Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Taçoy:Rum tarafının niyeti Kıbrıs Türk halkını azınlığa düşürmek

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Hasan Taçoy, Rum tarafının tek niyetinin üniter bir yapıda Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmek olduğunu söyledi.

Taçoy,katıldığı programda gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Taçoy, her müzakerenin mutlaka bir sonuç çıkarması gerektiğini ifade ederken, Kıbrıs konusunda bugüne kadar hiçbir müzakere sürecinin sonuç getirmediğini ve hep sonuçsuz kaldığını kaydetti.

Kıbrıs Türk tarafının bir sonuç ve bir anlaşma istediğinin çok net olduğunun altını çizen Taçoy, federasyon dahil her çözüm modelinde mutlaka en az iki devlete ihtiyaç olduğuna işaret etti.

-“Bir devletle bir toplum arasında anlaşma olmaz… Eşit statü gerekir”

“Bir devletle bir toplum arasında anlaşma olmaz” diyen Taçoy, bir anlaşma için her iki tarafın da adı ve şekli ne olursa olsun mutlaka eşit statüde olması gerektiğini vurguladı.

Hasan Taçoy, Rum tarafının tek niyetinin üniter bir yapıda Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmek olduğunu söyledi.

Bir yandan “Güven Yaratıcı Önlemler” adı altında görüşmeler yapan Rum hükümetinin diğer yandan Kıbrıs Türkleri ve onlarla iş yapan kişiler için tutuklama emirleri yayınladığına dikkat çeken Taçoy, “Güven kime, neyi artırıyoruz” diye sordu.

Taçoy, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Demopulos davasında “Mülkün üzerinde ya da içerisinde yaşayanın da hakkı vardır” yönünde kararı bulunduğunu anımsatarak, mahkemenin böylelikle Kıbrıs’taki mülkiyet sorununun çözüm yolunu da göstermiş olduğunu ifade etti.

-“Amaçları 500 milyon sterlini aşkın ödeme yapan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu işlevsiz bırakmak”

Güney Kıbrıs’ın tek hedefinin bu durumu ortadan kaldırmak için Taşınmaz Mal Komisyonu’nu işlevsiz bırakmak olduğunu ifade eden Taçoy, komisyonun bugüne kadar kuzeyde mal bırakmış Rumlara 500 milyon sterlini aşan bir ödeme yaptığını ve çalışmalarına halen aktif bir şekilde devam ettiğini belirtti.

Hasan Taçoy, Rum hükümetinin hukuğu siyasete alet ederek konuyu siyasileştirmeye çalıştığına işaret ederek, “maalesef Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hukuku siyasete malzeme ederek konuyu daha farklı bir noktaya çekmek istiyor” dedi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Kıbrıs’taki mülkiyet sorununda tek “yerli” çözüm aracı olduğunun altını çizen Taçoy, Kuzey Kıbrıs’taki hukuksal yapının varlığının geçmişte imzalanmış bazı anlaşma ve uygulamalar ile kabul edilmiş olduğunu söyledi.

Taçoy, Rum hükümetine 2006 yılında yapılmış bir yasanın neden bugün aniden uygulamaya konulduğunun sorulması gerektiğini dile getirerek, “Bu durum işin siyasi değil hukuki boyutu bulunduğunu gösterir ve siyasi boyutu olan bir durumu ancak siyasetle çözebilirsiniz” dedi.

Kıbrıs’taki iki liderin bu konuyu görüşmek üzere bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Taçoy, bu yöndeki şartların doğru belirlenmesi koşuluyla bir müzakere masası kurulabileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın tutuklamaların durdurulması ve tutukluların serbest bırakılması şartının doğru olduğunun altını çizen Taçoy, ancak Rum lider Hristodulidis’in olumsuz tavrının mütekabiliyet durumu doğurduğunu belirtti.

-“Türk tarafının tavrı ‘kaçma’ değil ‘mütekabiliyet’…”

Hasan Taçoy, Türk tarafının tavrının bir “kaçma” değil “mütekabiliyet” olduğunu vurgulayarak, “Beklentimiz Rum tarafının insanlara yapmış olduğu zulmü davranıştan vazgeçmesi ve bu işin siyaseten çözülmesi için gelip oturup bunu kabullenmesidir” dedi.

Kıbrıs’ta varılacak bir çözüm konusunda halen kesin olan tek noktanın “iki kesimlilik” olduğunu anımsatan Taçoy, tutuklamalarla birlikte yaşanmaya başlayan sorunun çözümü için iki siyasi liderin oturup siyasi bir çözüm bulması gerektiğini anlattı.

Taçoy, “Bu noktada tek vücut olmamız ve gerek sivil toplum örgütleri gerekse siyasi partiler, herkesin aynı dili konuşması lâzımdır” dedi.

-“Lobi faaliyetleri artmalı…”

Kıbrıs Türk tarafının lobi faaliyetlerini artırması ve diğer ülkelerin farkındalığını yükseltmesi gerektiğini de söyleyen Taçoy, ilk hedefin konunun müzakeresi öncesinde tutuklamaları sona erdirmek olduğunu kaydetti.

Taçoy, “Güney’in tavrı Kuzey’deki seçimi etkileyecek bir tavır mıdır sorusunun yanıtını siyaseten vermeliyiz. Ancak şu an bunu tartışmanın zemini yoktur” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam