Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Sel ve kuraklık 2025’te de dünyanın birçok bölgesi için risk oluşturuyor

Published

on

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü Beşerî İktisadi Coğrafya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Somuncu, 2024 Küresel Su İzleme Raporu’nda yer alan öngörüler doğrultusunda bu yıl Güney Amerika’nın kuzeyi, Güney Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde kuraklığın artabileceğini, Afrika Saheli ve Avrupa gibi daha nemli bölgelerin ise artan sel riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Dünyanın birçok ülkesinden üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Su İzleme Ağı adlı konsorsiyum tarafından yayımlanan 2024 Küresel Su İzleme Raporu’nda, geçen yılın iklim ve hava olayları açısından aşırılıklar yılı olduğu belirtildi.

Raporda, daha yoğun sellerin, uzun süreli kuraklıkların ve rekor kıran sıcaklıkların suyu etkilediğine ve bu durumun su ile ilgili afetlerden kaynaklanan yaşam, altyapı ve ekosistem risklerini artırdığına dikkat çekildi. Suyla bağlantılı afetler geçen yıl 8 bin 700’den fazla kişinin ölümüne neden olurken 40 milyon insan yer değiştirmek zorunda kaldı.

Suyla bağlantılı afetlerin en çarpıcı örnekleri arasında Afganistan ve Pakistan’da 1084 kişinin hayatını kaybettiği ve 1,5 milyon kişinin yer değiştirmek zorunda kaldığı sel felaketi ile Güneydoğu Asya ve Çin’i etkileyen ve 844 kişinin yaşamını yitirdiği Typhoon Yagi Tayfunu gösterildi.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Somuncu, geçen yıl kurak ayların sayısının arttığını, son yıllarda yaygın olan bu durumun, 2024’te, rekor düzeyde düşük yağışlı ayların yaşandığı 1995-2005 baz dönemine göre, yüzde 38 daha fazla kurak ayın yaşanmasıyla sonuçlandığını kaydetti.

– Kuraklıktan ve aşırı yağıştan etkilenen bölgeler

Somuncu, “2024 yılında küresel kara alanındaki ortalama yıllık yağış miktarı 798 milimetre. Küresel yağış miktarında yılda 0,65 milimetrelik, istatistiksel açıdan anlamlı bir düşüş eğilimi var. Bu verilerden hem yüksek yağışın hem de kuraklığın daha aşırı hale gelmeye başladığını söyleyebiliriz. 2024 yılında rekor düzeyde yüksek 24 saatlik yağış ekstremleri yüzde 52 daha sık meydana geldi.” diye konuştu.

2024’te rekor ve rekora yakın sıcaklıkların yağış eksikliğiyle birleşmesinin birçok bölgede şiddetli kuraklığa yol açtığını bildiren Somuncu, “Doğu Ukrayna’nın bazı bölümleri ile Rusya, 2024’ü ortalamadan çok daha kuru geçirdi. Kanada’nın büyük bir bölümünden ABD’nin batısı ve Meksika’nın bazı bölgelerine kadar uzanan alanlarda ortalamanın altında yıllık yağış meydana geldi. En geniş ve ortalamadan çok daha kuru koşullar Güney Amerika ve özellikle Brezilya’nın büyük bölümlerinde, Bolivya ve Peru’da meydana geldi ve bu bölgelerdeki birçok yerde kayıtlardaki en kurak yıl yaşandı.” dedi.

Buna karşılık, rekor ve rekora yakın yağış koşullarının yaygın olduğu Afrika Saheli’nin büyük bir bölümünü içeren bölgelere anormal derecede yüksek yağış düştüğünü aktaran Somuncu, Kazakistan’ın büyük bir kısmı ve Orta Rusya’nın da aralarında bulunduğu Orta Asya, Doğu Moğolistan ve Kuzeydoğu Çin’de ortalamanın çok üzerinde rekor düzeyde yağış koşulları yaşandığına dikkati çekti.

– “Yükselen deniz yüzey suyu sıcaklığı daha yoğun sağanaklara neden oldu”

Tropikal siklonların, özellikle ABD ve Güneydoğu Asya’da 520 milyar doları aşan ekonomik zarara yol açtığını belirten Somuncu, bu durumun tropikal siklonları 2024’ün en maliyetli felaketi haline getirdiğinin altını çizdi.

2024’teki deniz yüzeyi sıcaklıklarının Orta ve Kuzey Atlantik Okyanusu’nun büyük bölümünde, Hint Okyanusu’nun kuzey yarısının çoğunda ve Batı Pasifik Okyanusu ile Güney Okyanusu’nun bazı kısımlarında rekor sıcaklıklarda olduğunu anlatan Prof. Dr. Somuncu, şöyle devam etti:

“Yükselen deniz yüzeyi sıcaklıkları Yagi Tayfunu gibi tropikal siklonları ve Amazon Havzası ile Güney Afrika’daki uzun süreli kuraklıkları yoğunlaştırdı. Küresel ısınma ayrıca Boris Fırtınası ve şiddetli tropikal Tami Fırtınası’nın da kanıtladığı gibi daha yoğun sağanak yağışlara ve daha yavaş hareket eden fırtınalara neden oldu.”

2024 yılının en sıcak yıl olarak kayıtlara geçtiğini ve Haziran 2023’ten Temmuz 2024’e kadar 14 ay boyunca rekor sıcaklıklar yaşandığını hatırlatan Somuncu, eylül ayından itibaren yılın geri kalanında aylık sıcaklıkların 2023 kayıtlarının biraz altında kaldığını anlattı.

– “Sahel ve Güney Afrika’da 30 milyondan fazla insan yer değiştirdi”

Sel ve kuraklığın Afrika’nın farklı bölgelerini etkilediğine ve şiddetli kuraklığın Amazon Havzası’nı etkisi altına aldığına değinen Somuncu, yüzey suyu kapsamının, göl hacimlerinin, toprak ve yer altı suyu depolama değişikliklerinin Sahel bölgesi ve Doğu Afrika’da su baskınlarına neden olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Mehmet Somuncu, Sahel bölgesindeki nehir taşkınları ve Güney Afrika’daki kuraklığın 30 milyondan fazla insanı yerinden ettiğini, Güney Afrika’da mahsul üretiminin yarı yarıya azaldığını ve geniş bölgelerdeki gıda güvensizliğini daha da kötüleştirdiğini dile getirdi.

İklimle ilgili su ve vektör kaynaklı hastalıkların görülme sıklığının tüm bölgelerde artmasının beklendiğine ve tatlı su ekosistemlerinde önemli hasarların sıklığının ve giderek geri döndürülemez kayıpların artacağına dikkati çeken Somuncu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“2025’e yönelik görünüm, artan riskler gösteriyor. Mevsimsel iklim tahminleri ve mevcut havza koşulları Güney Amerika’nın kuzeyi, Güney Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde kuraklıkların potansiyel olarak kötüleşebileceğine işaret ediyor. Afrika Saheli ve Avrupa gibi bölgeler artan sel riskiyle karşı karşıya kalabilir. İklim değişikliği ani seller, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları gibi aşırı olayların her yerde daha olası hale gelmesine neden oluyor.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Netanyahu’nun usulsüz olarak atadığı yeni Şin-Bet şefinin ateşkese karşı olduğu bildirildi

Published

on

By

İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin aksi kararına rağmen Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yeni iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) direktörü olarak atadığı Tümgeneral David Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğu belirtildi.

İsrail’de yayın yapan Kanal 12 televizyonuna konuşan kaynaklar, Netanyahu’nun Şin-Bet’in başına atadığını duyurduğu Tümgeneral Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğunu güvenlik toplantılarında çok kez dile getirdiğini aktardı.

Zini’nin İsrail’in 19 ayı geçen saldırılarını sona erdirecek ve esirlerin serbest kalmasını sağlayacak anlaşmaya ilişkin “Esir takası anlaşmalarına karşıyım. Bu ebedi bir savaştır.” ifadelerini kullandığı dile getirildi.

Geçen yıl Genelkurmay Başkanlığı’nda gerçekleştirilen toplantılarda Zini’nin tutumunu birkaç kez üst düzey İsrail ordusu yetkililerinin önünde açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.

-İsrailli esirlerin ailelerinden Tümgeneral Zini’ye sert tepki

İsrail müzakere heyeti içinde yer alacak yeni Şin-Bet şefi Zini’nin ateşkes ve esir takası anlaşmasına yönelik tutumuna esir ailelerinden sert tepki geldi.

Ailelerin oluşturduğu çatı platformdan yapılan açıklamada, “İsrailli esirlerin kaderine karar verecek birinin yaptığı söz konusu açıklamalar, şok edici ve kınanması gereken ifadeler” denildi.

Açıklamada, “Netanyahu’nun savaşını esirlerin geri getirilmesinin önüne koyan bir Şin-Bet şefinin atanması, bir suç ve tüm İsrail halkına karşı bir haksızlık.” ifadeleriyle Zini’ye sert tepki gösterildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Yüksek Mahkemesinin İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının yasal olmadığına hükmetmesine rağmen Tümgeneral David Zini’yi yeni İç İstihbarat Şefi olarak atamıştı.

– Netanyahu’nun Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması

İsrail Başbakanı Netanyahu, Şin-Bet Direktörü Bar’ı güvensizlik gerekçesiyle görevden almaya karar vermişti.

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, Başbakan’ın Şin-Bet Direktörü’nü keyfi olarak görevden alamayacağını ifade etmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi ise Netanyahu’nun kararını önce dondurmuş, sonra da Bar’ın görevden alınmasını ve yerine başkasının atanmasını engelleyen geçici ihtiyati tedbir kararı almıştı.

Netanyahu’nun Bar’ı görevden alma kararı, İsrail siyasetinde hararetli tartışmalara yol açmış, muhalefetin yaptığı çağrılarla İsrail genelinde kitlesel gösteriler başlamıştı.

Başbakan Netanyahu’nun görevden almak istediği ancak Yüksek Mahkeme engeline takılan Bar, 7 Ekim başarısızlığının sorumluluğunu üstlendiğini belirterek 15 Haziran’da istifa edeceğini açıklamıştı.

Bar, bu başarısızlığın sorumluluğunu başta siyasi kademe olmak üzere herkesin üstlenmesi gerektiğini ifade etmişti.

Devamını Oku

Dünya

Erdoğan, Ahmed Şara ile İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi.

Erdoğan, Şara’yı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde resmi törenle karşıladı.

Görüşmede, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve bazı yetkililer de yer aldı.

Devamını Oku

Dünya

Trump’ın ekibi, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet öneriyor

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, SurWASHINGTON (AA) – ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk adımda 6 aylık muafiyet önerisinde bulunduğu bildirildi.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının, 3 ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre Trump yönetimi, Suriye yaptırımları konusunda somut adımlar atmaya hazırlanıyor.

Buna göre Trump yönetiminin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet sağlamayı ve bu ülkeyle iş yapmak isteyen firmalara sınırlamaları kaldırmayı önerdiği belirtildi.

İlk adımın kısa süre içinde atılmasını beklediklerini dile getiren yetkililer, bu muafiyetle birlikte Suriye’deki geçici yönetimin “nefes almasının” ve yavaş yavaş uluslararası piyasalarla çalışmaya başlamasının önünün açılacağını kaydetti.

Aynı yetkililer, bu süreçte hem Dışişleri Bakanlığının hem de Hazine Bakanlığının Suriye yaptırımlarıyla ilgili yasal düzenlemeler konusunda hızlı bir şekilde çalışmaya devam ettiğinin altını çizdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, perşembe günü yaptığı açıklamada, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması için yoğun şekilde çalıştıklarını belirterek, “Belirli bir tarih vermeden, bunun hızlı ve kesinlikle alıştığımızdan daha hızlı şekilde yapılacağını söyleyebilirim.” demişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam