Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Saner: Serbest bölgeye 2-3 yıl içinde geçilebilecek

Published

on

UBP Genel Başkanı Başbakan Ersan Saner, UBP Genel Başkanı, Başbakan olarak Anavatan Türkiye ile iyi bir sinerji ve iletişim kurarak ülke sorunlarının aşılması ve kalkınma için önemli adımlar attıklarını belirtti ve “Bu iletişimi kuramayanlar neden hala farklı şeyler söylüyorlar anlamıyorum” dedi.

Başbakan Saner, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, tüm dünya için olduğu gibi ülke insanı için de en önemli konunun ekonomik sıkıntıların aşılması ve daha güzel bir hayat sürdürmek olduğunu belirtti.

Saner, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin özel bir durumu olduğunu, sadece Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs Türk Halkı’na kaydadeğer bir destek sağladığını da ifade etti ve UBP Genel Başkanı, Başbakan olarak Anavatan Türkiye ile iyi bir sinerji ve iletişim kurarak ülke sorunlarının aşılması ve kalkınma için önemli adımlar attıklarını belirtti.

Saner, “ bu iletişimi kuramayanlar neden hala farklı şeyler söylüyorlar anlamıyorum” dedi. Özellikle altyapı çalışmaları ve karayolları alanında ciddi projeleri hayata geçirdiklerini belirten Başbakan Saner, Bakan Resmiye Canaltay’ın da yolların tamamlanması , yeni yollar yapılması için yoğun bir tempo içinde olduğunu ifade etti. Lefkoşa’nın Metehan bölgesinde yeni bir meslek lisesinin temelini atacaklarını, iki yeni hastanenin önümüzdeki yıllarda bitirileceğini de açıklayan Ersan Saner, “ Bir kağıdın bir tarafına muhalefetin 2 yılda ne yapabildiğini, bizim 8 ayda ne yaptığımızı yazalım ve kıyaslayalım. Hodri meydan” diye konuştu.

Başbakan Saner bir başka soru üzerine de , “ Adaya gelecek binlerce turisti, Serbest Bölge imkanlarından yararlandırmak istediklerini, böylece turizmin daha da gelişeceğini” kaydetti. Saner, zaten bir süredir halı, deri gibi ürünlere yönelik ilgi sayesinde bir serbest bölge potansiyelinin oluştuğunu söyledi.

Başbakan Saner şunları kaydetti:

“Bu ülkede Serbest Bölge ticareti vardır… Ama şimdi hedef KKTC’yi serbest bölge yapmaktır. KKTC’nin kalkınmasının hızlanması için ülkenin bütününün serbest bölge olması üzerinde duruyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Ben , Bakan olarak 2009 yılından itibaren ben bu konuda çalışmalar yaptım. Türkiye’de Antalya Bölgesinde inceleme yaptım. Yatırımcılarla görüştüm. Şu anda KKTCde bu tip turist getirip Serbest Bölge Ticareti gerçekleştiriyorlar. Gazimağusa’da, Girne’de, Haspolatta serbest bölge mantığı ile halı, kuyumculuk, deri ürünleri, gümrüksüz yabancılara satılıyor. Şu anda en az 100 bin turist zaten e bu mantıkla adaya geliyor, gelecek. Şimdi yapmamız gereken ise bunu genişletmektir. Bunun 2022 Mali Protokolü’ne de yazılması için Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’a görüştüm. Kim ne derse desin biz ülemizin kalkınması, insanımızın yaşam kalitesinin yükselmesi için ezber bozan politikaları hayata geçirmeye devam edeceğiz’

Başbakan Saner, “ KKTC’nin serbest bölge olması projesinin gerçekleşmesi için projenin yürülüğe girmesinden itibaren 2-3 yıllık bir süre gerektiğini de belirtti ve Başbakanlık Ekonomi Komitesi’nin konu üzerinde çalıştığını, günü gelidiğinde sivil toplumu bilgilendireceklerini “ söyledi. Başbakan Ersan Saner, yaklaşan UBP kurultayı ile ilgili bir soruya karşılık ise “ seçimi kazanacağını , arından da herkesi kucaklayarak partiyi tek başına iktidara taşımak için çalışmaya devam edeceklerini” kaydetti.

UBP’nin kurultayının ardından önce tek başına iktidarı yakalayacaklarını vurgulayan Genel Başkan ve Başbakan Saner, bu sinerjiyle de yerel seçimlerde büyük başarı elde edeceklerini söyledi. Erken seçim için Meclis’te ciddi bir mutabakat gördüğünü açıklayan Saner, kurultay ve sonrası bazı prosedürün tamamlanmasıyla, erken seçim çağrısını yapacağını söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam