Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Taçoy’dan açıklama

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, “UBP’de demokratik ortamın ortadan kaldırıldığını” savunarak, kurultay tarihinin parti meclisi tarafından belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy’un ofisinden verilen bilgiye göre, Taçoy, Kanal T’de katıldığı programda soruları yanıtladı.

Pile’de yaşananlara ilişkin olarak, gerçeklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Taçoy, yol yapımı süren bölgenin KKTC toprağı olduğunu söyledi. Hasan Taçoy, önceki bakanlıkları sürecinde Pile-Yiğitler yolu konusunu gündeme getirip çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, “Bu yol sosyal amaca hizmet edecek bir yoldur” dedi.

BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki varlığının artık sorgulanması gerektiğini söyleyen Taçoy, “Rum tarafını bir işveren olarak kabul eden Barış Gücü’nün Kıbrıs Türk tarafını yok saydığını” ifade etti.

“Benim insanlarım katledilirken onlar seyirci kaldılar” diyen Taçoy, “Yaşananların sorumlularına ilişkin olarak savaş suçu işlemi yapmazsın ama ezilen tarafa yaptırım uygulayıp, bırakın ezilsinler dersin. Böyle bir dünya yok” vurgusu yaptı.

Taçoy, Gazimağusa’daki BM kampının kapatılmasının, UBP’nin seçim bildirgesinde de yer aldığına işaret ederek, büyük bir kısmı Türk koçanlı olan bölgenin bir an önce sivil kullanıma açılarak ekonomiye kazandırılması gerektiğini kaydetti. Hasan Taçoy, “Zaten adada BM’ye ihtiyaç yok, dolayısıyla da bu kampa da ihtiyaç yok ve ortadan kalkması gerekir” dedi.

-“Yabancılara mal satışı konusunda harekete geçmek gerek”

Yabancılara mal satışına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Taçoy, ülkede çok sayıda emlak satışı yapıldığı gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunu belirterek, yabancılara yapılacak satışların mahiyeti ve miktarının yasalarla belirlendiğini hatırlattı.

Buna rağmen bir çok yabancının ülkede kurulmuş KKTC’li ortaklı bazı şirketler üzerinden emlak alımı yapmakta olduğuna işaret eden Taçoy, alımların sözleşmelerle yapıldığını ve bedellerinin devlete yatırılmadığını söyledi.

“Burada alan da satan da, bu şirketlere ortak çıkan da bir suç işlemektedir” diyen Taçoy, bunu önlemenin ilk adımının suç unsurlarını ortaya koymak olduğunu vurguladı.

Hasan Taçoy, katı yasalarla konunun önüne geçilebileceğini, ancak böylesi bir uygulamanın da çok tercih edilmediğini ifade ederek, öncelikle mevcut cezai müeyyidelerin eksiksiz uygulanması gerektiğini söyledi.

Yabacılara mal satışına karşı kamuoyundaki seslerin giderek yükselmekte olduğuna dikkat çeken Taçoy, bu konuda harekete geçilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Taçoy, “bunun için tedbir alma zamanı artık gelmiştir ve hatta geçmektedir” dedi.

“Ben yabancıya mal satışından korkmam” diyen Taçoy, ancak satışların toprağı koruyacak şekilde yapılmasının önemli olduğunu vurguladı ve “Toprağa sahip çık, toprağı değil daireyi sat” ifadelerini kullandı.

-“Kurultay Parti Meclisi’nin alacağı kararla yapılır”

Hasan Taçoy, programda UBP’ye ilişkin soruları da yanıtladı. Bir soru üzerine, kendisinin genel başkanlığa aday olma kararı bulunduğunu ancak henüz kurultay kararı alınmadığına işaret eden Taçoy, “kurultay kararı alınması gerekir. Benim tüzüğümün 21. maddesi açık ve nettir. Kurultay iki yılda bir yapılmalıdır. Kurultay parti meclisinin alacağı kararla yapılır. Yani iki yıl genel başkanı korur. Parti anayasamız olan tüzüğümüz yenilenen kurultaydan sonra, bu parti iki yıl seçime gidemez demektedir. Tüzüğümüz, genel başkana ben seni iki yıl koruyorum, olağan genel kurul iki yılda bir yapılır demektedir. Bunun zamanının ve yerinin kararını parti meclisi verir. Top parti meclisindedir. Yani, 31 Ekim tarihinden sonra kurultayı yapabilirsiniz” dedi.

Siyasi partiler yasasının “en fazla 3 yıl orada oturabilirsin” dediğini, “kurultayı 3 yılda bir yapabilirsin” demediğini vurgulayan Taçoy, iki yıllık sürenin tamamlanmasının ardından, en alttan en üste, genel başkana kadar tüm örgüt ve makamların güven tazelemesi veya yenilenmesinin tüzük gereği olduğunu hatırlattı.

-“Kurultay tarihi mutlaka belirlenmeli”

Taçoy, UBP’de herkesin genel başkan olmayı düşünmeye ve aday olmaya hakkı olduğunu ifade ederek, ancak ilk olarak bir kurultay tarihinin mutlaka belirlenmesi gerektiğini kaydetti.       

“Kurultayı 2024 Kasımında yaparım demekle olmaz” şeklinde konuşan Taçoy, “bu kararın muhatabı bir kişi değildir, bu iş parti meclisinin görevidir. Kurultay tarihini belirleme yetkisi genel başkana verilmez. Bu iş parti meclisine verilir. Parti meclisi de çıkar ve der ki, 2023’te yapılsın ya da 2024 Şubat ayında yapılsın. Parti meclisi ne karar alırsa o tarih geçerlidir” dedi.

UBP Genel Başkanı Üstel’in, “Kurultay 2024 Kasımında olacak” sözlerinin anımsatılması üzerine “ben buna baskı yöntemiyle idare derim” ifadesini kullanan Taçoy, son sözü söyleme yetkisinin sadece parti meclisinde olduğunu yineledi.

Hasan Taçoy, soru üzerine, parti meclisi üyeleriyle bu konuyu görüştüğünü ancak onların kararını kendisinin açıklamasının doğru olmayacağını söyledi.

-“UBP’de demokratik ortam ortadan kaldırılmıştır”

Bir başka soru üzerine, kabine değişikliği sonrasında da Başbakan Üstel’le bir kaç kez görüştüğünü dile getiren Taçoy, “benim bir partilim, arkadaşım ve dostumdur. Bir yanlışı varsa yüzüne de söylerim. Arkasından konuşmam. Bugüne kadar hiç kimsenin arkasından konuşmadım, onun da konuşmam. Benim saygı duyduğum bir kişi beni görevlendirdi, bakan yaptı, sonra da görevden aldı. Görev verme de görevden alma da bir başbakanın hakkıdır. Ama benim de, partiye sahip çıkmak gibi, savunmam gereken bazı gerçekler vardır. Bu partiye sahip çıkılması lazım. Ben bunu söylemekteyim” dedi.

“Bir kırgınlık var mı” sorusuna “bende öyle bir şey olmaz” yanıtını veren Taçoy, “UBP’de çok şeyler yaşadım. Abi olarak gelip de devam etmeyeceğini söyleyen pazarlıklar da yaptık. Olağan genel kurulda kim aday olup da kazanırsa başımın üzerinde yeri var. Ancak şu an UBP’de demokratik ortam ortadan kaldırılmıştır” diye konuştu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Lefkoşa-Gazimağusa anayolunda kaza…56 yaşındaki Özoğul yaşamını yitirdi

Published

on

By

Lefkoşa – Gazimağusa anayolunda 17.30’da meydana gelen kazada 56 yaşındaki Ömer Özoğul yaşamını kaybetti.

Polisten yapılan açıklamaya göre, Ömer Özoğul yönetimindeki NE 165 plakalı araç ile doğu istikametine doğru seyrettiği sırada Korkuteli kavşağı yakınlarında yolun sola doğru virajlanan kısmına geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarptı.

Çarpma sonucunda kontrolsüzce yolun soluna doğru savrulan NE 165 plakalı araç yoldan çıkarak toprak arazi içerisinde takla attı.

Kaza sonucu ağır şekilde yaralanan araç sürücüsü Ömer Özoğul kaldırıldığı  Gazimağusa Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

-Motosiklet kazasında bir kişi ağır yaralandı

Öte yandan Çatalköy’de Beşparmaklar Caddesi üzerinde meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü 19 yaşındaki Yasmin İzanoğlu ağır yaralandı.

İzanoğlu, yönetimindeki YT 126 plakalı  motosiklet ile batı istikamete doğru dikkatsiz şekilde seyrettiği sırada, o esnada önünde aynı istikamete doğru seyreden ve yolun güney kısmında bulunan Zeytin Sokağa doğru dönüşe geçen Emrah Şahin (E-37) yönetimindeki JU 932 plakalı kamyonet aracın sol yan kısmına çarptı.

Çarpışmanın etkisiyke savrulan YT 126 plakalı motosiklet, sokağın batı kısmında bulunan bir işyerine ait çevre duvarına da çarptı.

Kaza sonucu ağır yaralanan motosiklet sürücüsü Yasmin İzanoğlu kaldırıldığı Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’nde yapılan müdahalenin ardından, sevk edildiği Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakım servisinde müşahede altına alındı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gardiyanoğlu: Başlattığımız yeni çalışmayla bir sonraki asgari ücrette artış oranı azalacak

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu,  iş hayatına ilişkin başlattıkları çalışmayla, işçinin nefes alacağını, işverenin sürdürülebilir bir yapıya kavuşacağını ve maliyetlerin azaltılacağını kaydetti.

Gardiyanoğlu, Başbakan Ünal Üstel’in talimatıyla başlatılan çalışmanın tamamlanmasıyla, gelecek yılın Ocak ayında belirlenecek asgari ücretteki artış oranının  daha az olacağını belirtti.

Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun üçüncü toplantısında 2025 yılının ikinci asgari ücreti brüt 51 bin 202, net 44 bin 546 olarak belirlendi.

İşçi tarafı temsilcisi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu ve işveren tarafı temsilcisi Cengiz Alp, Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.

– Gardiyanoğlu: “Prim desteklerimiz devam edecek”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, yeni asgari ücreti açıklamasının ardından basına yaptığı açıklamada, asgari ücretin özel sektörde kabul edilebilir en düşük maaş olduğuna dikkat çekerek, işverenler ve çalışanlar arasındaki sözleşmeyle bu maaşın artırılabileceğini kaydetti.

Gardiyanoğlu, bunun yanında, sosyal sigorta prim destekleriyle ilgili bilgi vererek, geçen yıl yüzde 50, 55 ve 58 oranlarında başlanan prim desteklerinin daha sonra yüzde 75’lere kadar artırıldığını hatırlattı.

Bu yıl da Başbakan Ünal Üstel’in talimatlarıyla KKTC vatandaşı kadın çalışanlara yüzde 100, KKTC vatandaşı erkek çalışanlara yüzde 80 prim verilmeye başlandığını belirten Gardiyanoğlu, bunun yanında, yabancı uyruklu çalışanlara yaklaşık yüzde 30’luk bir prim desteğinin devam ettiğini söyledi.

Bakan Gardiyanoğlu, son düzenlemelerle devletin aylık verdiği prim desteğinin 194 milyon TL’den 225 milyon TL’ye çıktığını açıklayarak, “Asgari ücret değişmeden, şartlar değişmeden, iş insanlarımızın nefes alabilmesi için hükümetimiz tüm şartlarını zorlamıştır.” dedi.

– “Amacımız yıllardır konuşulan konuları sonuçlandırmak”

Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nda asgari ücretin belirlenmesinin yanında, çalışma hayatının nasıl iyileştirileceği konusunun da ele alındığını belirten Gardiyanoğlu, işçi ve işveren taraflarının görüşleri doğrultusunda kalıcı ve sürdürülebilir bir yapı için çalışacaklarını ifade etti.

Gardiyanoğlu, bu doğrultuda, Başbakan’ın talimatıyla çalışma yürütüldüğünü ve yarından itibaren hızlı bir şekilde ilgili kurumlarla iletişime geçerek, Ağustos ayında bu çalışmaları sonuçlandırmayı planladıklarını  belirtti. 

Gardiyanoğlu, “Amacımız yıllardır konuşulan ve hep havada asılı duran konuları sonuçlandırmak, işçilerimizin daha rahat nefes alabilmesi, işverenlerimizin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması ve maliyetlerin düşürülmesi” ifadelerini kullandı.

Ocak 2026’da belirlenecek bir sonraki asgari ücret için hedeflerinin yapacakları çalışmalarla artış oranını azaltmak olduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, Bakanlık olarak bu konunun üzerinde hassasiyetle duracaklarını belirtti.

– Serdaroğlu: “Ortak düşman enflasyon… Önemli olan hayatı ucuzlatmak”

Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, işçi tarafı olarak masaya koydukları rakamla toplantıdan çıkmadıklarını ancak alabileceklerinin en iyisini aldıklarını kaydetti. Serdaroğlu, “Taban fiyatımız, yani kırmızı çizgimiz olan hayat pahalılığında hükümet yetkilileriyle bir mutabakat sağladık.” dedi.

Mücadelelerinin devam edeceğini ve ortak bir mücadele verilmesi gerektiğini belirten Serdaroğlu, önemli olanın hayatı ucuzlatmak olduğunu, enflasyonun asgari ücretlinin, işverenin ve hükümetin ortak düşmanı olduğunu kaydetti.

Akaryakıt başta olmak üzere asgari ücretin belirlenmesinden önce bile piyasada fiyatlara artış yapıldığını gördüklerini söyleyen Serdaroğlu, bu ay içerisinde elektrik zammı yapılmamasını diledi.

Serdaroğlu, bundan sonra hükümetin yapacağı çalışmalarda, bir taraf olarak dahil olmak istediklerini kaydederek, bunu Bakan’a da ilettiklerini belirtti.

Asgari ücretin gelecek altı ay için geçerli olacağına dikkat çeken Serdaroğlu, Bakan Gardiyanoğlu’nun açıkladığı çalışmaların hayata geçmesiyle piyasada fiyat dengesinin sağlanmasını temenni etti, yeni asgari ücretin hayırlı olmasını diledi.

– Alp: “Bu gidişat gidişat değil… Nereye kadar devam edecek merak ediyoruz”

İşveren tarafı temsilcisi Cengiz Alp ise, bu yeni artışa “evet” demek istediklerini ancak ülkede reel sektörün şartlarının buna uygun olmadığını söyledi. 

Alp, üç toplantıda da uyarılarını yaptıklarını dile getirerek, “Ülkede çok ciddi manada zorlanan işletmeler vardır. Rekabetçiliğimizi kaybetmiş bir durumdayız. Turizmde kayıplarımız büyük. Yükseköğretimde kayıplarımız var. Güney’e kayıplarımız var. Böyle gidemeyeceğini defalarca söyledik.” dedi.

Kamuda hükümetin borçlanarak maaşları ödeyebildiğini savunan Alp, “Bu nereye kadar gidecek, merak ediyoruz. Enflasyonla mücadelede fedakarlık nerede?” diye sordu.

Yapılması gerekenin bütçeyi dengelemek olduğunu ancak bunun yerine hükümet ve işçi tarafının uzlaşarak yeni artışı geçirdiğini  söyleyen Alp, bu tavrın “sürdürülebilir bir tavır olmadığını” savundu.

Alp, “Bu gidişat gidişat değildir. Sürekli enflasyona endeksli ücret artışları ülkemizi, ekonomimizi rekabet dışına itmekte ve geleceğimizi ipotek altına almaktadır.” şeklinde konuştu. Alp, gelecek altı ayda daha fazla iş yerinin kapanacağı uyarısında bulundu.

– Sorular

Açıklamaların ardından basın mensuplarının soruları yanıtlandı.

İşveren tarafı temsilcisi Cengiz Alp, itiraz yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, kararın Yönetim Kurulu’nda değerlendirileceğini kaydetti.

Bakan Gardiyanoğlu da, üçüncü uyruklularla ilgili yasal düzenlemenin Meclis Komitesi’nde olduğunu, bu çalışmaların komiteden sonra Meclis Genel Kurul’una sevk edileceğini kaydetti.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun tavsiye kararıyla ilgili açıklama yaptı

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret  Saptama Komisyonu’nun 1 Temmuz 2025’ten itibaren geçerli olacak asgari ücrete ilişkin tavsiye kararıyla ilgili açıklama yaptı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Asgari Ücret Saptama Komisyonu 2025 yılının ikinci asgari ücretini belirlemek amacıyla; 16 Temmuz, 18 Temmuz ve bugün olmak üzere üç toplantı yaptı.

Açıklamada asgari ücret belirleme süreciyle ilgili detaylar aktarıldı.

Buna göre, devlet tarafını temsilen beş, işçi tarafını temsilen beş ve işveren tarafını temsilen üç üyenin katıldığı toplantıda Devlet Planlama Örgütü Müsteşarlığı, Ticaret Dairesi Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığının verilerinin değerlendirildi, veriler tutanak ile Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası ile Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu’na teslim edildi. İşçi temsilcisinin raporu da Komisyon’a ayrıca sunuldu.

– Taraflar önerilerini sundu

Toplantıda, işveren tarafı asgari ücretin tabanda yüzde 10 tavanda ise yüzde 13 oranında, işçi tarafı ise artışın tabanda yüzde 17,79 ve tavan yüzde 21,41 oranında artırılmasını teklif etti.

Ardından, resmi tarafça İstatistik Kurumu’nun Haziran 2025 itibarı ile tespit ettiği enflasyon oranı olan 17,79  ve işverenlere mayıs ayından itibaren uygulanan sigorta prim desteği de göz önünde bulundurularak;  verimlilik, istihdam ve devamlılık açısından ekonomik faktörlerdeki ve çalışma yaşamındaki dengelerin sağlanması ve alım gücünün artırılması gerekçeleri ile yüzde 17,79 oranında artışın önerildi.

Sunulan öneriye devlet tarafının beş evet, işveren tarafının üç hayır,  işçi tarafının ise beş evet oyu verdi. Asgari ücretin aylık brüt 51 bin 202 olması ve çırak olarak tanımlanan 15 ile 17 arası işe alınanlara bu kıstasların sırası ile yüzde 30 indirimle uygulanması önerisi de oy çokluğuyla kabul edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam