Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: “Egemenlik hakkımızla varız, devlet kurduk ve asla vazgeçmeyeceğiz”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta federasyon temelli çözüm modelinin artık tükendiğini belirterek, yeni bir müzakere sürecinin ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tanınmasıyla başlayabileceğini vurguladı.

Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm vizyonunu ilk kez 2021 yılında Cenevre’deki 5+1 BM toplantısında resmen Birleşmiş Milletler’e sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz egemeniz, buradayız ve burada kalacağız” sözleriyle halkın iradesine vurgu yaptı.

Tatar, Türkiye’nin güçlü desteğiyle yürütülen bu yeni siyasetin uluslararası alanda giderek daha fazla karşılık bulduğunu ve halkın yüzde 75-80 oranında desteğini kazandığını belirtti.

Geçmişte federasyon temelinde sürdürülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın “Ne devletten ne de egemenlikten asla vazgeçmeyiniz” vasiyetini hatırlatarak, bu çizgiden sapılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen “Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet” panelinde konuşma yaptı.

Kıbrıs’ta resmi bir müzakere süreci başlayacaksa bunun ancak iki egemen devletin iş birliğiyle mümkün olabileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Olası bir anlaşmanın tarafı bir toplum değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmalıdır” dedi.

Kendisini, “dört buçuk yılda hiçbir şey yapılmadı” şeklinde eleştirenlere de bu toplantı vesilesiyle yanıt verdiğini belirten Tatar, Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı’na teşekkür etti.

– “Denktaş’ın vasiyeti nettir: Ne devletten ne egemenlikten vazgeçin”

Konuşmasında, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın federasyon temelli müzakerelere iyi niyetle katıldığını ancak bu sürecin karşılıksız kaldığını ifade eden Tatar, Denktaş’ın “Devletten de egemenlikten de asla vazgeçilmemesi gerektiği, aksi takdirde her şeyin kaybedileceği” yönündeki sözlerini hatırlattı.

– “Egemenliğimiz, tarihi ve hukuki hakkımızdır”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğe dayalı yeni siyasetinin bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs Türk halkı için kendi devletiyle bu yolu yürümek en büyük onurdur, en büyük haysiyettir” dedi.

Bu haklı duruşun temelinin, 1960 Anlaşmalarıyla kurucu ortaklık statüsüyle atıldığını ve bugün de aynı zeminde kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Tatar, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk halkının, Dr. Fazıl Küçük’ün imzasıyla eşit kurucu ortak olduğunu hatırlatarak Kıbrıs Cumhuriyeti Anlaşması’ndan kaynaklanan egemenlik haklarının tartışmaya açık olmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk halkının 1960 sonrası kısa sürede maruz kaldığı baskılarla cemaat statüsüne itildiğini, haklarının gasp edildiğini belirten ve “Bu haklar bizim meşru egemenlik hakkımızdır. Tanısalar da tanımasalar da Kıbrıs’ta iki ayrı devlet gerçeği vardır” ifadelerini kullanan Tatar, yaşanan bu tarihi sürecin, Kıbrıs Türk halkının kendi devletine sahip çıkmasının ne denli hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.

– “Federasyon oyunu artık sona ermiştir”

Kıbrıs Türk halkının 62 yıldır kendi dini, kültürü ve kimliğiyle bu topraklarda verdiği varoluş mücadelesine dikkat çeken Tatar, Annan Planı sürecinde Türkiye’nin de desteğiyle halkın yüzde 65 oranında “evet” dediğini ancak kendisinin, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve milli duruş sergileyen çevrelerle birlikte “hayır” cephesinde yer aldığını ifade etti.

“Öyle inandık ve haklı çıktık” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa Birliği’ne alınan Rum tarafının bugün hala ambargolar, mülkiyet baskıları ve uluslararası destekli saldırılarla Kıbrıs Türk halkını yıldırmaya çalıştığını ancak başarılı olamayacağını vurguladı.

Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz bu topraklarda onurumuzla yaşadık, binlerce şehit verdik. Bu kadar bedel ödeyen bir halk, tarihine ve onuruna bağlıysa egemenlik hakkından asla vazgeçmez.”

– “Bu masaya oturmak demek, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini tehlikeye atmak demektir”

Konuşmasında, federasyon önerilerinin tehlikelerine de dikkat çeken Tatar, Rum tarafının çoğunluk olmanın verdiği güçle ortak bir çatı altında kurumları ve yönetimi ele geçirmeyi hedeflediğini belirtti.

Avrupa Birliği temelinde serbest dolaşım, yerleşim ve mülkiyet gibi maddelerle Kıbrıs Türk halkının varlığının tehlikeye atıldığını söyleyen Tatar, “Federasyon adı altında yapılan tüm planlarda Türkiye’nin garantörlüğü belli bir süre sonra sona erecek, Türk askeri adadan çekilecekti. Bu masaya oturmak demek, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini tehlikeye atmak demektir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde Kıbrıs Türk tarafına verilen sözlerin tutulmadığını, ambargoların kaldırılmadığını ve tam tersine baskıların daha da arttığını hatırlattı. “Verdikleri sözleri yerine getirmediler, aksine üzerimizdeki baskılar giderek yoğunlaştı. Bugün hâlâ böylesine büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız” diyen Tatar, mücadelenin zorluklarına dikkat çekti.

Tatar, Rum tarafının amacının Kıbrıs Türk toplumunu içeriden bölmek, gençleri ekonomik vaatlerle kandırmak ve halkı kendi tarihinden, kimliğinden uzaklaştırmak olduğunu belirterek, “Bu, Kıbrıs Türk halkını gelecekte tehlikeli bir maceraya sürükleyerek varlığını riske atma planıdır. Mesele bu kadar ciddidir” ifadelerini kullandı.

– Türkiye’nin desteğine teşekkür…

Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğine özel olarak teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyanın dört bir yanında yaptığı açıklamalarla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliğini ve iki devletli çözüm vizyonunu uluslararası gündeme taşıdığını vurguladı.

Tatar, TEKNOFEST’in KKTC’de düzenlenmesinin bu vizyonun bir göstergesi olduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açılışta verdiği mesajlar çok önemliydi. Etkinliğe 225 bin kişi katıldı. Türkiye’den gelen binlerce misafirin yanı sıra, halkımız da hava şartlarına rağmen yoğun ilgi gösterdi. Türkiye’nin kurumsal gücünü ve vizyonunu hep birlikte bir kez daha görme fırsatı bulduk” dedi.

Tatar, TEKNOFEST’in, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de söz sahibi bir güç olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini ifade etti.

– “Mavi Vatan’da da haklarımız var”

Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemine değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yalnızca kara değil, aynı zamanda deniz yetki alanlarında da egemen haklara sahip olduğunu vurguladı.

Tatar, “Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan politikası içerisinde KKTC’nin yeri büyüktür. Karasularımız, münhasır ekonomik bölgemiz, hava sahamız bizimdir. Bunlar, uluslararası hukuk çerçevesinde tartışılmayacak egemenlik haklarımızdır” ifadelerini kullandı.

Mavi Vatan kavramının taşıdığı stratejik anlamı bizzat gözlemlediğini belirten Tatar, “Evet, KKTC’nin 3 bin 800 kilometrekareyi aşkın kara toprağı vardır; ancak Mavi Vatan’da bu alanın belki altı katı kadar deniz yetki alanı söz konusudur. Doğu Akdeniz’de ekonomik münhasır bölgeler, karasuları ve hava sahamız üzerinde ciddi jeopolitik mücadeleler yaşanıyor. Bu alanlar, hem Türkiye hem de KKTC için hayati önemdedir” dedi.

Bölgedeki gerginliğe dikkat çeken Tatar, “Bugün Akdeniz’de İsrail, İran gibi ülkelerin birbirine füze attığına, Suriye ve Gazze’de yaşanan çatışmalara tanıklık ediyoruz. Bu coğrafya giderek daha da kritik bir hâl alıyor” şeklinde konuştu.

1974 öncesinde böyle bir stratejik tablo bulunmadığını, Türkiye’nin adaya müdahalesi ve Kıbrıs Türk halkının direnişiyle yeni bir dönemin başladığını hatırlatan Tatar, son 51 yılda yaşanan gelişmelerin KKTC’nin stratejik, politik ve jeopolitik önemini katbekat artırdığını belirtti.

Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Doğu Akdeniz’deki denge unsurlarından biri haline geldiğini dile getiren Tatar, bu gelişmelerin yürütülen siyasetin ne kadar doğru bir zemine oturduğunun da açık göstergesi olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin adadaki varlığının ve garantörlüğünün sadece bugün değil, tarih boyunca da Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi olduğunu belirten Tatar, Türkiye’nin bu coğrafyada verdiği kararlı duruşun tarihsel örneklerle sabit olduğunu söyledi.

– “Tarih, egemenlik mücadelemizin haklılığını ortaya koymuştur”

Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin tarihsel temellerine dikkat çeken ve Kıbrıs’ın stratejik önemini geçmişte küçümseyenlere karşı her zaman tarihten örneklerle yanıt verdiğini belirten Tatar, devlet aklının bu coğrafyayı hiçbir zaman göz ardı etmediğini ifade etti.

1880’lere kadar Osmanlı idaresinde olan Kıbrıs adasının İngiltere’ye kiralanmasının ardından yaşanan süreci değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, Rum ve Yunan tarafının, İngiltere’nin de desteğiyle adayı Yunanistan’a bağlama hayalleri kurduğunu hatırlattı. Ancak Türkiye’nin “üst aklı”nın bu girişime net bir şekilde karşı çıktığını vurgulayan Tatar, “Biz adayı İngiltere’ye kiraladık, Yunanistan’a değil” diyerek Türkiye’nin gerekirse savaşmayı göze aldığını ifade etti.

Tatar, bu kararlı duruşun mimarları olarak dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu anarak, her iki ismin Kıbrıs davasının kahramanları olduğunu belirtti.

1955 yılında New York’ta yapılan temaslarda Türkiye’nin, Yunanistan’ın bu yönde bir adım atması halinde savaşacağını açıkça belirttiğini söyleyen Tatar, 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kurulmasıyla birlikte her türlü risk göze alınarak mücadele verildiğini, bu mücadelelerin belgelerle mahkeme kayıtlarında da yer aldığını ifade etti.

Tatar, Türk halkının ağır bedeller ödeyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı haline geldiğini, bu ortaklıktan doğan egemenlik hakkının halen geçerli olduğunu ve bunun özden gelen haklarla bugünlere taşındığını söyledi.

– “Bu siyasete halkımız güçlü destek veriyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son dört buçuk yılda Türkiye’nin güçlü desteğiyle yürütülen milli siyasetin uluslararası alanda giderek daha fazla görünürlük kazandığını belirterek, bu sürecin halk tarafından da benimsendiğini vurguladı.

Tatar, “Yapılan kamuoyu araştırmaları, halkımızın bu siyasete yüzde 75-80 oranında destek verdiğini gösteriyor. Bu çok kıymetlidir, çünkü halkımız artık boş vaatlerin hiçbir geleceği olmadığını öğrenmiştir” diye konuştu.

KKTC’nin kendi devletine sahip çıkmasının bir zorunluluk olduğunu belirterek, altyapı yatırımlarından ekonomik ve mali iş birliği protokollerine kadar her alanda atılan adımların önemine dikkat çeken Tatar, turizm, yükseköğrenim, hafif sanayi, tarımsal projeler ve inşaat gibi sektörlerde Türkiye’nin desteğiyle hayata geçirilen projelerin ülkenin kalkınmasına doğrudan katkı sunduğunu söyledi.

– “Bilişim adası olma yolunda ilerliyoruz”

TEKNOFEST’in KKTC’de düzenlenmesinin de adanın teknoloji ve bilişim alanında bir merkez hâline gelebileceğinin göstergesi olduğunu ifade eden Tatar, bu vizyona yönelik çeşitli yeni projelerin de gündemde olduğunu, bu konuların telefon görüşmeleri ve resmi temaslarla değerlendirildiğini belirtti.

– “İki devletin iş birliğiyle ilerleyebiliriz”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs meselesine dair geçmişteki tutumuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Guterres’in 2017 yılında Crans-Montana’daki müzakereleri yakından takip ettiğini ve taraflar arasında ortak bir zemin bulunmadığını net şekilde gördüğünü söyledi.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar tarafından hazırlanan son raporda da bu durumun teyit edildiğini belirterek, ortak bir zemin bulunmadığı için yeni bir müzakere sürecinin başlatılamayacağının açıkça ifade edildiğini vurguladı.

Ancak Kıbrıs’ta iki tarafın karşılıklı faydasına olacak alanlarda teknik iş birliği yapılabileceğini ifade eden Tatar, bu kapsamda yeni geçiş kapılarının açılması, ortak enerji yatırımları, ara bölgede yenilenebilir enerji projeleri, mayın temizliği gibi konularda iş birliği yapılabileceğini söyledi.

Temmuz ayında benzer bir teknik toplantının daha yapılmasının gündemde olduğunu ifade eden Tatar, “Ancak tüm bu süreçlerde biz kendi devletimiz adına yer alıyoruz. Egemenlikten taviz vermemiz asla söz konusu değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının yürüttüğü egemenlik mücadelesinin asla hamaset olmadığını vurgulayarak, “Bu topraklarda doğmuş, burada yetişmiş ve halkının değerleriyle yoğrulmuş bir Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum: Biz devlet kurduk ve bu devleti yaşatacağız. Bu bir duygu söylemi değil, tarihi bir hak ve kararlı bir duruştur” dedi.

Konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı’na ev sahipliği için teşekkür eden Tatar, “Kıbrıs Türk halkının sesi artık daha güçlü duyuluyor. Bu sesi duymayanlar da duymak zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.

Tatar, konuşmasını şehitleri rahmetle anarak, gazilere teşekkür edip Türk dünyasına selam göndererek tamamladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gençlik Federasyonu’ndan “Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi” konusunda eleştiri

Published

on

By

Gençlik Federasyonu, askerlik reformunun ele alınıp, gençliğin taleplerinin dinlenmesi ve çözüm odaklı bir süreç başlatılması çağrısında bulundu.

Federasyondan yapılan açıklamada, “Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisinin” Cumhuriyet Meclisi’nin yaz tatiline girmesiyle birlikte ertelendiği ve gençlerin “belirsizliğe mahkum edildiği” savunuldu.

Federasyondan yapılan açıklamada, Cumhuriyet Meclisi’nin tatile girmesinden önce gündeminde yer alan “Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi” ve olası değişikliklerin, özellikle Başbakan Ünal Üstel’in yurt dışında yaptığı açıklamalarla birlikte askerlik sebebiyle ülkeye dönemeyen gençlere “umut kaynağı olduğu” belirtildi.

Gelinen aşamada gençliğin taleplerinin “ikinci plana atıldığı ve mağdur ediliği” savunulan açıklamada, “Gençlerin planlarıyla, hayatlarıyla, gelecekleriyle bu kadar kolay oynanması kabul edilebilir değildir” denildi.

Açıklamada, özetle şunlar kaydedildi:

“Bedelli askerlik ücretlerinin enflasyonla birlikte fahiş seviyelere ulaşması, çalışan gençler için mevcut şartların sürdürülemez olması ve diaspora gençlerinin ülkeye geri dönüşüne hâlâ net çözümler üretilmemesi, yalnızca bireysel mağduriyetler değil aynı zamanda derinleşen bir beyin göçü sorunu yaratıyor.

Gençlik, mevcut askerlik sisteminden memnun değildir. Zorunlu askerliğin kaldırılması, askerlik koşullarının iyileştirilmesi, vicdani ret hakkının tanınması ve profesyonel askerliğin teşvik edilmesi gibi çok boyutlu reformların masaya yatırılması kaçınılmazdır.

Askerlik reformunu yalnızca bedelli askerlik ücretine indirgenemez. Gençliğin taleplerini siyasi çekişmelerin kurbanı eden bu yaklaşım, yalnızca günü kurtarır, geleceği kaybettirir.”

Açıklamada, ülkenin askeri yapısının profesyonelleşme stratejisiyle sürdürülebilir hâle gelebileceğine de işaret edilerek, önerilerde bulunuldu ve “Askerlik reformunun ele alınıp, gençliğin taleplerinin dinlenmesi, çözüm odaklı bir süreç başlatılması” çağrısı yapıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Kutlu Adalı için yürüyüş düzenleniyor

Published

on

By

Yeni Kıbrıs Partisi, Devrimci Komünist Birlik ve Sol Hareket, gazeteci Kutlu Adalı için yarın yürüyüş düzenliyor.

Ortak açıklamaya göre, yürüyüş öncesi saat 19.00’da, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yapılacak. Örgütler ardından saat 19.30’da Kızılbaş kilisesinde buluşulup Kutlu Adalı’nın öldürüldüğü yere yürüyüş düzenleyecek, “Grup Üretim” kısa bir müzik dinletisi sunacak.

Ortak açıklamada, yürüyüşte, “6 Temmuz 1996’da evinin önünde planlı bir şekilde öldürülen Kutlu Adalı’nın, faillerinin bulunması, adalet ve hakikat talebi vurgulanacağı” belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Kıbrıs Türk Engelliler Federasyonu Başkanı yeniden Derviş Yücetürk oldu

Published

on

By

Kıbrıs Türk Engelliler Federasyonu tarafından bugün saat 10.00’da gerçekleştirilen 14. Olağan Genel Kurul toplantısında, Federasyon başkanlığına tek aday olan Derviş Yücetürk yeniden oy birliğiyle seçildi.

Federasyon’dan yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs Türk Görmezler Derneği’nin Mehmet Ali Tatlıyay Eğitim Kültür Salonu’nda düzenlenen toplantıya; üye dernekler Kıbrıs Türk Görmezler Derneği, Kıbrıs Türk Zihinsel Engelliler Derneği, Engelli Aileleri Dayanışma Derneği ve Umut Otizm Derneği tarafından belirlenen 7’şer kişilik delegeleri katıldı.

Açıklamada, divan başkanlığına Mustafa Özerdem, yazmanlıklara ise Rukan Ateş ve Gülten Beyazsaçlı’nın seçildiği ifade edildi.

Açıklamada, Faaliyet ve Mali raporların oy birliğiyle aklanması sonrasında yetkili organların seçimine geçildiği belirtdi. Yetkili organların seçim sonuçları şöyle:

“Asbaşkanlığa Melek Çaluda, Mali İşler Sorumlusu ve Sekreter Mustafa Özerdem, Sosyal İlişkiler Sorumlusu Fikri Gürpınar, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Refia Arı oy birliğiyle onaylanırken, Yönetim Kurulu Yedek üyeliklerine Serdar Naimoğlu, Gülten Beyazsaçlı, Hüseyin Saltan, Güneş Mevlüt oy birliğiyle onaylanmışlardır. Denetim Kurulu üyeliklerine Rukan Ateş, Gülten Bostacı, Buse Erozan, Gizem Aksu Saltan oy birliğiyle onaylanmışlardır. Denetim Kurulu yedek üyeliklerine; Gülşah Meryem Şeherli Ayboğa, Selin Çaluda, Muzaffer Şonya, Arife Başsın oy birliğiyle onaylanmışlardır. Disiplin kurulu Başkanlığına; İbrahim Koşucu, Mehmet Özsöz, Hatice Güneş, Gamze Özerdem oy birliğiyle onaylanmışlardır. Disiplin kurulu yedek üyelere; Kemal Kahvecioğlu, Harise Bostancı, Sevgi Beyköylü Bayar ve Serdar Özirfanoğlu oy birliğiyle onaylanmışlardır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam