Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Solyalı: Kadın kooperatifçiliği bu ülkede bir fark yarattı

Published

on

“Birlik olmazsak, birlikte hareket etmezsek yok olacağız” diyerek, dört gönüllü kadının öncülüğünde yola çıkan Lefke bölgesi kadınlarının kurduğu 4K Kooperatifi, bugün yaklaşık 40 üyeyle üretim faaliyetlerini sürdürüyor.

4K Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Solyalı, 4K’nın KKTC’deki ilk kadın kooperatifi olduğuna işaret ederken, kooperatiflerin kırsal ile kent arasında köprü görevi üstlendiğini, işletmeleri güçlendirdiğini ve kadınları cesaretlendirdiğini kaydetti.

“Toplum 4K Kooperatifi’ni sahiplendi ve kadın kooperatifçiliği ülkede bir fark yarattı” diyen Solyalı, yürüttükleri çalışmaları, yaşadıkları zorlukları ve ileriye dönük projelerini Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

-4 gönüllü kadın ve 20 kurucu ortak

4K Kooperatifi’nin kuruluş sürecini anlatırken, Lefke bölgesindeki kadınların, “Birlik olmazsak, birlikte hareket etmezsek yok olacağız” kaygısıyla kooperatifleşme talebiyle bir araya geldiklerini belirten Solyalı, “Onların bu kararlılığına teknik destek sağlayarak, projelerini hayata geçirmelerine yardımcı olduk.” dedi.

Dört gönüllü kadının öncülüğünde yirmi kurucu ortakla kooperatifi hayata geçirdiklerini ve bunun “ilk kadın kooperatifi” olduğunu dile getiren Solyalı, belirledikleri yol haritasını “kırsal kalkınma ve kadın istihdamı için önemli bir adım” olarak nitelendirdi.

Kırsal bölgelerde kooperatifleşmenin önündeki engellere de dikkat çeken Solyalı, “Teknik bilgi eksikliği ve yasal prosedürlerin zorluğu nedeniyle çoğu girişim hayata geçirilemiyor. İnsanları ikna etmek için somut örnekler ortaya koymak ve uygulanabilir projeler geliştirmek gerekiyor” diye konuştu.

– “En büyük gücümüz bölgenin güçlü, üretken, inançlı ve toprağına sahip çıkan kadınları”

“Kooperatifin en büyük gücü, bölgenin güçlü, üretken, inançlı ve toprağına sahip çıkan kadınlarıdır” vurgusu yapan Solyalı, üretimin yanı sıra imalat süreçlerine de odaklanacaklarını belirterek, ilerleyen dönemde kırsal kalkınmanın önemli bir parçası olan kırsal turizme de yoğunlaşacaklarını ifade etti.

Solyalı, kalkınmanın kırsaldan ve kadından başlaması gerektiği görüşünü de dile getirdi.

Kuruluş sürecinde büyük zorluklar yaşadıklarını ve başlangıçta toplantılarını kurucu üyelerden birinin bahçesinde yaptıklarını anımsatan Solyalı, kurumsallaşmak adına Yeşilyurt’taki âtıl bir kooperatif binasını kiralayarak yeniden işlevsel hale getirdiklerini anlattı.

Tarım Bakanlığı’nın Türkiye Cumhuriyeti desteğiyle yürüttüğü hibe programından yararlanarak, binayı restore ettiklerini ve soğuk hava deposu kurarak üretimi sürdürülebilir hale getirdiklerini söyleyen Solyalı, “Ürünlerin katma değerini artırmak ve rekabet avantajı sağlamak için alternatif çözümler geliştirilmesi gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.

-Kooperatifin şu anda yaklaşık 40 üyesi bulunuyor

Kooperatifteki iş bölümü ve üretim planlamasına ilişkin bilgi veren Deniz Solyalı, “4 kadınla yola çıkan kooperatif, bugün 40’a yakın kadınla üretim faaliyetlerine devam ediyor.” diyerek, bölgenin kalkınmasına katkı sağlamak ve bu yolda ilerlemekten büyük bir gurur duyduklarını ifade etti.

Yedi kişilik yönetim kurulu tarafından yönetilen kooperatifin, dış denetim, satış ve pazarlama gibi alanlarda da destek aldığını belirten Solyalı, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için iş bölümü yapıldığını ve planlı üretim modeliyle arz sürekliliğinin korunduğunu ifade etti.

-“Kadın kooperatifçiliği bu ülkede önemli bir fark yarattı”

Kadınların iş gücüne katılımının önemine değinen Solyalı, “Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar kırsal kalkınmada kritik bir rol üstleniyor” dedi.

“Kadın kooperatifçiliği bu ülkede önemli bir fark yarattı” diye konuşan Solyalı, 2021’de kurulan 4K kooperatifinin ardından bugün kadın kooperatifi sayının beşe ulaştığını söyledi.

Solyalı, “Kadınların azmi sayesinde kooperatifçilik daha görünür hale geldi, güven arttı” ifadelerine yer vererek, kooperatiflerin kırsal ile kent arasında köprü görevi üstlendiğini, işletmeleri güçlendirdiğini ve kadınları cesaretlendirdiğini kaydetti.

– KKTC’nin ilk sanayi tipi meyve kurutma tesisi…

Süreç içerisinde Türk İş Birliği Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile yollarının kesiştiğini ve TİKA’dan büyük bir destek aldıklarını ifade eden Solyalı, bu desteklerle ülkenin “ilk sanayi tipi meyve kurutma tesisini” kurduklarını dile getirdi.

Solyalı, kurutma tesisi hakkında da bilgi vererek, her türlü meyve ve sebzeyi kurutma imkânına sahip olduklarına dikkat çekti; çilek, portakal, mandalina gibi ürünlerin yanı sıra farklı ürünleri de kuruttuklarını ve piyasanın talebine göre tesisi çalıştırdıklarını söyledi.   

Solyalı, kadınların üretime daha fazla katılımı için bu tür tesislerin yaygınlaşması gerektiğini de sözlerine ekledi.

-Ülke genelinde meyve sebze üretiminin yüzde 35’i Lefke bölgesinde…

Lefke’nin tarihi, doğası ve tarımsal üretimiyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Solyalı, “Ülkenin meyve-sebze üretiminin yüzde 35’i burada karşılanıyor. “Çileğin yüzde 90’ı, kolakasın ise tamamı Lefke bölgesinde üretiliyor ve bu ürünlerin standartlara uygun üretilmesi ile pazara yönelik geliştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

-Üzüm sucuğu, tarhana ve molehiya kurutulan ürünler arasında…

Tüm ürünlerin bölgedeki kadınların emeğiyle üretildiğinin altını çizen Solyalı, kurutma makinesinde üzüm sucuğu, tarhana, molehiya gibi ürünlerin de başarıyla kurutulduğunu söyledi.

Daha büyük tesislerin kurulması ve sürecin kooperatifler aracılığıyla yürütülmesi gerektiğine inandığını belirten Solyalı, böylece yerel işletmelerin ürünlerinin daha verimli değerlendirilebileceğine dikkat çekti.

Kurutma makinelerinin günlük 100 kilo kapasiteye sahip olduğunu ancak kullanılan ürün grubuna göre elde edilecek miktarın değiştiğini belirten Solyalı, “Sürdürülebilir tarımı destekleyen bu modeli genişletmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Solyalı, tüm sürecin oldukça meşakkatli bir iş olduğunu, en iyi ürünü elde edebilmek için 8 ay boyunca denemeler yaptıklarını ve gelinen aşamada iç piyasaya ürün tedariğine başladıklarını söyledi.

-İthal ürünlere alternatif yerli üretim

Kuzey Kıbrıs’ta meyve kurutmanın genellikle ithal ürünlerle yapıldığını belirten Solyalı, yerli üretimi destekleyerek istihdam yaratılması ve ithal ürünlere karşı rekabet gücünün artırılması gerektiğini ifade etti.

“Bu projenin kırsal kalkınma için bir model olacağına ve daha büyük yatırımların önünü açacak önemli bir adım niteliği taşıdığına inanıyorum.” diyen Solyalı, TİKA desteğiyle kurulan kurutma tesisinin, kadın üreticilere daha fazla imkân sağlayacağı ve onların üretim süreçlerinde daha aktif rol almasını mümkün kılacağı görüşünü belirtti.

Solyalı, “Bu proje kırsal kalkınma planlarının ve kooperatifçilik politikalarının bir çıktısıdır. Tüm üretim kadınlarımızın emeğiyle yapılıyor ve kooperatif ekonomik ve sosyal anlamda güçleniyor.” şeklinde konuştu.

-Ürünler, 14 saatlik kurutma sürecinden sonra paketleniyor

Solyalı, kurutma tesisindeki üretim süreçleri hakkında da bilgi vererek, kooperatifin doğal ve organik üretime verdiği öneme dikkat çekti.

Kooperatif üyelerinin yanı sıra bölge halkının ürettiği ürünleri kullandıklarına vurgu yapan Solyalı, “Tedarik edilen ürünler sırasıyla ayıklama, yıkama ve doğrama işlemlerinden geçiyor, ardından 14 saatlik kurutma sürecinin tamamlanmasıyla paketliyoruz ve ürünler Lefkoşa’daki satış merkezine gönderiliyor” diye konuştu.

-Ürünler Lefkoşa’da satışa sunuluyor

Lefkoşa’da haftanın beş günü ürün satışı yapıldığını aktaran Solyalı, günlük olarak hasat edilen taze sebze ve meyvelerin yanı sıra, kurutulmuş gıdaların ve diğer yerel ürünlerin de ilgi gördüğünü söyledi.  

 “Tüketiciler taze ürünlere yoğun ilgi gösteriyor ve toplum kadın üreticileri destekleyerek 4K markasını sahiplenmeye devam ediyor” diyen Solyalı, ürün yelpazelerinde Kıbrıs mandalinalarından ürettikleri limonatanın da yer aldığını ve bunu 4K markasıyla tüketiciye sunduklarını belirtti.

-“Kooperatifçiliğin gelişimi için destek şart”

Solyalı, kooperatifçiliğin gelişebilmesi ve kurumsal sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi için finansal desteğin yanı sıra istihdam ve altyapı desteğinin de kritik olduğunu belirterek, yalnızca kalkınma planlarında yer almanın yeterli olmadığını, özellikle kuruluş aşamasında sağlanacak desteklerin üretimin devamlılığı açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Kooperatiflerin uzun vadeli başarısı için kurumsallaşma sürecinin desteklenmesi gerektiğini de ifade eden Solyalı, devlet desteğinin kooperatifçiliğin güçlenmesi ve sürdürülebilirliği için önemli olduğunu, bu nedenle kamu kurumlarından sürekli destek talepleri ilettiklerini söyledi.

-“Kooperatifler arası iş birliği güçleniyor”

Yeni noktalar açmak yerine mevcut kadın kooperatifleriyle iş birliği yapmayı tercih ettiklerini belirten Solyalı “Bölgelerdeki mevcut kadın kooperatiflerini destekleyerek, onların da güçlenmesini sağlamak daha sürdürülebilir bir model olacaktır” derken, “Her bölgede kendi kooperatiflerinin kurulması ve birbirleriyle dayanışma içinde olması en doğru kalkınma modelidir” diye konuştu.

Ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşması için pazarlama kooperatifleriyle iş birliği yapmaya başladıklarını da belirten Solyalı, kurutulmuş ürünlerin marketlere dağıtımı konusunda, 60 satış noktasına sahip çatı kooperatif Esnaf, Zanaatkâr ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZKOOP) ile iş birliği içerinde olduklarını söyledi.

– “En büyük sıkıntılarımızdan biri lojistik”

Bu süreçte bazı sorunlarla karşılaştıklarını ve kooperatifin en büyük sıkıntılarından birinin lojistik olduğunu belirten Solyalı, “Özellikle yaş meyve ve sebzelerin pazara hızlı erişimi çok önemli, çünkü bu ürünlerin hasat edildikleri anda tüketiciye ulaşması gerekiyor” dedi.

Bu sorunu çözmek için kamu kurumlarıyla görüşmeler yaptıklarını ancak henüz sonuç alamadıklarını belirten Solyalı, “Adım adım ilerleyerek, üreticiden tüketiciye daha hızlı ve güvenilir bir zincir kurmayı hedefliyoruz” diyerek, toplum ve ilgili kuruluşların desteğine ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

-“Yerelden kalkınma için kırsal turizme ve sertifikalı üretime öncelik vereceğiz”

İleriki dönemde kırsal turizmi geliştirmek ve ürünlerin marka değerini artırmak için yeni projelere odaklanacaklarını da belirten Solyalı, “Tüm ürünleri sertifikalı üretime geçirip, coğrafi tescil sürecini tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Bölgenin turizm potansiyelini artırmak için yeni destinasyonlar oluşturacaklarını, ziyaretçilere üzüm bağları gezisi, doğa yürüyüşleri ve tarihi ziyaretler sunacaklarını belirten Solyalı, çevre temizliği, altyapı yatırımları ve güvenli yürüyüş yolları için Lefke Belediyesi ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde olduklarını ifade etti.

-“Genç nüfusu tarıma kazandırmak önemli”

Bölgedeki göç sorununa da değinen ve gençlerin bölgede kalmasını teşvik edecek projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Solyalı, “Genç nüfusun tarıma ilgisinin azalması ciddi bir sorun ve tarım sektöründe nesilden nesile devam edecek bir yapı oluşturulmalı. Gıda arz güvenliği de en az savunma sanayi kadar kritik bir konu. Dünyada kırsalda yaşayan insanlar desteklenerek şehirlerden uzaklaşmaları önleniyor. Bu bölgelerde barınmayı cazip hale getirmek için özel teşvikler sağlanıyor. Bizim de yerelden kalkınmayı esas alan projeleri desteklememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

-“Yapamazsınız’ dedikleri her şeyi başardık”

Birleşmiş Milletler’in 2025’i “Dünya Kooperatifçilik Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Solyalı, kooperatifçiliğin sosyal bir kalkınma modeli olduğunu ifade ederek, “Bize ‘Yapamazsınız’ dedikleri her şeyi başardık. Kadın emeğini görünür kılmaya ve kırsaldan başlayarak kalkınmayı sağlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Yapay zeka destekli kameralar tartışılmaya devam ederken; Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, kameraların hız ihlallerine ceza kestiğini anımsattı, yeni yasal düzenlemelerin yolda olduğunu açıkladı.

Yüzde 30, 50 ve 100… Trafik cezalarının kademeli olarak yansıtılması için yasal düzenleme hazırlığı yaptıklarını ifade eden Arıklı, “Sürücü ilk kez ceza aldığında cezanın yüzde 30’unu, ikincisinde yüzde 50’sini üçüncüsünde cezanın tamamını ödeyecek.” dedi. Arıklı, ceza puanlarının bir miktar düşürüleceğini söyledi.

Elektronik sigara çalışması… Araçta sigara kullanımının yasak olduğunu anımsatan Erhan Arıklı, “Trafik Komisyonu’na ‘elektronik sigaralar serbest bırakılabilir mi?’ noktasında bir teklif götüreceğim. Sigaranın yangınlara yol açma gibi tehlikesi var, normal sigarada tolerans söz konusu değil.” diye konuştu.

“Birikmiş cezalar gönderiliyor”… Arıklı, bütçede yeterli para olmadığı için gönderimi yapılmayan cezalar olduğunu söyleyerek, cezaların dağıtımına başlandığını ifade etti. Arıklı, bunların tamamlanmasıyla (şubat ayı öngörülüyor) yeni radarların cezalarının da gönderilmeye başlayacağını kaydetti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde geçtiğimiz günlerde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken, yapay zekâ destekli yeni nesil kameralar yeniden gündeme geldi.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, trafik kameralarının aylardır sessiz sedasız devrede olduğunu ve tam kapasite çalıştığını belirterek, “Her ay yaklaşık 10 bin ceza kesiliyor. Şu anda vatandaşa gönderilmek üzere sistemde bekleyen en az 50 milyon TL tutarında ceza var” demişti.

Bunun üzerine “Kameralar devrede mi, her şeyi mi çekiyor?” soruları kamuoyunda merak uyandırırken, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KIBRIS muhabirine yaptığı açıklamada konuya netlik getirdi.

“Kameralar başından beri aktif”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarının devreye alındığı ilk günden itibaren hız ölçümü yapmaya devam ettiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Kameralar konulduğu andan itibaren sürat ölçmeye devam ediyor. Yani eski kameralar değiştiği andan itibaren hız tahdidini ölçüyor ve aşanlara ceza kesmeye devam ediyor. Bunu en başından beri defalarca söyledik. Yapay zekâ destekli kameraların sadece diğer özelliklerini henüz kullanmaya başlamadık. Bunlar arasında kemer, seyrüsefer ve sigorta denetimleri var. Bu özellikler için Bakanlar Kurulu’nda karar alındıktan sonra kullanımına geçilecek. Ama hız tahdidi ölçümü hiçbir zaman gündemden düşmedi; en başından beri aktif.”

“Rakamlar poliste var”

Muhalefet milletvekili Salahi Şahiner’in açıkladığı ceza rakamlarını “uçuk” olarak nitelendiren Arıklı, eleştirileri sert bir dille yanıtladı:

“Salahi Bey’in rakamlarla bir problemi var herhalde. Hiçbir istatistiksel veriye dayanmayan son derece uçuk ve hayali rakamlardan bahsediyor. Gerçekten şaşırıyorum. Kulaktan dolma bilgilerle insanları kışkırtıyor.”

Bakan Arıklı, gerçek ceza sayılarına dair soruyu da yanıtlayarak bu bilgilerin poliste bulunduğunu belirterek “Onu bizim bilmemiz mümkün değil. Kaç tane vatandaşın kameralarda hız tahdidine takıldığını ancak polis bilebilir. Bu konuda açıklamayı polis yapar.”

Kameraların “sessiz sedasız devreye alındığına” ilişkin söylemlere de değinen Arıklı, “Biz bilmiyorduk” söylemlerini kesin bir dille reddetti:

“Biz hiçbir zaman kamaraların devre dışı kaldığını söylemedik. Hatta bunu söyleyen arkadaşlara da “sıkıysa bas geç” esprisini de yaptık. Geçmişte kameralar hangi oranda ceza kesmeye devam ediyorsa yine kesmeye devam ediyor. Ben dahil bu suçu işleyen herkes cezasını çekmeli.”

Ceza gönderimi başladı mı?

Bakan Arıklı, sürat ihlali yaptığı yeni kameralarca tespit edilen sürücülere ceza gönderiminin yapılmaya başlanıp başlanmadığı ile ilgili soruya da şu şekilde yanıt verdi:

“Henüz daha ona sıra gelmediğini düşünüyorum çünkü geçmişten kalan 2 yıllık bir birikme vardı. Bütçemizde para olmadığı için ihaleye çıkamamıştık. Ceza gönderimleri ihale ile yapılıyor, ihaleyi alan firma dağıtıyor bunları. 2024’ün sonuna kadar olan geçmişte birikmiş olan cezalar vardı sırayla geçmişten bugüne kadar onlar dağıtılıyor. Ceza gönderimlerinde 2025’in ortalarına kadar geldiğini düşünüyorum. Zannediyorum ki yeni cezalar da ocak-şubat sonu gibi gönderilmeye başlanır.”

“Başbakan’ın açıklaması hız ihlalleri dışındaki tespitlerle ilgiliydi”

Bakan Arıklı, Başbakan Ünal Üstel’in 1 Ekim 2025 tarihinde yapay zeka destekli hız tespit kameralarının eğitim ve devreye alma süreci ile ilgili yaptığı açıklamada “1-2 Ekim 2025 tarihlerinde kullanıcı eğitimleri gerçekleştirilecek, ardından kamuoyu ayrıntılı şekilde bilgilendirilecek ve kameralar aktif olarak görev yapmaya başlayacaktır. İhlallere yönelik cezalar da bu bilgilendirme tarihinden itibaren uygulanacaktır. Vatandaşlarımız kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmeden ve uyarıcı levhalar tamamlanmadan ceza yazma süreci başlamayacaktır” ifadelerine yönelik de “O açıklama diğer özelliklerle alakalıdır. Hız tahdidi ile ilgili Sayın Başbakan’ın öyle bir açıklaması yok.” dedi.

“Yeni kameraların hız ölçüm mesafesini Trafik Komisyonu belirleyecek”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarına ilişkin teknik detayları ve uygulanacak prosedürü anlatarak yeni kameraların hız ölçüm sistemiyle ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

“Yeni kameralar hız tahdidini, eski kameralar hangi mesafeden ölçüyorsa o mesafeden ölçmeye devam etti. Şimdi bu konuda bir değerlendirme sürecine giriyoruz. Önce konuyu Trafik Komisyonu’nun bilgisine getireceğiz. Komisyonun görüşlerini aldıktan sonra Bakanlar Kurulu’nda durumu değerlendireceğiz. Mevcut kameralar 200 metreden çekiyor, eski kameralar ise şimdiye kadar 50 metreden çekiyordu. O yüzden yeni kameralar da şu an 50 metreden çekiyor. Bu mesafenin 200 metreye çıkarılıp çıkarılmayacağına Trafik Komisyonu karar verecek ve bize bildirecek.”

“IQOS gibi elektronik sigaralar için teklif götüreceğim”

Bakan Arıklı, yapay zekâ kameralarının hız dışında tespit edeceği diğer ihlallerin Trafik Komisyonu tarafından onaylandığını belirtti:

“Trafik Komisyonu, yapay zekâ kameralarının hız tahdidi dışında tespit edeceği diğer ihlaller konusunda da onay verdi. Araç içindeki yolcuların fotoğraflanması meselesinde ise biz görüntülerin flu olmasını önermiştik; Komisyon ‘hayır, karartılsın’ şeklinde karar aldı.”

Arıklı, trafik güvenliği açısından yeni bir düzenleme ihtiyacına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Trafik Komisyonu’na IQOS gibi elektronik sigaraların acaba serbest bırakılabilir mi noktasında bir teklif götüreceğim. Çünkü sigaranın yangınlara yol açma gibi birkaç yönden ciddi tehlikesi var. Normal sigara konusunda herhangi bir tolerans söz konusu değil.”

“Yasal düzenleme hazırlığındayız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

İskele Kaza Mahkemesi’nde yargılanan iki Kıbrıslı Rum sanık A.K. (E-60) ve A.K. (K-60), dün yeniden mahkemeye çıkarıldı. İki Kıbrıslı Rum sanığın hakkındaki dava 9 Aralık’a ertelendi.

Geçmiş duruşmalarda savcılık, beş sanık aleyhine getirilen “mülke tecavüz” ve “genel rahatsızlık” suçlamalarına ilişkin davayı geri çekmiş; sanıklar söz konusu suçlamalardan serbest kalmıştı.

“Kişisel Verileri Koruma Yasası’nı ihlal” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla yargılanan iki sanık hakkındaki dava ise dün de devam etti.

Öte yandan, “askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla Lefkoşa Askeri Mahkemesi’nde yargılanan sanıkların beraat ettiği belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Hür-İş ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, yaptığı açıklamada ülkede hayat pahalılığı artmadan, piyasadaki zamlar durdurulmadan asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini beklemenin “egoistlik” olduğunu belirtti.

Serdaroğlu, Avrupa’nın 14 ülkesinden yüksek asgari ücret verildiğinin söylenmesinin doğru bir karşılaştırma olmadığını ifade ederek, bu değerlendirmelerde alım gücü, enflasyon ve fiyat seviyelerinin göz ardı edildiğini vurguladı.

Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı Avrupa’dan yüksek, alım gücü Avrupa’dan düşükse rakamın büyük olması kimseye fayda sağlamaz. Önemli olan asgari ücretin kaç Euro olduğu değil, o ücretle pazar filesinin doldurulup doldurulamadığıdır.” dedi.

Açıklamada, ülkede hayat pahalılığının Avrupa’dan daha hızlı arttığı, enflasyonun Avrupa’nın 5–6 katına ulaştığı ve temel ürün fiyatlarının birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğu belirtildi. Serdaroğlu, bu şartlarda rakamların yüksek görünmesinin çalışanın alım gücünü artırmadığını, tam tersine daha da erittiğini kaydetti.

Gerçek bir karşılaştırma yapılacaksa aynı sepetteki ürünlerin fiyatlarına, kiralara, enflasyon farklarına ve çalışanın ay sonunda cebinde kalan paraya bakılması gerektiğini ifade eden Serdaroğlu, “Mesele yüksek maaş vermek değil, hayatı yaşanabilir kılmaktır.” dedi.

Serdaroğlu, hayat bu kadar pahalıyken asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini istemenin çalışanı yok saymak olduğunu dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam