Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynakları Bakanı Çavuş ve Mevkidaşı Yumaklı Master Plan’a ilişkin konuştu

Published

on

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Planı’nın Kıbrıs Türk halkının gıda güvenliğini garanti altına alacak olmasının yanında, doğru bir stratejiyle Kıbrıs’ta tarıma çağ atlatacak bir proje olduğunu kaydetti.

Çavuş, Türkiye’den adaya ulaşan suyun bugün neredeyse Kuzey Kıbrıs’ın her noktasına ulaştığını söyleyerek, bugün ikinci aşama olarak nitelenen ve suyun toprakla buluşmasından sonraki dönemi planladıklarını belirtti.

Çavuş, projenin başlangıcından bugüne, içme ve kullanma ihtiyacının yanı sıra, toprakla buluşup önce kendine yeten sonra da sanayi ve turizm ile birleşerek tarımda katma değer yaratan bir noktaya gelmesinin en büyük hedefleri olduğunu söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise, TC Tarım ve Orman Bakanlığı olarak hayata geçirdikleri ve geçirecekleri projelerin toplam tutarının 31 Milyar TL olduğunu kaydederek, “Şu ana kadar bunun 15 Milyar TL’si harcanmıştır ve bundan sonra ne gerekiyorsa KKTC için yapılacaktır” dedi.

Yumaklı, bugün itibarıyla hizmete alınan dağıtım hatlarıyla da KKTC’deki belediyelerin tamamına Anadolu’nun suyu ulaştırılmış durumda olduğunu bildirdi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Planı Açılış Toplantısı Lefkoşa’da Concorde Tower’da yapıldı.

Açılışta, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ile mevkidaşı TC Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Master Plan’a ilişkin birer konuşma yaptı.

– Çavuş: “Güzelyurt’tan başlıyoruz. 18 bin dekar narenciyenin sulanması için ilk su veriliyor”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temelleri atılan “Asrın Projesi” ile ülkeye su gelmesinin sağlandığını bu yolda, gelen suyun tarımsal üretim ile taçlandırılması hedefiyle 50 yıllık su planlanması yapılması için bu açılışın gerçekleştirildiğini kaydetti.

Çavuş, en büyük hedefin projenin tarımda katma değer yaratan bir noktaya gelmesi olduğunu belirterek, bu projenin Kıbrıs Türk halkının gıda güvenliğinin garanti altına alacak olmasının yanında, iklim krizi yaşanan bu dönemde ülkenin iklimsel dezavantajlarını ortadan kaldıracak doğru bir stratejiyle Kıbrıs’ta tarıma çağ atlatacak bir proje olduğunu vurguladı.

“Güzelyurt’tan başlıyoruz. 18 bin dekar narenciyenin sulanması için ilk su veriliyor. Sırada Mesarya vardır. Çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Hayal olarak başlayan bu projenin nihayetinde Mesarya da suya kavuşacaktır” diyen Çavuş, sahada büyük emek harcanmakta olduğunu söyledi.

– “Bu bir kalkınma hamlesidir. Yüzyılın projesi olan bu projenin önüne çıkan engelleri aşmakta kararlıyız”

Güzelyurt’a verilecek suyun, kuraklık nedeniyle yeraltı kaynaklarının seviyesinin düşmesi ve tuzlanmanın artmasından kaynaklı yaşanan sorunlara ilaç olacağını ifade eden Çavuş, “Bu bir kalkınma hamlesidir. Yüzyılın projesi olan bu projenin önüne çıkan engelleri aşmakta kararlıyız ve bu kararlılıkla da çalışmalarımıza nefes almadan devam ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Çavuş, su projesinin yanı sıra, ülkenin kalkınması ve gelişmesi için Anavatan Türkiye ile birlikte çalışmaktan onur ve gurur duyduğunu söyleyerek, projeye hayat veren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, bu süreçte Su İşleri Dairesi ile çalışmalarını sürdüren Türkiye Devlet Su İşleri ekibine teşekkürlerini iletti.

Çavuş, kendilerine destek veren TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na, Elçilik personeline ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a da teşekkürlerini sundu.

– Yumaklı: “Sulama suyu temini ile alakalı çalışmalarımıza devam ediyoruz”

TC Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise, Türkiye’de yer alan Alaköprü ve KKTC’de bulunan Geçitköy barajlarını verilen tarihte tamamlandığını ve projeye “Asrın Projesi” denmesine vesile olan deniz geçiş boru hattının tamamlanmasıyla suyun Kuzey Kıbrıs’a getirildiğini anımsatarak, belediyelere Anadolu suyunun ulaştırılmış olduğunu duyurdu.

Yumaklı, içme- kullanma suyu ile alakalı bir sıkıntı bulunmadığını kaydederek, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak sulama suyu temini ile alakalı çalışmalarına da devam ettiklerini bildirdi.

“Su medeniyettir” sözünü kendilerine rehber edindiklerini söyleyen Yumaklı, “nasıl içme suyu meselesini çözdüysek sulama suyu meselesini de sizlerle el ele gönül gönüle vererek çözeceğiz” dedi.

– “Sulu tarım ile beraber bu coğrafya çok daha farklı bir yer olacaktır”

Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Yumaklı, 5,7 km uzunluğundaki Güzelyurt ve Mesarya Ovaları İletim Tüneli ve 18 bin 730 dekar araziye sulama suyu temin edecek Orta Mesarya İletim Hattı 1.kısım işlerinin tamamlandığını duyurdu.

Yumaklı, bunun yanında, 44 km uzunluğundaki Mesarya Ovası’na sulama suyu iletecek Orta Mesarya İletim Hattı 2.kısım işinin de ihalesinin ve 93 yerleşim yerine su temin edecek 207 km uzunluğundaki “KKTC İçmesuyu Depo Bağlantı Hatları” işinin ihalelerinin de yapıldığını kaydederek, su kaynakları korunması konusunda da çalışmalara değindi.

Yumaklı, “sulu tarım ile beraber bu coğrafya çok daha farklı bir yer olacaktır” dedi.

– “Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman ve her yerde KKTC’nin yanındayız”

“Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman ve her yerde KKTC’nin yanındayız” diye konuşan Yumaklı, 15 Milyar TL’sinin harcanmış olmak üzere projelerin toplam tutarının 31 Milyar TL olduğunu belirti.

Yumaklı, KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Plan Çalışması ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

KKTC’de toplam tarım arazisi varlığı ve toprak sınıfları belirlenecek, turizm potansiyeli de dikkate alınarak 2074 projeksiyon yılında ihtiyaç duyacağı tüm su ihtiyacı belirlenecek ve yeni su kaynakları araştırılacak, yer altı ve yer üstü su kalitesi ile rezervleri belirlenecek, akifer beslenimi için gereken yapı yerleri tespit edilecek, taşkın ve rüsubat riski olan akarsular menba-mansap yönüyle değerlendirilerek gerekli çözüm önerileri getirilecek, mevcut gölet vb tesislerin gözden geçirilerek bakım-onarım ve iyileştirilme imkanları değerlendirilecek ve yeni depolama imkanları araştırılacak, 10 MW üzerindeki GES ve RES potansiyeli olan alanlar belirlenecek ve geleceğe dönük bir yatırım projeksiyonu oluşturulacak, Atıksu Arıtma Tesislerinin (AAT) çıkış sularının sulamada kullanılabilmesi için yeni arıtma ve depolama tesisleri önerilecek, önerilen tüm bu yatırımların güncel maliyetleri ortaya konulacak.”

Yumaklı, bu son derece geniş kapsamlı çalışmanın KKTC’nin ekonomik geleceğine ışık tutacağına inanç belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) … “Türk zırhlısı AŞKAR-II’nin ilk kullanıcısı KKTC oldu”

Published

on

By

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen meskun mahal muharebe aracı AŞKAR-II’ın ilk görevinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) güvenlik güçlerine katkı sağlayacağı bildirildi.

Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), Türkiye Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) desteği, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda, KFA Fuarcılık AŞ’nin organizatörlüğünde İstanbul Fuar Merkezi’nde devam ediyor.

Best Grup, fuarda AŞKAR-II’yi ilk kez sergilerken AŞKAR-I aracını da tanıttı. Best Grup Genel Müdürü Caner Buğday, AA muhabirine, fuarın kendileri için önemini, ürünlerini ve AŞKAR araç ailesinin doğuş hikayesini anlattı.

Fuarda ürünlerini tanıttıklarını, stratejik görüşmeler ve etkin temaslar yaptıklarını ifade eden Buğday, “IDEF’te olmak, kabiliyetlerimizi ve ürünlerimizi sergilemek, bizim için çok önemli çünkü IDEF, pek çok ülkeden katılımcıyı ağırlayan, profesyonelliğin yüksek olduğu bir fuar.” dedi.

AŞKAR-II’nin ilk ihracatına ilişkin Anadolu Ajansı’na bilgi veren Buğday, şöyle konuştu:

“KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımız, uzun süre bir araç tedariki projesi yürüttü ancak çeşitli sebeplerden tedarik edememişlerdi. Konu bize geldi. İhtiyaçlarını ve mevcut imkanlarını bildirdiler. Biz de özetle şunu söyledik: Biz herhangi bir regülasyondan, kısıtlamadan bağımsız olarak araç yapabiliriz. Bunu da Türk’ün olduğu her yerde hizmete sokabiliriz. Türk neredeyse biz oradayız.

AŞKAR-II, tamamen Best Grup’un tasarımı ve üretimi. Yedi kişilik BR6 sınıfı zırhlı bir araç. Üzerinde ailemizin ürettiği silah kuleleri var. Şu anda envantere girmiş durumda. Başarıyla görev ifa ediyor.”

– “Dar alanlar için yeni nesil çözüm”

Bugünün güvenlik konseptinin asimetrik tehditlerle şekillendiğini belirten Buğday, meskun mahalde etkinliğin belirleyici hale geldiğini söyledi.

Ukrayna Savaşı’nın da bu gerçeği pekiştirdiğini ifade eden Buğday, “Şu an anlaşıldı ki meskun mahalde konuyu çözemiyorsanız olayı sonlandıramıyorsunuz. Zaten bizim güvenlik birimlerimiz yıllardır bu konuda büyük tecrübeye sahip ama artık dünya da bunu anladı. Bu bağlamda AŞKAR ailesi, yüksek hareket kabiliyeti, yerlilik oranı ve idamesinin kolaylığıyla öne çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Hem Türkiye’de hem dünyada bu tür araçlara ihtiyacın arttığına işaret eden Buğday, “Yıllarca yaptığımız AR-GE çalışmalarıyla bu noktaya geldik. AŞKAR ailesiyle kendimizi ispatladık. Şu an birçok projeye hazırlanıyoruz. İnşallah dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde AŞKAR’ları göreceksiniz.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam