Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Şampiyon Melekler, depremin birinci yılında anılacak

Published

on

Şampiyon Melekler, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin birinci yılında Gazimağusa’da düzenlenecek bir dizi etkinlikle anılacak.

Depremde Adıyaman yıkılan İsias Otel’de hayatını kaybeden 35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmen için ilk olarak yarın saat 10.00’da Gazimağusa Kabristanlığı Şampiyon Melekler Şehitliği’nde anma töreni yapılacak.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile Bayrakların göndere çekilmesiyle başlayacak törende, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay konuşma yapacak. Konuşmaların ardından dua okunacak ve kabirler gezilerek çiçekler bırakılacak.

Sonrasında saat 11.15’te Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda anma etkinliği düzenlenecek. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayacak, video gösterimi ve şiir okunmasıyla devam edecek. Etkinlikte, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ve Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya konuşacak. Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası dinletisine yer verilecek ve saat 12.15’te “adalet balonlarının” sonsuzluğa bırakılmasıyla etkinlik sona erecek.

Ayrıca, saat 13.15’te Yeniboğaziçi Şehitliği’nde Abide Dağlı, Mülkiye Dağlı, Nazife Dağlı, Osman Çetintaş ve Havin Kılıç’ın; 14.45’te Atlılar Kabristanlığı’nda Perihan Çetiner’in; 15.00’te Dörtyol Kabristanlığı’nda Bedriye Yeniçeri ve Ecem Yeniçeri’nin kabirleri ziyaret edilecek.

Lala Mustafa Paşa Camisi’nde saat 15.30’da Şampiyon Melekler için mevlit okutulmasının sonrasında ise saat 16.30’da Vadili Kabristanlığı’nda İbrahim Yakula’nın ve saat 17.00’de Ulukışla Kabristanlığı’nda Kaan Selim İş’in kabirleri ziyaret edilecek.

-6 Şubat 2023…

Türkiye, geçen yıl şubat ayında “asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin acısıyla sarsıldı. 14 milyon kişiyi doğrudan etkileyen depremlerde, spor müsabakaları, sağlık ve tatil için Türkiye’de bulunan 49 KKTC vatandaşının da yaşamını yitirmesiyle Ada’ya da ateş düştü.

KKTC vatandaşlarının 35’i Adıyaman’da İsias Otel’de, 7’si Hatay ve Osmaniye’deki Saray Otel, Kırıkhan Öğretmenevi ve Uçar Otel’de ve 7’si evlerde hayatını kaybederken, spor müsabakası için Kahramanmaraş, Düzce, Gaziantep ve Adıyaman’da bulunan bir öğrenci kafilesinden iyi haber geldi. Ancak Grand İsias Otel’deki Gazimağusa Türk Maarif Koleji voleybol kafilesinin enkaz altında kaldığı açıklandı.

Enkaz altında kalan Kıbrıslı kafilenin kurtarılması için KKTC yetkililerince girişimler hemen başlarken, aynı gün uçak ve gemilerle arama kurtarma ekipleri ve öğrencilerin aileleri Adıyaman’a gitti.

İsias Otel’de 6 Şubat’ta başlayan arama-kurtarma çalışmaları sonucunda Gazimağusa TMK kafilesinden ilk bedenlere 8 Şubat’ta ulaşıldı, 11 Şubat’ta ise tüm kafile enkazdan çıkarıldı. Velilerden Evren Çavdır, 132 saat sonra enkazdan sağ çıkarıldı ancak tüm müdahalelere rağmen hayata tutunamadı. Öte yandan, deprem nedeniyle KKTC’de de yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi.

Farklı günlerde ülkeye getirilen cenazeler, Ercan Havaalanı’nda gözyaşlarıyla karşılanırken, çoğu Gazimağusa olmak üzere Yeniboğaziçi, Atlılar, Dörtyol, Vadili ve Ulukışla Kabristanlığı’nda toprağa verildi.

İsias Otel’de hayatını kaybeden öğrenciler İranlı ressam ve karikatürist Alireza Pakdel’in çizdiği resimle ölümsüzleşti. Bir enkazdan ay ve yıldızlardan oluşan voleybol topuna vurmak için yukarıya yükselen iki öğrencinin betimlendiği resim, çocukların anısını yaşatmak için kurulan Şampiyon Melekler Derneği’nin de amblemi oldu. KKTC’yi ziyaret edip devlet ve hükümet yetkilileriyle de görüşen Pakdel’in eseri Posta Dairesi tarafından anı pulu ve ilk gün zarfı olarak da bastırıldı.

-Adalet arayışı…

Öte yandan, İsias Otel’de hayatını kaybedenlerle ilgili adalet arayışı da sürüyor.

İsias Otel davasında adil yargılanma talep eden aileler öncülüğünde Twitter’da her akşam “isiasiçinsesver”, “isiasortakdavamız”, “isiasadaletbekliyor” paylaşımları yapıldı. Bu paylaşımlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de Türkiye basınında da yer aldı.

Voleybol turnuvasına katılmak için gittikleri Adıyaman’da depremde hayatlarını kaybeden 6 veli, 5 öğretmen ve 12-14 yaşlarında 24 sporcu çocuğun isimlerini yaşatmak ve sorumlulardan hesap sormak amacıyla Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği, mart ayında kuruldu.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği öncülüğünde, sanıkların olası kastla yargılanması talebiyle Gazimağusa’da yürüyüş düzenlendi. Binlerce kişinin meşalelerle katıldığı yürüyüşe devlet ve hükümet yetkilileri de katıldı, bu talep meşalelerin yakıldığı diğer ilçelerde de dile getirildi.

Cumhuriyet Meclisi’nde depremle ilgili komiteler de oluşturuldu. Türkiye’deki depremle ilgili hukuki ve adli sürecin izlenmesiyle ilgili olan komitenin üyeleri, Ankara’ya, Adıyaman’a ziyaretler gerçekleştirdi, soruşturmayla ilgili süreci takip etti.

72 kişiye mezar olan İsias Otel’e ilişkin dava 4-7 Ocak tarihlerinde görüşüldü ve ara karar açıklandı.

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5’i tutuklu 11 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, bilirkişi raporları yer aldı.

Otelin 5 Ocak 1993’te ruhsatının “konut” olarak alındığını ancak 8 Kasım 2001’de ruhsatının otel olarak yenilendiği ifade edilen iddianamede, “Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden yapıya 2016 yılında ruhsatsız bir kat eklendiği ve toplam kat sayısının 9’dan 10’a çıktığının görüldüğü, eklenen bu katın 410 metrekare olduğu belirlenmiştir.” denildi.

Otelin faaliyete geçmesinin ardından farklı tarihlerde tadilat yapıldığı belirtilen iddianamede, “2014-2015 yıllarında yapılan değişikliklerle otelde kapasite artışı olduğu ve bunun yanı sıra 2016’da deprem güvenliğini göz ardı ederek proje dışı ruhsatsız kat yaptırıp yapının taşıyıcı sistemine ek yük yüklendiği anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi incelemesinde yapının beton kalitesinin her iki yönetmelik kapsamında da gerekli şartları sağlamadığı belirlenmiştir. Bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4-7 Ocak tarihlerinde, dört gün süren duruşmalar sonunda, tutuklu olan 11 sanıktan 5’inin, “Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Erdem Yıldız, Halil Bağcı ve Mehmet Fatih Bozkurt’un” tutukluluk halinin devamına; adli kontrolle serbest olan 6 sanık, “Bilge Açık, Hasan Aslan, Mehmet Göncüoğlu, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt’un” durumunun da aynen devam etmesine karar verildi.

Bir sonraki duruşma ise 26 Nisan’da olacak.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Telekomünikasyon Çalışanları Sendikası (Tel-Sen) Başkanı Hakan Üredi, Fiber Optik Altyapı Protokolü’nün Telefon Dairesi’ni bitirme planı olduğunu savunarak, “Bu daire, halkın son kalesidir. Ve biz o kaleyi teslim etmeyeceğiz.” dedi.

Hukukçuların yargı yoluna başvurduğunu da açıklayan Üredi, “Mesele teknoloji değil, bu ülkenin geleceğini kimin yöneteceğidir.” diyerek, teknolojiye “evet”, teslimiyete “hayır” dediklerini belirtti.

Sendika, Fiber Optik Protokolü hakkında basın açıklaması yaptı. Tel-Sen Toplantı Salonu’nda yer alan basın açıklamasında, Yönetim Kurulu Üyeleri hazır bulundu.

Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi konuşmasına, “Bugün burada ülkenin onuruna, emeğine ve geleceğine sahip çıkmak için toplandık.” diyerek, başladı.

“Her eve fiber” sözünün kulağa hoş geldiğini ancak o sloganın arkasında karanlık bir tablo olduğunu ileri süren Üredi, bunun “gelişim” değil “bağımlılık planı”, “esaret” olduğunu savundu. Sendikanın, aylar önce söylediklerine dikkat çeken Üredi, haklı çıktıklarını belirtti.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’ya yönelik eleştirilerde bulunan Hakan Üredi, “Bu kurum, halkın alın teriyle kuruldu. Biz o emeği kimseye teslim etmeyeceğiz. Bir borçtur tutturmuşsunuz gidiyorsunuz. Senin borcundur efendi, senin hükümetinin borcudur, sizin borcunuzdur, idarecilerin borcudur.” diye konuştu.

Halkın ödediği paraların belgelerle açıklanmasını isteyen Üredi, “Telefon Dairesi üzerine yıkmaya çalıştığınız borç nerelere harcanmıştır, çıkıp açıklayınız.” dedi.

“Bu projeyi engelleyen Kıbrıslı Türklerdir” sözünü “hadsizlik” olarak niteleyen Üredi, “Biz bu ülkenin öz evlatlarıyız, bu daireyi kuranlarız, emekçileriyiz, yılmaz bekçileriyiz. Suçlu biz değiliz, suçlu kamu varlıklarını peşkeş çekenler ve bu zihniyeti savunanlardır.” diye konuştu.

-“İmzalanan anlaşma Telefon Dairesi’ni bitirme planı”

İmzalanan anlaşmanın Telefon Dairesi’ni bitirme planı olduğunu iddia eden Üredi, gelirin halktan alınacağını, kazancın ise özel şirketlere gideceğini ileri sürdü. Protokolün, kamu gelirini sıfırlayacağını savunan Üredi, hizmetin tekelleşeceğini, fiyatın tek başına belirleneceğini söyledi.

Sınırsız muafiyet hakkına sahip olunacağı uyarısında da bulunan Üredi, Anayasa ve yasalar hiçe sayılarak, imtiyazlar verildiğini ileri sürdü, “Bu egemenliğe, yasalara aykırıdı.r” dedi.

-“Kamu malı halkındır, satılamaz, kiralanamaz, devredilemez”

Yerli istihdamın yok edileceğini kaydeden Üredi, “Bu iş çoluğumuzu, çocuğumuzu göçe zorlar. Halkı dışarıya bağımlı kılar. Sermayenin kasasını doldurur. Yerli ya da yabancı sermaye fark etmez, kamu malı halkındır, satılamaz, kiralanamaz, devredilemez.” diye konuştu.

Ülkenin sermayeye devredilmeye çalışıldığını iddia eden Üredi, “Türk Telekom yabancı değil” denildiğine işaret ederek, şunları belirtti:

“Kâr mantığıyla hareket eden, halkın değil sermayenin çıkarını koruyan bir yapıdan bahsediyoruz. Bize ‘yabancı değil’ diyerek, masallar anlatmayın. Biz o masalı yıllar önce yaşadık, acısını hala çekiyoruz.”

Konuşmasında, 1995-1996 yıllarında çizilen fiber optik şemasını da gösteren Üredi, şöyle konuştu:

“Nasıl olur da biz bu ülkeye fiberi dışarıdan temin etmek istiyoruz? KKTC’nin hudutlarını bir insanın sinir sistemi gibi saran bir fiber altyapı ağı var. Bu ağ haritası Telefon Dairesi’nin elindeki en kıymetli stratejik yapısıdır. Adanın her köşesindeyiz. Her yere ulaştık, sadece biraz sermaye, biraz kaynak, biraz yatırım ile evlerin kapısına kadar gitmemiz kaldı.”

Üç araştırma şirketinden aldıkları teknik verileri de paylaşan Üredi, gelecek 25 yılda dünyanın bambaşka teknolojileri konuşacağını belirtti, fiberin ötesinde kuantum internet, terahertz iletişim, LEO ve starlink gibi uydu ağlarına dikkat çekti.

-“Mesele teknoloji değil, bu ülkenin geleceğini kimin yöneteceğidir”

“Mesele teknoloji değil, bu ülkenin geleceğini kimin yöneteceğidir.” diyen Tel-Sen Başkanı Üredi, dertlerinin teknolojiyi engellemek değil ülkenin kontrolünü korumak olduğunu ifade etti, teknolojiye “evet”, teslimiyete “hayır” dediklerini belirtti.

Kamu kaynaklarının kimin yararına düzenlendiğini soran Üredi, “Gerçek sorun yatırım değil kamuyu ticarileştiren çıkar odaklarıdır. Bu daire, halkın son kalesidir. Ve biz o kaleyi teslim etmeyeceğiz.” dedi.

-“Hukukçular yargı yoluna başvurdu”

Kamu çıkarı korunmadıkça, şeffaflık sağlanmadıkça, kurumların ve halkın hakkı güvence altına alınmadıkça Tel-Sen’in susmayacağını ve mücadeleye devam edeceğini kaydeden Üredi, hukukçularının yargı yoluna başvurduğunu söyledi.

Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun (BTHK) protokol hakkında sessiz kaldığını savunarak, bunu eleştiren Üredi, “Kamu çıkarını korumakla yükümlü bir kurum, böyle kritik bir dönemde susamaz.” dedi.

Üredi, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’a, “protokolün detaylarını şeffaf şekilde sorgulama ve kamu çıkarını korumak için derhal inisiyatif alma” çağrısı yaptı.

Tel-Sen Başkanı Üredi konuşmasının sonunda şunları kaydetti:

“Telefon Dairesi kamunun kalacak. Bağımsızlık halkın olacak. Güç emekçide duracak. Bu ülkeyi, bu kurumları ve bu halkı sermayeye peşkeş çekemeyeceksiniz. İzin vermeyiz. Bu ülke satılık değildir.”

Bir soru üzerine AKSA ve Ercan örneklerini veren Üredi, “Bu konularda hüsranı yaşadık, toplum olarak acısını çekiyoruz.” dedi. Üredi, hibe ile ihalenin farklı şeyler olduğuna da dikkat çekti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Mesarya bölgesindeki tahliye hattında arıza tespit edildiğini kaydederek, arıza giderilene kadar suyu bilinçli kullanma uyarısı yaptı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, TC’den KKTC’ye Su Temin Projesi kapsamında yapılan rutin kontroller sırasında Gazimağusa güney isale hattı üzerinde bulunan “Tahliye 9” sanat yapısında, ana hat ile yapı arasındaki bağlantıda arıza tespit edildiği belirtildi.

Açıklamada, arızanın giderilmesi amacıyla yürütülecek çalışmalar nedeniyle bugün ile yarın Ercan, Kırklar, Akıncılar, Dilekkaya, Kırıkkale, Erdemli, Yiğitler, Türkmenköy, Akdoğan, Beyarmudu, Köprülü, Çayönü ve Güvercinlik depolarına su verilemeyeceği kaydedildi.

Arıza giderilinceye kadar, söz konusu bölgelere yerel içme ve kullanma suyu kaynaklarından su sağlanacağı ifade edilen açıklamada, vatandaşların suyu bilinçli ve tasarruflu kullanmaları istendi.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Çağdaş Kamu Araçları İşletmecileri Derneği (Kar-İş), akaryakıt fiyatlarına yapılan zamla birlikte taşımacılık sektörünün artık nefes alamaz duruma geldiğini belirterek, “Bu koşullarda taşımacılık sürdürülemez hale gelmiştir” dedi.

Kar-İş Başkanı Fuat Topaloğlu yazılı açıklamasında, 95 oktan benzinin 44,12 TL’ye, Euro Diesel’in de 44,25 TL’ye yükseldiği ülkede, taşıma ücretlerinin 14 aydır güncellenmemesinin, sektöre “durun” demek olduğunu ifade ederek, “Akaryakıt fiyatlarındaki artışa paralel olarak taşıma ücretleri derhal güncellenmelidir” ifadelerini kullandı.

Son aylarda döviz kurundaki dalgalanmaların, yedek parça, sigorta, bakım ve personel giderlerinde yaşanan artışların, taşımacıları zaten zor durumda bırakırken, her yeni akaryakıt zammının “tabutun son çivisi” olduğunu ifade eden Topaloğlu, şöyle devam etti:

“Biz bu ülkenin yollarında, çocuklarımızı okullarına, insanlarımızı işlerine, halkımızı sağlık hizmetine taşıyoruz. Ancak artık teker dönmüyor. Bu gidişat yalnızca taşımacıları değil, doğrudan halkın güvenli ulaşım hakkını tehdit ediyor.

Ülkemizin ekonomisinde lokomotif sektörlerden biri olan turizm taşımacılığı da aynı ağır yük altında ezilmektedir. Otellerle, seyahat acenteleriyle ve havalimanlarıyla entegre çalışan turizm taşımacıları, akaryakıt zamları karşısında taahhüt ettikleri hizmetleri zararına yerine getirmek zorunda kalmaktadır. Gelen turistin taşınması, ülke imajının korunması ve sürdürülebilir turizm için bu sektör hayati önemdedir. Bugün gelinen noktada, birçok turizm taşımacısı araçlarını garaja çekme noktasına gelmiştir.

Eğer bu tablo değişmezse, turizmin taşıyıcısı olan taşımacılar sahadan tamamen çekilmek zorunda kalacaktır.”

-Hükümetin sessizliği…

Topaloğlu, yaptıkları uyarılara rağmen, hükümetten düzenleme veya bir çözüm iradesi görmediklerini belirterek, akaryakıt fiyatları sürekli artarken, taşımacıya “sabret” demenin, sektörü yok saymak anlamına geldiğini savundu.

“Bu sessizlik, çalışan insanın emeğine, direksiyon başındaki alın terine saygısızlıktır” görüşünü ifade eden Topaloğlu, hükümete, “Akaryakıt fiyatlarındaki artışa paralel olarak taşıma ücretleri derhal güncellenmelidir. Sektörün ayakta kalabilmesi için yakıt desteği ve maliyet dengeleme mekanizması acilen devreye sokulmalıdır. Turizm taşımacılığı özelinde, sezonluk yakıt teşvikleri ve KDV muafiyetleri uygulanmalıdır. Aksi halde, Kar-İş olarak tüm yasal haklarımızı kullanmaktan çekinmeyeceğiz” şeklinde seslendi.

-Artık yeter

Topaloğlu, “Derdimiz siyaset değildir, ekmektir, artık yeter” diyerek, taşıma sektörünün bu kadar göz ardı edilemeyeceğini, eğer hükümet bu tabloyu görmezden gelmeyi tercih ederse, ülke genelinde taşımacılık hizmetinin durma noktasına geleceğini kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam