Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Suriye’de Esed rejiminin Dera’ya saldırısı Ürdün’ün endişelerini artırdı

Beşşar Esed rejim güçlerinin Suriye’nin güneyindeki Dera iline saldırılara başlaması sınır komşusu Ürdün’ün endişelenmesine neden oldu.

Published

on

Ürdün, Dera bölgesine yönelik saldırılara hedef olan mahallelerde yaşayan yaklaşık 50 bin sivilin yüzde 80’inin başka mahallelere göç etmesi üzerine Suriye sınırını geçişlere kapatma kararı aldı.

Esed rejiminin Dera’ya saldırılarının Ürdün’e yansımalarını AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, saldırıların muhtemel insani ve askeri etkilerinden söz etti.

Dera’nın kademeli bir şekilde boşaltılması

Askeri analist Mumin Ebu Nuvvar, Suriye’nin Ürdün sınırındaki Dera ilinin kademeli bir şekilde boşaltıldığını savunarak, “Dera’nın kademeli bir şekilde boşaltıldığını ve bölgede yaşayan 50 bin kişinin sınır dışı edilmeye çalışıldığını düşünüyorum.” görüşünü paylaştı.

“Mesele bu insanların nereye gideceği” diyen Ebu Nuvvar, Rusya’nın desteğiyle Esed rejimi ile uzlaşma hedeflenmesine rağmen İran milislerinin, Ürdün sınırına yakın bölgelerde etkin olduğunu ifade etti.

Ebu Nuvvar, sınırların bir ülkenin egemenliğinin önemli bir göstergesi olduğunu belirterek, Ürdün’ün Suriye’deki silahlı grupların sınırlarına dayanmasına izin vermeyeceğini ve o bölgede rejimin varlığını tercih ettiğini savundu.

Terör örgütü DEAŞ ile mücadele için Suriye’nin güneybatısında Irak ve Ürdün sınırındaki Et-Tanf Üssü’nde konuşlanan ABD askerlerinin bölgedeki gelişmelere etkisine dair ise Ebu Nuvvar, şu ifadeleri kullandı:

“Tanf Üssü’ndeki ABD güçleri, İran milislerini caydırmanın yanı sıra İran’ın Irak, Lübnan ve Suriye’deki stratejik etkisini izleyen erken uyarı istasyonu haline geldi.”

Ürdün’de devlet ve halk nezdinde endişeler

Emekli Tümgeneral Fayiz ed-Duveyri ise İran destekli milislerin sınıra yakın bölgelerdeki etkinliğinin “Ürdün’de devlet ve halk nezdinde endişelere yol açtığını” belirtti.

Duveyri, İran destekli milislerin Ürdün’de etki sağlama imkanını değerlendirmekten çekinmeyeceğini belirterek, “Bu durum dikkate alınmalı ve herhangi bir sızmanın engellenmesi konusunda üst düzeyde hazırlıklı olunmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD güçlerinin Ürdün’deki varlığının “stratejik iş birliği” kapsamında olduğunu vurgulayan Duveyri, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ürdün tarihsel olarak ABD güçlerine ihtiyaç duymadan kendi milli güvenliğini koruma yeteneğine sahiptir. Dera’da yaşanan, Suriye’de rejimin devrimin kalesi üzerinde kontrol sağlamak ve devrimin izlerini ortadan kaldırmak istemesidir.”

Dera’da ne olmuştu?

Esed rejimi ve destekçisi Rusya, 25 Haziran’da Dera el-Beled Mahallesi’nde yaşayan halktan ve oradaki muhaliflerden, ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmelerini ve evlerin aranmasına izin vermelerini istemişti.

Dera’daki Uzlaşı Merkezi (Deralı Merkezi Komite) ve bölge halkının ileri gelenleri, bu isteğe, Temmuz 2018’de Rusya ara buluculuğunda Esed rejimiyle sadece ağır silahların teslim edilmesi yönünde varılan anlaşmaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı.

Bunun üzerine Esed rejimi güçleri, Dera el-Beled’de yaşayan yaklaşık 40 bin sivile 25 Haziran’da abluka uygulamaya başlamıştı.

26 Temmuz’da da Esed rejim güçleri heyeti ile Dera’daki Uzlaşı Merkezi, “Dera el-Beled Mahallesi’nde yaşayan halkın ve oradaki askeri muhaliflerin ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmeleri, evlerin aranmasına izin vermeleri ve ablukanın kaldırılması” konularında anlaşmaya varmıştı.

Ancak Esed rejiminin anlaşmanın dışına çıkarak mahalledeki hakimiyetini güçlendirmek amacıyla, 29 Temmuz sabahı mahalleye kara operasyonu başlatması üzerine gerginlik Dera ilinin doğu ve batı kırsallarına da sıçramıştı.

Taraflar arasında çıkan çatı şmalar sonucu Dera’daki yerel silahlı muhalifler, rejim güçlerine ait çok sayıda kontrol noktasını ele geçirip bazı rejim unsurlarını esir almıştı.

Dera’dan ayrılmayan muhalif gruplar, rejim birliklerinin girdiği bölgelerin bazılarında hafif silahlarla varlık gösteriyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İspanya, Madleen gemisini alıkoyan İsrail’in maslahatgüzarını bakanlığa çağırdı

Published

on

By

İspanya Dışişleri Bakanlığı, Gazze’ye insani yardım taşıyan ve aralarında bir İspanyol’un da bulunduğu 12 aktivisti taşıyan Özgürlük Filosu’nun İsrail tarafından engellenmesinin ardından İsrail’in Madrid Büyükelçiliğindeki maslahatgüzarını, bakanlığa çağırdı.

İspanya, Gazze’ye insani yardım taşıyan ve 12 insan hakları aktivistinin olduğu “Özgürlük Filosu” adı verilen Madleen yelkenlisini askeri operasyonla alıkoyan İsrail’i kınamak için bu ülkenin Madrid’deki büyükelçiliğinde mevcut durumda görevli olan en üst düzey diplomatını bakanlığa çağırdığını duyurdu.

İspanya resmi haber ajansı EFE’ye bilgi veren Dışişleri Bakanlığı kaynakları, İsrailli diplomatın, Madleen yelkenlisine yapılan operasyona karşı gerekli kınama ve protestonun yapılması için çağırıldığını belirtti.

Bakanlık ayrıca, yelkenlide bulunan İspanyol aktivist ve ailesiyle iletişimde olunduğunu, İsrail hükümetiyle de temasa geçildiğini kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı, İsrail maslahatgüzarını son olarak 21 Mayıs’ta, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’daki Cenin Mülteci Kampı’nı ziyaret eden yabancı diplomatların olduğu bir heyete ateş açmasını protesto etmek amacıyla bakanlığa çağırmıştı.

İspanya hükümetinin Filistin Devleti’ni resmi olarak tanımasının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mayıs 2024’te Madrid Büyükelçisini geri çağırma kararı almıştı.

– Gemide 12 kişi bulunuyor

“Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition)” adlı sivil toplum kuruluşunun, Gazze’ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı’ndan Gazze için yola çıkmıştı.

Madleen gemisindeki aktivistler, İsrail ordusunun müdahale etmesi durumunda barışçıl tutumlarını sürdüreceklerini ve direniş göstermeyeceklerini duyurmuştu.

İsrail ordusu, Gazze’ye yönelik ablukayı kırmayı amaçlayan Madleen gemisine müdahale etmişti.

Gemide Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, yardım taşıyan Madleen gemisini engelledi

Published

on

By

Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmak için yola çıkan ve 12 insan hakları savunucusu aktivistin bulunduğu Madleen gemisine İsrail ordusu müdahale etti. Geminin İsrail’e götürüldüğünü açıklayan İsrail dışişleri Bakanlığı, gemideki aktivistlerin ülkelerine gönderileceğini duyurdu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition) adlı sivil toplum kuruluşunun, Gazze’ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı’ndan Gazze için yola çıkmıştı.

Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.

-Önce irtibat kesildi

Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Madleen gemisine müdahale ettiği belirtildi. Açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı.” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Gazze’de açlıkla boğuşan Filistinlilere destek olmak için yola çıkan ve kaçırılan insan hakları aktivistlerinin güvende tutulmalarını sağlamak için vatandaşı oldukları ülkelerin dışişleri bakanlıklarına baskı yapılması çağrısında bulunuldu.
Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar’ın paylaştığı kısa videoda ise İsrail askeri olduğu düşünülen bir kişinin video çekenlere telefonlarını kapatmasını söylediği duyuluyor. Videoda aktivist Acar’ın ellerinin havada olduğu görülüyor.

-BM Özel Raportörü: “Kaptan başka bir tekne yaklaşıyor derken bağlantı kesildi”

Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, X hesabından yaptığı paylaşımda, Madleen gemisinin kaptanıyla irtibata geçtiğini ve gemi durdurulduğunda yaralanan kimsenin olmadığını bildirdiğini aktardı.

Albanese, “Kaptan benimle telefonda konuşurken askerlerin konuştuğunu duydum. ‘Başka bir tekne yaklaşıyor’ derken bağlantı kesildi.” ifadelerini kullandı.

Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.

-İsrail, Madleen gemisindeki aktivistlerin ülkelerine gönderileceğini açıkladı

İsrail, Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen gemisinin İsrail’e götürüldüğünü ve gemideki aktivistlerin ülkelerine gönderileceğini duyurdu.

İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Madleen gemisindeki 12 aktivistin durumuna ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’ne yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta alıkoyduğu Madleen gemisinin İsrail’e götürüldüğü belirtilerek, aktivistlerin ülkelerine gönderileceği bildirildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, alıkonulan insan hakları savunucularının videosunu da paylaştı. Videoda, aktivistlerin İsrail ordusunun baskınında yara almadığı görülüyor.

-İsrail saldırıları

Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana şiddetli saldırılar düzenleyen İsrail ordusu, hastane, okul ve yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırları da hedef alıyor.

İsrail’in, Gazze’ye ilaç ve insani yardım girişini kısıtlayan ablukası nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon Filistinli insani bir felaketle mücadele ediyor.

Filistinli yetkililer ve uluslararası çevreler, İsrail’in Gazze’de aç bırakma politikası uyguladığı ve açlığı “savaş silahı” olarak kullandığı uyarısında bulunuyor.

Dünyanın dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, Gazze’ye saldırıların durdurulması ve bölgeye insani yardımın ulaştırılması çağrıları yapılıyor.

Gazze’de insani yardım dağıtımını tekeline almak isteyen İsrail, ABD’nin desteğiyle kurulan insani yardım noktalarında yiyecek bulma umuduyla yönelen Filistinlileri de sık sık hedef alıyor.

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 55 bin Filistinli hayatını kaybetti ve 126 bin kişi yaralandı.

Devamını Oku

Dünya

Hristodulidis Guterres’le görüştü

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Fransa’nın Nice kentinde gerçekleştirilen BM Okyanus Konferansı çerçevesinde bu sabah BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüştü.

“Philenews” haber sitesine göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hrsitodulidis ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres arasında bu sabah gerçekleştirilen görüşmede, New York’ta yapılması planlanan genişletilmiş konferansa ilişkin gelişmeler ele alındı.

Habere göre, Hristodulidis ve Guterres, genişletilmiş konferansın başarıyla sonuçlanması dileklerini ifade ettiler.

Haberde ayrıca, Guterres’in, Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in Türkiye temasları hakkında Hristodulidis’e bilgi verdiği de vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam