Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Şampiyon Melekler’in anısına “Adalet İçin Koşuyoruz” temalı maraton 7 Nisan’da Gazimağusa’da koşulacak

Published

on

Şampiyon Melekler’in anısına, “Adalet İçin koşuyoruz” temalı “Dörter Famagusta Marathon” 7 Nisan’da Gazimağusa’da koşulacak.

6 Nisan’da Salamis yolundaki Cortado Espressolab’da saat 16.00’da festival nitelikli etkinlik düzenlenecek. Maraton koşuları 7 Nisan sabahı saat 07.00’de 42 kilometre koşusu ile başlayacak.

Koşular 42,10, 6, 3 ve 1 kilometre olmak üzere 5 kategoride düzenlenecek.

Maratonun en özel koşusu “Şampiyon Melekler” adı verilen 3 kilometre koşusu. Bu koşuda derecelendirme olmayacak. Tüm halk bu etaba katılım için davet edildi.

Maraton, Dünya Atletizm Organizasyonu tarafından da resmi olarak onaylanırken, dereceye girenlere toplam 500 bin TL para ödülü dağıtılacak.

Maratona başvurular bu akşamdan itibaren famagustamarathon.com adresinden de yapılacak.

Maratonu düzenleyen paydaşlar bugün Gazimağusa Belediyesinde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında konuşan Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, Şampiyon Melekler adına Mağusa Maratonu’nun bu yıl ikincisinin düzenlendiğini ifade etti.

“Gazimağusa’mız Melekler Şehri’miz, bu anlamlı maratonda yine birlik ve beraberlik içinde” diyen Uluçay, maratonun geleneksel hale geleceğine inanç belirterek katkıda bulunan herkese teşekkür etti.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya 6 Şubat’ta yaşanan deprem sonucu Grand Isias Otel olarak adlandırılan “katil bir binada” kaybettikleri en değerlilerinin adaletini sağlamak ve adlarını yaşatmak için kurdukları dernekle birlikte 14 aydır hep beraber durmadan mücadele verdiklerini vurguladı.

Karakaya “Tüm Kıbrıs ve dünyanın bir çok yerinden destekçilerimizle ilk günden beri tek yürek olarak; adalet diyerek, bizden koparılan sevdiklerimizin adı hep yaşayacak diyerek birlikte çok şeyler başardık. Bir sonraki duruşma gününe kadar her türlü kanaldan adalet çığlıklarımızı daha güçlü duyurmaya devam etmeliyiz. Türkiye’de bir adalet depremi yaşanmalı ve sevdiklerimizi öldürenler en ağır cezayı almalılar.” ifadelerini kullandı.

Depremi hiç unutmadıklarını, her an 6 Şubat’ı yaşadıklarını belirten Karakaya, yöneticilere “ Deprem Haftası’nda yine gündeme gelen bina güçlendirme, Sivil Savunma, İtfaiye ve diğer tüm arama kurtarma ekiplerinin personel ve teknik teçhizat ihtiyaçlarını lütfen hatırlayın ve ekiplere destek verin.” çağrısı yaptı.

“Şimdi, bir kez daha Şampiyon Melekler’imizi unutmadığımızı gösterme zamanı.” diyen Karakaya, geçen yıl ekim ayında Lefkoşa sokaklarına sığmayan binlerin bu kez Gazimağusa sokaklarına sığmayacağını, adalet çığlığının bu kez Gazimağusa’dan duyulacağını söyledi.

Karakaya, 2. Mağusa Maratonu’nun “Adalet için koşuyoruz” sloganıyla yavrularının,, öğretmen ve arkadaşlarının adaletinin sağlanmasına destek olmak için yapıldığını söyledi.

Organizasyona emek verenlere teşekkür eden Karakaya, “Şampiyonlarımızın adaleti sağlanacak, suçlular en ağır ceza ile yargılanacaklar ve davamız bir emsal dava olacaktır, şampiyonlarımızın adı tüm adada ve dünyada sonsuza dek yaşayacaktır.” dedi.

Dörter Famagusta Maratonu Komitesi Başkanı Yetkin Öngün de maraton hakkında bilgi verdi.

Öngün bu yıl ikincisi düzenlenen maratonu KKTC’nin en büyük spor organizasyonu haline getirmek için canla başla çalışan bir ekipleri olduğunu kaydetti.

Öngün, “6 Şubat’ta şehit olan çocuklarımızın, Meleklerin anısı için ve adalet için koşuyoruz” diyerek, tüm Gazimağusa sokaklarını adalet sloganlarıyla dolduracaklarını söyledi.

Öngün tüm halkı, maraton organizasyonuna katkı koyarak adalet mücadelesine ve ülke sporuna katkı vermeye çağırdı.

Öngün, Dörter Famagusta Marathon organizasyonunun Dünya Atletizm Organizasyonu tarafından onaylandığını, böylelikle bu kategoride düzenlenen ilk resmi organizasyon olduğunu ifade etti.

Bu tür organizasyonlar ve yol koşularının ülke tanıtımına da büyük katkı sağladığını vurgulayan Öngün, bu tür yarışlarda en büyük motivasyon kaynağının seyirci olduğunu vurguladı ve tüm halkı organizasyonu izlemek ve koşucuları desteklemek üzere Gazimağusa sokaklarına çağırdı

KKTC Atletizm Federasyonu Başkanı Ferhat Sakallı da, organizasyonun büyümesini görmenin mutluluk verici olduğunu belirterek, dava sonuçlanıncaya kadar KKTC halkıyla birlikte davanın arkasında olacaklarını belirtti

Sakallı, “Lefkoşa’da yaptığımız gibi yine binlerle orada olacağız. Çocuklarımızın sesini buradan duyurabileceğiz” dedi.

DAÜ Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sonuç Zorlu da, DAÜ olarak organizasyonda yer almaktan gururu duyduklarını, her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

Zorlu, ”Çok anlamlı koşu. Bir nesli kaybettik ama burada bir adalet savaşı vardır. Adalet koşusu da bu savaşın küçük bir parçasıdır. Dilerim ki adalet savaşımız en kısa zamanda son bulur ve en azından bir nebze teselli olur” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam