Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda muhalefet ve hükümet milletvekillerinin atışması ve sözünün dinlemediği gerekçesiyle oturuma ara veren Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, denetim günlerinde muhalefet milletvekillerinin muhatap bulmada sorun yaşadığını söyledi.

Özdenefe, çok az sayıda bakanın muhataplarının sorularına cevap verdiğini, konu başlığını sunan birçok muhalefet vekilinin Genel Kurul’da hükümetten muhatap bulamadığını dile getirdi.

Genel Kurul’un doğası gereği makul sürede muhalefete de, iktidara da karşılıklı konuşulması konusunda müsaade ettiğini ancak sınırın dışına çıkılmamasını isteyen Fazilet Özdenefe, Devrim Barçın ve Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın üst üste konuşması nedeniyle söylediklerinin ayırt edilemediğini ifade etti.

Özdenefe, konuşması sırasında ayakta duran Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’i yerine oturması için uyardı.

Sağlık Bakanı Dinçyürek ise “Sayın Özdenefe yönettiğiniz oturumların takipçiniz olacağım, herhangi biri ayaktaysa, herhangi biri yanındakiyle görüşüyorsa ve uyarı yapmıyorsanız, ben sizi uyaracağım” dedi.

Özdenefe, bunun üzerine oturuma 10 dakika ara verdi.

-Barçın ve Berova konuştu

Oturuma ara verilmeden önce Maliye Bakanı Özdemir Berova, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alarak CTP milletvekili Devrim Barçın’a yanıt verdi.

Berova, Barçın’ın eleştirileri üzerine, gerekli araştırmanın yapılacağını ve bir sorun varsa gerekli yasal düzenlemenin Meclis’e gönderileceğini belirtti.

Maliye Bakanı Berova, Barçın’ın söylediği sözleşmeli personelle ilgili notu da aldığını, bu konuda da araştırma yapılacağını söyledi.

Yeniden kürsüye çıkan CTP milletvekili Devrim Barçın, Maliye Bakanı’nın yanıtını eleştirerek, Meclis’te yasama faaliyeti yapıldığını, bunlara uyulması gerektiğini belirtti. Zaman zaman Barçın ve Maliye Bakanı Berova ses yükseltti.

Barçın, vatandaşın güveninin erozyona uğratıldığını savunarak, Maliye Bakanı’na Gümrük ve İstihsal Yasası üzerinde fiyat artışı yapma yetkisini nerden bulduğunu sordu.

Yerinden söz alan Berova, ana muhalefetin rakamlarla ilgili görüşünü sordu.

Barçın, “Biz yasaya uymadık, siz bu rakamlarından mutsuz musunuz diye mi soruyorsunuz? Siz yasanın öngördüğü üst limiti nasıl aştığınızı söyleyiniz. Yasaya aykırı tüzük yapıyorsunuz, yargılanacaksınız” diye konuştu.

İlaç Eczacılık Dairesi ile ilgili ihaleye de işaret eden Barçın, “Biz ihalenin zorunlu ve özel şartlarını yerine getirmeyenlere Sağlık Bakanlığı olarak onay vermeyeceğiz diyemiyorsunuz” diye konuştu.

Bunun üzerine Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de yerinden söz alarak Barçın’ı yanıtlamak istedi.

Konuşmaların karşılıklı olmasıyla Fazilet Özdenefe vekilleri uyardı ve oturuma ara verdi.

Cumhuriyet Meclisi’nde güncel konuşmalar yapılıyor.

Cumhuriyet Meclisi 10 dakikalık aranın ardından Meclis Başkanı Ziya Öztürkler başkanlığında yeniden toplandı.

Öztürkler, oturumu yönetirken herkese söz hakkı verdiğini söyleyerek, milletvekillerinin düzen konusunda dikkatli ve hassas davranmasını istedi.

Salondaki tansiyonun zaman zaman yükselebildiğini belirten Öztürkler, kendisinin de Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’nin de siyasi kimliğinden uzaklaşarak herkese eşit mesafede oturum yönettiğini de vurguladı.

-İncirli

Genel Kurulda CTP milletvekili Sıla Usar İncirli, “Son siyasal gelişmeler” konusunda konuşarak, ilk kez bu başlıkta bir konuşma yaptığını söyledi.

Genel Kurul’da dün birçok yasa tasarısının ivediliğin “fırtına gibi geçirildiğini” kaydeden İncirli, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nda neden değişiklik yapılmak istendiğini anlamadıklarını söyledi.

İncirli, söz konusu yasada “işveren” tanımının değiştirilmek istendiğini, hiçbir sendikacının bu değişiklikten haberi olmadığını savunarak, “Neden bu değişikliği yapmak istiyorsunuz?” diye sordu.

Dünyada her 15 saniyede bir iş kazası olduğunu söyleyerek, Çalışma ve Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nun “sıfır iş kazası” açıklamasına işaret eden İncirli, yasal değişikliğin bu hedefi tesis edecek değil “tehdit edecek bir değişiklik” olduğunu da savundu.

Yapılmak istenen değişikliğin yasalara ve uluslararası anlaşmalara da aykırı olduğunu savunan İncirli, “Bu kötü niyetli bir girişimdir” iddiasında bulundu.

Soma’da 11 yıl önce bugün 301 madencinin hayatını kaybettiğini anımsatan İncirli, “Ülkemizde böyle şeyler yaşanmasını istemiyorsak çok dikkatli olmalıyız” diye konuştu.

İncirli, ölüme ve ciddi sakatlanmalara neden olan iş kazalarının önlenebileceğini de vurguladı.

-Kürşat

CTP milletvekili Fide Kürşat ise, “Tarım Bakanı’na net sorular ve beklenen net cevaplar” konulu bir konuşma yapmak için kürsüye çıktı ancak Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş’un Genel Kurul salonunda olmadığı gerekçesiyle konuşmasını bir sonraki toplantıya bırakacağını belirtti.

-Baybars

Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, “Ülke Güvenliği, Muhaceret ve Asayiş Sorunları” konulu güncel bir konuşma yaparak, Meclis’in yeni ama konuların eski olduğunu söyleyerek, “Hükümet bu ülkenin temel sorunlarını çözmek yerine başını kuma gömme derdinde. Bu ülke yolgeçen hanına çevrildi” dedi.

KKTC’nin kontrolsüz ve güvenliksiz bir ülke haline getirildiğini savunan Baybars, “ne girişte ne sonrasında ne de çıkışta denetim” olduğunu söyleyerek, daha dün bir tetikçinin mahkemeye çıkarıldığını anımsattı.

Ülkeye 10 ayda 10’uncu tetikçi ithali yapıldığını ifade eden Ayşegül Baybars, “Herkesin güvenliği tehlikede” dedi.

Tabanca izinlerinin kimlere verildiğini hala bilmediklerini de söyleyen Baybars, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un Genel Kurul salonunda olmamasını eleştirdi.

Deport edilen kişilerin ülkeye gelebilmesi için karar üretildiğini de belirten Baybars, 2019’da KKTC ile TC arasında Adli İş Birliği Protokolü imzalandığını, uluslararası suç örgütleri ve bunlar gibi alanlarda bilgi alışverişinin ve Türkiye’nin veri bankasından yararlanılmasının öngörüldüğü bu protokolün İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluklarını yerine getiremediği için yürürlüğe konamadığını savundu.

Ülkenin hiç tanımadığı suç türleriyle karşılaştığını söyleyen Ayşegül Baybars, Kıbrıslı Türklerin kendi ülkesine yabancı olduğu belirtti. Ayşegül Baybars, “Bu ülkede ne huzur ne de güven bıraktınız” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Güney Kıbrıs’ta hazırlanan yasal düzenlemenin herkesi kapsadığını belirtti.

Yasanın, “Eşdeğerci olup da malını satıncaya kadar” herkesi ilgilendirdiğini belirten Erhürman, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken ne yapıldıysa şimdi de aynısının yapılması gerektiğini dile getirdi.

CTP’den yapılan açıklamaya göre, katıldığı programda soruları yanıtlayan Erhürman, “Diyalogsuzluğun, diplomasisizliğin, gerçekleşmeyeceğini herkesin bildiği bir çözüm modelini insanlara sunmanın ve ‘çözümsüzlük çözümdür’ ” tezini savunmanın sonuçlarının yaşandığını söyledi.

Meclis açılışında yaşananlarla ilgili konuşan Erhürman, Kıbrıs Türk basın mensuplarının Meclis’e alınmamasını ve ev sahibi olan Meclis Başkanı’nın “haberim yoktu” açıklamasını eleştirdi.

“Kimlerin geleceğinden haberi yoksa, buradaki organizasyonun nasıl yapıldığı ortaya çıkar” diyen Erhürman, bu durumun Kıbrıs Türk halkının varlığı açısından “üzücü olduğunu” savundu.

Eğitimde yaşananlarla ilgili de konuşan Erhürman, eğitimde bir kural değişecekse, bunun çok uzun ön çalışmalarının olması gerektiğine dikkat çekti.

Memlekette “hiçbir işin düzgün yürümediğini” savunan Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’deki halkı kardeşi olarak kabul eder. Futbol maçlarında bile bu böyledir. Onların sevinci, bu halkın sevincidir. Buradaki halkın içinde, doğum yeri neresi olursa olsun, herkes vardır. Buradaki halkın kendi kuralları vardır. Bu, çok tartışılacak bir konu değildir. ‘Egemenlik-iki devlet’ diyenlerin bu tartışmayı körüklemesi ise ayrı bir anomalidir” dedi.

-“Değişim zamanı geldi”

CTP Genel Başkanı Erhürman, artık değişim zamanının geldiğini, sokağın bile söylediğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Mesele bir çözülmedir. Bir çözülme yaşanıyorsa, bunun doğal sonucu değişimdir. Herkes, her şeyin farkında. Bakanlar Kurulu denilen yapıda bazı bakanların olan bitenden bile haberi yok. Pek çok Bakanlar Kurulu toplantısında, bakanların neyin altına imza attığının farkında olmadığını görüyoruz. Her yerde problem var. Her gün daha kötüye gidiyoruz. Bu arkadaşların yönetimde olduğu her gün, bu ülkenin geleceğinden çalınmış bir gündür. Her gün, bulunduğumuz noktanın gerisine düşüyoruz”

-“Mülkiyetle ilgili davalar kaç senedir yoktu?”

Mülkiyetle ilgili soruyu da yanıtlayan Erhürman, “Mülkiyetle ilgili davalar kaç senedir yoktu?” diye sordu ve “Yürüyün de korkmayın” diyerek, bilinçsizce ve plansızca hareket etmenin sonuçlarının yaşandığını söyledi.

Geçmişteki Orams ve Hurma Davalarından örnekler veren Erhürman, “Biraz bilgi sahibiysen, biraz tarihle ilgilendiysen, bütün bunların karşına çıkacağını öngörürdün. Biz bu senaryoları yaşadık. 15 yıl boyunca neden gündemimizde olmayan şeyler şimdi bir anda gündemimize geldi?” diye sordu.

“İskele’de avukat, emlakçı, müteahhit ile ilgili davalar açılıyor ve sen bu davaları Maraş’ta bir şey yaparak engelleyeceğini düşünüyorsun” diye eleştirilerde bulunan Erhürman, “Bu film olmaz, buradan bir şey çıkmaz. Şimdi yaşanan problemlerle alakası yok. TMK ile bu davaların farkını bilmeyen insanlar var. Ortada bitmiş ve zarar veren bir süreç var. Bu ülke yönetilmiyor. Bu film bitti. Halkımıza düşen de bu filmin bittiğini yazan kağıda imza atmaktır” dedi.

“Bu memlekete artık hikaye anlatmaktan vazgeçin” diyen Erhürman, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunacaksa, bunun yolunun; iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu söyledi.

Tufan Erhürman, şu ifadeleri kullandı:

“Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, ülkeyi öyle bir noktaya getirdi ki Hristodulidis, ‘Bunlar çözüm istemiyor, üstelik Rumların mallarını da satıyorlar’ diyor. ‘Ben çözüm isterim, o istemez; ne yapayım, ekonomimi mi durdurayım?’ derken, şimdi cümle tam tersine döndü. Dön bak TMK’ya: Neyin üstüne kuruldu? AİHM’e uygunluk, iki bölgelilik ilkesi, çözüm iradesi… 2004’te ‘evet’ dedim. Buna rağmen, AİHM’e ‘uygun bir komisyon kuruyorum’ dediğimiz için etkin iç hukuk yolu kabul edildi. Şimdi ise çözüm iradem yok, iki bölgelilikten vazgeçtim, AİHM kararlarına da bakmıyorum diyen bir zihniyet var. O yüzden bu noktaya gelindi”

Hristodulidis’in, hukuku siyasetin enstrümanı haline getirdiğini söyleyen Erhürman, hukuku mülkiyette siyasetin aracı haline getirdiği gibi, yükseköğretimde ve turizmde de bunu yapabileceğini söyledi.