Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: “Gönlüm her zaman UBP’yle”

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Parti Meclisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız aday olacak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı destekleme kararı aldı.

UBP Parti meclisi, hükümetin, bilime, evrensel değerlere, anayasal haklara ve toplumun hassasiyetlerine göz önünde bulundurup, sağduyuyla hareket ederek kararlar üretmesine destek verdiklerini de açıkladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar karar sonrasında yaptığı konuşmada, “Yüreğimizle, gerçek anlamda birlik ve beraberlik içerisinde bu mücadeleyi verdiğimiz takdirde, bana göre bu mücadeleyi biz kazanacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısın ardından UBP Parti Meclisi (PM), UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel başkanlığında toplandı.

Sarayönü’ndeki parti binasında saat 16.20’de başlayan toplantı, yaklaşık bir saat sürdü. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da toplantının sonuna katılarak, konuşma yaptı.

Tatar , yaptığı konuşmada dört buçuk yıl önce olduğu gibi bugün de UBP’nin kendisine verdiği destekten dolayı tüm partilere teşekkür etti.

Tatar, bu yola çıktıklarında UBP tabanına ve halka, artık federal temelde bir anlayışın geride kaldığını çünkü yıllarca yapılan görüşmelerde hiçbir netice alınamadığını ve yeni bir siyasete ihtiyaç olduğunu anlattıklarını hatırlatarak, bugüne kadar geçen dört buçuk yıllık sürede bunu dünyanın gündemine getirmenin başarısı içerisinde olduklarını vurguladı.

Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelindeki bu yeni siyasetin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da tüm dünyaya seslendirildiğine işaret eden Tatar, “Dolayısıyla bizim bu seçimi kazanmamızla artık milli siyaset tam yerini almış olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Tatar, geçen sürede sarf edilen büyük çabanın devam edebilmesi, iradenin daha da fazla kökleşebilmesi ve Türkiye ile uyum içerisinde bu siyasetin sürdürülmesi için seçimin mutlak surette kazanılması gerektiğini belirterek, “Aksi takdirde çok zaman kaybedilecek ve milli siyaset çok zarar görecek.” dedi.

Tatar, UBP’nin de bu mücadelesinde her zaman arkasında olduğunu, ülkenin en geniş tabanlı siyasi partisi olarak partililerin çabaları, gayretleri ve konuşmaları sayesinde çabasının milli bir siyasete dönüşmesinin başarıldığını vurguladı.

“Bu, bizim en büyük dayanağımızdır.” diyen Tatar, bu süreçte bir diğer önemli desteğin Türkiye ile her gün artan ilişkiler olduğunu dile getirdi.

Tatar, dünyada olan tüm çatışmalara, pandemiye, depremlere rağmen Türkiye ile olan iyi ilişkiler sayesinde ülkede refahın her gün artmakta olduğunu ifade etti.

Tatar, UBP Genel Başkanı, Başbakan Üstel’in imza koyduğu İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’na da değindi.

Bugün Rum tarafında ABD-AB çatışmalarının kendilerini nasıl etkileyeceği yönünde tartışmalar yapıldığını belirten Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama biz kendi açımızdan bakarsak, inşaat sektöründeki bazı sıkıntılara rağmen, sektör yoluna devam ediyor. Turizmde şu anda 30 bini aşmış yatak kapasitesi, Girne’de dört otelin tamamlamasıyla 50 bini bulacak. Sanayi bölgeleri ve hizmet sektörlerine yatırımlar, inşallah önümüzdeki süreçte istikrarın devamıyla devam edecek.”

Tatar; istikrarın devamının, halkın refahının ve KKTC’nin daha da kökleşmesinin herkesin gönlünde yatan şey olduğunu ve bu hedeflerini sürdürecek olanın da kendileri olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsız bir makam olduğuna işaret eden Tatar, gönlünün her zaman UBP’yle olduğunu belirtti.

Bağımsız aday olacağını kaydeden Tatar, bu kapsamda hükümet ortaklarının, milli cephenin ve sağduyulu insanların da desteğini alarak her zaman KKTC’ye, bu coğrafyada bağımsız bir Türk devleti olarak halkın geleceğine inanan, halkın beklentilerine cevap verebilecek bir anlayışın ve siyasetin kazanması temennisinde bulundu.

Elinden geldiğince her telefonu açtığını, her çağrıya cevap verdiğini ancak yapabileceklerinin bir sınırı olduğunu kaydeden Tatar, seçim öncesi dargınlık ve küskünlükleri bir kenara bırakarak işin özüne odaklanılması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde fikir çatışmasının da olacağını kaydeden Tatar, bir diğer tarafın federasyonu temsil eden taraf olunduğu ve bunun “sıfır asker, sıfır garanti”yi ifade ettiğini kaydetti.

Yıllarca görüşülen bu konuda hiçbir neticenin elde edilmediğini söyleyen Tatar, Federasyon’un Türkiye ile bağları da koparabilme riski taşıdığına değindi.

Tek kimlik, tek egemenlik, tek vatandaşlık ve Rum’un egemen olacağı bir yapıdan Kıbrıs Türkü’ne hayır gelmeyeceğini ifade eden Tatar, yeni siyasette KKTC’nin yaşayacağı ve bir anlaşma olacaksa onun parçası olacağının altını çizdi.

KKTC’nin konumu gereği ne kadar önemli olduğuna değinen Tatar, Türk Devletleri’yle yapılan görüşmelerde de “Akdeniz’e açılan bir pencere” olarak değerlendirildiğine dikkat çekerek, KKTC’nin egemen bir devlet olarak söz sahibi olduğunu vurguladı.

Tatar, “Eğer yüreğimizle, gerçek anlamda birlik ve beraberlik içerisinde bu mücadeleyi verdiğimiz takdirde, bana göre bu mücadeleyi biz kazanacağız. Bundan kimsenin de şüphesi olmasın.” diye konuştu.

Her yerde devamlı çalışarak, kendilerine layık olmaya çalışacağını söyleyen Tatar, arkasındaki büyük kitlelere karşı sorumluluğun farkında olduğunu belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, bir açıklama yaptı…

Üstel’in açıklaması şöyle;

“Uzunca bir süredir, şahsım, ailem ve çalışma arkadaşlarım ile ilgili çok ciddi bir karalama, iftira ve yalan kampanyası yürütülüyor.

Her şeyden önce bilinmesini istediğim tek bir şey var: Başbakan olabilirim, bu ülkenin en köklü ve en büyük partisinin başkanı da olabilirim. Ama Polisimiz ve tüm yargı sistemimiz karşısında her vatandaşımız gibi eşitim.

Her konuda soruşturulabilirim. Yasalarımıza uygun olmayan bir durum varsa bana dava da açılabilir. Yargı yolu bana da açıktır.

Başbakanlığımın ilk gününde, tüm anayasal kurumlarımıza cesaret veren bir duruş ortaya koydum ve koymaya da devam ediyorum. Başta yasal düzenlemeler olmak üzere özellikle Polis Genel Müdürlüğü’nün hareket kabiliyetinin artırılması için personel ve teçhizat alımları tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bunun daha da artırılması için maddi ve manevi gayretlerimiz hükümet olarak devam edecektir.

Polis Genel Müdürlüğü, her vatandaş gibi beni de ailemi de soruşturabilir. Buna desteğim tamdır. Bunun aksine hiçbir müdahalem veya baskım söz konusu değildir, olamaz, olmayacaktır.

Ne var ki bir süredir aleyhimde çok sayıda mesnetsiz, karalamalarla dolu, tahrik ve taciz içerikli yayınlar sistematik şekilde yayınlanmaya devam ediyor. Her isteyen aklına geleni yazıyor, ağzına geleni söylüyor. Ben ve ailem, planlı ve sistematik bir itibar suikastine maruz kalıyoruz.

Ülkemizde demokrasinin gelişmesinden, yayılmasından ve özgürlüklerin devamından yanayım. Bu konuda zaman zaman tartışmalar olsa da hiçbir zaman yasakçı bir anlayış içerisinde olmadım. Ancak birileri söz söyleme özgürlüğünü hakaret ve yalan üretme özgürlüğüne çevirmişse, her yurttaş gibi hakkımı aramaktan da çekinmem.

Bilinmesini isterim ki; her vatandaş gibi ben de bu karalama ve hakaret kampanyalarına karşı yasal haklarımı kullanacağım.

Bulunduğumuz görevler geçicidir. Geleceğe miras bırakacağımız tek şey onurlu bir yaşamdır. Her şeyden önce bir insan, bir baba, bir savaş gazisi, bir hekim ve onuruyla siyaset yapan bir kişi olarak, geleceğe bırakacağımız en kıymetli miras olan onurlu ismimizi kimselere ezdirmeyiz.

Çocuklarım uzun bir süredir müdahil olmadıkları konularla anılmakta ve gereksiz yere hedef gösterilmektedir. Abartılı mal varlıkları sanki bana aitmiş gibi sunulmakta, aile bütünlüğüme saldırıya varacak düzeyde organize ve ahlaksızca iftira kampanyaları her geçen gün artarak sürdürülmektedir.

Bir siyasetçi olarak, ortaya koyduğum siyasi duruşla ilgili herkesle her siyasi zeminde mücadele vermeye hazırım. Ama iş iftiraya ve seviyesiz kampanyalara döndüyse, her vatandaş gibi benim de yargıya sığınmaktan başka seçeneğim kalmaz.

Hoşgörüm kimseyi cesaretlendirmesin. Hoşgörümün de bir sınırı vardır.  Bugüne kadar veremeyeceğim bir hesabım, gizli bir işim, saklı bir ajandam olmadı, olmayacaktır. Ülkem ve partim için çalışmaya devam ediyorum. Tüm vatandaşlarımıza en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin dün gerçekleşen kurultayında ilk turdan genel başkan seçilen Sıla Usar İncirli, seçildikten sonra ilk kez BRT’de katıldığı programda süreci değerlendirdi ve geleceğe yönelik hedeflerini paylaştı.

Sıla Usar İncirli, büyük bir siyasi olgunluk ve bilinç çervesinde gerçekleşmiş bir kurultay süreci yaşadıklarını belirterek, kurultaya katılan herkese teşekkür etti.

Siyasette toplumun tüm kesimlerine güven verilmesi gerektiğinin altını çizen İncirli, “insanların güven duymaya ihtiyacı var. Bir çok kesim yaşadıklarından ve memleketin içinde bulunduğu durumdan dolayı fazlasıyla karamsar, fazlasıyla endişeli ve fazlasıyla zor durumdadır” dedi.

İncirli, halkın siyasetten sorunlara çözüm bulması ve güven beklentisinin yükseldiğine işaret ederek, “işte biz bunu yapacağız” ifadesini kullandı.

Ülkenin temel sorunlarına çözüm bulma noktasında CTP’nin bir çok konuda uzmanlaşmış geniş kadrolarının çalışmakta olduğunu dile getiren İncirli, bu çalışmaları daha yoğun ve dinamik bir şekle taşıyacaklarını söyledi.

CTP Genel Başkanı İncirli, toplumun tüm kesimlerinin yanı sıra kendileriyle benzer ilkeleri taşıyan siyasi partiler ile de yoğun bir diyalog içerisinde olacaklarını kaydetti.

Sıla Usar İncirli, “kimseyi ayırmadan ayrıştırmadan, kimsenin kutuplaşma yaratmasına izin vermeyecek ortak akla inanıyorum. Ortak akıl olmadan bu ülke bu kadar sorunun altından kalkamaz. Tam bir uzlaşı kültürü içerisinde birlikte çalışma kültürünün en yoğun bir şekilde olması için çalışacağım. Çünkü bu gücümüz var” dedi.

“Bu ülkenin her sorununu çözebilecek kadroları var, yeter ki adaletli davranalım” diyen İncirli, ülkenin en büyük sorunlarından birisinin adaletsizlik olduğunun altını çizdi.

Ülkede yaşayan herkesin eşit olduğunu vurgulayan İncirli, “biz geleceğiz ve bu ülkede adaleti sağlayacağız. Liyakat çok önemlidir, kurumların güçlenebilmesi için buna çok önem vereceğiz” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Erkut Şahali, 30. Olağanüstü Kurultay’da genel başkanlık için çıktığı yolda üyelerin çoğunluk iradesinin farklı yönde şekillendiğini belirterek, sonuçları demokrasinin ve partinin güçlü geleneklerinin bir ürünü olarak değerlendirdi. Şahali, yeni Genel Başkan Sıla Usar İncirli’ye başarı dileğinde bulundu.

“Benim CTP’ye olan bağlılığım, mücadele kararlılığım ve partim için duyduğum sorumluluk dün nasılsa şimdi de aynıdır ve böyle de sürüp gidecektir” ifadelerini kullanan Şahali, partinin her kademesinde verdiği 30 yıllık emeğe daha fazlasını eklemeye devam edeceğini vurguladı.

Kurultay sürecinde kendisine güvenen ve destek veren tüm partililere teşekkür eden Şahali, “Oyları, destekleri ve omuz omuza duruşları benim için çok büyük bir onurdur” dedi. Kurultay sonucunun bir son değil, daha güçlü bir başlangıç olduğunu belirten Şahali, partinin geleceğine dair vizyon ve inancının daha da güçlendiğini ifade etti.

Şahali, CTP’nin büyük bir aile, derin bir birikim ve güçlü bir örgüt olduğunu söyleyerek, partililik sorumluluğunu emek, fedakârlık, sabır ve kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğini belirtti. “Kurultayımızdan çok daha büyük bir kararlılıkla ayrıldım. Bu, Kıbrıs Türk Halkı’yla birlikte yürüme, birlikte kazanma, birlikte yönetme ve partimi çok daha büyük ve güçlü kılma kararlılığıdır” diyen Şahali, önümüzdeki dönemde partisi ve halk için sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceğini kaydetti.

Şahali, sözlerini “Mücadelemiz sürüyor! Birlikte yürüyoruz. Birlikte kazanacağız. Birlikte yöneteceğiz…” ifadeleriyle tamamladı.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam