Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Öztürkler: Pazartesi, Meclis’te yer alıp, çalışmaların başlatılması için gerekli iradeyi ortaya koyacağım

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler görevi devralmasının ardından ilk açıklamayı BRT’ye yaptı.

Öztürkler BRT’de yayınlanan 18. Saat programına telefonla bağlanarak, Meclis başkanlığı ile ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi.
Öztürkler, “Tufan hoca benim için değerlidir. Bugüne kadar CTP’deki milletvekili arkadaşlarımızla uyumlu bir şekilde çalıştık. Bir sıkıntı da yaşamadım. Cumhuriyet Meclisi başkanlığı konusuna geldiğimizde partimin vermiş olduğu bir görev vardı. Hükümetin vermiş olduğu bir görev vardı. Ve bu görev doğrultusunda aday gösterildim. Aday gösterilmem sonucunda da Meclis Genel Kurulu’nda kazandığım ile ilgili tüm milletvekillerine bilgi verildi” dedi.

Ziya Öztürkler, “Özellikle sürekli mühürler üzerinde işte çift mühür üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Aslında bunun doğru bir bakış açısı olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle şuna karar verilmesi gerekiyor. Meclis’te yapılan seçimler Yüksek Seçim Kurulu kurallarına göre mi yapılıyor? Yoksa Meclis İç tüzüğüne göre mi yapılıyor? Veya şuna da cevap vermek gerekir. Eğer Meclis’te yapılan seçimler Yüksek Seçim Kuruluna göre yapılıyorsaydı bizim yapmış olduğumuz seçimin neresinde Yüksek Seçim Kurulu’nun kuralları uygulandı? Örneğin oy pusulaları, mühürler, girişler-çıkışlar cep telefonu hassasiyetleri Yüksek Seçim Kurulu’na göre mi değerlendirildi?” diye konuştu.

Sürecin Meclis İç Tüzüğü’ne göre yapılarak tamamlandığının altını çizen Meclis Başkanı Öztürkler, “Meclis’teki hukukçu arkadaşların bu yorumlarını tabi ki kendi çift mühür üzerinden yaptıkları görülmektedir. Özellikle bu seçimin Yüksek Seçim Kurulu’na göre mi yoksa Meclis İç tüzüğüne göre yapılıp sonlandırıldığının iyice analiz edilmesi gerekir. Biz de uluslararası tanınmış hukukçulardan görüşler aldık ve elimizdedir. Oradaki kaidelere göre de bu seçimin Yüksek Seçim Kurulu’nun kurallarının uygulanmasının söz konusu olmadığıdır. Yüksek Seçim Kurulu’nun herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı ve tamamen Meclis’in içinde gerçekleşen seçimlerin Meclis İç tüzüğüne gerçekleşerek sonuçlandığı açık bir şekilde ortadır” dedi.

Öztürkler konuşmasında şu ifadelere de yer verdi:

“26 kişilik bir irade var. Hiç bir tur da ret oylarının fazla olmadığı bir irade var. Ama hukuksuzlukla değerlendiriliyor. Burada bizim hukukçularımız aldığımız hukuk görüşlerinin YSK’ya göre değil Meclis İç Tüzüğüne göre değerlendirildiğidir. Hukuka herhangi bir aykırılığının olmadığı da net olarak tarafımıza iletilmiştir. Burada 2-3 arkadaşımızın mühürü üzerinden bu muhabbetler devam ediyor. Peki! bu arkadaşlar bu mühürlerini gerçekten yakmak istiyorlarsa birçok seçimde bunun örneklerine biz tanıklık ettik. Niye “Evet”in yanındaki Ret’e veya Çekimser 2, 3 noktaya da vurmayıp da iradeyi “Evet” olarak koydular. Bunun da sorgulanması gerekiyor. Veya milletvekili arkadaşlarım kendileri Ziya Öztürkler’in başkanlığını kabul etmiyorsa işte o “X” mühürlerini bilinçli olarak oraya vurdularsa o zaman çıkıp açıklama yapsınlar. Desinler ki; bizim irademiz bu değildir”

Ziya Öztürkler, “Meclis’i bugün devraldım. Meclis’in hukukçularına yazılı bir soru sorulduğunu tespit etmedim. Meclis’in hukukçularından Meclis Eski Başkanımız sözlü olarak birtakım taleplerde bulunulduğu ifade edildi. Ama sorulan soru nedir? Sorulan soruya alınan cevap nedir? Veya Meclis Eski Başkanına yöneltilen hukuk görüşünün hangi doğrultuda ve hangi gerçeklerle ortaya konulduğu da bir muammadır” diye konuştu.

Meclis Başkanı Öztürkler bir soruya ise, “Son yaptığımız oylamada Zorlu Töre tarafından Meclis Başkanı ilan edilmiştir. Meclis Başkanı ilan edildikten sonra meclis seçiminde yer alan katiplerin 5’inin de Meclis’in seçim sonuç tutanağında imzaları vardır. UBP’ye ait 3 milletvekilinin imzası olduğu gibi sadece bu oylarla ilgili şerh noktasında 2 tane CTP milletvekili arkadaşımızın imzası vardır. Yani orada da bu oyların geçerli olduğu Meclis’teki Divan tarafından kararlaştırılmıştır. Ben kesinlikle bir hukuksuzluk olduğuna ve bunun seçimin geçersiz olduğu noktasına katılmıyorum” dedi.

Ziya Öztürkler, Meclis’teki seçimlerin Yüksek Seçim Kurulu’nun kurallarına göre değil Meclis İç tüzüğüne göre yapıldığını ve iradenin de ortada olduğunu vurguladı.

Meclis Başkanı Öztürkler, “Pazartesi günü Meclis’te yer alıp. Meclis’teki çalışmaların başlatılması için gerekli iradeyi ortaya koyacağım. Partimin, hükümetimin görüşü de bu noktadadır. Herhangi bir hukuksuz nokta tespit edilmiş olsaydı herhangi bir yasal sıkıntı tespit edilmiş olsaydı zaten benim o Meclis’te oturmam söz konusu değildi. Onun için bende hukuk noktasında bu ülke bir hukuk devletidir. Bu ülkede hukuk kurallarına göre hareket edilir. Bugüne kadar hukuka saygılı ve sorumlu bir şekilde davrandık” dedi.

Öztürkler bir soru üzerine, “Şuanda Meclis’te Pazartesi günü için gündem çağrısını yinelemeye gerek yoktur. Meclis’te oturuma ara verilmiştir. Meclis’in normal prosedürü olarak Meclis Başkanlığı seçimi bittikten sonra Meclis Başkan Yardımcılığı ve Divan seçimin devam etmesi gerekir. Çağrım; biran önce bu seçimlerin tamamlanarak, toplumun bizden beklediği üretmek noktasında, yasaları çıkarmak ve komitelerin çalışmasıdır” yanıtını verdi.

Ziya Öztürkler’in başkanlığının tanınıp, tanınmamasının gündeminde olmadığına vurgu yapan Meclis Başkanı Öztürkler, “Benim gündemim toplumda beklenen yasaların geçmesi, komitelerin çalışmadır. Benim durumumla ilgili herhangi bir hukuka aykırılık tespit edildiği noktada, herhangi bir mahkeme veya farklı bir noktada, Divan bittikten sonra da Meclis kurullarında herhangi bir noktada farklı bir durum ortaya çıkarsa bu koltuktan kalkmasını da biliriz. Hayatımız boyunca bizim için makamlar gelip geçici olmuştur. Ben birçok makamda yer aldım ve bugüne kadar makamlarda görev yürüttüm. Önemli olan makamlar değildir. Topluma koyacağın hizmettir” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Mehmet Akif Caddesi ile Gülteki Şengör Sokak’ta asfaltlama nedeniyle hafta sonu trafik akışı kontrollü sağlanacak

Published

on

By

Lefkoşa’da, Mehmet Akif Caddesi ile Gülteki Şengör Sokak’ta (Dereboyu) asfaltlama çalışmaları nedeniyle hafta sonu trafik akışı kontrollü sağlanacak.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nden (LTB) verilen bilgiye göre, yarın sabah 05.00’de söz konusu yerlerde asfalt kemirme ve temizlik işlemleri başlatılacak, pazar günse söz konusu güzergâhlara kalıcı asfalt dökülecek. Bu işlem sırasında trafik akışı kontrollü şekilde sağlanacak.

Açıklamaya göre, kanalizasyon altyapı çalışmasının ardından Lefkoşa’da kazı yapılan alanlara kalıcı asfalt dökülüyor. Boru testlerinin tamamlanması sonrası Bedrettin Demirel Caddesi’nde de kalıcı asfaltlama çalışması olacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ataoğlu:Maraş, alternatif turizm modelleri içerisinde bir model oldu

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, bir dönem “Kapalı” olarak adlandırılan ve 2020’de açılan Maraş’ın turizme “çok ciddi” katkı sağladığını belirterek, “Maraş’ı merak edenler, kıyısından, köşesinden görmeye çalışanlar, bugün gönül rahatlığıyla girip görüntü alabiliyorlar, gezebiliyorlar, ziyaret edebiliyorlar. Alternatif turizm modelleri içerisinde bir model oluştu.” dedi.

Antalya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 6. Antalya Turizm Fuarı (ATF 2024), yerli ve yabancı turizm profesyonellerini ağırlamaya devam ediyor. Fuara katılan Ataoğlu, AA muhabirine, bu tür organizasyonların tanıtımda etkin rol oynadığını, kendilerinin de her fırsatta bu tür etkinliklerde yer aldıklarını söyledi.

KKTC‘de turizmin önemli bir sektör olduğuna işaret eden Ataoğlu, Türkiye’de olduğu gibi KKTC‘de de turizmin gelişme kaydettiğini ve dünyanın dört bir yanından misafir ağırladığını belirtti.

Ülkede turizmi çeşitlendirmek ve geliştirmek için de önemli yatırımlar yaptıklarını anlatan Ataoğlu, alternatif turizm modellerini de irdelediklerini kaydetti.

1974 Kıbrıs Harekatı’ndan sonra kapanan ancak 8 Ekim 2020’de yeniden açılan Gazimağusa ilçesindeki Maraş’ın da turizme “ciddi katkı” sunduğunu ifade eden Ataoğlu, Maraş’ın bir dönem kapalı kalmasının, içindeki binaların olduğu gibi durmasının merak uyandırdığını söyledi.

Maraş’ın artık “Kapalı” olarak anılmadığını ve şu anda farklı ülkelerden turist çektiğini dile getiren Ataoğlu, şunları kaydetti:

“Maraş, açıldığı günden bu yana 2 milyondan fazla ziyaretçiyi konuk ediyor. Maraş’ın açılması, herkesin sahilinde faydalanabilmesi, mevcut binaları görebilmesi oldukça önemliydi. Maraş’ın açılmasının turizme çok ciddi şekilde bir katkısı oldu çünkü Kapalı Maraş olarak adlandırdığımızda Maraş’ı merak edenler, kıyısından, köşesinden görmeye çalışanlar, bugün gönül rahatlığıyla girip görüntü alabiliyorlar, gezebiliyorlar, ziyaret edebiliyorlar. Alternatif turizm modelleri içerisinde bir model oluştu.”

– “Daha fazla Türk yatırımcı ve ziyaretçi bekliyoruz”

Ataoğlu, “KKTC‘ye turizm yatırımlarının da her geçen yıl arttığını” söyledi.

KKTC olarak Türk yatırımcıları önemsediklerini vurgulayan Ataoğlu, “Her ülkeden yatırım yapanlar var. Türk yatırımcıların daha fazla gelmesini istiyoruz. Neticede aynı dil, aynı din, para birimi mensubuyuz.” dedi.

Turizmde Türklerin başarılı olduğuna işaret eden Ataoğlu, KKTC‘ye yatırım yapan Türk yatırımcılarına bölgeye, yöreye yönelik farklı teşvikler verdiklerini bildirdi.

Bakanlık olarak talepleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını anlatan Ataoğlu, şunları dile getirdi:

“Yatırımcı, otelini yapıp, sonra elden çıkarıp ülkeyi terk etme düşüncesindeyse bunu farklı değerlendiriyoruz ama yatırımına ilave eden, bir otelin yanına ikincisini, üçüncüsünü hatta sekizincisini yapanlar var. Bu da bizim ne kadar doğru bir ülke olduğumuzu gösteriyor. Türklerin burada olması, bizi daha da sevindiriyor. Bizler, birbirimize sahip çıktığımız sürece hiç kimse bileğimizi bükemez. Yeter ki birlik ve beraberlik içerisinde olalım.”

“Anavatan’dan daha fazla misafir ağırlamak istediklerini” vurgulayan Ataoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimize çağrımız: Orada bir ada var, o ada hepimizin adası. Nasıl ki 1974’te Barış Harekatı’nda o adaya sahip çıktıysak bugün de gelip o adaya, o topraklara hep beraber sahip çıkalım.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Kıbrıs Türk Tarihine Damga Vurmuş İsimler: Rüstem Tatar” semineri yapıldı

Published

on

By

Akdeniz Karpaz Üniversitesi (AKÜN) Kıbrıs Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen “Kıbrıs Türk Tarihine Damga Vurmuş İsimler” etkinlik dizisi kapsamında bugün “Rüstem Tatar” başlıklı seminer yapıldı.

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde büyük hizmetleri bulunan, uzun yıllar bakanlık başta olmak üzere, birçok görevde bulunan ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası olan Rüstem Tatar’a ilişkin seminer Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katılımıyla Lefkoşa Grand Pasha Otel’de yapıldı.

AKÜN Kıbrıs Araştırmaları Merkezi tarafından her ay düzenlenen etkinliğin beşincisi olan seminerde, Gazeteci-Yazar Ahmet Tolgay, Emekli Banka Genel Müdürü Hüseyin Harmancı ve Eski Maliye ve Ekonomi Bakanı Onur Borman konuşmacı olarak yer aldı, Rüstem Tatar’la anılarını paylaştı.

Etkinlikte, Rüstem Tatar’ın ailesinin yanında, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, YÖDAK ve üniversite temsilcileri, bazı müdür ve yetkililer yer aldı.

Seminerin açılışında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AKÜN Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Öz ve Seminer Moderatörü ve AKÜN Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Hasan Topal birer konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, böylesine anlamlı bir seminer düzenledikleri için AKÜN’e teşekkür ederek, merhum babası Rüstem Zihni Tatar’ın hayatından ve kişiliğinden bahsetti.

Tatar, Rüstem Tatar’ın özellikle eğitime, okumaya verdiği önemin altını çizerek, onun çok başarılı ve birinciliklerle dolu bir öğrenim hayatı olduğunu kaydetti, çocuklarını da her zaman bu konuda büyük bir hassasiyetle yönlendirdiğini belirtti.

İngiltere’de geçtiği sınavların ardından, Rüstem Tatar’ın Kıbrıs’ın ilk yeminli mali müşaviri (charter accountant) olduğunu hatırlatan Tatar, babasının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda görev yapan heyetlerde de yer aldığını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla 30 yaşında Sayıştay Başkanı olduğunu ve vazifesini 3 yıl boyunca sürdürdüğünü söyledi.

Rüstem Tatar’ın daha sonra kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Yönetimi ve Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi’nde maliye işlerinden sorumlu bakan olarak görev aldığını anımsatan Tatar, bir süre Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kıbrıs Türk Temsilcisi olduğuna ve yanından hiç ayrılmadığı Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a 22 yıl boyunca danışmanlık yaptığına işaret etti.

Babasının tüm hayatını ofisinde yasalarla uğraşarak geçirdiğini ifade eden Tatar, yazıya da çok önem verdiğini ve kaynak niteliğinde birçok eser bıraktığını vurgulayarak, yazılarının yer aldığı dosyaları Milli Arşiv’e teslim ettiklerini kaydetti.

“Rüstem Tatar’ın oğlu olmaktan gurur duyuyorum.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, ara ara duygusal anlar da yaşadığı konuşmasında, seminerde bulunan Rüstem Tatar’ın eşi ve çocuklarını da selamladı; katılan herkese teşekkürlerini iletti.

– AKÜN Rektör Yardımcısı Öz

AKÜN Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Öz de burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinden Merhum Rüstem Tatar’ın hayatı hakkında bilgiler aktararak, Rüstem Tatar’ın Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesine yaptığı katkılara dikkat çekti.

Öz, Rüstem Tatar’ın oğlu Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da etkinlikte yer almasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, konuşmacı olarak yer alan kişilere ve katılımcılara katkılarından dolayı teşekkürlerini iletti.

AKÜN Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Hasan Topal ise KKTC’nin bugünlere birçok bedeller ödeyerek geldiğini, her sınıftan insanın fedakarlıkta bulunduğunu hatırlatarak, Rüstem Tatar’ın da bu kişilerden biri olduğunu kaydetti.

Dr. Topal, “Rüstem Tatar, hem bize güzel bir Cumhuriyet, hem çok kıymetli bir Cumhurbaşkanı bıraktı” diyerek, kendisine Allah’tan rahmet diledi.

Seminer, konuk konuşmacıların paylaşımlarıyla devam etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam