Asgari Ücret Saptama Komisyonu, yılın ikinci asgari ücretini belirlemek üzere toplandı. Toplantının açılışında Bakan Hasan Taçoy, asgari ücretin Hayat Pahalılığının (HP) üzerinde bir rakama yuvarlanmasını önerdi.
İşveren tarafı temsilcisi Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Metin Arhun, hem yaşanabilir bir ücret belirlenmesini hem de işletmeler ile istihdamın devamını hedeflediklerini belirterek, en iyi rakamı bulmaya çalışacaklarını kaydetti.
İşçi tarafı temsilcisi Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu ise, Hayat Pahalılığı oranının bir maaş artışı olmadığını, ödenip de alınamayan geçmiş kayıplar olduğunu anlatarak, Hayat Pahalılığı oranının yanı sıra artış da istediklerini vurguladı. Serdaroğlu, “Refah payı olmazsa olmazımızdır” dedi.
Asgari Ücret Saptama Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy başkanlığında Bakanlık toplantı salonunda toplandı.
Toplantının başında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, işveren tarafını temsilen Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Metin Arhun ve işçi tarafını temsilen Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu konuştu.
-Taçoy: “Standart bir görüş ortaya konulmasını talep edeceğim”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun Kurban Bayramı öncesinde çalışma yaşamındaki güncel konuları görüşmek için iki kez toplandığını hatırlatarak, bahse konu toplantıda Hayat Pahalılığı açıklandıktan sonra Komisyonun toplanmasına karar verildiğini aktardı.
Komisyonun bugünkü toplantısında, Bayram öncesi yapılan toplantılardaki tartışmaların bir daha gözden geçirileceğini belirten Taçoy, bundan sonrası için de uygulanmak üzere Hayat Pahalılığında gerçekleşen rakamın bir üzerine yuvarlamak kaydı ile bir rakamın ortaya çıkması yönünde standart bir görüş ortaya konulmasını talep edeceğini bildirdi.
Taçoy, “Eğer piyasaları rahatlatırsak konsantremizi çalışma hayatı içerisindeki diğer unsurlara çevirme noktasına geleceğiz ve çalışma hayatı içerisinde yapılması gereken birçok şeyi de gündeme getirip tartışma mevzusu yapacağız” dedi. Taçoy, geçmiş iki toplantıda, KKTC vatandaşlarının çalışma hayatına kazandırılması için farklı formüllerin dikkate alınması gerektiğinin de ortaya konulduğunu söyledi.
-Arhun: “Asgari ücretlimiz müsterih olsun, mutlaka ücretler artacak”
İşveren tarafını temsilen konuşan Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Metin Arhun, toplantıdan hayırlı bir netice çıkmasını temenni etti.
Fiyatlar arttıkça, alım gücünün korunması adına ücretlerin de artacağını ifade eden Arhun, “Asgari ücretlimiz müsterih olsun, mutlaka ücretler artacak” dedi ve hem yaşanabilir bir ücreti hem de işletmelerin faaliyetinin ve istihdamın devamını dikkate alacaklarını vurguladı.
Türkiye’de asgari ücretin belirlendiğini ancak orada devletin de asgari ücretliye destek verdiğini söyleyen Arhun, “Bizde Devletin böyle bir desteği olacak mı? Bunu sorgulayacağız asgari ücreti belirlerken” dedi.
Hükümetin Sosyal Sigorta prim desteği sözü verdiğini de hatırlatan Arhun, “Üzerinden 6 ay geçti. 1 Temmuz’da başlayacağız dendi, hala onunla ilgili de hiçbir şey yok” dedi. Arhun, 3. dünya ülkelerinden gelen iş gücünün fiyatlarını farklılaştırmayı önerdiklerini de anımsatarak, bununla ilgili de hiçbir şey olmadığını kaydetti.
“Refah payı verelim asgari ücretlimize ama bu hükümetin alacağı kararlar, vereceği destekler de çok önemli” diyen Arhun, şirketlerin ayakta kalmasının da çok önemli olduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti’nde asgari ücretin 345 sterlin olduğunu hatırlatan Arhun, “Biz Türkiye Cumhuriyeti’nden ne kadar zenginiz? Ne kadar daha fazla vereceğiz? Bu komisyon bunları çalışacak, bakacak. Asgari ücretin vergiye girmeyecek şekilde bir rakama çıkması lazım, onun hesabını yapacağız. Tüm bunlara dikkat ettikten sonra rakamları konuşmaya başlayacağız. Şimdiden hayırlısı olsun diyebilirim çünkü mutlaka asgari ücret artacak” diye konuştu.
-Serdaroğlu: “Refah payı olmazsa olmazımızdır”
İşçi tarafını temsilen konuşan Serdaroğlu ise, haziran ayı enflasyonunun kaç çıkacağını öngöremedikleri için Hayat Pahalılığı açıklanmadan asgari ücreti görüşmediklerini belirterek, asgari ücretin en kısa zamanda uzlaşı ile çıkmasını diledi.
“Biz HP oranını bir maaş artışı olarak görmüyoruz” diyen Serdaroğlu, HP’nin ocak ayından bugüne kadar ödenen ve alınamayan kayıplar olduğunu anlattı. İşletmelerin artan döviz karşısında zam yaparak kendilerini koruduğunu kaydeden Serdaroğlu, “Biz bunları zamlı şekilde ödedik. Ödediğimizi alacağız. Bu bir lütuf değil. 6 ay boyunca ödeyip de alamadığımızı alacağız, onun üzerine refah payımızı da alacağız” dedi.
Türkiye’de 5 aylık HP %15 iken asgari ücrete %34 artış yapıldığını belirten Serdaroğlu, önümüzdeki süreçte asgari ücretlinin hayatını idame ettirebilmesinin de düşünüldüğünü söyledi.
Serdaroğlu, zamlara kimileri maruz kalırken kimilerinin de zamlardan dolayı kazanç sağladığını söyleyerek, bu kazancın paylaşılması gerektiğini vurguladı. Sigortalıların tam anlamıyla ücretsiz sağlık, eğitim ve hizmeti alamadığı eleştirisinde de bulunan Serdaroğlu, “Dolayısıyla refah payı olmazsa olmazımızdır” dedi.
Hükümetin yaptığı KDV indirimine de değinen Serdaroğlu, “Ne hayatımız rahatladı ne de mutfağımız rahatladı. Kusura bakmasınlar bu iş KDV indirimi ile olmaz, denetimle olur. Adaletli bir vergi sistemi ile olur. Bu memlekette bıkmadan bunları söylemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Bu masada asgari bir vicdan diyoruz” diyen Serdaroğlu, HP’nin artış olmadığını ve geçmiş kayıplarının yanı sıra artış da istediklerini vurgulayarak, yineledi. Serdaroğlu, elektrik tarifelerine 1 Temmuz itibarıyla zam yapılmasını da eleştirdi.
-Taçoy: “HP’nin içerisinde refah payı da mevcuttur”
Yeniden söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hasan Taçoy ise, HP’nin içerisinde refah payının da mevcut olduğunu kaydetti.
Sigorta yatırımı yapılan 130 bin kişinin 55 bininin yatırımının asgari ücret üzerinden yapıldığı bilgisini aktaran Taçoy, Komisyonun asgari ücreti belirlemenin dışında çalışma hayatı içindeki başka unsurları da toparlaması gerektiğini yineledi.
Tarafların talebi olan teşvik primi konusunun Bakanlar Kurulu’nun gündeminde olduğunu ve büyük ihtimalle ilk toplantıda geçeceğini belirten Taçoy, sektörlerin zora girmeden devamını istediklerini kaydetti.
Girne’de saat 01.30 sılarında Üniversite yolu üzerinde faaliyet gösteren bir iş yeri, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce silahlı saldırıya uğradı.
Polis Basın Subaylığı’ndan yapılan açıklamaya göre, tabanca ile açılan ateş sonucu iş yeri çalışanlarından bir kişi ayağından yaralandı. Yaralı şahıs, Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…
Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.
Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi
Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.
“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.
1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.
Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.
Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.
“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.
Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;
“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”
Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.
Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.
“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.
Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.
Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.
Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.
Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.
Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.
Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.
Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.
Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;
“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.
Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.
Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.
Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.
Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.
Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.
Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.
Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.
Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.