Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

PGM Müdürü Soyalan, Falyalı cinayetiyle ilgili açıklamalarda bulundu

Published

on

Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, Çatalköy’de 8 Şubat’ta Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş cinayetine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya PGM Adli Polis Müdürü Aziz Nizamoğlu, Girne Polis Müdürü Gökay Karagil, Girne Adli Şube Amiri Hakan Haksoy, Siyasi Şube Müdürü Tarkan Kızıltuğ, Müfettiş Murat Bayram katıldı. PGM Müdürü Ahmet Soyalan, PGM toplantı salonunda gerçekleşen basın toplantısında, soruşturmaya yönelik detaylı bilgi verdi.

Soyalan açıklamasında, kısa süre içerisinde elde edilen bulgular doğrultusunda ilk tutuklamalarının gerçekleştirildiğini kaydederek, soruşturma kapsamında 12 Şubat’ta Alsancak’ta gerçekleştirilen operasyon sonucu 2 kişinin tutuklandığını, ikametgahtaki aramada bir adet tabanca bulunduğunu anlattı.

Soyalan, 13 Şubat’ta ise Çatalköy’de cinayet mahalli yakınlarında 2 adet kalaşnikof silah, 4 adet şarjör, 39 adet mermi bulunduğunu kaydederek, bu gelişmenin cinayetin aydınlatılması için önemli olduğunu dile getirdi.

Soyalan, olay sonrasında cinayet faillerinin bulunamayacağı, bulunsa bile olayın kapatılacağının aksine hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde TC Emniyeti ile koordineleri şekilde çalışmaların sonuç verdiğini dile getirdi.

Soyalan, suç teşkil edebilecek emarelerin TC emniyeti ile paylaştıklarını, iki ülke polisi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında olayla bağlantısı olduğu saplanılan 8 kişinin İstanbul’da tutuklandığını anlattı.

Olay sonrası en az 3 kişinin olay mahallinde olduğuna dair tespitleri bulunduğunu aktaran Soyalan, soruşturmanın ardından tutuklu bulunan zanlılar mahkemede sevk edileceğini dile getirdi.

Olayla ilgili, 300 kişinin bilgisine başvurulduğunu, 100 kişiden ifade alındığını anlatan Soyalan, 80 civarında kamera kaydını incelendiğini bazı görüntülerin emare olarak alındığını belirtti.

Basında iddia edildiği gibi, olay sırasında Falyalı’nın aracının arkasındaki araçta eşinin değil 2 korumasının olduğunu, eşinin olay yerine 5-10 dakika sonra vardığını, çocuklarının ise ikametgâhlarında bulunduğunu paylaştı.

Olay sonrasında faillerin sürat teknesiyle ayrıldıkları iddialarının ise asılsız olduğunu kaydeden Soyalan, cinayette kullanılan silahların ülkeye nasıl girdiğinin araştırıldığını aktardı. Cinayet zanlısı olarak Türkiye’de tutuklu bulunan kişinin Ercan Havalimanı’ndan çıkış yaparak, kaçtığı yönündeki eleştiriler ile ilgili de açıklamalarda bulunan Soyalan, “Olay sonrasında cinayet mahallinden başlayarak, söz konusu şahsın ülkeden ayrıldığı saate kadar, olayla bağlantılı olduğuna yönelik bulgu yok. Bağlantısı olduğu tespit edildiği anda Türkiye’de tutuklanması sağlandı” dedi.

Soyalan, ülkedeki mobese kayıtlarının Türkiye tarafından yönetildiği, TC basınında paylaşıldığı yönündeki iddialar olduğunu kaydeden Soyalan, kayıtların tamamen PGM yönetimi ve denetiminde olduğunu vurguladı. Soruşturmanın selametini etkileyecek birçok önemli detay ve görüntünün yargı sürecinde deşifre olmasının işlerini zorlaştırdığını, bu durumun soruşturmanın seyrine gölge düşürdüğünü ifade eden Soyalan, bazı görüntülerin basına sızmasıyla ilgili soruşturma başlatıldığını da dile getirdi. BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya’daki Kamçatka Yarımadası’nda 7,6 büyüklüğünde deprem

Published

on

By

Rusya’daki Kamçatka Yarımadası’nda 7,6 büyüklüğünde deprem meydana geldiği bildirildi.

Rusya Bilimler Akademisi Jeofizik Servisinden yapılan açıklamada, 7,6 büyüklüğündeki depremin yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentine 115 kilometre mesafede, Büyük Okyanus açıklarında olduğu belirtildi.

Açıklamada, gün içinde birkaç kez artçı deprem yaşandığı kaydedildi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığından yapılan açıklamada depremin ardından tsunami tehdidinin oluştuğuna işaret edilerek, “Sakinlere kıyıdan uzaklaşmayı öneriyoruz.” uyarısında bulunuldu.

Avrasya’nın kuzeydoğusunda bulunan Kamçatka Yarımadası, batıda Ohotsk Denizi, doğuda Bering Denizi ve Büyük Okyanusu ile çevrili.

Devamını Oku

Dünya

Şam yönetimi acil ateşkes ilan etti

Published

on

By

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ülkenin içinden geçtiği hassas koşulları gerekçe göstererek sivillerin korunması, toprak bütünlüğünün ve kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla derhal ve kapsamlı ateşkes ilan edildiğini, güvenlik güçlerinin yeniden konuşlanmaya başladığını duyurdu.

Suriye Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Suriye halkının kanının dökülmesini önlemek ve devletin ulusal ve insani sorumluluğunun gereği olarak kapsamlı bir ateşkes kararı alınmıştır” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, tüm taraflara devlet kurumları ile güvenlik güçlerinin ateşkesi sorumlulukla uygulayabilmesi için gerekli alanın açılması, istikrarın sağlanması ve akan kanın durdurulması çağrısında bulunuldu.

Cumhurbaşkanlığının açıklamasında, tüm silahlı çatışma ve savaş eylemlerinin derhal ve ülkenin her yerinde durdurulması, sivillerin korunmasının garanti altına alınması ve insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılmasının sağlanması istendi.

Ateşkesin uygulanmasını sağlamak, kamu düzenini tesis etmek ile sivillerin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla güvenlik güçlerinin bazı bölgelerde konuşlanmaya başladığı belirtilen açıklamada, bu adımların “sükunet ve istikrarın pekiştirilmesi” amacını taşıdığı vurgulandı.

Devamını Oku

Dünya

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Yusuf: Meclis iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için kararı almalı

Published

on

By

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf, Cumhuriyet Meclisi’nin Meclis’in iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar alması, KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması gerektiğini söyledi.

Yusuf, 20 Temmuz Barış Ve Özgürlük Bayramı mesajında, 20 Temmuz 1974’ün “Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin taçlandırıldığı, özgürlüğüne kavuştuğu” gün olduğunu belirtti.

Yusuf, mücahit ve Mehmetçiğin, 20 Temmuz’da emperyalist güçlerin desteklediği Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emellerine, eli kanlı EOKA teröristlerinin Megali İdea ve Enosis rüyasına son verdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın can ve kanla koruduğu topraklarda Müslüman Türk varlığının sonsuza dek bağımsız ve egemen olarak yaşayacağını 20 Temmuz 1974’te ilan ettiğini kaydeden Yusuf, “Bağımsız Devletimiz KKTC’nin temelleri ve adada iki ayrı devlete dayalı çözümün coğrafi zemin ve siyasi temeli bu şanlı günde atılmıştır” dedi.

Yusuf mesajında şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs’ta Türk varlığını hazmedemeyenler müzakere masasında bin bir ayak oyunuyla, Kıbrıs’ın tamamına sahip çıkıp, Kıbrıs Türkünü ve KKTC’yi yok etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak, Anavatan’ın garantörlüğüne son vermek ve Anavatan’la olan bağlarımızı koparmak istemektedir. Bunu yaparken de diplomasi, baskı, tehdit, şantaj, adam satın alma, yalan ve dolan dahil her yolu mubah görmekten çekinmemektedirler. Şer planlarıyla ve Bizans oyunlarıyla Kıbrıs elimizden alınmak istenmektedir. Emperyalist planlarla Kıbrıs’ın Rum – Yunan yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.”

Avrupa Birliği ve ABD’nin Kıbrıs’ta iki devletin varlığını kabul etmeyecekleri yönündeki söylemlerini “safsata” olarak değerlendiren Yusuf, bu açıklamaların Türk tarafını bağlamadığını ifade etti.

Yusuf, şöyle devam etti: “Faşist Eokacı/Enosisçi Rum lider Hristodulidis, Rumların lehine olan statükonun devamından yanadır ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktadır. Rum liderin en büyük korkusu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve adada kurdukları yalana/dolana dayalı sahte düzenlerinin bozulmasıdır. KKTC’nin tanınmasını engellemek için Hristodulidis kapı kapı dolaşmakta ve işbirlikçileri emperyalist batı ile yeni tezgahlar hazırlamaktadır”

Yusuf, Rum-Yunan ikilisi ile federasyoncuların son günlerde Türk tarafının mevcut siyasetinden vazgeçerek taviz vereceği söylemlerini yaydığını belirterek bunların KKTC’nin tanınmasını engellemek üzere ortaya atılmış boş laftan başka bir şey olmadığını söyledi.

Türkiye’nin KKTC’nin tanınması çağrılarının ve iki egemen devlete dayalı siyasetin olumlu adımlar olduğunu kaydeden Yusuf, “KKTC Cumhuriyet Meclis’i de, iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar almalı ve KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması doğrultusunda adımlar atmalıdır” dedi.

Yusuf, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) sosyal, siyasi, kültürel, sportif, ve benzer alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Maraş’ın vakıf toprağı olduğunu ve kesinlikle Rum’a iadesinin söz konusu olmaması gerektiğini belirten Yusuf, “Eski sakinlerin, arzu etmeleri halinde, KKTC idaresinde geçmişte işgal ettikleri mülklere kiracı olarak dönmelerinde ise sakınca yoktur” dedi.

-” Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir”

BM Genel Sekreteri Guterres’in iyi niyet misyonu çerçevesinde düzenlediği zirvelerden “adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm çıkmasının mümkün olmadığı” görüşünü ifade eden Yusuf, “Son New York Zirvesi’nde Rum lider Hristodulidis’in geçiş kapılarının açılması için sürdürdüğü uzlaşmaz tutum ibretliktir. Rumlarla en basit konularda bile anlaşmak mümkün değildir ve ortak zemin arayışları da beyhude çabalardır. Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir” dedi.

Yusuf, “Kıbrıs Türkünün self determinasyon-kendi geleceğini belirleme- hakkından taviz verilmeyecektir” dedi ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs türkü için olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.

Yusuf, “Gazze’de Filistinli kardeşlerimizin hunharca katledilmeleri ve dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulmaları Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam