Tarım Bakanlığı, Hayvan Hastalıkları kontrol ve Eradikasyon Programında kaydedilen ilerlemeleri kamuoyuyla paylaştı.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Veteriner Dairesi Müdürlüğü tarafından hayvan ve insan sağlığını korumak ve hastalıklardan kaynaklı kayıpları azaltmak amacıyla Hayvan Hasatlıkları Eradikasyon Programı’nın 2015 yılından itibaren uygulandığı hatırlatıldı.
Açıklamada, temel hedefi Veteriner Dairesinde ve sektörde hayvan hastalıklarını belirleyip kontrol altına alacak kalıcı bir kapasitenin oluşturulması olan programın, Avrupa Birliği (AB) teknik ve mali desteği ile oluşturulup uygulandığı, programın spesifik hedefinin Bruselloz hastalığının kontrol ve eradikasyonu, Tüberküloz hastalığı yönünden büyükbaş işetmelerinin sağlık statüsünün belirlenmesi ve ülkede bulunmayan egzotik hayvan hastalıkların durumunu gösteren bilimsel çalışmaların yapılması olduğu ifade edildi.
Programın nihai hedefi, “Coğrafi olarak tescil edilen “Hellim”in, AB’ye ticaretini sağlamak için, Yeşil Hat Değişiklik tüzüğü çerçevesinde belirlenen hayvan sağlığı kriterlerinin yerine getirilmesi olarak belirtilirken, açıklamada, “Program sonucu ülkemiz AB pazarına Hellim’in ticaretini sağlayacak hayvan sağlığı statüsüne kavuşacaktır.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada program çerçevesindeki ilerlemeler ve alınan sonuçlar şöyle açıklandı:
-Yasal ve Teknik Kapasitenin Oluşturulması
“Programın uygulanabilmesi için AB teknik desteği ile yasal mevzuat oluşturulmuştur. Bu bağlamda AB müktesebatına uyumlu Hayvan Sağlığı Yasa’sı (41/2012) ve bu Yasa altında hastalıklara spesifik Sığır Brusellozu, Sığır Tüberküloz, Hayvan Hastalıklarının Bildirimi, Koyun Keçi Brusellozu Tüzükleri yayımlanmıştır. Yasal mevzuat ilgili tüm paydaşların görev, sorumluk, yükümlülükleri ve hastalıklara özel koruma, kontrol ve eradikasyon tedbirlerini içermektedir.
AB uyumlu mevzuat temelinde, ilgili hastalıkların teşhisi için Veteriner Dairesi Hayvan Sağlığı Laboratuvarında gerekli tüm teşhis metotları için gerekli altyapı oluşturuldu ve Laboratuvarın ISO 17025 standardına göre TURKAK tarafından akreditasyonu sağlanarak yapılan testlerin ve raporların uluslararası geçerliliği sağlandı. Sahada numunelerin toplanması ve laboratuvarda test edilmesi için özel veteriner hekimler gerekli eğitimler verilerek yetkilendirildi. Tüm yasal ve teknik altyapının oluşturulması ile program saha uygulamaları 2016 yılında başladı.
Program çerçevesinde hastalıkların tespiti ve eradikasyon da kaydedilen ilerlemelerin izlenmesi için tüm sığır, koyun ve keçi işletmelerinin taranmasını kapsayan surveyler, 2016-17; 2019; 2021 ve 2022 yılarında uygulandı. Bruselloz hastalığı tespit edilen işletmeler karantina altına alındı ve eradikasyon çalışmaları Veteriner Dairesi tarafından yürütüldü.
-“Bruselloz eradikasyonunda ciddi ilerlemeler”
Ülkemiz hayvancılık sektörünün önemli enfeksiyon hastalıklarından biri olan Bruselloz hem çiftlik hayvanlarında verim ve ekonomik kayıplara neden olmakta, hem de insan sağlığını tehdit etmektedir. Eradikasyon Programın 2022 yılındaki çalışmaları dahilinde 4 112 işletmelerdeki 300 bin adet koyun keçi kan numuneleri toplanmış ve test edilmiştir. Yapılan çalışmalarda koyun keçi popülasyonundaki sürü prevalansı (yaygınlık) yüzde 1.58 ve bireysel prevalans yüzde 0.11 olarak belirlenmiştir. Sığırlarda yapılan çalışmalarda ise 657 işletmedeki, 40 934 hayvan test ediliş ve sürü prevalansı yüzde 1.76 ve bireysel prevalans yüzde 0.12 olarak belirlenmiştir.
Proje başladığı 2015 yılından itibaren kararlılıklar sürdürülen eradikasyon çalışmaları neticesinde koyun keçi popülasyonundaki enfekte işletme sayısı 378’de 65’e ve sürü prevalansının yüzde10.2’den yüzde 1.58’e düştüğü tespit edilmiştir. Sığır popülasyonunda ise enfekte işletme sayısının 78’den 11’e ve sürü prevalansının yüzde 10.2’den yüzde 1.76’a düştüğü kaydedilmiştir.
-Hedef 2023 Yılı Sonu Bruselloz’un Eradikasyonu
Programın hedefi bu yıl uygulanacak yoğun eradikasyon faaliyetleri ile enfeksiyonun sürdüğü tüm işletmelerde hastalığın eliminasyonu ve tüm sürülerin ari sağlık statüsüne kavuşturulmasıdır.
Bruselloz Eradikasyon Programında kaydedilen ilerlemelerin değerlendirildiği en önemli gösterge sürü prevalansıdır. Bölgeler ve işletmeler bazında yapılan analizler programın hassasiyet ile uygulanması durumunda hastalığın 2023 yılı sonu eliminasyonun mümkün olacağını göstermektedir.
Tarım ve Doğal Kaynak Bakanlığı ve Veteriner Dairesi hastalığın eradikasyonu için tüm gereken uygulamaları yapmakta ve gereken tedbirleri almaya davam edecektir. Hastalığın programın belirlenme hedefe ulaşması ve hastalığın eliminasyonu için enfekte sürü sahiplerinin yasal kurallara ve belirtilen tedbirleri uygulaması elzemdir. Bu bağlamda kurallara uyumayan, pozitif hayvanlarını zamanında kesime göndermeyen veya kan alımına izin vermeyen 20 kadar üreticinin Doğrudan Gelir Desteği durdurulmuştur. Programın uygulanması için Bakanlık gerekli idari ve hukuki tedbirleri uygulamaya devam edecektir.
-“Sığır Tüberkülozu ve Egzotik Havyan Hastalıkları Taramaları Devam Etmekte”
Süt ürünlerinin AB pazarına ticaretinin koşullarından biri olarak; program dahilinde ülkemizde olamayan egzotik hayvan hastalıkları (Şap, Koyun Keçi Çiçek, Koyun Keçi Vebası, Sığırların Yumrulu Deri Hastalığı (LSD, gibi) için sero-sürveyans programları uygulanmaktadır.
Bu uygulamalar neticesinde söz konusu egzotik hayvan hastalıklarının ülkemizdeki hayvan popülasyonunda bulunmadığı bilimsel olarak ortaya konmaktadır. Yine Sığırlardaki Tüberküloz Hastalığının bulunmadığını ortaya koymak için ülkedeki 712 işletmedeki 60 553 hayvan Tüberkülin testi uygulanmaktadır. Uygulamalar sonucu ülkedeki sığır popülasyonunda hastalığın olmadığı ve işletmelerin ari sağlık statüde olduğu AB mevzuat kurallarına göre ortaya konmaktadır.”
Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısını” görüştü.
Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Komite bugün UBP Milletvekili Komite Başkanı Sunat Atun Başkanlığında toplandı.
Komite gündeminde yer alan “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı (Y.T No: 80/2/2022)”nı ele alarak madde madde oylamaya başladı.
Komite bahse konu Yasa Tasarısı ile ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.
Komite toplantısında Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de hazır bulunurken, davetli olarak, Sağlık Bakanlığı, TIP-İŞ, KTAMS, KAMUSEN ve Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nden yetkililer ve Emekli Başhekim Dr. Bülent Dizdarlı toplantıya katılarak konuyla ilgili görüşlerini sundu.
UBP Milletvekili Sunat Atun başkanlığındaki İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi toplantısına, Komite Başkan Vekili CTP Milletvekili Filiz Besim, Komite üyesi UBP Milletvekilleri Ahmet Savaşan ve Fırtına Karanfil ile Komite üyesi CTP Milletvekili Devrim Barçın katıldı. Komite toplantısına ayrıca, UBP Milletvekili Yasemi Öztürk ve Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers da katıldı.
Gençlik Federasyonu liderliğinde 8 gençlik derneği ve 3 öğrenci örgütü tarafından ortaklaşa düzenlenen IV. Gençlik Kongresi, bugün Rüstem Kitabevi’nde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.
Gençlik Federasyonu’ndan yapılan açıklamaya göre, basın toplantısında IV. Gençlik Kongresi hakkında katılımcılara sunum yapan Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Özbilgehan, Gençlik Kongresi’nin 23-24 Ağustos’ta yapılacağını açıkladı.
Özbilgehan, katılım kotasının ve yaş aralığının genişletildiğini, bu sayede daha kapsayıcı bir yapının hedeflendiğini belirtti. Özbilgehan ayrıca, 18-23 yaş arası gençlere ve kırsaldan gelen katılımcılara özel kontenjanlar ayrılacağını da ifade etti.
-Kongre’deki komite sayısı artırıldı, 80 gönüllü görev alıyor
Kongre hazırlık sürecinde 10 ayrı ekipte toplam 80 gönüllü gencin aktif görev üstlendiğini ifade eden Özbilgehan, bu yıl Kongre’deki komite sayısının da 8’den 10’a çıkarıldığını duyurdu.
Kongre katılımcısı gençlerin gençlik politikaları sürecine daha etkin biçimde katılmasını sağlamak amacıyla komitelerin “forum” yapısına geçeceğini açıklayan Özbilgehan, bu sayede Kongre sonrası tartışmaların daha yapısal bir çerçevede yürütüleceğini belirtti.
-“IV. Gençlik Kongresi ile gençlik politikalarında yeni bir dönem başlayacak”
Özbilgehan, forumlar aracılığıyla gençlik politikaları alanında hem fiziksel altyapının hem de savunuculuk faaliyetlerinin güçlendirileceğini vurgulayarak, IV. Gençlik Kongresi’nin gençlerin karar alma mekanizmalarına daha etkin katılım sağlayacağı yeni bir dönemin başlangıcını temsil ettiğini ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimini engelleme çabasına girdiğini kaydederek, yatırımcıyı tutuklamaya dönük tavırların, Cenevre’de yakalan uzlaşmacı tavra uygun olmadığına işaret etti.
“Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar bunun karşılığını uluslararası hukuk içinde görecek. Siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.” diyen Yılmaz, Taşınmaz Mal Komisyonunun çalışmalarını, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini de vurguladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, BRT Özel Yayını’nda Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, TC-KKTC 2025 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması, sürdürülen projeler ve Türkiye Cumhuriyeti – KKTC ilişkilerine değindi.
İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünün bugüne kadarki en büyük ve en geniş kapsamlı işbirliği protokolü olduğunu ifade eden Cevdet Yılmaz, “bu sadece teknik bir anlaşma değil, bu KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor” dedi.
Yılmaz , “21 milyar Türk lirasına yakın bir işbirliği protokolünden bahsediyoruz. Yıllık ödenek anlamında kaynak anlamında gerçekten çok önemli bir rakam bu aslında. Sadece teknik bir anlaşma değil, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu, kader birliğin içinde olduğunu da gösteren bir belge aslında. Dolayısıyla bunu hayata geçirme zamanı artık uygulama zamanı.” şeklinde konuştu.
Cevdet Yılmaz , KKTC’ye her geldiklerinde sahadaki projeleri yerinde görmeye çalıştıklarının altını çizerek, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Mali işbirliği programları ile maksimum düzeyde katkı sunduklarını kaydetti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her yaşanan sıkıntıdan ders çıkarmak gerektiğini , sadece gündelik sorunları çözmenin ötesinde gelecekteki çıkabilecek sorunları da engelleyici işler yapmaya çaltıştıklarını kaydeden Cevdet Yılmaz; sağlık, eğitim, tarım ve gıda sektöründe yem desteklerinden, zarar tazminlerine, bazı altyapı tesislerine varıncaya kadar çalışma içinde olduklarını belirtti.
-“Sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sağlık sektörünün kendileri için öncelik olacağını kaydeden Cevdet Yılmaz, “sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak” dedi.
Yılmaz, “sağlık alanında yeni dönemde çok önemli projeler hayata geçiriyoruz. Girne askeri hastanesini zaten bitirmiştik, biliyorsunuz şu anda yine ilaç ve tıbbi cihaz temini konusunda toplu alımlar gerçekleştirdik. Pamuklu sağlık merkezi, Güzelyurt hastanesi, Maraş sağlık merkezi gibi projelerde ihale ve yapım süreçlerini sürdürüyoruz fakat asıl yıldız projemiz, Lefkoşa yeni Devlet hastanesi yapım projesi . Çok güzel bir mimariyle, çok güzel bir mekanda gelişime açık bir bölgede bir hastane inşa edeceğiz. Onun da ihale süreçlerine başlamış durumdayız, yakın bir süreçte ihale süreçleri bitecek, 20 Temmuz’da inşallah temelinin atıldığını hep birlikte görmüş olacağız.” şeklinde konuştu.
-“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz”
Cevdet Yılmaz konuşmasında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun faaliyetlerini daha etkin yürütmesinin önemine de dikkati çekti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı karar ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiğini i ifade eden Yılmaz, bugüne kadar komisyona 8 bin 178 başvuru yapıldığını ve 2 bin 041 tanesinin sonuçlandırıldığını kaydetti.
Yılmaz, “ TMK’ya başvurularda tazminatla sorun çözülebiliyor. Önümüzdeki dönemde inşallah bu yol ve yöntemleri etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak da bu mekanizmayı, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
-“Rum Yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecek”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin mülkiyetle ilgili yaptığı tutuklamalara ilişkin soruyu da yanıtlayan Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ekonomisine zarar vermeye çalıştığını kaydederek, “Rum yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecekler” dedi.
Yılmaz , “Rum yönetimi, Kuzeydeki son yıllardaki atılımları gördüğü için bunları engelleme çabası içine girdiğini görüyoruz . Bunu tabii hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz ve bunun da son dönemlerde başlamış olan Cenevre’deki bu işbirliği ruhuna da aykırı düştüğüne inanıyoruz. Bu yaklaşım bu şekilde devam ederse mutlaka karşılığını görecektir, karşılığını görmemesi de mümkün değil. Biz şuna inanıyoruz; bu adanın kalkınmaya ihtiyacı var, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde şöyle veya böyle hukuk içinde, elbette uluslararası hukuk içinde karşılarını mutlaka göreceklerdir. Bir an önce bu yaklaşımlarından vazgeçmelerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini hedef alan hukuki yönlerle yöntemlerle hedef alan bu siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.”şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm perspektifini yüzde yüz desteklediğini de ifade ederek, “Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar çok güçlü bir vizyon koydu. Türkiye Cumhuriyeti olarak yüzde yüz bu perspektife destek sunuyoruz. Çünkü bu perspektif sadece Kıbrıs Türkü’ne değil, tüm adaya fayda getirecek” değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki yaşanan çatışmalara da değinen Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çatışmaların tüm bölgeye zarar verdiğini ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inandığını söyledi.
“Kimsenin merhametine güvenebileceğimiz bir dönemde değiliz” ifadelerini de kullanan Yılmaz “Gücümüzü koruyarak, diplomasiyi yürütmek zorundayız. Bu dönemler milli birliğimizi, beraberliğimizi çok daha güçlü bir hale getirmek zorundayız. İnanıyoruz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iç cephesini bu dönemde daha da güçlendirecektir. Mücahitler ve Mehmetçikler canlarını feda ederek bize bu huzur ortamı miras bıraktılar. Onları rahmetle anıyoruz. Bu emanete de hep birlikte çok güçlü bir şekilde sahip çıkmamız lazım. Bunun gayreti içindeyiz. Doğru bildiğimiz yolda yolumuza devam edeceğiz” dedi.