Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Ülkenin erken seçime değil, hizmete ihtiyacı var

Published

on

Cumhurbaşkanı Tatar, Meclis Başkanlığı seçimi konusunda yaşananları BRT’ye değerlendirdi.Ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bu yaşananlardan rahatsız olduğunu ifade eden Tatar, şu anda bu olayları vesile ederek, siyasi rant elde etmek adına “ülke yönetilemiyor” adı altında erken seçim istemlerini doğru bulmadığını söyledi.Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu ülkenin şu anda seçime ihtiyacı yoktur. İktidarın 29 milletvekili vardır ve 2 buçuk yıldır hizmetlerini sürdürmektedir. Bu siyasi iktidar her ne kadar eleştirilse de, birtakım sıkıntılarımız olsa da hizmet verebilmektedir. Elbette her şeyin daha iyisi vardır. O nedenle onlar da tedbirlerini alacaklardır. Bir kurultay vardı, yapıldı ve geçti. En büyük partinin kurultayı gündemi meşgul etmiştir ve bu şimdi geride kalmıştır. Üçlü koalisyon her ne kadar da bazı rahatsızlıklar olsa da uyumlu bir şekilde çalışmaktadır” dedi.

Ülkede bir seçim olması durumunda, sonucunun ve aritmetiğin ne olacağının belli olmadığını vurgulayan Tatar, hükümetin bir seçimde kurulamaması durumunda, bunu başka krizlerin takip edeceği uyarısında bulundu.Tatar, kendisinin gelişmeleri yakından takip ettiğini ve Türkiye’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile istişarelerde bulunduğunu anımsatarak, mevcut hükümetin yapısı, Türkiye ile ilişkilere ve imzalanan tarihi büyüklükteki 16 milyar TL’lik ekonomik ve mali işbirliği protokolüne bakıldığında, programlanmış yapısal düzenlemeler beklendiğini söyledi.Geçtiğimiz hafta Başbakan Ünal Üstel’in hükümet ortakları ile Ankara’ya ziyaret gerçekleştirdiğini de anımsatan Tatar, oradaki temaslarda kablo ile elektrik projesi dahil, programın uygulanabilmesi için değerlendirmeler yapıldığını, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüşüldüğünü belirtti.Tatar, “Böylesi bir durum söz konusuyken, erken seçime gidelim söylemini asla kabul edemem ve ben buna en sert şekilde de cevap vermek istiyorum çünkü mecliste yaşananlar, ülke siyasetine bakıldığında 50 milletvekilli bir parlamentoda, 26-27-28-29 gibi sayılarla, zor şartlarla her bir oyun altın değerinde olduğu bir yapıda hükümet yönetildiğini biliyoruz. O nedenle zaman zaman başkanlık sisteminden bahsedilir. Çünkü bu şekilde demokratik ve parlamenter sistemde bu sayılarla hükümet etmek ve o dengeyi sağlamak hiç de kolay değildir ve bu ülkede siyaset yapan herkes de bunu bilir. Dolayısı ile şimdi evet keşke bunlar hiç yaşanmasaydı, ama yaşandı” dedi.

Yurtdışı ziyaretini keserek ülkeye döndüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, kendi yokluğunda yerine Meclis Başkanı’nın vekalet ettiğini anımsatarak, Zorlu Töre’nin yokluğunda ise Anayasa’nın gereği olarak onun görevine CTP milletvekili Fazilet Özdenefe’nin Meclis Başkanlığı’na vekalet ettiğini söyledi.

Özdenefe’ye eleştirilerde de bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, “Meclis başkanı olarak meclisi açmaması benim kanaatimce asla kabul edilemez. CTP oturmuş ve karar vermiş. Hangi gerekçe ile açılamaz. Zorlu Töre’nin bir durumu vardır ve ama benim yurtdışında olmam nedeniyle bana vekalet etmektedir. Ona da Anayasa gereği Fazilet Özdenefe vekalet etmektedir. Anayasa Fazilet Özdenefe’nin meclisi çalıştırmasını emretmektedir. Meclisteki vekiller Kutlu Evren’i seçer veya seçmez, onun vekiller tayin edecektir. Zaten birinci turunu oylatmışsın, 26 ret oyu adaylığın düşürülmesi için bir gerekçe olmadığına göre 5’inci tura kadar devam edilmesi gerekirdi. Şu ana kadar da açılmadı” dedi.

Ankara’dan dönmesinin hemen ardından Zorlu Töre ile istişare ettiğini, ancak kendisinin hastalandığı gerekçesiyle hastaneye gittiğini de söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumda Fazilet Özdenefe’nin meclis başkanlığı vekaletinin sürdüğünü ve meclisi açması gerektiğini belirtti.

Bu durumun ülkenin esas menfaatleri için uygun olmadığını ve kendisini rahatsız ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, herkesi sağduyuya çağırdı.Tatar, “Herkes elinden geleni yapmak durumundadır. Bir tarafta devlet, parlamento, anayasa ve yapılacak olan işler vardır. Siz meclisi bu şekilde kilitlerseniz sadece Meclis Başkanlığı seçimi değil, yasalar, çalışmalar da aksar. Töre’nin raporunun ne gün biteceği belli değildir. CTP’nin bir kez daha Fazilet Özdenefe’ye tebliğ ettiği durumu gözden geçirerek, Meclis’in çalışması için gereğini yapmalıdır. Bu krizin, belki de yapay olan bu krizin geride kalması gerektiğini düşünüyorum. Ülkede 29 milletvekilli bir siyasi irade vardır. Bu irade orada dururken ülkeyi erken seçime götürmenin kimseye bir faydası yoktur. Erken seçim her şeyin aylarca durması demektir. Bir sonraki seçimden ne gibi aritmetiğin çıkacağı da belli olmadığına göre, hükümette de uyum olduğuna göre erken seçime gerek görmüyorum” dedi.

Tatar, yaşananların ülkenin hayrına, menfaatine yapısına uygun olmadığını ve yapay krizlerle memleketin erken seçime götürülmesinin kabul edilebilir olmadığını sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşülüyor

Published

on

By

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde 1 milyar 936 milyon 92 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Görüşmeye, Bakan Fikri Ataoğlu ve bürokratlar da katıldı.

Bütçe görüşmesinde söz alan CTP Milletvekili Filiz Besim Bbakanlığın bütçesinin azaldığına dikkati çekerek, turizmin çeşitliliğinin çok önemli olduğunu ancak ülkenin casino turizmine mahkum edildiğini kaydetti.

Bakan Fikri Ataoğlu’na turizm politikasını sorması üzerine Bakan Ataoğlu, master planın yapıldığını söyledi.

Master plan yapılmadan da bazı düzenlemelerin yapılabileceğini belirten Besim, spor, sağlık, agro turizm alanlarında ülkede ciddi potansiyel olduğunu belirtti.

Sağlık turizminin kontrolsüz şekilde yapıldığını belirterek eleştiren Besim, kontrolsüz ve plansız yapılan yatırımların başa bela olabileceği uyarısında bulundu.

Pahalılığın da turist sayısını azalttığını söyleyen Besim, hükümetin pahalılıkla ilgili ciddi çalışmalar yapması gerektiğini ancak bunu yapmadığını ifade etti.

Çevre Dairesi’nin bütçesinin geçen yıla göre azalmasını da eleştiren Besim, atık su ile ilgili analizlere ilişkin sorular yöneltti.

Ülkenin “çöp ülkesi” haline geldiğini söyleyen Besim, naylon kullanımına da değinerek, artık naylon ve pet şişenin ülkede bitmesi gerektiğini vurguladı.

Çöp ayrıştırmaya da başlanması gerektiğini kaydeden Besim, bu konunun gündeme dahi gelemediğini belirtti.

Tıbbi atıkların toplanmadığını ve nereye atıldıklarının belli olmadığını söyleyen Besim, bu konunun da Çevre Dairesi’nin gündeminde olması gerektiğini anlattı.

Dün yaşanan fırtına ile ilgili hükümet yetkililerinden hiçbir uyarı gelmediğini söyleyen Besim, bu konuda da eleştirilerde bulundu.

Kütüphanelerle ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu belirterek detaylı bilgi isteyen Besim, Atatürk Kültür Merkezi’nde bir projeksiyon cihazı bile olmamasına da tepki gösterdi.

CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu, ülkedeki en önemli sorunlardan birinin atık konusu olduğunu kaydetti.

Su tüketimi ile ilgili ciddi bir politikaya ve bilinçlendirme çalışmasına ihtiyaç olduğunu belirten Çolakoğlu, çevre kirliliği sorununun da ciddi boyutta olduğunu anlattı.

Devlet tiyatrolarının 1999 yılında yandığını anımsatan Çolakoğlu, hala devlet tiyatrolarının yapılmamasını eleştirdi.

Müzelerin ilk açıldığı haliyle durduğunu, yenilenmediğini kaydeden Çolakoğlu, müzeciliğe ayrı bir önem verilmesi gerektiği görüşünü aktardı.

Dairelerdeki kadro eksikliklerine de işaret eden Çolakoğlu, kadroların doldurulmasının önemine değindi.

CTP Milletvekili Devrim Barçın, turizm teşvik fonu gelirlerinden bu yıl ne beklendiğini sordu.

Barçın kooperatiflerle ilgili hazırladığı bir yasa tasarısını da dağıtarak, ticari bankalarla rekabet edebilmek adına yasa tasarısını geçirmek gerektiğini kaydetti.

CTP milletvekili Sami Özuslu, Türkiye Cumhuriyeti ile “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin birbirlerinin limanlarına doğrudan cruise seferleri düzenlediğini kaydetti ve bu konuda TC yetkilileri ile ne gibi temaslar yapıldığını sordu.

Bu sene turizmde çok kötü bir sezon yaşandığını, konaklamanın çok düştüğünü anlatan Özuslu, Güney Kıbrıs’a İngiltere’den 10 ayda 1.3 milyon kişi gelirken, Kuzey Kıbrıs’a aynı pazardan sadece 34 bin kişi geldiğini söyledi ve “Londra pazarını da kaybettik.” dedi.

Çevre konusuna da değinen Özuslu, AB fonları ile oluşturulan ölçme merkezlerinin çalışmalarının görünür kılınması gerektiğini belirtti.

Gaziveren-Lefke bölgesindeki dikey büyümeye işaret eden Özuslu, plansızlık ve programsızlığa dikkat çekti.

Türkiye’den gelen su miktarını soran Özuslu, 2035 yılında öngörülen tüketim miktarına ulaşıldığını belirtti, bunu nüfus artışına bağladı.

CTP Milletvekili Doğuş Derya, Güney Kıbrıs’ta havalimanında turistlere turizm planlaması yapabilmek adına bir anket yapıldığını belirtti.

Kuzey Kıbrıs’a havalimanına gelen turistin karşılaştığı reklamlar nedeniyle büyük bir kumarhaneye geldiğini sandığını kaydeden Derya, yol boyunca kumarhane reklamları olduğunu, çevre temizliği olmadığını, hayvan ölüleri olduğunu kaydetti.

Kültürel mirasın pazarlanması gerektiğini ancak buralarda gerekli bütçe ayrılmadığı için gerekli bakımların yapılamadığını anlatan Derya, kültürel rota üzerinden kurgulanan bir toplu taşıma sistemi olmamasını da eleştirdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Bakan Gardiyanoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla mesaj yayımladı

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, kadına yönelik şiddetin önlenmesini öncelikli bir devlet politikası haline getirmek için çalıştıklarını söyledi. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Gardiyanoğlu, Kadınların hayatın her alanında güçlü ve etkin olması gerektiğine vurgu yaptı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Bakan Gardiyanoğlu, kadına yönelik şiddet içeren hiçbir davranışı ve tutumu kabul etmediklerini kaydederek, kadınların hayatın her alanında güçlü ve etkin olması gerektiğini vurguladı.

Kadın- erkek fırsat eşitliğini sağlayarak, kadına yönelik şiddetin önlenmesini öncelikli bir devlet politikası haline getirmek için, Bakanlığa bağlı tüm kurum ve kuruluşlarla, “sıfır tolerans” ilkesi ile çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Gardiyanoğlu, mesajında şu bilgileri paylaştı;

“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planımız kapsamında, Alo 183 Sosyal Hizmet Hattımız 7/24 hizmet veriyor. Hattın açıldığı 2018 yılından bugüne kadar 225 kadın ALO 183 Hattı’na başvurdu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Kıbrıs Türk Barolar Birliği arasında, şiddet mağduru kadınlara adli yardım desteği vermek için imzalanan protokolden 525 kadın faydalanarak adli yardım desteği aldı.

Kadına Yönelik Şiddet Karşı Mücadele Günü
Bakan Gardiyanoğlu gün nedeniyle mesaj yayımladı
“Kadına yönelik şiddetin önlenmesinin bir devlet politikası olması için çalışıyoruz”

Devamını Oku

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş, fırtınadan zarar gören köy ve bölgelerde incelemelerde bulundu

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, fırtınadan zarar gören köy ve bölgelere giderek incelemelerde bulundu.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, üreticilerle bir araya gelen Çavuş, Genel Tarım Sigortası Fonu, Tarım Dairesi, Hayvancılık Dairesi ve Veteriner daireleri tarafından, bitkisel ve hayvansal üretim alanlarında ve balıkçılık sektöründe fırtınadan zarar gören köy ve/veya bölgeler ile üreticilerin saptanmasına yönelik çalışmaların başlatıldığını ve en kısa sürede tamamlamayı hedeflediklerini dile getirdi.

Çavuş, Genel Tarım Sigortası Fonu yasal mevzuatı çerçevesinde bitkisel üretimde, tahıl ve yemlik ve yemeklik baklagil ekili alanlar, sera alanları, açıkta sebze ve meyve alanları, muz ve bağ alanları, narenciye alanları, patates ekili alanlar, hayvansal üretimde ise doğal afet sonucu oluşan hayvan ölümleri ve barınaklarda oluşan zararların sigorta güvencesi altında olduğunu ve çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz üreticilerin tazmin edileceğini kaydetti.

Şubat ayında Geçitköy bölgesinde meydana gelen sel, taşkın ve fırtına zararları da göz önünde bulundurularak Genel Tarım Sigortası Fonu Bitkisel Üretim Tüzüğü’nde değişikliğe gidildiğini de vurgulayan Çavuş, açıkta yetiştirilen sebze ve meyve alanlarını da sigorta güvencesi altına alındığını, bu adımla birlikte ülkedeki gıda arzının güvence altına alındığını da belirtti.

Değişen iklim koşullarına bağlı olarak doğal afet risklerinin arttığına da işaret eden Çavuş, seraların ve barınakların kuralına uygun şekilde inşa edilmesine yönelik dairelerin verdiği eğitimlerin ve Tarım Dairesi tarafından hazırlanan seracılık kriterlerinin güncellenmesinin ne kadar doğru bir iş olduğunu bugünkü saha incelemelerinde gördüklerini, çok sayıda zarar olmakla birlikte bu kadar güçlü bir fırtınaya rağmen hasar oranlarının ve ekonomik kaybın geçmiş yıllara nazaran oldukça azaldığını söyledi.

Olumsuz hava koşullarının kış ayları süresince devam edebileceği ve doğal afet riskinin de sürebileceği göz önünde bulundurularak doğal afet zararlarının oluşması neticesinde en kısa sürede üreticilerin, hayvan ölümleri için Veteriner Dairesi, barınak zararları için Hayvancılık Dairesi ve bitkisel üretim zararları için ise Tarım Dairesi’ne müracaatlarının büyük önem arz ettiğine de değinen Çavuş, bitkisel ve hayvansal üretim yapan ve doğal afet zararı oluşan tüm üreticilere geçmiş olsun dileklerini de iletti.

Çavuş, ayrıca üretimin devamlılığının sağlanmasının esas görev olduğu bilinciyle hareket ettiklerini, çiftçi ve hayvancının her koşulda yanında olduklarının bilinmesi gerektiğini de vurguladı.

Çavuş’a incelemeleri sırasında, Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, Gazimağusa Kaymakamı Özden Keser, Genel Tarım Sigortası Fonu Müdürü İpek Kızılduman ve bölge Tarım Dairesi yetkilileri eşlik etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam