Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Savaşan’dan muhalefete çağrı: Eşitli̇k mücadelesi̇ne destek veri̇n!

Published

on

UBP MYK Üyesi Ahmet Savaşan, Kıbrıs sorununu değerlendirdiği TV programında Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşitlik mücadelesine muhalefetin de destek vermesi gerektiğini belirtti.

Ulusal Birlik Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Savaşan, katıldığı bir TV programında Kıbrıs sorununu değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Tatar’ın BM Genel Sekreteri Guterres ile Brüksel’de yapacağı görüşmeye değinen Savaşan, Tatar’ın talebi ile gerçekleşecek olan bu görüşmenin “egemen eşitlik arayışının başarılı olabileceğinin smut bir işareti olduğunu” vurguladı.

Kıbrıs Türk Halkı barışseverdir…

Kıbrıs Türk Halkı’nın sağcısıyla, solcusuyla, partili veya partisiz tümünün barışsever olduğunun altını çizen UBP MYK Üyesi Ahmet Savaşan, bu güne kadar federasyon kurulamamasının, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tutumundan kaynaklandığını anımsattı. Savaşan, BM’nin Kıbrıs’ta başarılı olmak istiyorsa, tüketildiği ortada olan süreçlerin peşinde koşmak yerine, eşit egemenliğe dayalı sürdürülebilen yeni bir anlaşmanın yapılabilmesini cesaretlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Dondurucuda kalmaya daha ne kadar tahammül edeceğiz?

3’üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Rumların kapalı kapılar ardında başka, Birleşmiş Milletlere başka söylediğini, kendi jenerasyonunun federasyon yapma şansını yitirdiğini, 2’nci Cumhurbaşkanı Talat’ın ise Güney Kıbrıs’ın Kıbrıs Türklerinin neredeyse nefes almasını bile istemediğini söylediğini hatırlatan Ahmet Savaşan, “Kıbrıs Türk Halkı barışsever insanlardan oluşur. Çocuklarımıza, gençlerimize bakın, bize bakın. Kuzey Kıbrıs’ta ne eğitim sisteminde ne de inanç alanında düşmanlığı, karşıtlığı besleyen kayda değen herhangi bir şeye rastlayamazsınız. KKTC’de entelektüel birikimle kültürlü, barışçıl gençler, nesiller yetiştiriliyor. Buna rağmen Güney komşularımıza bakıldığında durumun tam ters olduğunu görüyoruz. Halkımız, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tutumundan dolayı dondurucuda kalmaya daha ne kadar göğüs gerecek, ya da bu duruma daha ne kadar tahammül edecek? Artık yaşanan gerçeklerin görülmesi ve yeni adımlar atılmasının zamanı gelmiştir” şeklinde konuştu.

Gerçek; Rumların hiçbir şeyi paylaşmak istemediğidir…

Yarım asırdır yaşananlar partiler gözü ile farklı algılanıyor olsa da gerçeğin değişmediğini belirten Ahmet Savaşan, gerçeğin, Güney Kıbrıs’ın Kıbrıs Türk tarafı ile ne Rum devletine dönüştürdükleri Cumhuriyeti, ne de zenginlikleri paylaşmak istemediği olduğunun altını çizdi.

Anlaşma için dünyaya hep birlikte güçlü mesaj vermeliyiz…

“Güney Kıbrıs’ın tutumunu görerek aynı şeyleri yapmaya devam ederek farklı sonuç mu bekleyeceğiz? Elli yıldır aynı şeyleri tekrarladık ve federasyon bağlamında hiçbir şey kazanamadığımız ortada. Artık farklı bir şey yapmalıyız. Farklı adımlar atmalıyız” ifadelerini kullanan Ahmet Savaşan, “hep birlikte asgari müştereklerde buluşup, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak Dünya’ya güçlü bir mesaj vermeliyiz. Elbette ülke içinde farklı görüşler de olacak.  Onlara da saygı duymak elbette gerekiyor. Duyuyoruz da. Ama gerçekleri görerek birlik beraberlik içinde hareket edersek, Kuzey Kıbrıs’ ile Güney Kıbrıs arasında eşitliğe dayalı bir anlaşmanın yapılabilmesine yardımcı olabiliriz. Aksi takdirde Kıbrıs Sorunu nasıl bu günlere gelmiş ise böyle de çözümsüz gider” dedi.

TC ve KKTC sürdürülebilir bir anlaşmadan yana…

Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte UBP Genel Başkanı Ersan Saner Başbakanlığında kurulan hükümetin gerek iç meselelerde gerekse de Kıbrıs konusunda Türkiye Cumhuriyeti’nden aldığı destek ile geleceğin bu günden daha iyi olacağına işaret eden Ahmet Savaşan, KKTC’nin Türkiye ile birlikte sürdürülebilir bir anlaşmadan yana olduğunun altını çizdi.

Niyetimiz Tatar ve Saner tarafından dünyaya duyuruldu…

Türk tarafının eşit egemenliğe dayalı bir anlaşma istediği Cumhurbaşkanı Tatar ve başbakan Saner tarafından dünyaya duyurulduğunu söyleyen UBP MYK Üyesi Ahmet Savaşan, bu adımın BM tarafından desteklenmesi halinde adanın bir istikrar adasına dönüşebileceğini ve ayrıca ada etrafında çıkartılacak gazın gerek ekonomik iletilmesi, gerekse de adilane paylaşılmasına da katkısı olacağına işaret etti.

Muhalefet eşitlik talebimizi desteklemeli…

İzlenen politikanın başarılı olduğunun ilk belirtilerinin Birleşmiş Milletler’in tavrından anlaşılabileceğini vurgulayan Savaşan, “Rum tarafına denk eşitlik talebi o kadar haklı bir taleptir ki Birleşmiş Milletler, ‘asla yapmaz’ denilen şeyleri yavaş yavaş yapmaya başlamıştır. Cumhurbaşkanı Tatar, bir günde Brüksel’e BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşmeye gitmiştir. Bu politikanın kararlı bir şekilde devam ettirilmesi halinde daha pek çok kazanımımız olacak ve Rum tarafı ile bir anlaşma yapmak daha mümkün hale gelecektir. Muhalefetin bunu dikkate alması ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşitlik talebine destek olması gerekir” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam