Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Öztürkler:E-Vize ülkeye girişlere siki denetim getirecek

Published

on

İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, ülke güvenliği ve kamu huzurunun korunmasına yönelik atılan adımların en önemlisi olarak değerlendirdikleri “E-Vize Otomasyon Sistemi” ile ne murat edildiğini ve devreye girmesiyle birlikte ne gibi kazanımlar elde edileceği hakkında açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, “Yürütülen çalışmalardan biri olan E-Vize Otomasyon Sistemi ile bir süre önce ülke huzurunun sağlanması adına başlatılan; Muhaceret Sistemlerinin yenilenmesi, ülkede kayıtlılığın sağlanması, suç ve suça karışmış yabancıların deport edilmesi ve muhaceret sistemlerinin güncellemesine paralel olarak ülkeye girişlerin kontrol altına alınmasının amaçlandığını ifade etti.

TEMEL VİZYONUN EN ÖNEMLİ AYAĞI “E-VİZE OTOMASYON SİSTEMİ”

Ülke güvenliği ve kamu huzurunun korunması adına göreve geldikleri ilk günlerden itibaren çok yönlü bir çalışma sürdürüldüğünü, bu konuda ortaya koydukları temel vizyonun en önemli ayağını oluşturan E-Vize Otomasyon Sistemi’nin hayata geçirilmesi için bakanlık olarak tüm teknik çalışmaları tamamladıklarını, projenin ihaleye aşamasına hazır hale getirildiğini ve kısa süre önce de Maliye bakanlığından 255 Bin 500 dolar bedelle ihale edilecek projenin bütçe onayının alındığını, E-Vize Otomasyon Sisteminin devreye girmesiyle de ülkeye girişlere sıkı denetim getireceğini açıkladı.

Bu bağlamda yurt içinde yürütülen denetimlerle 4 ayda 1500 kişinin düzensiz kalmaktan veya suça karışmaktan dolayı deport edildiğini, Muhaceret Sistemlerinin yeniden yapılandırılması için ilgili paydaşlarla toplantılar yapıldığını ve kayıtlılığın sağlanması adına son bir şans olarak kapsamlı bir Muhaceret Affı hazırlandığını da belirten Bakan Öztürkler, “tüm çalışmalarımızın meyvesini toplayacağımız ve suç oranların da düşmesinde etkili olacağına inandığım, ülkeye girişlerin çok daha sıkı şekilde kontrol altına alınmasını sağlayacak ‘E-Vize Otomasyon Sistemi’nin uygulamaya sokulmasıyla da bu hususlarda önemli bir yol almış olacağız” dedi.

 

KİŞİLER ÜLKEYE GELMEDEN “E-VİZE KONTROL OFİSİ”NİN SÜZGECİNDEN GEÇEÇEK

Öztürkler, E-Vize Otomasyon Sistemi ile ülkeye gelecek olan yabancı kişilerin bilgilerinin önceden kontrol edilerek, daha adaya gelmeden ön kontrollerinin yapılarak sınır güvenliğinin artırılacağını ve kişilerin kayıt altına alınacağının altını çizdi.

E-Vize uygulaması ile kamu güvenliği için sakıncalı olan bir kişi daha adaya gelmeden önce bilineceğinden yıllardır sınır dışı için de devletin kasasından çıkan yüksek bedellerin de ortadan kalkacağına dikkat çeken Öztürkler, “ayrıca yapılan teknik çalışmalarla ileriye yönelik olarak da E-Devlet yapısının önünün açılacağını ve eksik olan yapının oluşturulmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

E-Vize Otomasyon Sisteminin işleyişi hakkında da bilgi veren Bakan Öztürkler, “E-Vize Sisteminin devreye girmesiyle, İçişleri Bakanlığı resmi web sitesinden, E-Vize portalına giriş yapılarak gerekli evrakların  yüklenerek, resmi e-Vize formunun doldurulmasından sonra yedi farklı kurumumuzdan oluşacak ‘E-Vize Kontrol Ofisi’nin yani Nüfus Kayıt Dairesi, Muhaceret Dairesi, Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Polis Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Vergi Dairesi tarafından başvuruların sistem üzerinden kontrol edilerek, bir süzgeçten geçirileceğini belirtti.

KAMUDA UZUN KUYRUKLAR AZALTILARAK ELEKTRONİK İŞLEMLER DÖNEMİNİN KAPISI AÇILACAK

Kontrol Ofisi tarafından gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra yasal olarak uygun olan başvuru sahiplerine vizelerinin online olarak verileceğini ifade eden Öztürkler, “E-Vize sisteminin oluşturulmasında Dış İşleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımızın önemli katkıları olmuştur. Bu işbirliği sayesinde kurulan yapı ile yedi farklı kurumumuzdan oluşacak ‘E-Vize Kontrol Ofisi’nin entegre sistemlerle çalışması sağlanacak, yabancı kişilerin verileri ve sistemler üzerindeki tüm kişi verileri tekilleştirilerek e-devlet için önemli bir adım atılmış olacaktır” dedi.

E-Vize Otomasyon Sisteminin oluşturacağı temel yapı sayesinde, ileri aşamalarda sağlanacak sistemler arası tam entegrasyon ile de E-Devlet kapısı üzerinden elektronik işlemlerin kolayca yapılabileceğine dikkat çeken Bakan Öztürkler, yıllardır şikayetçi olduğumuz, kamu kurumlarında iş yapmak isteyen kişilerin oluşturduğu uzun kuyrukların azaltılarak elektronik işlemler döneminin kapısının açılacağını ifade etti.

 

 

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hekim örgütleri depreme hazırlık istedi: “Dayanıklı hastaneler şarttır… Harekete geçin. Şimdi!”

Published

on

By

İki hekim örgütü Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) ile Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), Kıbrıs adası etrafındaki deprem hareketlerinin son günlerde arttığına işaret ederek depremlere karşı hazırlık için hemen harekete geçilmesini istedi.

Hastanelerdeki deprem risklerine dikkat çeken örgütler, alınmasını istedikleri önlemleri de sıraladı.

Hekim örgütleri, deprem riskinin her geçen gün arttığını belirterek ancak bu gerçekliğin yöneticiler tarafından görmezden gelindiğini; olası bir depremde en çok ihtiyaç duyulacak yerler olan hastanelerin, hâlâ depreme dayanıklı hale getirilmediği gibi, acil durumlar için hiçbir hazırlık yapılmadığını belirtti.

2020 yılında ülkenin en büyük sağlık tesisi olan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki yangın ve öncesindeki sel felaketlerinin, sadece hastanelerin değil, sağlık sisteminin doğal afetlere karşı tamamen hazırlıksız olduğunu gözler önüne serdiğini kaydeden Tabipler Birliği ve Tıp-İş, “Ancak bu acı olaylardan hiçbir ders çıkarılmadı. Olası bir depremde bir afet yönetim planımız olmadığı gibi kamu ve özel hastanelerimizde deprem tatbikatlarının dahi gerçekleştirilmediği gün gibi açıktır.” dedi.

İki örgütün ortak açıklamasında, depremde yaralıların hayatta kalmasının kurtarma çalışmaları yanında, sağlık hizmetlerine bağlı olduğuna işaret edilerek “Göçük altından çıkarılan yaralılar için kan nakli, diyaliz, ameliyat, yoğun bakım gibi hayati hizmetler gerekecektir. Bu hizmetlerin verileceği binalarımız, en ufak bir sarsıntıda yıkılacaksa, o yaralıları kurtarmak bir hayalden öteye gidemez. Ayrıca hastanelerin yıkılması ile sağlık çalışanlarının kaybı veya yaralanması hem ciddi bir eğitilmiş insan gücü kaybı, hem de sağlık hizmetlerinin durması anlamına gelecektir.” denildi.

-“Raporlamalar birçok hastane binasının depreme dayanıklı olmadığını gösterdi”

Açıklamada, yapılan raporlamaların, ülkedeki birçok hastane binasının depreme dayanıklı olmadığını gösterdiği belirtilerek şunlar paylaşıldı:

“Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi: Kan bankası ve hemodiyaliz ünitelerinin bulunduğu binalar, yıkılma riski en yüksek yapılar arasında yer almaktadır. Buna rağmen, bu birimlerin hala aynı tehlikeli binalarda hizmet vermeye devam ettiği görülmektedir.

Girne Akçiçek Hastanesi ve Cengiz Topel Devlet Hastanesi: Küçük bir sarsıntıda dahi tamamen yıkılabileceği belirtilen bu hastaneler için hiçbir güçlendirme veya yenileme çalışması yapılmamıştır.

Bu tablo, yalnızca kamu hastaneleriyle sınırlı değildir. Özel hastaneler de depreme dayanıklılık denetimlerinden geçmemiş, herhangi bir afet senaryosuna uygun şekilde hazırlanmamıştır.

Bu uyarılar yeni değildir. Uzmanlar, her fırsatta binaların güçlendirilmesi gerektiğini ve afet planlarının yapılması gerektiğini dile getiriyor. Ancak ne yazık ki hükümet ve Sağlık Bakanlığı, bu uyarıları dikkate almak yerine sessiz kalmayı tercih ediyor. Şunu açıkça ifade ediyoruz: Bu ihmallerin bedeli ağır olacak.”

-Atılması gereken adımlar…

Açıklamada, olası bir deprem felaketinin önüne geçmek için derhal şu adımların atılması istendi:

“1. Tüm kamu ve özel hastaneler: Depreme dayanıklılık denetimlerinden geçirilmeli, dayanıklı olmayan binalar acilen güçlendirilmelidir.

2. Yeni binalar: Özellikle Burhan Nalbantoğlu, Girne Akçiçek ve Cengiz Topel hastaneleri için modern, depreme dayanıklı yeni hastane binaları inşa edilmelidir.

3. Acil durum ve afet planları: Sağlık tesislerinde kapsamlı afet yönetim planları hazırlanmalı, bu planlar sık sık güncellenmelidir.

4. Tatbikatlar: Sağlık çalışanları ve sivil savunma ekipleri, deprem senaryolarına göre düzenli tatbikatlarla eğitilmelidir.

5. Sivil savunma güçlendirilmesi: Afet sonrası müdahale ekiplerinin kapasitesi artırılmalı ve hastanelerle koordinasyonu sağlanmalıdır.”

Tabipler Birliği ve Tıp-İş, yetkililere “Eylemsizlik suçtur. Bu ihmaller yalnızca bir yönetim zafiyeti değil, insan hayatına, eğitimli insanımızın kaybına mal olacak kadar ağır sonuçlar doğuracaktır. Bir hastanenin yıkılması, yalnızca bir bina kaybı değildir. O hastanenin yıkılması, bir toplumun umudunun ve geleceğinin yıkılması demektir. İnsanların hayatta kalma şansını ellerinden almak, affedilemez bir sorumluluk ihmalidir. Deprem kapıda. Bu ihmal devam ederse, yaşanacak bir afetin felakete dönüşmesinin tüm sorumluluğu, bu uyarıları dikkate almayan hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın omuzlarında olacaktır. Biz uyarıyoruz, tarih ve vicdan bu ihmalleri kaydetmeye devam ediyor. Harekete geçin. Şimdi!” çağrısında bulundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı bütçesi komitede oy çokluğuyla kabul edildi

Published

on

By

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nda 619 milyon 500 bin TL’lik Cumhurbaşkanlığı bütçesi, Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde oy çokluğuyla kabul edildi.

– Akansoy

Komite toplantısında Cumhurbaşkanlığı bütçesiyle ilgili konuşan CTP Milletvekili Asım Akansoy, Cumhurbaşkanlığı’nın kurumsal varlığının önemli olduğunu söyledi.

Örtülü ödenekteki artışın kendilerini kaygılandırdığını belirten Akansoy, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na destek sağlanmasının önemli olduğunu belirtti.

Yurt dışında kültür sanatın önemine dikkat çeken Akansoy, Kıbrıslı Türklerin bir açmaz içerisinde olduğunu ifade etti.

Akansoy, stratejik yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu, Kıbrıs sorunu konusunda 2006-2017 döneminde ciddi kazanımlar sağladığını kaydetti.

“Bu kazanımları kimsenin göz ardı etmeye hakkı yoktur.” diyen Akansoy, eleştirilerde bulundu.

“‘Üç Millet Tek Devlet’, demekten başka bir şeyi söyleyemiyorsunuz.” şeklinde konuşan Akansoy, ortak akıl olmaması nedeniyle Kıbrıs Türk toplumunun bölündüğünü söyledi.

Temsiliyet konusuna değinen Akansoy, Türkiye ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişkinin özel bir ilişki olduğunu kaydetti.

Akansoy, “Toplumu Türkiye üzerinen ikiye bölerek konuşmak, bize kazanım sağlamaz. Kıbrıslı Türlerin hak ve çıkarlarını korumak istersek, iyi hazırlanmış bir müzakere masasına ihyiyaç vardır.” dedi.

Kıbrıslı Türklerin bir toplumsal varlık olduğunu belirten Akansoy, “Ambargoların kaldırılmasına bizim ihtiyacımız vardır.” dedi.

Akansoy, söylemlere dikkat edilmesi gerektiğini de ifade etti.

– Hasipoğlıu

UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, eleştirilere yanıt verdi. Hasipoğlu, konuşmasında CTP’ye yapılan bir ithamın olmadığını belirtti.

Konuşmalar sırasında milletvekilleri arasında kısa süreli tartışmalar yaşandı.

– Candan

CTP Miletvekili Armağan Candan, Cumhurbaşkanlığı’nda görev süresinin son bir yılına girildiğini ifade etti.

“Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dört yıl boyunca Kıbrıs Türk halkının çıkarına hiçbir şey yapmadı, yapamadı.” diyen Candan, eleştirilerde bulundu.

Candan, Cumhurbaşkanı Tatar’ın “Doğrudan ticaret, temas ve uçuşlar” konusunda bir yere varamayacağını gördüğünü öne sürdü.

Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı kayıp bir 5 yıl” iddiasında bulunan Candan, ülkede yaşananlardan dolayı birçok sektörün gerilediğini de savundu.

“Dünyanın gözü önünde bir tek Kıbrıslı Rumlar vardır.” ifadesine yer veren Candan, Türkiye’nin politikalarının da değiştiğini belirtti.

– Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Tatar’ın anayasal sorumluluklarından bihaber olduğunu ifade etti.

Eleştirilerde bulunan Şahali, “Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorununu bilmiyor, öğrenmek için de çaba sarfetmiyor.” dedi.

Şahali, “Tatar’ın Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne onur konuğu mu yoksa Cumhurbaşkanı olarak mı katıldığı açığa çıkmalı.” ifadelerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yönelik eleştirilerini sürdüren Şahali, Kıbrıs sorunuyla ilgili sürece değindi.

Şahali, “önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Tatar’ın görev süresini tamamlamasını hep birlikte idrak etmiş olacaklarını” ifade etti.

Şahali, kamu kaynaklarının kamu zararına kullanılan kaynaklar haline geldiğini de öne sürdü.

– Taçoy

UBP Milletvekili Hasan Taçoy da, politik sebeblerle Kıbrıs Türk halkına ekonomik zararı olsun diye tutuklanan insanların durumlarının nereye varacağını konuşmadıklarını söyledi.

Taçoy, “Türk Devletleri Teşkilatı’nda Tatar’ın iyi ilişkileriyle başlatılan bir süreç ve bir temsiliyet var.” şeklinde konuştu.

Taçoy, bölgede yaşanan gelişmelerin, adanın enerji, su kullanımlarıyla kapsamlı bir çözüm odağının konuşulması gerektiğini kaydetti.

Etrafta ateş çemberi olduğuna dikkat çeken Taçoy, önemli olanın halk için neyi nasıl ortaya koyacaklarını olduğunu vurguladı.

Kendilerinin üzerine düşen görevlerin çok farklı olduğuna dikkat çeken Taçoy, Kıbrıs konusunda iki devletli siyaset ile bir çözüme ulaşılması gerektiğini kaydetti.

“Ne isterse olsun ya hepimiz konuşacağız ya da hepimiz susacağız.” ifadelerini kullanan Taçoy, Kıbrıs Türk halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmek gerektiğini belirtti.

– Akansoy

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs Türk halkının kendi kültür ve kimliğini koruyacak bir çözüm üzerinde durulması gerektiğini kaydetti.

Akansoy ayrıca, bu adada eşit partner olmak gerektiğini söyledi.

– Donangil

Milletvekillerini yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Okan Donangil de vekillere teşekkür ederek, tüm konuşmaları dikkatle dinleyerek gerekli notları aldığını söyledi.

Konuşmalarda yapılan katkılar ve yapıcı eleştirilerden dolayı teşekkür eden Donangil, teşkilat yasası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konularında gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti.

Kalemler konusundaki eleştirileri de dikkate aldıklarını söyleyen Donangil, devletin kaynaklarını en iyi şekilde kullanmaya çalıştıklarını belirtti.

Ellerinden geldikçe en iyi şekilde bütçeyi yönetmeye çalıştıklarını dile getiren Donangil, bütçenin hayırlı olmasını diledi.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla kabul edildi.

Komitede Cumhurbaşkanlığı bütçesinin ardından Cumhuriyet Meclisi bütçesinin görüşülmesine geçildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gardiyanoğlu, Gürdağ Tuğla Fabrikası’nda incelemelerde bulundu

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, 24 Şubat’ta çıkan yangında hasara uğrayan Haspolat’taki Gürdağ Tuğla Fabrikası’nı ziyaret ederek tadilat çalışmalarını inceledi.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, Bakan Gardiyanoğlu, Gürdağ Tuğla Fabrikası’nı ziyaretinde Gürdağ Ltd. Direktörü Mustafa Ersözlü’den bilgi aldı.

Gardiyanoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Ülkemizin en büyük tuğla üretim tesislerinden biri olan Gürdağ Ltd’de ciddi bir yangın felaketi yaşandı. Yaşanan talihsizlikten sonra Başbakan Ünal Üstel ile birlikte burayı ziyaret etmiştik. Başbakanımızın talimatlarıyla buraya nasıl yardımcı olabiliriz noktasında, 9 ay önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, tam maaş ve tam sigorta desteğine başladık” dedi.

Sosyal güvenlik yatırımlarını aksatmadan yapan, devlete karşı ödev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getiren Gürdağ Ltd’in yanında olduklarını belirten Gardiyanoğlu, “En büyük amacımız sanayi ve üretim sektörünün ayakta kalabilmesi ve bu kuruluşların bir an önce ticari faaliyetlerine dönebilmesiydi. Bugün de bu tesisin tekrardan faaliyete geçmesini görmek bizi son derece gururlandırmıştır.” dedi.

-Ersözlü: “Deneme üretimlerine başladık”

Gürdağ Ltd. Direktörü Mustafa Ersözlü de Bakan Gardiyanoğlu’na ziyaretinden dolayı teşekkür etti, yaşanan yangın felaketinden dolayı maddi ve manevi açıdan zor durumda kaldıklarını kaydetti.

Ersözlü şöyle konuştu:

“Başbakanımız başta olmak üzere bakanlarımız ve devletimiz, sevenlerimiz bu süreçte bizim yanımızda oldu. Bütün bunlardan aldığımız moral ve motivasyonla, bunca yıllık tecrübemizi de ortaya koyarak fabrikamızı daha iyi bir noktaya getirmek için çalıştık, deneme üretimlerine başladık. Yeni ve kaliteli ürünlerimizle, halkımıza tutunmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldığımız destek olmasa ayakta kalamazdık. Çok teşekkür ederiz.”

Devamını Oku

Trending

Reklam