Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Sucuoğlu: Aşımız var, aşı yaptırmak isteyen insanımız yok. Böyle bir tezat olamaz

Published

on

Başbakan Faiz Sucuoğlu, KKTC’de binlerce insanın aşı konusunda hala hassasiyet göstermediğini belirterek, “Aşımız var, aşı yapmak isteyen insanımız yok. Böyle bir tezat olamaz” dedi. Aşı olmayan vatandaşlara da “Lütfen bir an evvel gidin, aşınızı yaptırın, sevdiklerinizi ve çevrenizi tehlikeye atmayın” çağrısı yapan Sucuoğlu, aşılanmama durumunun devam etmesi halinde çok daha ağır yaptırımlar yapmak zorunda kalacaklarını söyledi. Sucuoğlu, “Birinin özgürlüğü, diğerinin özgürlüğünü içine alıyorsa bu tehlikelidir ve kabul edilemez” ifadesini kullandı.

Başbakan Sucuoğlu, Menteş Aytaç başkanlığındaki Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği (KTTTB) heyetini kabul etti.

TAŞIMACILIK SORUNLARI KONUŞULDU

Başbakanlık’ta gerçekleşen kabulde, birliğin sektörle ilgili sıkıntılarını ve taleplerini içeren mektup da Başbakan Sucuoğlu’na iletildi.

Mektupta, akaryakıt zammı ve TL’nin döviz karşısında kaybettiği değer kaybına işaret edilerek, tüm giderlerde artış meydana geldiği belirtildi.

En erken zamanda toplu taşıma ücretlerine gerekli artışın yapılması istenen mektupta, mazotun taşımacılara, fonsuz ve vergisiz verilmesi de talep edildi.

Başbakan Faiz Sucuoğlu kabulde yaptığı konuşmada, Türk Lirası’nın değer kaybının, taşımacılar dahil, belli sektörlerde ciddi bir sıkıntı yarattığını kaydederek, bu konuda ilk adımı attıklarını ifade etti ve hükümetin 4 maddelik tedbirini hatırlattı.

“Bir laf vardır. Akmasa da damlar misali ufak da olsa katkı sağlamaya çalıştık” diyen Sucuoğlu, pandemi sürecinde en büyük sıkıntıyı yaşayan sektörlerden birisinin ulaşım olduğunu söyledi.

Bundan sonraki süreçte birlikte ne yapılabileceğini konuşacaklarını, taşımacılardan alacakları öneriler ve olanaklar çerçevesinde çözüm üretecekleri görüşünü belirten Başbakan Sucuoğlu, özellikle seçimden sonraki süreçte yeni atılımlarla birlikte bir canlanma ve yaklaşık 2 yıldır çekilen sıkıntıların arkada bırakılacağını kaydetti.

Bunun için ekonominin canlanması gerektiğine işaret eden Başbakan Sucuoğlu, “Yeni sektörlerin şu andaki lokomotif sektörlere katkı ve ilave edilmesi gerekiyor. Bütün çalışmalarımız bu yöndedir” dedi.

Bazı yasal çalışmaları hazırladıklarını da kaydeden Sucuoğlu, seçimden hemen sonra zaman kaybetmeden hızlı bir şekilde sıcak paraya ulaşma ve buna bağlı olarak Maliye’nin güçlenmesinin önemine dikkat çekti.

Diğer sektörlerin de ciddi sıkıntı yaşadığını ifade eden Sucuoğlu, Maliyede gerekli birikim olmadığında bu gibi krizlerde ekonominin kırılgan olduğunu söyledi. “Biz bunu yaşadık” diyen Başbakan Sucuoğlu, “KKTC ekonomisi kırılgan” dedi. Bunu güçlendirmek için çalışacaklarını dile getiren Başbakan Sucuoğlu, ilerleyen yıllarda karşılaşılacak krizde sektörleri ve ekonomiyi ayakta tutmanın çabası içerisinde olacaklarını söyledi.

“Güçlü bir maliye, güçlü bir para birikimi, güçlü bir kasa” vurgusu yapan Başbakan Sucuoğlu, bunların başarılmasının önemini belirtti.

Para olduğunda sıkıntılı sektörlere can suyu verildiğini ifade eden Sucuoğlu, pandemi başladığında az da olsa birikim olduğunu, destek verildiğini hatırlatarak, ondan sonraki süreçte kaynağın bittiğini veya azaldığını kaydetti.

Ekonomiyi sırtlayan esnafın, özel sektörün dara düşmesiyle vergi anlamında geriye dönüşte sıkıntı yaşandığını anlatan Başbakan Sucuoğlu, “Bizdeki ekonomi, özel sektörden, çalışandan alırsın, üzerine iki tane lokomoitif sektörden gelen sıcak parayı eklersin, memuru ve emekliyi ödersin, onlar çarşıyı besler, çarşı maliyeyi besler… Bu döngü böyle devam ederdi” ifadelerini kullandı. Pandemide çarkın bir iki yerden dişlerinin koptuğunu ifade eden Başbakan Sucuoğlu, çarkın döndüğünü ancak çok zor döndüğünü söyledi.
Öğrencilerin gelmeye başlamasıyla sektörlerin kıpırdama olduğunu ancak kendileri için turizmin çok önemli olduğunu dile getiren Başbakan Sucuoğlu, “Turizmde arzu ettiğimiz noktalarda değiliz, çok çok gerilerdeyiz” şeklinde konuştu.
Turizme de çare üretmek gerektiğini ifade eden Başbakan Sucuoğlu, “Biz uzun süre bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz, belki de uzun yıllar” vurgusu yaptı.
AŞI OLUN ÇAĞRISI
Bundan sonraki süreci, ekonomiyi ve açılımları bunu göz önünde bulundurarak yapmaları gerektiğini ifade eden Sucuoğlu, aşı konusunda çağrı yaptı.
“Aşımız var, aşı yaptırmak isteyecek insanımız yok. Böyle bir tezat olamaz” diyen Başbakan Sucuoğlu, KKTC’de binlerce insanın aşı konusunda hala hassasiyet göstermediğini söyledi.
“İnanılacak gibi değil ama öyle” diyen Sucuoğlu, bu nedenle hastane ve yoğun bakımın dolduğunu anlattı.
Aşısız insanların buna hakkı olmadığını dile getiren Sucuoğlu, “Kimsenin hakkı yoktur bu kadar aşılanmış, kendini koruyan insanları sorumsuzca tehlikeye sokmaya” diye konuştu.
1 aşılıya karşı 12 aşısız vatandaşın hayatını kaybettiğinin altını çizen Sucuoğlu, aşılı hastaların 6 veya 5 günde hastaneden çıktığını, aşısızların 15 günde çıktığını, çıktıktan sonra bir buçuk ay kendilerini toparlama sürecine ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Buna rağmen hala “Ben aşı yapmam” diyerek, ısrar etmenin sorumsuzluk olduğunu ifade eden Başbakan Sucuoğlu, “Lütfen vatandaşımız aşı konusunda hassasiyet göstersin, aşısını yaptırsın” dedi.

KAPANMA TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ

Aşı yaptırmayanlardan dolayı hastane ve yoğun bakım dolarsa, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağına dikkat çeken Başbakan Sucuoğlu, “Zaten can çekişiyor her taraf… Bu kadar sorumsuzluk olabilir mi” diye sordu.

Aşı yaptırmayan kişilerin kendisini üzdüğünü dile getiren Başbakan Sucuoğlu, “300 bine yakın küçücük bir nüfusumuz var, biz hala aşıyı konuşuyoruz” dedi.

Aşının ne zaman istense Anavatan Türkiye’den geldiğini, hatta eksilmeden geldiğini vurgulayan Başbakan Sucuoğlu, aşılanmama durumunun devam etmesi halinde çok daha ağır yaptırımlar yapmak zorunda kalacaklarını kaydetti.

“Birinin özgürlüğü, diğerinin özgürlüğünü içine alıyorsa bu tehlikelidir ve kabul edilemez” diye konuşan Başbakan Sucuoğlu, ağır tedbirler almak zorunda kalmak istemediklerini kaydetti. Aşı yaptırmayan vatandaşlara seslenen Sucuoğlu, “Lütfen bir an evvel gidin, aşınızı yaptırın, sevdiklerinizi ve çevrenizi tehlikeye atmayın” dedi.

Menteş Aytaç da, Başbakan Sucuoğlu’na nezaket ziyareti yaparak, toplu taşımacılığın içinde bulunduğu zorlukları anlatmak istediklerini belirtti.

Dövizin patlaması ve akaryakıta gelen zamların taşımacıları zor durumda bıraktığına dikkat çekerek, sorunlara birlikte çözüm aranması talebini dile getiren Aytaç, yeni hükümete ve Başbakan Sucuoğlu’na hayırlı olsun dileklerini de iletti.Aytaç, herkese aşı yaptırması çağrısında da bulunarak, bir kapanmayı daha kaldıramayacaklarını vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Türk Devletleri Teşkilatının yenilenen bayrağı nedeniyle İstanbul’da bayrak çekme töreni düzenlendi

Published

on

By

Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) yenilenen bayrağına geçişin resmi olarak tamamlanması dolayısıyla bayrak çekme töreni düzenlendi.

İstanbul’daki TDT Sekretaryası merkezinin önünde düzenlenen törene, TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci, Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Meder Abakirov, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Samir Şerifov ve Özbekistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Babür Usmanov katıldı.

TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Ömüraliyev, burada yaptığı konuşmada, güncellenen bayrakta bulunan sekizgenin, yüzyıllardır süregelen Türk devletçiliğini, birliğini ve gücünü temsil ettiğini ifade etti.

Türk-İslam geleneğine göre, sekizgenin bilgeliğin sembolü olduğunu belirten Ömüraliyev, “Bu bayrak kardeşliğimizin gücünü, işbirliğimizin derinliğini ve birlikte inşa ettiğimiz parlak geleceği temsil etmektedir. Türk dünyası genelinde kurumsal kapasitenin arttırılması ve işbirliğinin derinleştirilmesi yönündeki sarsılmaz kararlılığımızın bir göstergesidir.” diye konuştu.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ekinci ise 6 Kasım 2024’te Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ni “dönüm noktası” olarak nitelendirerek “Zirvede, kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirecek ve Türk dünyası safında bütünleşme çabalarımızı derinleştirecek kararlar alındı ve teşkilatımızın kurumsallaşması yönünde attığı kararlı adımları ortaya koyan belgeler imzalandı.” dedi.

Zirvede, sembolik bakımdan önem taşıyan kararlardan birinin de “güncellenmiş TDT bayrağının kabul edilmesi” olduğunu ifade eden Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bayrağımız tüm üye devletlerin ve Türk halklarının ortak değerlerini simgeleyecek şekilde güncellendi. Zirvede aynı zamanda tüm Türk işbirliği teşkilatlarının bayraklarının da TDT bayrağıyla uyumlu hale getirileceği karara bağlandı. İnanıyorum ki, Türk halklarını birleştiren derin tarihi ve kültürel bağlarımızın sembolü olan yeni bayrağımız TDT çatısı altında tesis ettiğimiz güçlü birlik ve dayanışmamızı daha ileriye taşıyacağımız yeni dönemin nişanesi olacak.”

Ekinci, “Güncel bayrağımızın ebedi kardeşliğimizi ve müşterek gelecek vizyonumuzu simgeler şekilde İstanbul’da, ailemizin siz değerli fertlerinin katılımıyla göndere çekilmesine şahitlik etmekten duyduğum heyecan ve memnuniyeti huzurlarınızda bir kez daha vurgulayarak hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Abakirov da yeni bayrağın, Türk devletlerinin ortak kimliğini yansıtan ve teşkilata üye olan ülkeleri temsil eden unsurlar içerdiğine dikkati çekti.

Abakirov, “Bu bayrak, işbirliğimizin yeni bir bölümünün başlangıcına işaret etsin. Sürdürülebilir kalkınma, bölgesel istikrar, tüm kardeşlerimizin ve ulusumuzun refahı için gayretle çalışmamız için bize ilham versin.” dedi.

Konuşmaların ardından, TDT Genel Sekreteri Ömüraliyev ve bakan yardımcıları, güncellenen TDT bayrağını göndere çekti.

Tören, aile fotoğrafı çekimiyle son buldu.

Devamını Oku

Dünya

İklim değişikliği uzayı da tehdit ediyor: Uydu çarpışmaları artabilir

Published

on

By

İklim değişikliğinin yalnızca Dünya’daki yaşamı etkilediği düşünülse de, yeni araştırmalar uzayda da ciddi sonuçlara yol açabileceğini ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) seviyelerinin artması, alçak Dünya yörüngesindeki uydu hareketlerini değiştirerek çarpışma riskini artırıyor.

Birmingham Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, sera gazlarının alt atmosferde ısıyı hapsetmesi, üst atmosferin soğumasına ve büzüşmesine neden oluyor. Normalde atmosferin yoğunluğu, eski uyduların yörüngeden çıkmasını sağlayarak uzay enkazını azaltıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte uyduların yörüngede kalma süresi uzuyor ve çarpışma ihtimali yükseliyor.

Şu anda 300 ila 1000 kilometre yükseklik arasındaki alçak Dünya yörüngesinde 8 binden fazla uydu bulunuyor. Bilim insanları, uzay hava olaylarının atmosferin yoğunluğunu kısa süreli olarak değiştirebildiğini ancak iklim değişikliğinin uzun vadeli bir etkiye sahip olduğunu vurguluyor.

Uydu çarpışmaları ve uzay enkazı riski
Atmosferin yoğunluğunun azalmasıyla birlikte, uydulara uygulanan sürtünme kuvveti de azalıyor. Normal şartlarda atmosferik sürtünme, kullanılmayan uyduların zamanla yörüngeden çıkmasını sağlıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte, uydular yörüngede çok daha uzun süre kalıyor.

Bu durum, eski uyduların yeni uydularla çarpışma riskini artırarak uzay enkazı sorununu büyütüyor. Artan uzay enkazı, yeni uydu fırlatma süreçlerini de daha riskli hale getiriyor ve iletişim, hava tahmini ve navigasyon sistemlerini tehdit ediyor.

Uzayın sürdürülebilirliği için acil önlemler şart
Araştırmanın başyazarı Matthew Brown, Nature Sustainability dergisinde yayımlanan çalışmada, uzayın sürdürülebilirliğinin küresel bir öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguladı.

“Genellikle iklim değişikliğinin yalnızca yeryüzündeki etkilerini konuşuyoruz ancak bu çalışma, değişimin uzayda da hissedildiğini gösteriyor. Alçak Dünya yörüngesindeki uydu sayısı hızla artıyor ve bu uydulara haberleşme, hava tahmini ve navigasyon gibi kritik alanlarda bağımlıyız. Uzayın uzun vadeli sürdürülebilirliğini güvence altına almak zorundayız” dedi.

Kessler sendromu tehlikesi büyüyor
Brown, kontrolsüz uydu artışının “Kessler Sendromu” olarak bilinen zincirleme çarpışmaların başlamasına yol açabileceğini belirtti. Bu senaryoda, çarpışan uyduların oluşturduğu enkazlar, diğer uydulara çarparak domino etkisi yaratıyor ve Dünya yörüngesini neredeyse kullanılamaz hale getirebiliyor.

“Teknoloji, uydu çarpışmalarını önlemek için bazı çözümler sunabiliyor ancak Dünya’nın doğal atmosferik değişimlerinin uzay operasyonlarını nasıl etkilediğini anlamak da kritik öneme sahip. Küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması, termosferin korunmasına ve uzayın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkı sunabilir” diye ekledi.

Bilim insanları, uzay ajanslarının ve hükümetlerin bu durumu ciddiye alarak uzun vadeli çözümler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Uzaydaki çöp sorununun büyümesini önlemek için uydu yönetim politikalarının gözden geçirilmesi ve karbon salınımını azaltmaya yönelik küresel iş birliği sağlanması çağrısında bulunuyorlar.

Devamını Oku

Dünya

ABD’nin Çin gemilerine liman ücreti planı ticareti zorlaştırabilir

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ücret talep etme planı, deniz ticaretinde maliyetleri artırma riski taşıyor.

Attığı adımlarla küresel ticaretteki dengeleri sarsan ABD Başkanı Trump’ın yeni hedefi deniz yolu taşımacılığı oldu.

Bu kapsamda Trump yönetimi, ABD’nin gemi inşa ve denizcilik sektörünü yeniden canlandırmayı hedefleyen düzenlemeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Konuya ilişkin kararname taslağına göre, ABD’nin denizcilik ve gemi inşa sektöründe Çin’e karşı rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.

Bu kapsamda, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden tonaj bazlı ücretler talep edilmesi öngörülüyor.

Çin yapımı gemilerle aynı filoda bulunan gemilerden de ücret alınması planlanıyor
Aynı zamanda Çin menşeli bileşenler kullanılarak üretilen, monte edilen veya herhangi bir şekilde Çin bağlantılı şirketler tarafından üretilen kargo elleçleme ekipmanlarına gümrük tarifeleri uygulanması planlanıyor.

Ayrıca, inşa edildiği veya bayraklandığı yer fark etmeksizin, Çin yapımı veya Çin bayraklı gemilerle aynı filoda bulunan gemilere de ABD limanlarına girişte ek ücretler uygulanması öngörülüyor.

Kararname taslağında, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ne kadar ücret alınacağı ya da bu ücretin nasıl hesaplanacağı belirtilmiyor. Ancak ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) raporuna göre, bu gemilere 1,5 milyon dolara kadar ücret uygulanması değerlendiriliyor.

USTR, konuya ilişkin 24 Mart’a kadar kamuoyundan yorum bekliyor.

Çin’in gemi inşa pazarındaki payı yüzde 50’nin üzerinde
Deniz yolu taşımacılığında Çin yapımı gemiler önemli bir paya sahip. Çin’in gemi inşa pazarındaki payının 1999’da yüzde 5’in altındayken 2023’te yüzde 50’nin üzerine çıktığı kaydediliyor.

Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde büyük konteyner taşıyıcıları için maliyet artışını beraberinde getirebileceği tahmin ediliyor.

Taşıyıcılar, ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğramak gibi önlemler alacaktır
Navlun piyasası analiz firması Xeneta Başanalisti Peter Sand, AA muhabirine, Trump yönetiminin ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı gemilerden ücret alma planının deniz taşımacılığı ve küresel ticaret akışına etkilerini değerlendirdi.

Uygulamanın hayata geçmesi halinde okyanus konteyner taşıyıcılarının ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğrama gibi önlemler alabileceğini belirten Sand, bu durumun ABD’de büyük tıkanıklıklara ve gecikmelere neden olabileceğini aktardı.

Sand, tüm gemi türlerinin dahil edilmesi halinde küresel filonun yüzde 23’ünün Çin’de inşa edildiğinin bilgisini paylaştı. Sand ayrıca, tüm konteyner gemilerinin yüzde 39’unun Çin’de inşa edildiğini belirtti.

“Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır”
Büyük nakliye şirketlerinin bu değişikliğe nasıl uyum sağlayabileceğine de değinen Sand, şunları kaydetti:

“En uç seçenek, ABD’ye hizmet verecek bir ‘Özel Amaçlı Şirket’ kurmak olacaktır. Sipariş defteri olmayan ve sadece Çin yapımı olmayan gemileri hizmetlerde kullanacak bir şirket. Daha az uç bir seçenek ise, ödenen toplam ücretleri sınırlamak için ABD’de daha az limana uğramak ve bunların hepsini Çin yapımı olmayan gemilerle yapmak olacaktır. Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır. Bu durum ithal edilen malların kar marjına ve ithalatçının bu kadar yüksek bir maliyet artışını absorbe etme kabiliyetine bağlı olacak.”

Sand, bu durumun nakliyeciler, ithalatçılar ve ihracatçılar için daha yüksek maliyetlere yol açabileceğini vurgulayarak, “Bu ticaret üzerinde bir vergi olacaktır, ki bu da talep üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak bir durum, çünkü müşterilerin satın alma gücü azalacaktır.” diye konuştu.

“Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil”
İthalatçı nakliyecilerin 2018-2019 yıllarında ticaret savaşıyla “iyi başa çıktığını” aktaran Sand, Kanada ve Meksika üzerinden ABD’ye mal getirmek için yeni ticaret yolları oluşturduklarını hatırlattı.

Sand, “Şu anda, sürekli değişen engellerle nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri için felç olmuş ve belirsizlik içindeler. Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil.” dedi.

ABD’de enflasyonun son dönemdeki yükselişine işaret eden Sand, bunun muhtemelen daha da kötüye gideceğini ifade etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam