Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Önemli ve büyük bir adım atıldı. Memnuniyet duyuyorum

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş açılımının Türk tarafının yeni siyasetine güç verdiğini söyleyerek, atılan adımın önemli ve büyük bir adım olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Maraş açılımının birinci yıl dönümünde alınan karar ve uygulamadan m

Published

on

Tatar: Önemli ve büyük bir adım atıldı. Memnuniyet duyuyorum

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş açılımının Türk tarafının yeni siyasetine güç verdiğini söyleyerek, atılan adımın önemli ve büyük bir adım olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Maraş açılımının birinci yıl dönümünde alınan karar ve uygulamadan memnuniyet duyuyorum. Bu büyük bir adım ve büyük bir siyasetti” dedi.

Tatar bölgeye yerleşimler olabilmesi adına yüzde 3,5 pilot bölgenin Bakanlar Kurulu kararıyla askerden sivile devredildiğini söyleyerek, “Oradaki mal mülk meseleleri çözüldükten sonra bilahare diğer bölgelere de bu şekilde bir yayılma olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bölgeyi 240 bin insanın ziyaret ettiğini, pandeminin ortadan kalkmasıyla ziyaretlerin yılda milyonu geçeceğine inanç belirten Tatar, “Bir marka değer olarak KKTC turizmine de büyük kaktı sağlayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş açılımının birinci yıl dönümü dolaysıyla ’a açıklamalarda bulundu.

“PİLOT BÖLGE YERLEŞİME AÇMA KARARI”

Kapalı Maraş’ın Başbakan olduğu dönemde ortaya koyduğu iradeyle açılma sürecine girdiğini söyleyen Tatar, gelinen aşamadan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden başvuracak olan hak sahipleri ve mülk sahiplerinin yerleşebilmeleri için 20 Temmuz 2021 tarihinde Barış Harekatı’nın 47. yıldönümünde pilot bölge olarak yüzde 3 buçukluk bir bölgenin seçildiğini kaydetti. Tatar, bölgenin Bakanlar Kurulu kararıyla askerden sivil idareye devredildiğini ifade etti.

Tüm Maraş’ın açıldığını söyleyen Tatar, “Şunu da belirtmem lazım, Maraş’ın büyük bir bölümü 1974’ten sonra açılmıştır. 10 bine yakın vatandaşımız o bölgede yaşamaktadır. Bu deniz tarafıdır. Oteller ve konutların bulunduğu yerdir, o bölgenin bir yıl önce açılmasıyla bölgeye giriş ve çıkışlar serbest bırakılmıştır.” diye konuştu.

Bölgeyi ziyaret eden kişi sayısının 240 bin olduğunu dile getiren Tatar, bazı yolların asfaltlandığını, ana caddelerin temizlendiğini, çevre temizliği yapıldığını, park ve denizin kullanılabilecek duruma getirildiğini belirtti.

Mal mülk konusunun gündemde olduğunu dile getiren Tatar, insan haklarının yerine getirilmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini, çok haklar yendiğini kaydetti.

Tatar, Kıbrıs Türkünün 1963’lerde göçmen olduğunu, çadırlarda yaşadığını söyleyerek, Rum tarafının sadece kendi mağduriyetinden bahsettiğini, Kıbrıs’ın güneyinden kuzeyine göç etmiş Kıbrıslı Türkler bulunduğunu belirtti.

Tatar, Maraş’ın vakıflara ait olduğunun belgelerle kanıtlanmış olmasına rağmen İngiliz sömürge yönetiminde bu arazilerin “peşkeş çekildiğini”, üzerine oteller, binalar ve konutlar yapıldığını dile getirdi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) vereceği kararlara karışamayacaklarını, komisyonun uluslararası alanda tanınmış mahkeme gibi bir kurum olduğunu belirten Tatar, onun vereceği kararlara bağlı olarak oraya yerleşimler olabileceğini ifade etti.

Kapalı Maraş’a ilişkin TMK’ya 400’den fazla başvuru yapıldığını, Rum tarafında başvuru yapan insanlara başvurmaları ve başvurularından vazgeçmeleri yönünde baskı uygulandığını söyleyen Tatar, bu yapılmasaydı binlerce insanın başvuruda bulunacağını  kaydetti.

Tatar yerleşimler olabilmesi için bölgenin sivil bölgeye dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen Tatar, “Onun için yüzde 3 buçuk dediğimiz o pilot bölgede Bakanlar Kurulu kararıyla askeri idare sivile devretmiştir bölgeyi. Oradaki mal mülk meseleleri çözüldükten sonra bilahare diğer bölgelere de bu şekilde bir yayılma olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Kapalı Maraş’ın tamamını askeri bölgeden sivile dönüştürmek doğru olmazdı” diyen Tatar, bölgenin güvenliğini, korunması ve denetimini sağlamanın kolay bir iş olmadığını belirtti.

Tatar, pilot bölgede şu anda polisin görev yaptığını söyledi.

“YENİ SİYASET”

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının bugüne kadar önerilen tüm planlara hayır dediğini söyleyerek, gelinen aşamada yeni siyasetin ortaya çıktığını, iki devletlilik siyasetiyle yola devam edildiğini belirtti.

Maraş açılımının yeni siyasete güç verdiğini dile getiren Tatar, şartların değiştiğini, yeni bir yaklaşım geliştirildiğini kaydetti.

Tatar, Türkiye ile işbirliği içinde bölgede ulusal çıkarların savunulması için oluşturulan yeni siyasetin Maraş’ın açılımıyla Türk tarafının pozisyonunu güçlendirdiğini belirtti.

Kıbrıs’ta iki devlet olduğunu, anlaşmanın devletten devlete olabileceğini dile getiren Tatar, “Bizim devletimizi tanımamaları, yok saymaları, bizi muhatap kabul etmemeli asla kabul edilemez” dedi.

Kıbrıs’ta kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma olacaksa, adil bir çerçevede mutlaka Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduklarının dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Tatar, “Bize saygı göstermelidirler. Biz güneyle alakalı, onların egemen olduğunu, devletleri olduğunu kabul ediyoruz onların da bizim egemen olduğumuz, devletimiz olduğunu kabul etmeleri gerekiyor” diye konuştu.

“MARAŞ BİR MARKA DEĞER OLARAK KKTC TURİZMİNE DE BÜYÜK KAKTI SAĞLAYACAKTIR”

Maraş’ta mal mülk sahiplerinin mallarına dönüşe imkan tanımak istediklerine değinen Tatar, bölgede malları bulunan Rumların yaşadıkları mağduriyetleri dile getirdiklerini ve açılması yönünde baskı yaptıklarını söyledi.

Maraş açılımının KKTC’nin güçlenmesi için önemli bir adım olduğuna işaret eden Tatar, ortaya koydukları iradenin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti  tarafından da desteklendiğini, onların da desteğiyle sürecin başarıyla ulaştığını kaydetti.

Bölgeyi 240 bin insanın ziyaret ettiğini, pandeminin ortadan kalkmasıyla ziyaretlerin yılda milyonu geçeceğine inanç belirten Tatar, “Bir marka değer olarak KKTC turizmine de büyük kaktı sağlayacaktır” dedi.

“DERİNYA’DAKİ EYLEM”

Tatar, Derinya bölgesinde yapılan eyleme de değinerek, eylemin çok ilgi görmediğini, Kıbrıs’ta barışın 1974 yılında Mehmetçiğin adaya gelmesiyle sağlandığını söyleyerek, Kıbrıslı Türklerin 1974 öncesinde katledildiğini her türlü soykırımı yaşadığını belirtti.

Tatar, bu noktadan sonra dikkatli olmak gerektiğini Türkiye’nin garantörlüğü ve belli sayıda askerin caydırıcı güç olarak adada bulunmasından vazgeçilemeyeceğini söyledi.

“ZEMİN ARAYIŞLARI DEVAM EDİYOR”

Kıbrıs sorununa BM nezdinde zemin arayışlarının devam ettiğini söyleyen Tatar, Rum tarafının ısrar ve inatla pozisyonunu koruduğunu, Kıbrıs’ta gerçekleri görmeleri gerektiğini belirtti.

Kıbrıs’ta iki ayrı bölge iki ayrı devlet olduğunu vurgulayan Tatar, uluslararası anlaşmalar ve sonraki tüm süreçlerde Kıbrıs’ta iki farklı halkın olduğunun kabul edildiğini kaydetti.

“Biz gerçekçi ve realist olarak bu anlaşmalara yanaşmaktayız” diyen Tatar, Annan Planı ve Crans Montana’dan sonra resmi müzakerelere geçmek için Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsünün teyidini istediklerini söyledi.

Kıbrıs kuruluş anlaşmalarında da Kıbrıs’ta iki ayrı halk olduğunun açık ve net şekilde belirtildiğini dile getiren Tatar, Rumların, Kıbrıslı Türkleri silah zoruyla bu cumhuriyetin dışına attığını söyledi.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rum Cumhuriyeti’ne dönüştürmüşlerdir. İki eşit kurucu oluşturucu devlet federasyonu oluşturacak ve eşitlik temelinde yaşam sürecek. Öyle bir şey yoktur.” diyen Tatar, şöyle devam etti:

“Onların anladıkları federasyon; KKTC ortadan kalkacak ve Kıbrıs Cumhuriyeti bir Anayasal değişiklikle adını Kıbrıs Federal Cumhuriyeti olarak değiştirecek. Kıbrıslı Türkler de vatandaşlar olarak oraya entegre olacak. Bir takım süslemeler yapılacak ama neticede her yerde çoğunluk Rumlardır ve çoğunluğun azınlığı yönettiği bir pozisyona gireceksiniz”

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının askerin çekilmesi ve Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesini talep ettiğini, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam