Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Kendi insanımıza mutluluk ve refah verebilmek için bütün imkânlarımızın en iyi şekilde değerlendirilmesi için çalışıyoruz

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eşi Sibel Tatar ile birlikte bu sabah, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Ekonomik Örgütler Platformu ile Türkiye Halk Bankası katkılarıyla gerçekleşen Turizm ve Ekonomi Çalıştayı’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra; Türkiye Medikal Turizm Derneği Başkanı Dr. Sinan İbiş, Türkiye Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin de açılış konuşmalarını yaptığı çalıştay, Acapulco Resort Hotel’de saat 09.00’da başladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, çalıştayda yaptığı açılış konuşmasına, dün akşam Azerbaycan-Ermenistan sınır hattındaki çatışmalarda şehit düşenlere rahmet ve Azerbaycan halkına başsağlığı dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’de düzenlenen bu gibi toplantılarda farklı sektörleri ele alarak ülkenin geleceğini değerlendirmenin önemine değindi.

Halk Bankası KKTC Genel Müdürü Sevda Özen’in önerisi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın titiz çalışmaları sonucunda çalıştayın düzenlendiğini belirten Cumhurbaşkanı; “Her iki hanımefendiye de teşekkür ederim” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, Türkiye Halk Bankası ve Ekonomik Örgütler Platformu yetkililerine de çalıştaya verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

Kıbrıs Türk halkının büyük mücadeleler verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, turizmin adadaki en önemli lokomotif sektör olduğunu kaydederek 1974’ten öncesinde Kıbrıs Türklerinin turizm sektöründe hak ettiği yeri alamadıklarını anlattı. 1974 öncesinde Maraş’ın turizm alanında ekonominin yarısını teşkil edecek şekilde bir paya sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş toprağının Kıbrıs Türk Vakıfları’na ait olduğuna değindi.

1974 öncesinde turizm ile ilgilenen Kıbrıslı Türk isimlerin olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların yaptığı tüm haksızlığa rağmen turizm konusunda da Kıbrıs Türklerinin mücadele vermeyi bırakmadıklarını söyledi.

Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin sonrasında Kıbrıs Barış Harekâtı ile yeni bir dönemin başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin sınırlarının çizildiğini ve Kıbrıs Türkü’nün tüm izolasyon ve engellemelere rağmen Türkiye Cumhuriyeti üzerinden bağlantılarla turistlerin ülkeye geldiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Tatar, turizm alanında 1974’ten itibaren başarılanların küçümsenebilecek noktada olmadığına işaret ederek; “Sıfır noktasından ülkenin doğası, yeşili, mavisi, kültürü ve doğal güzelliklerin korunması suretiyle kendi demokrasisi ve kendi dinamikleri içerisinde turizm konusunda potansiyeli yakalayabilmek için çalışmalar yürütülmüştür. Şu anda dengeli diyebileceğimiz bir turizm potansiyeli de oluşmuştur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; Girne, Gazimağusa, İskele ve Karpaz’a kadar uzanan Gaziveren ve Lefke de olmak üzere, ülke genelinde dengeli bir gelişme ile turizm potansiyelinin geliştirilebilmesi için çaba harcandığına dikkati çekti.

Çeşitli fuar ve etkinliklerde ülke tanıtımının yapılmasının önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm turizm tanıtım faaliyetlerinde KKTC’nin de yer almasından duyduğu memnuniyeti paylaştı.

Dünyanın çeşitli ülkelerinin, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki büyükelçileri ile yaptığı toplantıya atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, burada Kıbrıs Türk tarafının yeni siyasetini anlatırken KKTC’nin potansiyelini de paylaştığını kaydetti.

Turizm tanıtımında Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğinin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin turizm potansiyelini ve turizme yönelik hizmetlere değinerek ülke tarihinin zenginliğine ve Maraş açılımının önemine değindi.

Maraş açılımının ekonomi ve turizme büyük katkı yaptığının altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, pandemiye rağmen açıldığı günden bugüne Maraş’ı 700 binden fazla insanın ziyaret ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar; “Maraş, KKTC’nin turizm potansiyelini artıran bir hadise olmuştur” dedi. Maraş açılımına destek veren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürünü yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş açılımına yönelik bazı tepkilerin olduğunu ancak siyasette cesur adımlar atılmasının gerektiğini dile getirdi.

Potansiyelin tamamlanması yönünde kurak bir adaya suyun getirilmesinin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, ülkeye 2011 yılından itibaren dev bir adım olan su projesini kazandıran Türkiye Cumhuriyeti’ne bir kez daha teşekkür etti.

KKTC hepimizin bildiği gibi Doğu Akdeniz’in belki de en güzel adasıdır. Bu adanın kuzeyi, yıllardır büyük bir mücadeleden geçmiştir. Kıbrıs Türk halkının egemenliğinde ve yeni siyasetimizle bu topraklardaki irademizi, siyasi duruşumuzu ve Türkiye Cumhuriyeti’nden aldığımız destekle bu ülkeye sahip çıkıyoruz.

Kendi insanımıza mutluluk ve refah verebilmek için bütün imkânlarımızın en iyi şekilde değerlendirilmesi için çalışıyoruz.

Yan sektörlerin ve yetiştirilen çeşitli ürünlerin geliştirilebilmesi için finansmana ihtiyaç vardır. Halk Bankası’nın esnafa ve hizmetlerini geliştirmekte olan iş insanlarına yönelik tanıdığı kredi imkânları vardır.

Potansiyelin artması için nelerin yapılabileceği konusunda çalışmalar yapmak ve bundan en iyi şekilde fayda sağlayıp ülkemizi güçlendirmek, bir üst noktaya taşıyabilmek görevimizdir. Milli siyasetimiz için verdiğimiz mücadele devam edecektir. Bu bölgedeki varlığımızı sürdürebilmemiz için Anavatan Türkiye ile iş birliği içinde yapacağımız bütün çalışmalar, hepimizin geleceği için çok önemlidir. Bütün bunların olabilmesi için istikrarın ve güven oluşumunun sağlanması, hepimizin dileğidir. Binlerce insan, çeşitli sektörlerde çalışarak geçimini sağlamaktadır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu çalıştayın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmaların ardından teşekkür belgesi ve hediye takdiminde bulundu.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam