Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Sibel Tatar: Hedefimiz ülkemize kalıcı ve faydalı projeler bırakmaktır

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Tatlısu’yu ziyaret ederek, Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılan, ülkemizin çevre konusunda en büyük projelerinden birisi olmaya aday, evsel atık ve diğer atıklar ayrıştırma ve geri dönüşüm projesi konusunda pilot bölge olarak belirlenen Tatlısu Belediyesi’ni ziyaret etti.

Daha yeşil, daha temiz bir ülke

Evsel atıkların, projeyi uygulayacak şirketler tarafından toplanıp ayrıştırılarak geri dönüşüme tabi tutulacağı projeyi konuşmak ve yerinde incelemeler amacıyla geçtiğimiz hafta yapılan ziyarette, Tatlısu’nun doğal, kültürel ve sosyal zenginliklerini de görme fırsatı yakalayan Sibel Tatar, “Hedefimiz ülkemize kalıcı ve faydalı projeler bırakmaktır, Sayın Cumhurbaşkanı ve şahsım, sosyal ve kültürel projeler yanında çevre projelerine de büyük önem vermekteyiz. Turizm ve Çevre komitemizle birlikte yürüttüğümüz çalışmalar ülkemizin daha temiz, daha yeşil olması ve çocuklarımızın daha fazla çevre bilinci ile büyümesi için yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

“Konu ile ilgili yasaların takipçisi olacağız”

Sibel Tatar’ın düşüncesiyle ortaya çıkan projeye destek veren Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, Meclis üyeleri ve uygulayıcı şirketlerin yetkilileri ile Tatlısu muhtarları ve halkına bu önemli çalışmaya koymuş oldukları katkı için Cumhurbaşkanı, şahsı ve Kıbrıs Türk Halkı adına teşekkür eden Sibel Tatar, bu projenin Tatlısu’dan başlayıp tüm KKTC’ye yayılmasının en büyük dileği olduğunu söyledi. Bu proje sürecinde yasal çalışmaların da takipçisi olacağını dile getiren Tatar tüm paydaşların ve halkın bu konuda hassas olmasının önemine değindi.
Hanımefendi Sibel Tatar, proje kapsamında gelmiş oldukları Tatlısu’yu dolaşma fırsatı bulmaktan ve gerek doğal gerekse belediyenin yaptığı güzellikleri görmekten duyduğu mutluluğu da dile getirerek özellikle Minia Kıbrıs’ın turistik bağlamda çok güzel bir yer olduğunu ifade etti. Sibel Tatar, belediye başkan ve yetkililerini vermiş oldukları hizmetlerden dolayı tebrik etti.

“Tüm ülkeye örnek olmayı hedefliyoruz”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan ise yapmış olduğu konuşmasında, böyle güzel bir projeye ev sahipliği yapacak olmaktan dolayı duymuş oldukları heyecanı dile getirerek başta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar olmak üzere tüm katkı koyanlara teşekkür etti. Projeyi başarı ile yürütmeyi ve tüm ülkeye örnek olmayı hedeflediklerini ifade eden Orçan, evsel atıkların artık dünyada geri dönüştürüldüğünü hatta bazı ülkelerin sıfır atık politikasında büyük oranda başarıya ulaştığını söyledi. Projenin başarılı olacağına yürekten inandığını da söyleyen Orçan bu tip projelerle daha yeşil, daha temiz ve daha yaşanabilir bir ülke yaratabileceğimize inanmaktayım, dedi.

Hanımefendi Sibel Tatar’a ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Tülen Saner, Cumhurbaşkanlığı Turizm ve Çevre Komitesi Başkanı Özge Özden Fuller ile Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz eşlik etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum basınında son günlerde öne çıkan, Lübnan-Güney Kıbrıs anlaşması ve Erhürman’ın “gerçek niyetinin çözüm olmadığı” yönündeki eleştiriler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Erhürman, ilk olarak Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan anlaşmaya dikkat çekerek, “adanın iki eşit sahibinden ve adada egemenlik haklarına sahip iki eşit kurucu ortaktan biri olan Kıbrıslı Türklerin iradesinin dahil olmadığı bir anlaşma” yapıldığını vurguladı.

Açıklamasında, Rum basınında yer alan bir diğer tartışma başlığının ise, bir süredir dile getirdiği uluslararası temaslara ilişkin görüşleri olduğunu belirten Erhürman, Avrupa Birliği, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi platformlarda Kıbrıslı Türklerin görüşlerinin duyurulmasına yönelik temaslarda bulunacağını daha önce açıkladığını hatırlattı.

Erhürman, bu açıklamalarının bazı Rum basını tarafından eleştirildiğini belirterek, kendisi hakkında “gerçek niyetinin ‘görüşme/müzakere/çözüm olmadığı’” yönünde iddialar ortaya atıldığını ifade etti.

İki tarafın kamuoylarının sürece etkisine dikkat çeken Erhürman, Rum Liderliği’nin, “adada iki eşit ortaktan biri olan Kıbrıslı Türklerin iradesi olmaksızın tüm ada adına anlaşmalar imzalamaya devam etmesinin” ve buna karşılık Kıbrıs Türk tarafının “dünyaya kapanmasının” ne adil ne de çözüm yanlısı bir tutum olduğunu belirtti.

Bu yaklaşımın, “statüko bozulmasın, Kıbrıslı Rumlar adanın tek sahibiymiş ve Kıbrıslı Türkler yokmuş gibi davranmaya devam etsin, Kıbrıslı Türkler de otursun beklesin” anlayışı olduğunu söyleyen Erhürman, bunun kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Erhürman, “yeni dönem” olarak ifade ettiği yaklaşımı dört başlık altında topladı:

a) Kıbrıslı Türklerin çözüm istediği,

b) Çözüme kadar olan süreçte “yok sayılmayı” ve “Kıbrıs Rum tarafının iradesiyle tüm ada adına, geleceği bağlayacak işlemler yapılmasını” kabul etmediği,

c) Kıbrıslı Türklerin, Rum tarafının “tek yanlı girişimlerinin çözüme, istikrara ve barışa katkıda bulunmadığını” dile getirdiği,

d) Kıbrıslı Türklerin bir yandan görüşme masasında günlük yaşamı kolaylaştıracak ve çözüm yolunu açacak öneriler sunarken, diğer yandan da dünyayla buluşma çabalarını tüm olanakları kullanarak sürdürdüğü.

Cumhurbaşkanı Erhürman, açıklamasını, her platformda bu görüşleri “sabırla, soğukkanlılıkla ve kararlılıkla anlatmaya devam edeceklerini” belirterek tamamladı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının bütünüyle hükümsüz olduğunu açıkladı.

Yapılan yazılı açıklamada, “Kıbrıs Adası’nda egemen eşit haklara sahip Kıbrıs Türk halkını hiçe sayarak imzalanmış olan bu anlaşma bundan öncekiler gibi bütünüyle hükümsüzdür” denildi. Anlaşmanın, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmadığı, aynı zamanda Doğu Akdeniz’de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşıdığı vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı, Kuzey Kıbrıs’ın doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyeceğinin de altını çizdi.

Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Lübnan hükümeti 23 Ekim 2025 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile 2007 yılında varılmış olan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının yaklaşık 18 yıl askıda kaldıktan sonra onaylandığını duyurmuştu.

Bu kez, GKRY lideri Nikos Hristodulidis’in Beyrut’a gerçekleştirdiği ziyaret marjında 26 Kasım tarihinde düzenlenen bir törenle iki taraf arasında yine 2017 yılında varılmış olan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırma anlaşmasının imzalandığı açıklanmıştır.

Söz konusu anlaşma, Rum tarafının 2003 yılından itibaren Kıbrıs Türk Halkı’nın Ada ve Doğu Akdeniz’deki eşit hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik olarak yürüttüğü tek yanlı girişimlerin yeni bir unsuru niteliğindedir. Kıbrıs Adası’nda egemen eşit haklara sahip Kıbrıs Türk halkını hiçe sayarak imzalanmış olan bu anlaşma bundan öncekiler gibi bütünüyle hükümsüzdür.

Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk tarafının tüm uyarılarına ve bölgedeki gerçeklere rağmen, uluslararası toplumdan aldığı cesaretle Ada’nın tamamını temsil ettiği sanrısıyla hareket ederek uluslararası hukuka aykırı adımlar atmaya devam etmektedir. Bu siyasi oldu bittiler, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda Doğu Akdeniz’de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşımaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak geçmişte defalarca dile getirdiğimiz üzere, Kıbrıs Türk tarafının Ada ve etrafındaki doğal kaynaklar üzerindeki egemen eşit haklarını korumaktaki kararlı tutumumuz devam edecektir. Bölgede hakkaniyete dayalı, karşılıklı saygı ve iş birliğini önceleyen bir düzenin ancak iki tarafın karşılıklı rızasıyla ve eşit statüde yapılacak anlaşmalarla mümkün olabileceği açıktır.

Bu çerçevede, GKRY’nin Lübnan dâhil üçüncü taraflarla yaptığı veya yapmayı sürdürdüğü tüm tek yanlı deniz yetki alanı düzenlemeleri KKTC açısından, daha önce yapılan benzer düzenlemeler gibi, yok hükmündedir. KKTC, hem kendi kıyı yetki alanlarında hem de Kıbrıs Türk halkının Ada genelindeki ortak haklarını ilgilendiren tüm konularda gerekli adımları atma iradesine sahip olup, doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyecektir.

Uluslararası toplumu, Rum tarafının bölgedeki gerginliği tırmandıran tek yanlı adımlarına destek vermemeye; ilgili devletleri ise Kıbrıs meselesinin hassasiyetlerini gözeterek iki tarafın rızası olmadan yapılan düzenlemelere taraf olmamaya davet ediyoruz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile hak ve çıkarlarını korumaya devam ederken, Doğu Akdeniz’de işbirliği ve istikrarın ancak müktesep haklara saygı ve diyalogla mümkün olabileceği inancıyla hareket etmeyi sürdürecektir.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

KKTC’de son dönemde artan organize suç olaylarına karşı kapsamlı tedbirler devreye alınıyor. Girne Limanı’na X-ray cihazı kuruldu, termal kameralar geliyor, girişlerde yüz tanıma sistemi kısa sürede aktif olacak.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, BRT’de yayınlanan “Gündem 12” programında son günlerde ülke gündemini meşgul eden organize suç olaylarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Oğuz, KKTC’nin iç güvenliğini tehdit eden suç örgütlerine karşı sıfır tolerans politikası izlediklerini vurgulayarak, “Bu örgütlerin ülkemizde yapılanmasına, insanlarımızı tehdit etmesine ve yasadışı faaliyet yürütmesine asla izin vermeyeceğiz. Ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

“GİRNE LİMANI’NA X-RAY CİHAZI 1-2 HAFTA İÇİNDE DEVREYE GİRECEK”

Bakan Oğuz, özellikle deniz yoluyla giriş-çıkışlarda yaşanan zafiyetin giderilmesi için önemli adımlar atıldığını belirtti. Gazimağusa ve Mersin limanlarında bulunan X-ray cihazlarının araç denetiminde büyük katkı sağladığını kaydeden Oğuz, şu bilgileri paylaştı:

“Girne Limanı’nda X-ray cihazı yoktu ve Taşucu Limanı’nda da olmayışı nedeniyle suç örgütleri burayı hedef haline getirmişti. Girne Limanını X-ray cihazının montajı tamamlandı, 1-2 hafta içerisinde devreye alınacak. Taşucu’nda olmasa dahi biz KKTC’de kendi tedbirlerimizi almış olacağız. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nden ekstra termal kameralar tedarik edilecek.”

YÜZ TANIMA SİSTEMİ VE VERİ PAYLAŞIMI GELİYOR

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile yürütülen görüşmelerde giriş-çıkışlarda sadece parmak izi değil, aynı zamanda yüz tanıma sisteminin de devreye alınması kararlaştırıldı. Bakan Oğuz, “Kısa süre içerisinde bu sistemleri ülkemize kurmuş olacağız. Ayrıca iki ülke arasında veri paylaşımı konusunda işbirliği üst düzeye çıkarıldı” diye konuştu.

“TEHDİT ALAN İŞ İNSANLARINA VE BASINA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Tehdit mesajı alan iş insanlarının polisle yakın işbirliği içinde olduğunu belirten Oğuz, bu kesimlere teşekkür etti. Basına da seslenen Bakan, suç örgütlerinin reklamını yapacak nitelikteki haber ve görüntülerin paylaşılmamasını istedi:

“Bir önceki galeri kurşunlama olayıyla ilgili videolar hâlâ bazı yerlerde dolaşıyor. Bunu yayınlamak adeta karşı tarafa hizmettir. Polis bültenlerine sadık kalınmasını, örgütün değil polisin üstün çalışmalarının öne çıkarılmasını rica ediyorum.”

Oğuz, “Yapmış olduğumuz çalışmalarda belli iş çevrelerinin polise gidip bildirimde bulunmadığını da biliyoruz. Ama şu bir gerçek ki! bu suç örgütleri ile mücadeleyi artırarak devam edeceğiz. Ülkemizde bu örgütlerin olmasını, yasadışı olarak buraya yerleşmelerini burada faaliyet yapmalarını istemiyoruz. Ve bununla ilgili ne gerekiyorsa yapacağız. Alınması gereken tedbir ne varsa alacağız. Sınır kapıları ile ilgili daha sıkı kontrollerimizi başlatmış durumdayız. Bununla ilgili yine basına yansımadı ama Başbakan, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü hem Türkiye Cumhuriyeti eşdeğer olarak da yapmış olduğumuz ayrı çalışmalar var. Suç örgütlerine taviz vermeden ülke iç güvenliği ve huzuru ile ilgili gereken ne ise alınması gereken tedbir ne ise bunları da alacağız” dedi.

POLİS YASALARI GÜNCELLENECEK

Mevcut polis yasalarının günümüz şartlarına uygun olmadığını vurgulayan Bakan Oğuz, şöyle devam etti:

“Nüfus artışı, yeni suç türleri ve teknolojinin suç örgütleri tarafından kullanılması nedeniyle polisin yetkilerinin artırılması şart. Bazı kesimler ‘özgürlükler kısıtlanacak’ diyor ama öyle bir şey yok. Sadece suçla daha etkin mücadele edeceğiz. Sayın Başbakan’ın talimatıyla güncellenen polis yasaları, bütçe görüşmeleri sonrası Meclis gündemine gelecek. Tüm partilerin desteğiyle en kısa sürede geçireceğiz.”

Bakan Oğuz son olarak, Başbakan, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Polis Genel Müdürlüğü ile Türkiye Cumhuriyeti’ndeki eşdeğer birimlerle ortak ve gizli yürütülen çalışmaların da devam ettiğini, suç örgütlerine asla taviz verilmeyeceğini yineledi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam