Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Pandemi sürecinde en önemli ilk yardım uygulaması bulaşmayı önlemek

Published

on

LAÜ Akademisyeni Aslay “Dünya İlk Yardım Günü” kapsamında açıklama yaptı.

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semra Aslay “Dünya İlk Yardım Günü” ile ilgili açıklamalarda bulunarak, ilk yardımın önemine dikkat çekti. Aslay, “Dünya İlk Yardım Günü”nün , her yıl Eylül ayının ikinci Cumartesi günü, Türkiye ve KKTC ile birlikte 200’e yakın ülkede kutlanmakta olduğunu belirterek ilk yardım gününün kutlanmasındaki amacı ise, “Hayatımız boyunca karşılaştığımız bazen bilinçli ancak çoğu zamanda iç güdüsel olarak hayatı tehdit eden ya da insan sağlığını bozan herhangi bir durumda yapılanların doğru uygulanması gerektiğine dikkat çekmek” olarak açıkladı. “İlk yardım, hayatı tehdit eden anlarda ve uluslararası kılavuzlarda da belirtilen uygulamaların haricinde çok fazla çeşitlilik içeren bir yelpazeye sahiptir. Solunumun veya kalbin durması, ölümcül elektrik kazaları, trafik kazaları veya boğulmalar haricinde de ilk yardım uygulamaları mevcuttur. Burada esas amaç hem ölümcül durumlarda hem de gündelik hayatta yaptığımız birçok uygulama ile aslında hepimizin birer ilk yardımcı olduğuna dikkat çekmektir” diyen Aslay, ilk yardım uygulamalarında unutulmaması gereken altın kuralları şöyle belirtti; Tüm medikal acillerin aslında nasıl doğru yapılacağına dair kılavuzların olduğu ve buna uygun davranılması gerektiği, ilk yardım uygularken sadece kazazedenin değil yardıma gidenlerinde zarar görebileceği ihtimaline karşı öncelikle kendimizi korumamız gerektiği, her zaman acil yanıt sistemini aktive etmenin (112) en doğru yol olduğu, görünen durumdan daha farklı sağlık sorunlarının da olabileceği ve hasta veya kazazedenin naklinin en uygun ambulansla sağlanabildiğidir. Aslay açıklamasının devamında, bu özel gün haricinde, ilk yardımın ders veya kurs olarak toplumun her kesimini yetiştirebilmek amacıyla eğitim sistemine entegre edilmesi ile günümüzde bilinçli acil sağlık yardımı daha sık karşılaşılan bir durum olarak ortaya çıktığını ve her yıl özel bir temanın ön plana çıkarıldığı “Dünya İlk Yardım Günü”nde, 2021 yılında en çok gündeme getirilen konular mevcut pandemi koşulları nedeniyle ilk yardım gerektiren durumları nasıl önleyecebileceğimiz ve yol güvenliği olarak belirtildiğini ifade etti. Aslay açıklamasının sonunda, “Tüm dünyada 223 milyondan fazla pozitif vakanın, 4.55 milyondan fazla ölümün görüldüğü, halen mutasyonlarla savaşmak zorunda kaldığımız şu günlerde, şüphesiz ki en önemli ilk yardım uygulaması bulaşmayı önleyerek, aşı olarak, maske-mesafe-hijyen kurallarına uyarakta ilk yardımın koruyucu bazda sağlanmasına yardımcı olmaktır” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Kaderimiz Türkiye ile birdir – Bi Manşet

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC’nin, geleceğini Türkiye ile birlikte şekillendirmeye devam edeceğini belirtti.

Başkan Öztürkler, Ankara’da Türk Dünyası Gençlik Vakfı tarafından düzenlenen organizasyona katılarak gençlere hitap etti.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen etkinlikte Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesi ve bölgesel gelişmeler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Yaptığı konuşmada Türk Dünyası ile olan ilişkilerin KKTC açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çeken Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının Türk devletleriyle tarihsel, kültürel ve dilsel bağlarının güçlenerek devam ettiğini ifade etti.

“KKTC, DOĞU AKDENİZ’DE TÜRK DÜNYASININ TEMSİL NOKTASI”

KKTC’nin Türk Dünyası’nın Doğu Akdeniz’deki temsil noktası haline geldiğini belirten Öztürkler, bu bağlamda bölgesel iş birliklerinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Türk Devletleri Teşkilatı ile kurulan temasların, KKTC’nin uluslararası alandaki görünürlüğünü ve etkinliğini artırdığını dile getiren Meclis Başkanı Öztürkler, ortak projelerle bu ilişkilerin daha da derinleşeceğini ifade etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, konuşmasında günümüze gelene kadar verilen mücadeleyi de anlattı. Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının haklı davasının, sadece bir toprak meselesi değil; aynı zamanda bir varoluş mücadelesi olduğunu vurguladı.

“BU HALK KENDİ KİMLİĞİYLE YAŞAM HAKKINI ELDE ETMİŞTİR”

1963’ten itibaren yaşanan saldırılar sonrası 1974’teki Barış Harekâtı’nın gerçekleştiğini anımsatan Öztürkler, sonrasında kurulan KKTC’nin, halkın iradesiyle şekillendiğini ifade ederek: “Bu halk, kendi kimliğiyle, kendi bayrağı altında yaşama hakkını elde etmiştir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının yıllardır sürdürdüğü haklı mücadelenin, sadece siyasi bir duruş değil, aynı zamanda bir kimlik ve varoluş meselesi olduğunu belirten Öztürkler, halkın kendi iradesiyle şekillendirdiği yapının bugün bağımsız bir devlet olarak yoluna devam ettiğini söyledi. Bu mücadelenin temelinde özgürlük, eşitlik ve güvenlik arayışının yattığını vurguladı.

KKTC’nin bağımsızlık sürecine değinen Öztürkler, 1983’te ilan edilen devletin, halkın kendi kaderini tayin etme hakkının somut bir ifadesi olduğunu belirtti. Uluslararası tanınma yolunda karşılaşılan engellere rağmen, KKTC’nin kendi kurumlarıyla ayakta duran, halkının iradesini yansıtan bir yapı olduğunu ifade etti.

Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmeleri değerlendiren Öztürkler, bölgedeki enerji kaynakları ve askeri hareketliliklerin Kıbrıs üzerindeki etkilerine dikkat çekti. KKTC’nin bu dinamikler içinde stratejik bir konumda bulunduğunu belirten Meclis Başkanı Öztürkler, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında Kıbrıs Türk halkının rolünün göz ardı edilemeyeceğini söyledi.

“KALICI ÇÖZÜM İKİ DEVLET TEMELİNDE MÜMKÜN”

Kıbrıs’ın geleceğine dair öngörülerini paylaşan Öztürkler, adada kalıcı bir çözümün ancak iki ayrı devlet temelinde mümkün olabileceğini ifade etti. Tek taraflı dayatmaların çözüm üretmeyeceğini belirten Öztürkler, karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde bir yapı kurulması gerektiğini vurguladı.

Türk askerinin adadaki varlığına ilişkin değerlendirmesinde Öztürkler, bu varlığın Kıbrıs Türk halkı için bir güvenlik teminatı olduğunu söyledi. Güney Kıbrıs’taki silahlanma faaliyetleri ve dış müdahale girişimlerine karşı Türkiye’nin caydırıcı gücünün hayati önem taşıdığını ifade etti.

Bölgedeki son siyasal gelişmelere de değinen Öztürkler, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının bölgesel dengeleri sarstığını ve bu tür olayların Kıbrıs üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Ortadoğu’daki gerilimlerin, Akdeniz’deki güvenlik politikalarını doğrudan etkilediğini söyledi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ARTIK DEVLET POLİTİKASI

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm politikasının, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıttığını belirten Öztürkler, bu yaklaşımın artık devlet politikası haline geldiğini ifade etti. Federasyon temelli önerilerin gerçekçi olmadığını, kalıcı çözümün ancak egemen eşitlik temelinde sağlanabileceğini vurguladı.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ KKTC’YE GÜÇ KATIYOR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye verdiği desteğin uluslararası platformlarda açıkça dile getirildiğini belirten Öztürkler, bu desteğin KKTC’nin diplomatik gücünü artırdığını söyledi. Türkiye’nin kararlı duruşunun, Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesine güç kattığını ifade etti.

Konuşmasının sonunda “Kaderimiz Türkiye ile bir” diyerek sözlerini tamamlayan Öztürkler, KKTC’nin geleceğini Türkiye ile birlikte şekillendirmeye devam edeceğini belirtti. Bu birlikteliğin sadece siyasi değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel bir bağ olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Koltuk için değil, halkımızın geleceği için adayız! – Bi Manşet

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 19 Ekim 2025 tarihinde gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimi için resmi adaylık başvurusunu Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptı.

Başvuru öncesi Kuğulu Park’ta toplanan vatandaşlar, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ile çok sayıda milletvekili ve destekçinin katılımıyla gerçekleşen kortej yürüyüşüyle YSK’ya ulaştı. Tatar, başvuru sonrası yaptığı konuşmada, KKTC’nin egemen eşitliği ve iki devletli çözüm vizyonuna vurgu yaparak, adaylığının halkın varoluş mücadelesine adanmış olduğunu belirtti.

Tatar, konuşmasında, “Bugün resmi adaylık başvurumu yapıyorum. Ancak görevlerim seçimle sınırlı değil. Devlet işleri devam ediyor. 15 Eylül’de BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Sayın Holguin’i kabul edeceğim. Ay sonuna doğru New York’a gideceğim, BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile görüşeceğim. 27 Eylül’de ise Rum liderin de katılacağı üçlü toplantıda yer alacağım. Halkımızın sesini ve adaletsizlikten doğan itirazını her platformda dile getirmeye devam edeceğim” dedi.

Adaylığının makam hırsından değil, halkın geleceğine sahip çıkma iradesinden kaynaklandığını vurgulayan Tatar, “Şunu bir kez daha söylemek isterim: Benim adaylığım koltuk için değildir. Bu adaylık, halkımızın varoluş mücadelesine, egemen eşitliğimize, devletimizin kalıcılığına sahip çıkma iradesinin devamıdır. Bu halkın yarım asrı aşan mücadelesi, artık yeni bir yol açmıştır” ifadelerine yer verdi.

Tatar, konuşmasında federasyon modeline de sert eleştiriler yönelterek, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın liderliğinde Anavatan Türkiye en üst düzeyde ve herkesin anlayabileceği netlikte ‘Federasyon defteri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır’ dedi. Buna rağmen bazılarının bu ifadeyi duymazdan gelmesi veya anlamaz numarası yapması düşündürücü. Federasyon modeli yarım asır boyunca denendi. Türk tarafı hep iyi niyetle masadaydı, ama Rum tarafının değişmeyen zihniyeti nedeniyle sonuçsuz kaldı. Artık ölmüş bir modeli canlandırmaya çalışmak, sadece Rum’un işine yarar. Biz izolasyon ve ambargolarla yaşamaya mahkûm ediliyoruz. Buna vizyon denmez, buna öğretilmiş çaresizlik denir” şeklinde konuştu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Tufan Hoca federasyonu terk mi etti? – Bi Manşet

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın seçim konuşmalarında Federasyon konusuna neredeyse hiç değinmediğine dikkat çekti.

Arıklı, Büyükkonuk’taki konuşmasında “Federasyon” sözcüğünün hiç kullanılmadığını belirterek, sonraki konuşmalarda ise kısık ve utangaç bir şekilde konuya değinip hızla başka başlıklara geçtiğini aktardı.

Bakan Arıklı, dün akşam düzenlenen “Vizyon 2025-2030” toplantısında da Federasyon konusunun gündeme neredeyse hiç gelmediğini vurgulayarak, Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçildiğinde Federasyon görüşmeyeceğini şimdiden açıklaması halinde siyasi dengelerin değişebileceğini kaydetti.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam