Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Tatar: Egemen eşitliğimizi teyit etsinler, masaya oturalım

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında düzenlenen oturumda, Kıbrıs sorununu anlattı, Kıbrıs Türkünün egemen eşitliğinin teyit edilmesi halinde müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında düzenlenen ve sunuculuğunu Jean-Paul Carteron’un yaptığı oturumda konuştu.

Nest Kongre ve Fuar Merkezi’nin Patara Salonu’nda yapılan oturum yarım saat sürdü.

Tatar, oturumda yaptığı konuşmada sözlerine, Antalya Diplomasi Forumu gibi bir organizasyona ev sahipliği yaptığı için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde teşekkür ederek başladı.

“KIBRISLI RUMLARIN FEDERASYON ANLAYIŞI BİZİMKİNDEN FARKLI”

Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs adasındaki geçmişinden bahseden ve tarihi ile ilgili bilgiler aktaran Tatar, Kıbrıslı Türklerin 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eş kurucu ortağı olduğunu ancak 1968’de yapılan saldırılarla cumhuriyetin dışına atılmak istendiğini anlattı.

Türkiye’nin 1974’te yaptığı harekât ile adada barışı tesis ettiğini belirten Tatar, “Türkiye’nin garantörlüğüne büyük önem veriyoruz ve bu garantörlük bölgedeki istikrar için de çok önemli” dedi.

Kıbrıs müzakerelerine de değinen Tatar, “Federal müzakerelerden çok yorulduk” diyerek, geçmiş tüm cumhurbaşkanlarının sorunu çözebilmek için çok çaba sarf ettiğini ancak bir sonuca ulaşamadığını anlattı.

Annan Planı’na Kıbrıslı Türkler “evet” Kıbrıslı Rumlar ise “hayır” demesine rağmen Kıbrıslı Rumların Avrupa Birliği’ne alındığını ve Kıbrıslı Türklere haksızlık yapıldığını kaydeden Tatar, bu durumun Kıbrıs konusunu daha da karmaşık bir hale soktuğunu ifade etti.

Kıbrıslı Rumların federasyon anlayışının Kıbrıslı Türklerinkinden farklı olduğunu söyleyen Tatar, Kıbrıslı Rumların federasyon ile Türkiye’yi adadan çıkarmayı amaçladığını belirtti.

“TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜĞÜ BİZİM İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİP”

“Biz bu oyunu gördük” diyen Tatar, “Türkiye’nin garantörlüğü bizim için kritik öneme sahip. Ben Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Türkiye’nin de desteği ile yeni bir politika belirledik. Olası bir anlaşmanın temeli yan yana yaşayan iki devletli çözüm olabilir. Bizler eşit bağımsızlığımız için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Bir devlet kurmanın kolay olmadığını vurgulayan Tatar, “Egemen eşitliğimizi teyit etsinler biz de masaya oturalım. Anlaşma olması için bizim egemen eşitliğimiz teyit edilmeli” dedi.

Tatar, uluslararası toplumun Kıbrıs meselesini anlaması beklentisini dile getirerek, egemen eşitlikten vazgeçilmeyeceğini ve Türkiye ile bağların koparılamayacağını vurguladı.

1974’ten beridir Türkiye’nin desteğinin Kıbrıslı Türklerin arkasında olduğunu anlatan Tatar, Kıbrıs meselesinin ise hem Türkiye hem de Kıbrıs Türk halkları için milli mesele olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayan Tatar, iki devletli çözümün kabul görmemesi halinde ne olacağının sorulması üzerine, “KKTC’yi geliştirmek, büyütmek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Asla kendi devletimizden vazgeçmeyeceğiz” yanıtını verdi.

 

 

 

 

 

 

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya: Macron, en geç 2027’de ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek

Published

on

By

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, ülkesini Avrupa için tehdit olarak nitelendirmesine ilişkin, “Kendisi en geç 14 Mayıs 2027’de sonsuza kadar ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek.” ifadesini kullandı.

Dmitriy Medvedev, Rusya’yı Avrupa ve Fransa için tehdit oluşturmakla suçlayan Emmanuel Macron’a sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.

Macron’un ismini “Micron” şeklinde yazan Medvedev, “Micron’un kendisi bir tehdit oluşturmuyor. Kendisi en geç 14 Mayıs 2027’de sonsuza kadar ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek.” görüşünü paylaştı.

Macron, dün gerçekleştirdiği ulusa sesleniş konuşmasında Rusya’nın 2030’a kadar ordusunu 40 milyar avrodan fazla harcamayla 3 bin tank ve 300 savaş uçağıyla daha da büyütmeyi planladığını, Avrupa’nın güvenliği için tehdit olmayı sürdürdüğünü söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

Brent petrolün varili 69,63 dolardan işlem görüyor

Published

on

By

Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 69,63 dolardan işlem görüyor.

Dün 71,08 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 69,32 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 10.05 itibarıyla kapanışa göre yaklaşık yüzde 0,45 artarak 69,63 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 66,49 dolardan alıcı buldu.

Piyasalarda petrol talebi ve arzına ilişkin endişelerin derinleşmesiyle dün Brent petrolün varil fiyatı Aralık 2021’den sonraki en düşük seviyesini görmüştü. ABD’nin tarife adımları sonrası gerilimi hafifleten muafiyet açıklamalarının ardından petrol fiyatları bugün bir miktar yükseldi.

Kanada ve Meksika’dan ithal ettiği mallara yüzde 25 gümrük vergisi uygulamaya başlayan ABD yönetimi, ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) kapsamında ülkeye gelen otomobillere bir aylık muafiyet tanınacağını açıkladı.

Trump yönetiminin bu adımının, daha fazla tarife muafiyetinin müzakere edilebileceğine yönelik bir işaret olarak yorumlandığı piyasalarda, petrol fiyatları talep endişelerinin hafiflemesiyle yukarı yönlü hareketlendi.

Öte yandan, dünyanın en çok petrol tüketen ülkesi ABD’nin ham petrol stoklarındaki artış ise ülkedeki talep endişelerini besleyerek fiyatlardaki düşüşü sınırladı.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ülkedeki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta yaklaşık 3 milyon 600 bin varil arttığını açıkladı. Piyasa beklentisi, stokların yaklaşık 600 bin varil artacağı yönündeydi.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun nisanda üretimi artırma planının ardından piyasalarda olumsuz arz ve talep dengesinin hakim olması da fiyatları aşağı yönlü baskılamaya devam ediyor.

Brent petrolde teknik olarak 73,54 doların direnç, 69,12 doların ise destek olarak izlenebileceği belirtiliyor.

Devamını Oku

Dünya

Tüm COVID varyantlarına karşı yeni antikor tedavisi

Published

on

By

Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar, virüsün daha az değişken bir kısmını hedef alarak COVID-19 varyantlarına karşı etkili kalan çift antikor tedavisi geliştirdi. Bu buluş, virüs evrimini geride bırakabilecek daha uzun süreli tedavilerin yolunu açabilir.

COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğrayarak birçok antikor tedavisinin etkisiz hale gelmesine yol açıyor.

Stanford liderliğindeki bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek uzun süreli tedaviler geliştirmek için iki antikor kombinasyonu kullanma yolunu buldu. Bir antikor, virüsün stabil bir kısmına bağlanırken, diğer antikor enfeksiyonu engelliyor.

Bu yenilikçi yaklaşım, tüm test edilen SARS-CoV-2 varyantlarını etkisiz hale getirdi ve daha uzun süreli tedavilerin önünü açabilir. İleriye dönük geliştirilirse, diğer koronavirüsler, grip ve HIV gibi hastalıklarla da mücadelede kullanılabilir.

Sürekli mutasyona uğrayan bir virüsle mücadele
COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğruyor ve bu da mevcut antikor tedavilerinin etkisini yitiriyor.

Pandemi sırasında geliştirilen birçok tedavi, yeni varyantlara karşı artık etkili olmuyor. Ancak, Stanford Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek daha uzun süreli tedaviler oluşturmanın bir yolunu keşfetmiş olabilir.

Ekip, virüsün stabil bir kısmına bağlanan bir antikorla, enfeksiyon yeteneğini engelleyen diğer bir antikorun kombinasyonunu kullanarak bir yöntem geliştirdi.

Laboratuvar testlerinde bu antikor kombinasyonu, orijinal SARS-CoV-2 virüsünü ve tüm varyantlarını, Omicron dahil olmak üzere, etkisiz hale getirdi. Ekip bu bulgularını 5 Mart 2025 tarihinde Science Translational Medicine dergisinde yayınladı.

Çalışmanın kıdemli yazarı Christopher O. Barnes, “Değişen bir virüse karşı, virüs evrimine dirençli yeni bir tedavi nesli geliştirdik, bu tedavi, SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kişiler için yıllarca faydalı olabilir” dedi.

Gözden kaçan bir seçenek
Barnes ve birinci yazar Adonis Rubio liderliğindeki ekip, COVID-19’u atlatmış hastalardan bağışlanan antikorlarla bu araştırmayı gerçekleştirdi. Bu antikorların virüsle nasıl etkileşime girdiğini inceleyerek, nadiren mutasyona uğrayan bir virüs bölgesine bağlanan bir antikor buldular.

Virüsün Spike N-terminal domaini (NTD) içinde yer alan bu alan, doğrudan tedavi için faydalı olmadığı için genellikle göz ardı edilmişti. Ancak, bu bölgeye bağlanan özel bir antikor, virüse tutunmayı sürdürüyor. Bu, yeni tedavilerin tasarlanmasında faydalı çünkü başka bir antikorun virüsün reseptör bağlanma bölgesine (RBD) tutunmasını sağlıyor ve böylece virüsün insan hücrelerine bağlanmasını engelliyor.

Daha dayanıklı bir savunma tasarlamak
Araştırmacılar, bu çift veya “bispeçifik” antikorları, CoV2-biRN adıyla tasarladılar. Laboratuvar testlerinde, bu antikorlar SARS-CoV-2’nin tüm bilinen varyantlarına karşı yüksek oranda nötralizasyon sağladı. Ayrıca, farelerde omicron varyantının bir türüne maruz kalan hücrelerde viral yükü önemli ölçüde azalttılar.

İleriye gidiş: COVID-19 ötesi
Bu keşfin insan hastaları üzerinde tedavi olarak kullanılmadan önce daha fazla araştırma ve klinik deneme yapılması gerekiyor, ancak yaklaşım umut verici ve yalnızca COVID-19’a neden olan virüs için değil.

Araştırma ekibi, bispeçifik antikorları, tüm koronavirüsler üzerinde etkili olacak şekilde tasarlamayı planlıyor. Bu virüs ailesi, soğuk algınlığına, MERS’e ve COVID-19’a neden olan virüsleri içeriyor.

Bu yaklaşım, grip ve HIV gibi hastalıklar için de etkili olabilir.

Barnes, “Virüsler, nüfusu enfekte etme yeteneklerini korumak için sürekli evrimleşiyor,” diyor.

“Buna karşı koymak için geliştirdiğimiz antikorların da etkili olabilmesi için sürekli evrimleşmesi gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam