhangi bir yasal sıkıntı tespit edilmiş olsaydı zaten benim o Meclis’te oturmam söz konusu değildi. Onun için bende hukuk noktasında bu ülke bir hukuk devletidir. Bu ülkede hukuk kurallarına göre hareket edilir. Bugüne kadar hukuka saygılı ve sorumlu bir şekilde davrandık” dedi.
Öztürkler bir soru üzerine, “Şuanda Meclis’te Pazartesi günü için gündem çağrısını yinelemeye gerek yoktur. Meclis’te oturuma ara verilmiştir. Meclis’in normal prosedürü olarak Meclis Başkanlığı seçimi bittikten sonra Meclis Başkan Yardımcılığı ve Divan seçimin devam etmesi gerekir. Çağrım; biran önce bu seçimlerin tamamlanarak, toplumun bizden beklediği üretmek noktasında, yasaları çıkarmak ve komitelerin çalışmasıdır” yanıtını verdi.
Ziya Öztürkler’in başkanlığının tanınıp, tanınmamasının gündeminde olmadığına vurgu yapan Meclis Başkanı Öztürkler, “Benim gündemim toplumda beklenen yasaların geçmesi, komitelerin çalışmadır. Benim durumumla ilgili herhangi bir hukuka aykırılık tespit edildiği noktada, herhangi bir mahkeme veya farklı bir noktada, Divan bittikten sonra da Meclis kurullarında herhangi bir noktada farklı bir durum ortaya çıkarsa bu koltuktan kalkmasını da biliriz. Hayatımız boyunca bizim için makamlar gelip geçici olmuştur. Ben birçok makamda yer aldım ve bugüne kadar makamlarda görev yürüttüm. Önemli olan makamlar değildir. Topluma koyacağın hizmettir” dedi.
TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:
“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.
Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.
Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:
“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir” açıklamasında bulundu.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik asılsız iddiaların yer aldığı kitapla ilgili sert eleştirilerde bulunan Ertuğruloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ten mücadele bayrağını devralarak Kıbrıs Türk Halkı’nı devlet sahibi bir halk haline getiren, ömrünü halkının egemenliğine ve milli Kıbrıs davamıza vakfeden Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir!
Müptezel hezeyanlarıyla Denktaş’a dil uzatanlar şunu bilin; Denktaş’ın kutlu mücadelesi bizim yolumuzdur. Onun cesareti, onun devlet vizyonu bize emanet ettiği en büyük değerdir, ilham kaynağımızdır.
Bu dava ne bir kitapla kirlenir ne de çapı belli olanların hayal gücüyle küçülür. Yolumuz nettir; yolumuz Anavatanımızın yoludur, Denktaş’ın yoludur, Türklük yoludur. Davamız büyük, devletimiz kalıcıdır!
Bu vesileyle bir kez daha, yaşadığımız toprakları bize vatan yapan tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.”