Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Tatar: Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslar arası statümüz kabul edilmeli

Published

on

Fransa, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve Almanya’yı kapsayan bölge ziyareti kapsamında Ada’ya gelen Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edildi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Victoria Nuland’la önce baş başa sonra da heyetler arası yaklaşık 1saat süren görüşme gerçekleştirdi.

Victoria Nuland, Cumhurbaşkanlığı’ndan çıkışında gazetecilere kısa bir açıklama yaptı.

Görüşmede, Cumhurbaşkanı Tatar’ın perspektifini dinleme şansı elde ettiğini belirten Nuland, Amerika Birleşik Devletleri’nin iki bölgeli iki toplumlu federal çözüme verdiği desteği yinelediğini kaydetti.

Nuland görüşme sırasında ayrıca, Amerika Birleşik Devletlerinin desteklediği bazı iki toplumlu projelerle ilgili konuşma fırsatı bulduklarını söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nuland, Cumhurbaşkanı Tatar’la görüşmesinde Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş konusunu değerlendirdiklerini de kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Victoria Nuland ile önce baş başa sonra da heyetler arası görüşmede çeşitli konuları ele aldıklarını söyledi.

Görüşmede, kendi pozisyonlarını detaylı bir şekilde aktardıklarını ifade eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının Ada’da verdiği mücadeleyi anımsatarak, eğer Ada’da bir anlaşma olacaksa Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslar arası statüsünün kabul edilmesi gerektiğini ilettiklerini belirtti.

Egemen eşitliğin ve uluslar arası statünün kabul edilmediği bir yapıda Kıbrıs Türkünün Ada’da varlığının tehlikeye girebileceğini ilettiklerini, geçmişte yaşanan tecrübelerden de bunun bilindiğini ifade eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının asla 1974 öncesine dönmek istemediğini detayları ve gerekçeleriyle aktardıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının barış, huzur ve güvenlik içerisinde varlığını sürdürmesi, bunun yanındaresmi görüşmelere geçilebilmesi için egemen eşitlik ve eşit uluslar arası statünün kabul edilmesi gerektiğini gerekçeleriyle anlattığını da kaydetti.

Cumhurbakanı Tatar, Nuland’a güven artırıcı önlemler konusunda Kıbrıs Türk tarafının yaklaşımını aktardını da söyledi.

İki tarafın çeşitli konularda işbirliği yapmasına her zaman destek verdiklerini de Nuland’a aktardıklarını belirten Tatar, güven artırıcı önlemlerde Güney Kıbrıs’ın egemenliğinin Kuzey Kıbrıs’a yayılması noktasındaki önerilerin kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.

Tatar, güven yaratıcı önlemlerin mutlaka iki tarafın otoritesine zarar vermeyecek şekilde ileriye götürülmesi gerektiğini gerekçeleriyle aktardıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Ada etrafındaki zenginliklerin paylaşımı konusunda Nuland’a verdiği mesaja da değindi.

Statüsü yükselen Doğu Akdeniz’de dengelerin korunmasının önemini de Nuland’a aktardıklarını ifade eden Tatar, görüşmede Ada etrafındaki zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de söz hakkının olmasının önemine vurgu yaptı.

Bir ortak komitede Ada etrafındaki zenginliklerin paylaşılması noktasında ortak hareket etmesi gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bunun insan hakları bağlamında da en doğru yöntem olduğunu aktardıklarını söyledi.

Tatar, Ada’nın en büyük sıkıntılarından biri olan enerji konusunun da görüşmede gündeme geldiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Tatar, bunun yegane ve sürdürülebilir çözüm boyutunun adanın Türkiye üzerinden AB enterkonnekte sistemine bağlanması yönündeki yaklaşımına işaret etti.

Ülkede en büyük zenginliğin güneş olduğuna da değinen Tatar, solar enerjinin önünün açılması, güneş enerjisinin daha etkin kullanılabilmesi için zaten var olan Kıbrıs’taki enterkonnekte sistemin Türkiye üzerinden AB enterkonnekte sistemine bağlanılmasının tüm Ada’nın daha kaliteli ve maliyeti düşük enerji almasını sağlayacağını kaydetti.

Tatar, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu konuda değerlendirme yapmasının önemini ifade etti.

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında, yardım bekleyenlerin de bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti

Published

on

By

İsrail ordusunun, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, aralarında yardım için bekleyenlerin de bulunduğu 35 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nde konutların yanı sıra zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadır ve sivillerin toplandığı alanları hedef almaya devam ediyor.

İsrail askerleri, Gazze kentinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyen sivillerin üzerine ateş açtı. Saldırıda 11 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılardan bazılarının durumunun kritik olduğu kaydedildi.

Zeytun Mahallesi’nde Filistinli aileye ait evin bombalanması sonucu biri çocuk, 3 Filistinli yaşamını yitirdi, yaralananlar oldu.

Refah ketindeki ABD-İsrail yardım dağıtım merkezlerinin yakınında bekleyen ve açlıkla boğuşan yüzlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Megazi Mülteci Kampı’nda bombalı saldırı düzenlenen evde 10 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un Mevasi bölgesinde ise İsrail ordusu iki çadırı hedef aldı. Bombalı saldırıda aralarında çocukların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi “ölüm tuzakları” olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin veriliyor. Oysa Gazze’nin günlük en az 500 yardım kamyonuna ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor. Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanı’nın ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırıları aralıksız sürüyor.

Devamını Oku

Dünya

İran Atom Enerjisi Kurumu: “Nükleer tesislerin durumu iyi”

Published

on

By

 İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, “nükleer tesislerin durumunun iyi olduğunu ve çalışanlarının moralinin yüksek olduğunu” söyledi.

İran devlet televizyonuna konuşan İslami, ülkedeki nükleer tesislerin son durumuna ilişkin bilgi verdi.

İslami, “Nükleer tesislerin durumu iyi. Çalışanların morali yüksek.” ifadelerini kullandı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, birkaç gün önce, İsrail’in Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında tesiste küçük çapta hasar oluştuğunu fakat nükleer kirlilik meydana gelmediğini, İsfahan kentindeki Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında ise tesis içerisinde nükleer kirlilik meydana geldiğini fakat bu kirliliğin tesisin dışına yayılmadığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

İran, ABD’nin İsrail’in saldırılarında yer alması halinde yanıt vereceklerini bildirdi

Published

on

By

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ali Bahreini, “Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” dedi.

Bahreini, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail rejiminin 13 Haziran’dan bu yana İran’a saldırılar düzenlediğini hatırlatan Bahreini, “Bunlar sivil, kadın, çocuk, sivil altyapı hatta ülkemizdeki barışçıl nükleer tesislerini hedef alan İsrail saldırganlığıdır. Bu saldırılar sırasında çok sayıda çocuk ve kadın dahil, yüzlerce masum insan öldürüldü. Sadece İran’da değil, aynı zamanda bölgemizdeki insanların tehlikeli sızıntılara maruz kalması nedeniyle barışçıl nükleer tesislerimiz etrafında büyük bir tehlike var.” diye konuştu.

Bahreini, İsrail’in, ABD’nin yanı sıra birçok Batılı ülke tarafından finansal, lojistik ve askeri alanda desteklenmesini eleştirdi.

İsrail’in, İran’a sebepsiz yere saldırdığını belirten Bahreini, “İsrail bu saldırılar sırasında sivilleri hedef alarak ayrımcılık, orantılılık ve saldırılar hakkında halkın bilgilendirilmesi ilkesini ihlal etti. İsrail, uluslararası hukukun ve insan haklarının tüm normlarını ihlal etti. İran, İsrail saldırılarına karşılık verme konusunda kararlı. Halkımızı, güvenliğimizi ve topraklarımızı savunmada hiçbir şüphe, tereddüt göstermeyeceğiz. Çok ciddi ve güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Şu anda yaptığımız da bu. Kendimizi savunmaktan başka bir şeye odaklanamayız.” ifadelerini kullandı.

Bahreini, ABD’nin, İsrail’in yaptıklarına ortak olduğuna işaret ederek “ABD olmadan İsrail hiçbir şey. İsrail ne yapıyorsa ABD’nin askeri ve istihbarat desteğiyle yapıyor. ABD’nin eylemlerini takip edeceğiz. Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyinin yanı sıra diğer uluslararası örgütlerin bu süreçte İsrail’in işlediği suçları durdurma konusunda başarısız olduğuna dikkati çeken Bahreini, uluslararası kuruluşların varlık nedenlerini kaybettiklerini söyledi.

Bahreini, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam