Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: “Rumların konfor alanına katkı koymaya yönelik sonuçsuz süreçlere girmeyeceğiz, federasyon bir uzlaşı modeli olarak tüketildi”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının Rumların konfor alanına katkı koymaya yönelik sonuçsuz süreçlere girmeyeceğini, federasyonun bir uzlaşı modeli olarak tüketildiğini kaydetti ve “Kıbrıs Türk halkının temel insan haklarına erişememesinin en büyük nedenlerinden biri olan bu oyun bozulmuştur” dedi.

Tatar, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayla ilgili açıklama yaptı.

-“İki tarafın faydasına olacak işbirliği alanları konusunda çalışmaya devam”

Tatar, “Kıbrıs Türk tarafı olarak özden gelen haklarımızın teyidi için mücadelemizi sürdürürken, iki tarafın faydasına olacak işbirliği alanları konusunda da çalışmaya devam edeceğiz” dedi .

Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum lider, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, sesimiz soluğumuz olduğu 79. BM Genel Kurulu konuşmasında haklarımızı savunması ve devletimizin tanınması çağrısı yapmasını hazmedememiştir. Rum lidere bu konuda sarf etmiş olduğu sözleri iade ediyorum” ifadelerini de kullandı.

“Rum lidere mesajım açık ve nettir” diyerek seslenen Tatar, “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, Rumların konfor alanına katkı koymaya yönelik sonuçsuz süreçlere girmeyeceğiz. Bizim için federasyon bir uzlaşı modeli olarak tüketilmiştir. Kıbrıs Türk halkının temel insan haklarına erişememesinin de en büyük nedenlerinden biri olan bu oyun bozulmuştur” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:

“Rum lider, BM Genel Kurulunda 61 yıldır gasp etmekte oldukları statüyle o bilindik ilkel siyasetlerini yansıttığı bir konuşma yapmıştır.

Rum yönetiminin bu zihniyetinden dolayı 1960 Ortaklık Cumhuriyeti sadece 3 yıl sürmüş, Kıbrıslı Türkler silah zoruyla yönetimden atılmış, Anayasanın ortaklıkla ilgili en can alıcı maddeleri yine Anayasaya aykırı bir şekilde tek yanlı olarak değiştirilmiştir.

-Kıbrıs sorununun bugüne kadar bir uzlaşıyla sonuçlanmamasının nedeni…

Kıbrıs sorununun bugüne kadar bir uzlaşıyla sonuçlanmamasının nedeni, işte tam da bu anlayıştır. Yönetimi ve refahı paylaşmayı her hal ve şartta reddeden Rum liderliği, bir yandan 61 yıldır hem egemenliği, hem de statüyü gasp etmekte ve aynı zamanda iki yüzlü bir anlayışla uluslararası toplumu da her fırsatta yanıltmaya çalışmaktadır.

Kıbrıs Türk Halkının temel insan haklarını izolasyon siyasetleri marifetiyle ihlal etmeye devam eden bu zihniyetin temsilcisi Rum lider konuşmasında Anavatan Türkiye’ye de dil uzatmaya cüret etmiştir. Gerçekler ortadadır, BM raporları da dahil olmak üzere tüm olan biten kayıt altındadır. Rum lidere, tarihin çarpıtılmasına örnek arıyorsa, hala daha çocuklarına Türk düşmanlığı aşılamaya devam ettikleri kendi tarih kitaplarına bakmasını tavsiye ediyorum.

-50 yıldır güvenlik kaygısı olmadan iki devlet ve iki halk yaşamını sürdürüyor

Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu Mutlu Barış Harekatı sadece Kıbrıs Türk Halkına değil tüm Adaya barış getirmiştir. Mutlu Barış Harekatı sayesinde bugünkü sınırlar oluşmuş ve tam 50 yıldır Kıbrıs Adası güvenlik kaygısı olmadan iki Devletin ve iki Halkın huzur içerisinde yaşamını sürdürdüğü bir yer olabilmiştir.

-Rum lidere mesajım nettir

Rum lidere mesajım açık ve nettir; hiçbir şey statik değildir ve Kıbrıs adası da küresel dinamizme kapalı değildir. Özden gelen haklarımızın teyit edilmesi, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün tescil edilmesi Kıbrıs konusuna bir uzlaşı bulunabilmesi için şarttır. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, Rumların konfor alanına katkı koymaya yönelik sonuçsuz süreçlere girmeyeceğiz. Bizim için federasyon bir uzlaşı modeli olarak tüketilmiştir. Bugüne kadar sonuçsuz şekilde sürekli başarısızlıkla tüketilmiş federasyon zemininde sürdürülen müzakereler adadaki adil olmayan durumun görünmesini önlemiş, haksız ve hukuksuz izolasyonun sürmesini sağlamış ve dolayısıyla Kıbrıs Türk Halkının temel insan haklarına erişememesinin de en büyük nedenlerinden biri olmuştur. Bu oyun bozulmuştur.

Rum lider, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sesimiz soluğumuz olduğu 79. BM Genel Kurulu konuşmasında haklarımızı savunması ve devletimizin tanınması çağrısı yapmasını da hazmedememiştir. Rum lidere bu konuda sarf etmiş olduğu sözleri iade ediyorum.

Kıbrıs Türk tarafı olarak özden gelen haklarımızın teyidi için mücadelemizi sürdürürken, iki tarafın faydasına olacak işbirliği alanları konusunda da çalışmaya devam edeceğiz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Haspolat’taki olay kundaklama… Polisten 3 tutuklama

Published

on

By

Haspolat’ta 1 kişinin hayatını kaybettiği yangının kundaklama olduğunu açıklayan polis 3 kişiyi tutukladı.

Polis Basın Subaylığı açıklamasına göre, yürütülen ileri soruşturma kapsamında, S.M.A.E.(E-25) ve İ.E.G (E-20) henüz tespit edilemeyen bir sebepten dolayı yakıcı bir malzemeyle bina içerisindeki eşyaları ateşe verip, kundakladı.

Bahse konu şahıslar ve meseleyle bağlantısı olduğuna inanılan M.T.(E-42) tutuklandı.

Yangın sonucunda apartman sakinlerinden Derrick Bamfo Anpomah (E-24) yaşamını yitirmiş ve Jonathan Maukle Adjabeng (E-24) ise ağır yaralanmıştı.

Soruşturma devam ediyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Arıklı TUSAŞ’a yapılan saldırıyı kınadı

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bugün Ankara’da gerçekleşen terör saldırısını kınadı.

Arıklı mesajında, “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan tesislerine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısını lanetliyorum. Bu kalleşçe saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Başın sağolsun Türkiye’m.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Zaroğlu: Büyükyılmaz’ın sisteme atfen kullandığı sözleri çarpıtılarak yanlış yorumlanmıştır

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bertan Zaroğlu, diğer Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz’ın “bir TV kanalında sisteme atfen kullandığı sözlerin çarpıtılarak yanlış yorumlandığını” söyledi.

Zaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu açıklama üzerinden nasıl bu topluma nifak tohumlarının ekilmek istendiğine üzülerek şahit olduk.” ifadelerini kullandı.

Büyükyılmaz’ın sözlerine dikkat çeken Zaroğlu, mevcut “hastalıklı sistemin” sadece Türkiye’nin değil Kıbrıs Türk halkının da sırtında kambur olduğunu, bu hastalığın tedavisi için yapılması gereken ilk işin teşhisi koymak olduğunu savundu.

Parti Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın da Ticaret Odası Kongresi’nde benzer şeyleri söylediğini hatırlatan Zaroğlu, Arıklı’nın “Biz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile elde ettiğimiz zaferi, ekonomik ve siyasi zaferle taçlandıramadığımız için bugün KKTC tartışılır hale gelmiştir. Bu sistem değişmeli bu hastalıklı yapı bir an evvel sonlandırılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

“YDP olarak biz mevcut statükonun halkın devlete olan aidiyet duygusunu zayıflattığı gibi, üretmeyen, tüketici yapısı ile sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz.” diyen Zaroğlu, şöyle devam etti:

“Bu yapı Türkiye’nin imzalanan hemen hemen tüm ekonomik protokollerde yer alan reformlara da izin vermemektedir. Aynı şekilde Türkiye’nin istediği hiç bir ekonomik ve siyasi tedbir alınmamaktadır.

Ülkemizde uygulanan parlamenter sistem hastalanmıştır. Bu sistemin işlemediği artık açıktır. Başkanlık sistemi tartışmaları bir an önce başlamalı, mevcut hastalıklı yapının tedavisi sağlanmalıdır. Bizim bu ülkeye borcumuz var. Doğruları her ne pahasına olursa olsun savunmak için ant içtik. Ancak bazıları YDP’ye saldırarak doğruları söylememize engel olmak isterken bazıları da mal bulmuş mağribi gibi cümleleri cımbızlayarak saldırı içerisine girmişlerdir.”

Zaroğlu, Kıbrıs Türk halkının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nın Türk milletinin en müstesna parçası, Türkiye’nin ve Türk milletinin baş tacı olduğunu kimsenin unutmaması gerektiğini kaydederek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk dünyasının Akdeniz’deki en uç kalesidir. Her bir ferdi de serhat bekçisidir. Bu kaleyi korumak ve savunmak da tarihimizin bizlere verdiği en onurlu görevdir.” diye konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam