Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Asla azınlık olarak görülmeyi kabul etmeyeceğiz

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmediği takdirde resmi görüşmelerin başlamayacağını yineleyerek, asla azınlık olarak görülmeyi kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Tatar, İngiltere merkezli “Kuzey Kıbrıs İçin Özgürlük ve Adalet” kampanyası Eş Başkanı Çetin Ramadan’ı kabul etti.

“Kuzey Kıbrıs İçin Özgürlük ve Adalet” kampanyası Eş Başkanı Çetin Ramadan, Cumhurbaşkanı Tatar’a kabulü için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, vatanına dönmüş olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

İngiltere’de de Kıbrıs Türk halkına yönelik adalet, eşitlik ve en önemlisi Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığı için mücadele ettiklerini belirten Ramadan, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlarla eşit olduğunu vurguladı.

Parlamenter çevrelerde yaptıkları çalışmalarda da hedeflerinin eşit statü ve egemen eşitliğin elde edilmesi olduğunu ifade eden Ramadan, bu kapsamda İngiltere’deki faaliyetlerine ilişkin son gelişmeleri paylaşmak için geldiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Kıbrıs Türk halkının mücadelesi ve davasına yönelik çalışmaları takip ettiğini belirterek, bu çalışmaların sadece Londra’yla sınırlı kalmadığına, Birleşik Krallık’ta İskoçya, Galler, İrlanda, Avrupa’da Strazburg ve Brüksel’e kadar uzandığına dikkat çekti.

İngiltere’de daha önce lobi faaliyetlerinde bulunan milletvekilleri olduğuna da işaret eden Tatar, bu kapsamda oradaki Kıbrıslı Türk seçmenlerin etkisine ve yıllar içindeki büyük potansiyeline vurgu yaptı.

-Beşinci nesil

Birleşik Krallık’ta şu anda beşinci nesil Kıbrıslı Türklerin yaşamlarını sürdürdüğünü belirten Tatar, bu nesilleri KKTC sevgisiyle, davalarına bağlılıkla ve milliyetçi duygularla yetiştirmek için çaba sarf eden tüm atalarına teşekkürlerini sundu.

Londra’yı her ziyaret ettiğinde daha fazla sayıda genç insana denk geldiğini söyleyen Tatar, KKTC’nin tanınmasına yönelik çalışmaların ilerlediğini görmenin kendisini motive ettiğini kaydetti.

Yürütülen bu eşitlik ve demokrasi hareketinin başı olarak yaptığı çalışmalar için Çetin Ramadan’a minnettar olduğunu dile getiren Tatar, Birleşik Krallık Parlamentosu’na yaptığı ziyarette bazı parlamenter ve Lordlar Kamarası üyeleriyle bir araya geldiğini hatırlattı; bu toplantıda Kıbrıslı Türklerin davasına açık desteğin vurgulandığına işaret etti.

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs’ın egemen halklarından biri ve Kıbrıs konusunda taraf olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli yeni siyaset aracılığıyla kamuoyuna, Kıbrıs’ta iki halk ve iki devlet olduğunun anlatılmasında büyük ilerleme kaydedildiğini belirtti.

Adanın tarihsel sürecine değinerek, 350 yıl boyunca Osmanlı yönetiminde olduğunu hatırlatan Tatar, adada sadece 37 yıl bulunan İngilizlerin iki egemen üssü bulunduğunu kaydetti; Kıbrıslı Türklerin ise hâlâ temel hakları olan egemenlikleri için savaştığını söyledi.

Yeni politika aracılığıyla da, Londra’daki yetkililere, garantör ülkelerden biri olarak Kıbrıs’ta gerçekleri görme çağrısında bulunduklarını ifade eden Tatar, yapılan haksızlıkların önüne geçilmesinin onların da sorumluluğu olduğunu kaydetti.

Cumurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmediği takdirde resmi görüşmelerin başlamayacağını yineleyerek, bir anlaşmada KKTC’nin devlet olarak yer alacağını, asla azınlık olarak görülmeyi kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Çetin Ramadan’ın çalışmalarının, yeni siyasetle gelen destekle gerçek bir ivme kazandığını kaydeden Tatar, kendilerine bu çalışmalarda destek veren Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş’a da teşekkürlerini iletti.

Tatar, Londra’ya zaman içerisinde çeşitli ziyaretlerde bulunduğunu ancak özellikle son ziyarette bir fark yaratıldığını gözlemlediğini belirterek, bu ziyarette egemen bir halk olan Kıbrıslı Türklerin, ambargo ve izolasyonlarla çeşitli haksızlıklara uğradığı mesajının net bir şekilde parlamentoya iletildiğini söyledi.

Tatar, Çetin Ramadan’a, ülkede yapacağı temaslarda ve gelecekteki çalışmalarında başarılar diledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel:Kıbrıs Türk halkı yaşadığı tüm acılara, ambargolara ve adaletsizliklere rağmen kendi devletini kurdu

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel Kıbrıs Türk halkının 1960 sonrası süreçte yaşadığı tüm acılara, ambargolara ve adaletsizliklere rağmen, dimdik ayakta durmayı başardığını, kendi devletini kurduğunu, kendi kendini yönetir hale geldiğini vurgulayarak, “Varoluş mücadelemiz, tarihe altın harflerle yazılmıştır.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının 1974 sonrası, Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle sadece özgürlüğe kavuşmadığını, demokrasisini kuran, kendi kurumlarını inşa eden ve geleceğine sahip çıkan güçlü bir halk olduğunu kaydeden Üstel, “Ancak ekonomik bağımsızlık da bizim için siyasi bağımsızlık kadar kutsaldır.” dedi.

Başbakanlık’tan verilen bilgiye göre, Üstel, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen resepsiyona katılarak konuşma yaptı.

Konuşmasında resepsiyonda bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Üstel, “Bugün bizleri bir araya getiren şey, aynı topraklara duyduğumuz sevgi ve vatanımıza duyduğumuz aşktır. Bizler Kıbrıs’ın çocuklarıyız. Bizler Akdeniz’in incisinde kök salmış zeytin ağaçları kadar sağlam insanlarız ve bizler, o topraklarda onurlu bir gelecek kurmak adına çok büyük bedeller ödemiş bir halkız.” dedi.

Devletlerini kurmuş olmalarına rağmen, yıllarca süren federasyon masallarıyla oyalandıklarını ifade eden Üstel, şunları kaydetti:

“50 yıl boyunca çözüm ümidiyle zaman kaybettik. Ama o dönem artık geride kaldı. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın kararlılıkla ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu, Türkiye ile tam bir uyum içinde savunuyoruz. Bu vizyon, artık sadece bizim değil, Türk milletinin topyekûn iradesidir. Ve bu iradenin en güçlü sesi de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan, Birleşmiş Milletler kürsüsünden dünyaya haykırdı: ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyın’. Bu çağrı; bizim için yalnızca diplomatik değil, tarihi bir dönüm noktasıdır. Tanınma yolculuğumuz başlamıştır ve artık bu yürüyüşten geri dönülmeyecektir.”

-“Rum Yönetimi KKTC’yi hedef alan bir ekonomik sabotaj zinciri başlattı”

Bu gelişmeden rahatsız olanlar da bulunduğunu dile getiren Başbakan Üstel, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin özellikle inşaat, turizm ve yabancı yatırım alanlarında KKTC’yi hedef alan bir ekonomik sabotaj zinciri başlattığına işaret etti.

Mülkiyet bahanesiyle uygulanan baskının, yatırım alanında resmen ekonomik bir terör haline geldiğini dile getiren Üstel, “Ama bilinmelidir ki; biz geri adım atmayız. Çünkü biz Kıbrıs Türk halkıyız. Yılmayız, vazgeçmeyiz, diz çökmeyiz”. ifadelerini kullandı.

– “İngiltere’deki Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla daha güçlü bir ekonomik bağ kurmak istiyoruz”

İş insanlarına seslenirken, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sizin için hem bir vatan hem de bir fırsattır. Turizmden eğitime, tarımdan konuta, sanayiye kadar birçok alanda yeni yatırım imkanları sizi bekliyor.” diyen Üstel, İngiltere’deki Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla daha güçlü bir ekonomik bağ kurmak istediklerini, ortak projeler, karşılıklı yatırımlar ve stratejik ortaklıklar için İngiltere’deki Kıbrıslı Türk iş insanlarını memleketlerinde görmek istediklerini ifade etti.

Başbakan Üstel sözlerini şöyle sürdürdü:

“Evet, zorluklarımız var. Bürokratik engeller varsa, birlikte aşacağız. İzolasyon varsa, birlikte kıracağız. Çünkü bu devlet bizimdir, bu toprak bizimdir. Yıllarca bekleyen taleplerinizi biliyoruz. Ama artık KKTC’de istikrar var. Bugün biz, KKTC tarihinin en uzun soluklu hükümetiyiz. Ve bu istikrarla birlikte, verdiğimiz her sözü yerine getiriyoruz! Yurtdışından KKTC’ye yapılacak yatırımlar için yeni teşvik paketleri hazırlıyoruz. Vergisel avantajlar, prosedür kolaylıkları, dijital hizmetlerde çözümler sunuyoruz. Askerlik, vatandaşlık, kamu hizmetleri gibi konularda siz iş insanlarına özel düzenlemeler getiriyoruz. KKTC’de yüksek nitelikli turizm ve eğitim yatırımları için yepyeni projeler başlatıyoruz. Gençlerimize yönelik söz verdiğimiz her projeyi hayata geçiriyoruz. İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu’nu kuruyoruz. Yuvaya dönüş paketini devreye aldık. Vergi kolaylıkları, sosyal konut imkanları, e-devlet kolaylıklarını devreye soktuk. Askerlikle ilgili kolaylaştırıcı adımlar için yasal çalışmaları başlattık. Cumhuriyet Meclisimize sunduğumuz yeni Askerlik Yasa yasası pazartesi gün genel, kurulun gündemine geliyor.”

-Yeni askerlik yasası

Yeni askerlik yasasıyla yurt dışında yaşayan çift uyruklu gençlere de bedelli askerlik hakkı tanımayı hedeflediklerini belirten Üstel yeni yasayla ilgili şu bilgileri aktardı:

“Yeni yasayla 90 gün olan ülkedeki kalış süresini 120 güne yükselteceğiz. Bedelli askerlik ücretlerinde indirime gideceğiz. Tıpta uzmanlık veya doktora eğitimi alan gençlerimizin durumunu netleştireceğiz, yasal belirsizlikleri ortadan kaldıracağız. Yoklama kaçağı veya bakaya durumundaki gençlerimize af getireceğiz. Ayrıca, önceki yıllarda süresi içinde bedelli hakkını kullanamayanlar için bir defaya mahsus istisnai başvuru hakkı tanıyacağız. İnanıyorum ki bu yasa hayata geçecek ve gençlerimiz için, fırsat eşitliği sağlanacaktır.”

-“Açık destek bekliyoruz…KKTC’nin sesi olun”

İngiltere’deki Kıbrıslı Türk iş insanlarından açık destek beklediklerini söyleyen Başbakan Üstel, “Annan Planı sonrası verilen sözler tutulmadı. Direkt uçuşlar, doğrudan ticaret ve doğrudan siyasi temaslar başlamadı. Rumlar ödüllendirilirken biz cezalandırıldık. Artık bunu yüksek sesle haykırın. KKTC’nin sesi olun. Direkt ticaret hakkımızdır. Direkt uçuş hakkımızdır. Mülkiyet üzerinden yürütülen baskılar artık son bulmalıdır.” dedi.

Hep birlikte KKTC’nin yeni yüzyılını inşa etme çağrısında da bulunan Üstel, ”Çünkü siz sadece iş insanı değilsiniz. Siz KKTC’nin dış politikadaki yüzüsünüz. Siz bu milletin gönül elçilerisiniz. Birlikte çalışacağız, birlikte yükseleceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Kıbrıs Adası’nda iki Halk, iki Devlet ve iki Demokrasi vardır.Sürdürülebilir bir anlaşmanın bu zeminde olması için son Anavatan Türkiye bu siyasete tam destek veriyor”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar eşi Sibel Tatar ile birlikte katıldığı, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi’nin resepsiyonunda konuşma yaptı ve iki Devletli bir anlaşmanın Kıbrıs Adası’nda gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zemini olduğunu ve bu siyaseti yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerinin de desteklediğini söyledi.

Wood Green bölgesinde Grand Palace’ta düzenlenen resepsiyona Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçi Osman Koray Ertaş, KKTC ve İngiltere’den ekonomik örgüt temsilcileri ile sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı.

Cumhurbaşkanı Tatar resepsiyonda yaptığı konuşmasında, uzun yıllar İngiltere’de yaşadığını belirterek şunlar söyledi:

“Burada sizlere bir kardeşiniz olarak hitap ederken, burada yaşadığım yılları hatırlıyorum. Necati Sağer, Faik Müftüzade, Hasan Tatar, Zeren Safa, burada temsilcilik yapan Tansel Fikri, iş insanımız Asil Nadir’i asla unutamayız. Mücahitler Marşımızı yazan Zeka Alsancak, Özkan Hıfzı ve daha birçok isim… Bu değerli insanlarımızı yad ediyor, hayatta olmayanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Buralarda kararlılıkla Kıbrıs Türk Halkının haklı davası ve mücadelesi için o yıllarda da nasıl çalışıldığını birlikte yaşadık. 25 – 26 yaşlarındaydım ve Londra sokaklarında çok mücadele verdiğimi hatırlıyorum çünkü İngiltere garantör ülkelerden biri olduğu için mücadele buradan başlıyordu. Kıbrıs Türk Halkına yapılan haksızlıkların o zamanın Thatcher Hükümetine ve onun milletvekillerine duyurmak için canla başla çalışıyorduk. Çok önemli lobi çalışmaları yürütülüyordu. Sesimizi duyurabildik. Margaret Thatcher’a ve Kraliyet ailesine kadar sesimizi duyurduk.”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasına şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk Halkı var oluş mücadelesi vermiştir. Mazlum Kıbrıs Türk Halkı o topraklarda Müslüman bir halk olarak mücadele verirken, Batı dünyası yapmakta olduğu bu haksızlığı halen devam ettirmektedir. Bunu bilelim ki böylesi acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Hiç unutulmamalıdır ki, Nisan 2004 yılında BM Kapsamlı Çözüm Planı olan Annan Planı, eş zamanlı olarak iki tarafta referandumuna sunulmuş, Kıbrıs Rum Halkı bu plana hayır demiş, Kıbrıs Türkü evet demişti. O zamanlar barış rüzgarları eserken içimizdeki bazıları bu iş bitmiştir, iki Halk kardeştir dediler, ne olursa olsun bir anlaşma olsun da uluslararası hukuk içerisinde Kıbrıs halklarını buluşturacaklardı. Türkiye’nin Garantörlüğü sona erdirilebilir, asker çekilebilirdi, biz artık kardeş olacağız gibi söylemler yaymışlardı. Ama biz güvenemeyiz dedik, çünkü dünyada nasıl bir rüzgarla karşı karşıya kalınabileceğini tahmin edemeyiz dedik. Nitekim daha sonra Bosna’da olanlar, Libya’da olanlar, daha sonra da Irak’ta olanlar, Suriye’de olanlar, Ukranya’da olanlar, Gazze’de olanları hatırlatırken şimdi de İsrail – İran arasındaki çatışmalarında kullanılan füzeleri Gazimağusa’dan tedirginlik içerisinde izlemekteyiz.

Bu nedenle yeni siyaset diyoruz. Bu siyaset, egemenlik temelinde bir siyasettir. Bu siyaset, 2020 yılından sonra Anavatan Türkiye Cumhuriyetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tam destek verdiği egemenlik temelinde ve iki Devletli bir anlaşmaya tam destek vermektedirler. Artık bütün dünyaya Kıbrıs Adası’nda iki ayrı halk, iki ayrı Devlet ve iki ayrı demokrasinin mevcut olduğunu her platformda haykırıyoruz. Rum liderliği ne derse desin, biz kendi egemenliğimizden, kendi hakkımızdan, kendi hukuğumuzdan ve ayrı bir Halk olmanın zenginliğinden – yani kendi kimliğimiz, dilimiz, dinimiz, kültürümüz, tarihimiz, müziğimiz, edebiyatımızla Kıbrıs Türk Halkı olarak varız ve var olmaya bu topraklarda özgür yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Egemenlik ve iki Devletli bir anlaşmanın altının boş olmadığını, Kıbrıs Türk Halkının özden gelen hakkı olduğunu, şehitler verildiğini, uzun yıllar var oluş mücadelesi ortaya konulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemenlik hakkı, özden gelen hakkımız, uluslararası anlaşmalarının da içerisindedir. Yeni siyasetten geri dönüşü olmaması gerekiyor. Bu haklarımızı almamız için büyük bedeller ödenmiştir. Bunun içerisinde 85 milyonluk Anavatan Türkiye, Avrupa’da yaşayan 10 milyon Türk vatandaşı . . . yani 100 milyona yakın bu siyasete destek veren Türk vatandaşı vardır, bu çok önemlidir” dedi.

Türk Devletleri Teşkilatındaki gözlemci üyeliğimiz

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “2022 yılında, Özbekistan’ın Semerkant şehrinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri Teşkilatında oybirliği ile alınan kararda anayasal adıyla gözlemci üye olarak kabul edildi. Bu teşkilatta çeşitli seviyelerde toplantı ve zirveler gerçekleştiriliyor, Devlet Başkanı, Bakanlar, ekonomik ve sivil toplum düzeyinde toplantılara KKTC olarak biz de katılıyoruz. Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanımız Turgay Deniz birçok toplantıya katılmıştır. Ticaret Odası yanı sıra Sanayi Odamız, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığımız, İçişleri Bakanlığımıza bağlı çeşitli farklı komitelerin farklı ülkelerde katılımları olmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağımız ile bizleri temsil etmektedirler” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs Türk Halkı bir cemaattan, bir Devlet sahibi konumuna ulaşmıştır. Uluslararası organizasyonlarda Devletimizle temsil ediliyoruz. Ben Cumhurbaşkanı olarak Gambia Cumhuriyeti’nde yapılan Ekonomik Zirve’ye katılıp, Gambia Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildim, başka devlet başkanlarıyla görüştüm ve oradaki zirvede konuşma yaptım.
Biz yüreğimizi milli davamız için ortaya koyduk. Halkımızın refahı ve geleceği için mücadeleyi canla başla sürdürüyoruz.

Gelecek hafta, Azerbaycan’da, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daveti üzerine katılacağım ekonomik zirve toplantısı düzenlenecek. Tabii, Güney Kıbrıs’taki zihniyet değişmedi, bizim görünürlüğümüzü her fırsatta engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve biz böylesi bir zihniyette olan Rum liderliği ile, her türlü iyi niyetimizi göstermemize rağmen maalesef bir yere gelemedik. Annan Planında da böyle olmuştu, Temmuz 2017 yılında Crans-Montana’da da böyle olmuştu.”

KKTC gelişmiştir ve gelişmeye devam edecektir

Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC’de, gençliğimizi başı dik ve onurlu bir şekilde geleceğe hazırlamak için canla başla çalışıyoruz. Ülkemizde turizmle, üniversitelerimizle, Türkiye’den getirilen su, sanayi bölgelerimiz, inşaat ve emlaktaki gelişmelerle ve şimdi KKTC’de bu yıl içerisinde ilk kez düzenlenen ve 225,000 kişinin katıldığı Mayıs ayında gerçekleşen uzay ve havacılık alanındaki KKTC TEKNOFEST ile gelişmeye devam ediyoruz” dedi.

Bu hafta Avrupa Bakanı Doughty ile Birleşik Kralık Eski Başbakanı Boris Johnson ile özel bir görüşme gerçekleştirdim

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiltere’nin garantör bir ülke olduğuna ve Londra’da lobiciliğin önemine işaret ederek, “İngiltere’de Bakanlarla, Parlamenterlerle, belediye başkanlarıyla ve iş insanlarıyla görüşmeler yaptım. Halkımızı temsil ederek Kıbrıs Türk Halkının görüşlerini ve beklentilerini en proaktif şekilde ortaya koymaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz gün, Birleşik Krallık Avrupa ve Kuzey Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty ile görüştüm. Ona Kıbrıs konusunda yeni işbirliği inisiyatifleriyle ilgili görüşlerimi paylaştım. Rum liderliği tarafından ortaya konan zihniyetin şimdi de insanlarımızı, yatırımcılarımızı, taşınmaz mal üzerinden tutuklama yaparak ekonomimizi hedef aldığını, böylesi bir ortamda iki Halk arasında güvenin nasıl oluşturulacağını sorguladım. İyi niyetle biz her zaman diyalogdan yana olduğumuzu ancak Rum liderliğinin katı bir tutum içerisinde olduğunu anlattım” dedi.

İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson ile özel bir görüşme gerçekleştirdiğini de anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Türk asıllı olan Johnson’un büyük dedesinin rahmetli Ali Kemal olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Kenan Nafi’ye ve Konsey’in Yönetim Kuruluna, Sekizinci Kıbrıs Türk Kültür Festivali’ni organize ettikleri için teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Festivaller, Kıbrıs Türk halkının kültür, gelenekler, el sanatları, folklor ve müziğinin yanı sıra bir dayanışma göstergesi olması bizim için çok büyük önem taşımaktadır. Gençlerimizle gurur duyuyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ’de “2. Kulvar Diplomasisi – Doğu Akdeniz’de çıkış yolu mu?” başlıklı seminer düzenlendi

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi (DAÜ-KPM) ile DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü iş birliğinde “2.Kulvar Diplomasisi – Doğu Akdeniz’de Çıkış Yolu mu?” başlıklı seminer düzenlendi.

DAÜ’den yapılan açıklamaya göre, seminerin açılış konuşmasını, DAÜ-KPM Araştırma Görevlisi Hatice Savoğlu yaptı.

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ile DAÜ-KPM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen de sunumunda, 1. ve 2. Kulvar Diplomasisi kavramlarını ayrıntılı bir şekilde ele aldı.

Birinci Kulvar Diplomasisinin, devlet temsilcileri tarafından yürütülen resmi diplomatik faaliyetleri kapsadığını belirten Sözen, 2. Kulvar Diplomasisinin ise akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler aracılığıyla gerçekleştirilen gayri resmi temaslara dayandığını ifade etti. Sözen, 2. Kulvar Diplomasisinin amacının, resmi süreçleri tamamlayıcı nitelikte katkı sunmak olduğunu vurguladı.

Sözen konuşmasının devamında, Türk-Yunan Forumu, Eastern Mediterranean Initiative (Doğu Akdeniz İnisiyatifi) ve DIPLOMEDS gibi 2. Kulvar Diplomasi girişimlerinde edindiği deneyimleri paylaşarak bu tür girişimlerin Doğu Akdeniz’deki çatışmaların çözümüne nasıl katkı sağladığını örneklerle aktardı.

Katılımcı sorularının yanıtlanması ile son bulan seminerde, 2. Kulvar Diplomasisinin farklı coğrafyalardaki çatışma ortamlarında nasıl uygulanabileceğine dair örnekler de sunuldu.

Devamını Oku

Trending

Reklam