Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Sağlık Bakanı Dinçyürek: “Başbakan Ünal Üstel döneminde sağlığa KKTC tarihinde hiç olmadığı kadar yatırım yapıldı”

Published

on

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Başbakan Ünal Üstel döneminde sağlığa KKTC tarihinde hiç olmadığı kadar yatırım yapıldığını kaydetti.

Dinçyürek, 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuştu. Hakan Dinçyürek, hemşirelerin sağlık sisteminin olmazsa olmazı olduğunun bilinciyle çalıştıklarını kaydetti.

Konuşmasında, sağlık alanındaki projelere değinen Dinçyürek, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi olmak üzere mevcut tüm hastane ve sağlık merkezlerinin güçlendirilmesi için çalışıldığını söyledi.

Sağlığa kolay erişim ve sağlıkçıların çalışma koşulları için yasal ve teknik çalışmalar yürütüldüğünü de belirten Dinçyürek, Başbakan Ünal Üstel döneminde sağlığa KKTC tarihinde hiç olmadığı kadar yatırım yapıldığını vurguladı.

– “Hepinizin emeğini ve değerini en iyi bilenlerdenim”

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü nedeniyle bir araya geldiği birçok hemşireyle uzun yıllar birlikte çalıştığını kaydederek, “Hepinizin emeğini ve değerini en iyi bilenlerdenim” dedi.

Dinçyürek, göreve geldiği ilk gün itibarıyla Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanıyla toplantı yaptığını ve tüm çalışmaları diyalog içinde yürüttüklerini belirtti.

Kendisine uzun yıllardır yapılmayan hemşire terfilerine ilişkin talep iletildiğini ve bunun için gerekli adımların atıldığını kaydeden Dinçyürek, 2’nci derece yüksek hemşire terfi sınavlarının yapılacağını, 2’nci derece ebe terfileri için ise çalışmaların başlatıldığını ve yıllardır alınmayan üniformaların ihalesinin tamamlandığını kaydetti.

Sağlıkta Şiddet Yasası ile ilgili bakanlık nezdinde çalışma yapıldığını ancak Başsavcının yasaya olumsuz görüş verdiğini belirten Dinçyürek, Başsavcılığın “belirli bir meslek grubuna özgü şiddetle ilgili bir yasal düzenleme uygun olmaz” görüşünde olduğunu kaydetti.

– “Thalassaemia Merkezi’ni boşaltılıp, yıkılacak”

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Sağlık Bakanı Dinçyürek, tüm servislere yapılacak tadilatların finansmanının hazır olduğunu, bu yıl içinde bunları yapmayı hedeflediklerini belirtti. Dinçyürek, birinci etap için bu hafta ihaleye çıkılacağını da dile getirdi.

Hakan Dinçyürek, depreme dayanıklı olmadığı için Thalassaemia Merkezi’nin boşaltılıp, yıkılacağını kaydetti.

Burhan Nalbantoğlu’nun yükünün azaltılması için alternatif hastane ve sağlık merkezi yapımlarının devam ettiğini, mevcutların ise güçlendirildiğini belirten Dinçyürek, bu hafta Bafra’daki hastanenin proje ihalesinin yapılacağını açıkladı.

Mağusa Hastanesi’nin de üçüncü basamak hastaneye dönüştürüleceğini söyleyen Dinçyürek, buna ek olarak Maraş’a bin metrekarelik yeni bir sağlık merkezi yapılacağını anımsattı.

Paşaköy ve Değirmenlik’te sağlık merkezleriyle ilgili çalışmaların da kısa sürede tamamlanacaklarını vurgulayan Dinçyürek, yıllardır beklenen Güzelyurt Hastanesi’nin tamamlanmasına yönelik projelerinin tamamlandığını, finansmanının hazırlandığını ve gelecek haftalarda ihalesine çıkılacağını duyurdu.

– “ 2024 yılında kapasitesi artmış, hotel kalitesinde yeni bir hastaneye sahip olacağız”

Girne Hastanesi’nin de yıl sonu bitirilmesinin planlandığına işaret eden Dinçyürek, 2024 yılında kapasitesi artan, kaliteli bir hastaneye sahip olunacağına dikkat çekti.

500 yataklı devlet hastanesi yapılması hedefleri nedeniyle Burhan Nalbantoğlu’na uzun yıllar yatırım yapılmadığını söyleyen Dinçyürek, Başbakanın direktifleriyle yapılan proje sayesinde ise hem Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ayağa kalkacağını, hem de vatandaşların kendi bölgesinde üst düzey sağlık hizmetine ulaşabileceğini dile getirdi.

Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Yasası’nın Meclis’te oybirliğiyle geçtiğini ve bu yasa sayesinde yeni hemşire ve ebe alımına gidildiğini anımsatan Dinçyürek, bunun yeterli olmadığını söyledi.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, servisleri döndürebilmek adına gece gündüz çalışan tüm hemşirelere emeklerinden dolayı teşekkür etti.

Başbakan ve Maliye Bakanının sağlıktan gelmesinin ihtiyaçların bilinmesi ve bunlara öncelik verilmesi açısından avantaj olduğunu dile getiren Dinçyürek, gerek ilaç alımı, gerekse teknik donanımlar için gayret gösterdiklerini söyledi.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’ndeki ihtiyaçları da sıralayarak, bunların çözümü için yine muhalefetle iş birliği içinde ilgili yasanın geçirileceğine inanç belirtti.

Bugüne kadar başardıkları birçok şeyi sendikalar ve birliklerle istişare içerisinde başarmış olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Dinçyürek, herkese emeklerinden dolayı teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam