Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Bizi ambargo ve izolasyonlarla federal çatı altında yok etmeyi amaçlıyorlar fakat yanılıyorlar

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde düzenlenen Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Gönlümüz, tarihimiz ve kaderimiz birdir” dedi.

Kıbrıs’ta çok acılar çekildiğini fakat hiçbir zaman karamsarlığa düşülmediğini, Kıbrıs’ın, 350 yıl Osmanlı egemenliğinde yaşamış bir Türk adası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

-“Vatan, sadece toprak demek değildir. Aynı zamanda denizlerde, enerji kaynaklarında ve göklerdeki hakkımızı temsil eden milli hassasiyetimizdir”

“Devlet olmak ne demektir? Mücadeledir, şehitler vermektir, vatan uğrunda dökülen kan demektir, acılardır, ödenen bedellerdir… Sonuç olarak ortada meşru bir KKTC vardır. Toprağı, halkı, demokrasisi, yaşamı, sınırları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi olarak tanıdığı KKTC’nin Mavi Vatan’da da hakkı vardır. Mavi Vatan bizim için çok önemlidir. Vatan, sadece toprak demek değildir aynı zamanda denizlerde, enerji kaynaklarında ve göklerdeki hakkımızı temsil eden milli hassasiyetimizdir. Kıbrıs’ı kimse güneyde küçük bir ada olarak görmesin! Türkiye Cumhuriyeti ve Türk dünyası ile adadaki Kıbrıs Türkü; şehitler diyarında bütün bu haklarımızla birleştiğimizde işte o zaman bu gönül coğrafyası çok daha anlamlı, milli ve kutsaldır.

Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ve Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev’den KKTC’nin önümüzdeki ay Semerkant’taki toplantıda Türk Devletleri Teşkilatı’nın gözlemci bir üyesi olarak kabul edilmesinden dolayı duyduğum büyük sevinci de sizinle paylaşmak istiyorum. Bu mücadelede bizimle birlikte olan, destekleyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yürekten teşekkür ederim.

Kıbrıs’taki mücadelemiz esas itibarıyla gençlik yıllarımda Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile yaptığım sohbetlerde hep ifade ettiği şey, egemenlik ve devlet meselesiydi. Egemenliği devredilen Kıbrıs Adası’nda Rum-Yunan ikilisinin bazı müttefikleri ile Kıbrıs’taki Türk halkını yok etmek, adayı bir Rum-Yunan adası yapmak ve Enosis’le Yunanistan’a bağlamak için yapılan bütün hukuksuzluk ile saldırıların gayrimeşru olduğunu hep birlikte bütün dünyaya haykırdık.”

-“Bizi ambargo ve izolasyonlarla federal çatı altında yok etmeyi amaçlıyorlar fakat yanılıyorlar”

“İngiliz sömürge yönetiminde Kıbrıs’a olağanüstü bir nüfus aktarımı olmuştur. Eğer adayı Yunanistan’a bağlama girişiminde bulunulursa Türkiye Cumhuriyeti buna sessiz kalmayacaktı. Kıbrıs Türk halkı, Londra ve Zürih antlaşmalarının neticesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olmuştur. Yani en az Rumlar kadar egemen olacaktır. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş da ömrünü Kıbrıs davasına adamış, müzakere masalarında mücadele etmiştir.

Türk dünyası da bu gelişmeleri izlemektedir. Oynanan oyun, büyük bir uluslararası tezgâhtır. O tezgâh, bizi bir federal antlaşmanın içerisine hapsederek orada Kıbrıs Türk halkını geçmişiyle kaderiyle azınlık statüsüne getirecektir.

Rum-Yunan ikilisi verdiği hiçbir vaadi yerine getirmedi. Annan Planı’na biz evet dedik, onlar ise hayır. Hayır diyen Rum tarafını mükâfatlandırıp tek başına Avrupa Birliği’ne aldılar. Bizi ambargo ve izolasyonlarla federal çatı altında yok etmeyi amaçlıyorlar fakat yanılıyorlar. Bizim arkamızda Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletleri vardır.

Bizi yok etmek için yapılan her türlü oyunun karşısında bu birlik ve beraberlik bizim gücümüzdür. Biz, Doğu Akdeniz’de Türk dünyasının bir uzantısıyız. Ben her zaman iki devletli çözüm modelinden bahsettim. Hâlâ Kıbrıs’ın bir Helen adası olacağını hayal eden bir zihniyetle karşı karşıyayız.”

-“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz…”

“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz sağlandığı zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle müzakere masasına döneceğimizi bütün dünyaya haykırıyoruz. Yıllardır federal çatı altında bizi bir ortaklık içerisinde yok etmek amacıyla mücadele eden Rum-Yunan ikilisi, Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’nde değil diye sıfır asker sıfır garanti kıstası altında Kıbrıs Türkü’nü asimile etmeye çalışmaktadır. Yeni siyaset, iki egemen devletin iş birliği ile Kıbrıs’ta bir antlaşmanın olabileceğidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 77. Genel Kurulu’nda yaptığı, yeni siyasetle birlikte Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitlik hakkının tescil edilmesi ve uluslararası topluma, KKTC’yi tanıyın çağrısında bulunması, tarihi bir konuşmadır.”

Mücadelemizin yıllardır devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası toplumun, Kıbrıs’ın gerçeklerini göreceğine inandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, bir antlaşmanın olabilmesi için gerçeklere bakılması gerektiğinin altını çizerek Kıbrıs’ta 60 yıldır iki devlet olduğunu ifade etti.

-“Tarih, bu toplantıyı kaydedecektir”

“Kıbrıs Türk halkının, egemen eşitlik ve KKTC ile yaşamını devam ettirmesi gerektiğini ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın saygın bir üyesi olarak önümüzdeki yıllarda Türk bayraklarının gönderde dalgalandığı ve Türk halkının bağımsız, egemenlik hakkıyla yaşamını sürdürebileceği bir vatan toprağı olmaya devam etmelidir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, tarihin bu toplantıyı kaydedeceğini vurgulayıp birlik ve beraberlik içerisinde vatan ve bayrak sevgisinin, kendilerini birleştiren güç kaynağı olamaya devam edeceğini dile getirerek herkese teşekkür etti.

AK Parti Genel Başkanvekili ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım da yaptığı konuşmada, Türklerin uzun süre esaret altına girmediğini, isimleri değişmişse de bağımsızlıklarına olan tutkularının hiç yok olmadığını söyledi.

“Dünya refahından Türk devletleri, hak ettiği payı henüz alabilmiş değildir” diyen AK Parti Genel Başkanvekili ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım enerji, doğal kaynaklar ve stratejik topraklar bakımından dünyanın bütün ülkelerinden farklı bir konumda olmasına rağmen dünyanın refahından hak ettiği payı almadığını belirtti.

Binali Yıldırım; “Türk Devletleri Teşkilatı’nın amacı kimseyi korkutmak değildir ama hiç kimseden de korkmadığını ortaya koymaktır. Bizim amacımız gelişmiş sömürgeci ülkeler gibi emperyal güçler gibi başka ülkeleri esaret altına alıp onları iliklerine kadar sömürmek değildir” dedi.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın yapısını anlatan Yıldırım, 11 Kasım’da Semerkant’ta düzenlenecek tarihi zirvede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de gözlemci üye olarak görmeyi arzu ettiklerini, bunun da gerçekleşeceğini, gerekli altyapı çalışmalarının sürdürüldüğünü bildirdi.

“Türk devletleri ve Türkler deyince işi, üyelerle sınırlı tutmak yanlıştır. Balkanlar’da, Orta Asya’da, Uzak Doğu ve Orta Doğu’da birçok ülkede bulanan soydaşlarımızı da işin içine kattığımız zaman 300 milyon nüfustan bahsediyoruz. 20 milyon kilometrekarelik bir coğrafyadan bahsediyoruz” diyen Yıldırım, üyelerle sınırlı olan 5 milyon metrekarelik coğrafyada, nüfusun 170 milyon, gayrisafi hasılanın ise 1,5 trilyon dolar seviyesinde, toplam ticaret hacminin ise 700 milyar dolar olduğunu söyledi.

Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

“Türk devletlerinin 700 milyar dolarlık bir dış ticareti olmasına rağmen bu ticaretin sadece 18 milyar dolarını kendi aralarında yapmaktadır. Bu da toplam ticaretlerinin yüzde 3’ünden azdır. Burası, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Amaç nedir? Topluluklar, insanlar ve kurumlar niye bir araya gelir? Dayanışma için, güçlenmek için refahlarını artırmak için…

O halde enerji bizde, doğal gaz bizde, petrol bizde, dünyanın namütenahi madenleri bizde, Avrasya coğrafyası bizde, batı ile doğuyu birleştiren yüzyıllar boyunca hem insanların hem malların hem de zenginliğin göç yolları olmuş tarihi İpek Yolu bizde, gel gör ki dünya refahından ve kendi aramızdaki refahı güçlendirmede hak ettiğimiz yerde değiliz.”

20. yüzyıl ile 21. yüzyılın başının birbirine benzer olduğunu dile getiren Yıldırım; “20. yüzyılın başında, Birinci Cihan Harbi’nden sonra ne yazık ki Türkler, Türk devletleri birbirinden ayrı kalmıştır. Araya demir perde girmiştir ve bu hasret 21. yüzyılın hemen öncesinde otuz yıl önce Türk devletleri, Kafkaslar’da, Orta Asya’da bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Bu 76 yıllık kesinti 2,5 nesil anlamına gelmektedir. İki buçuk nesil kopukluk vardır. O halde geçen 30 yıl önemli bir süredir fakat Türk devletlerinin birbiriyle entegrasyonu için henüz yeterli olmamıştır” dedi.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın varlığı ve faaliyetlerinin zaman zaman Batı dünyasında tartışıldığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

“Efendim ‘Türk Devletleri Teşkilatı ne demek oluyor? Acaba ‘Eski rüyalarını mı hatırlıyorlar’ gibi sözler kulağımıza geliyor. Herkes şunu bilmelidir; Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluş amacı, gayet açık ve sarihtir. Bölgede var oldukları coğrafyada refahı artırmak, ortak ulaşım altyapısını iletişim altyapısını geliştirmek, ortak kültürlerini yaşatmak ve savunmalarını savunma imkân ve kabiliyetlerini birbirleriyle paylaşmak. Yani Kafkaslar’da Orta Asya’da barışı, huzuru, kardeşliği daim kılmak amacını gütmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın amacı kimseyi korkutmak değildir ama hiç kimseden de korkmadığını ortaya koymaktır. Bizim amacımız, gelişmiş sömürgeci ülkeler gibi emperyal güçler gibi başka ülkeleri esaret altına alıp onları iliklerine kadar sömürmek değildir. Bizim amacımız, refahı bölgesel olarak küresel olarak adil bir şekilde yaygınlaştırmaktır.”

Dünyanın zor günlerden geçtiğini, Avrasya coğrafyasında en büyük sıkıntıyı çekenin de Türkiye Cumhuriyeti olduğunu dile getiren Yıldırım; Türkiye’nin bir geçiş ülkesi olduğunu, bu topraklarda bölgede ve Türkiye’de yaşayan insanların geleceğini, huzurunu, kardeşliğini daim kılmak için gereken her şeyi yapmanın görevleri olduğunu belirtti.

Türkiye’nin terörle mücadelesini anlatan Yıldırım; “40 yılı bulan terörle mücadele veren bir ülkeyiz. Büyük bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Yetmedi Irak’ta, Suriye’de ve Libya’da yaşanan, Rohingya ve Myanmar’da yaşanan, Afganistan’da yaşanan, son zamanlarda Rusya-Ukrayna arasında yaşanan sorunlara en büyük bedeli ödeyen ülkelerin başında geliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın özellikle bölgede Balkanlar başta olmak üzere Orta Doğu’da, mavi vatanda, Kafkasya’da ve Orta Asya’da huzurun kardeşliğin daim olması için ortaya koyduğu gayret çaba her türlü takdirin üzerindedir” ifadesini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dünya beşten büyüktür” sözünü hatırlatan Yıldırım; “Eğer bir beş ülkeden bir tanesi sorunun bir parçası ise o zaman çözüm hayal. Böyle bir şey mümkün değil. Dolayısıyla bu çarpık yapı mutlaka düzeltilmelidir. Bu yönde de Cumhurbaşkanı’mızın uzun süreden beri dillendirdiği ‘dünya beşten büyüktür’ tezi bugün görüyoruz ki gecikmeli de olsa birçok ülke tarafından, birçok devlet adamı tarafından yüksek sesle tezahür ve telaffuz edilir hale gelmiştir. Bu da bir gelişmedir. Biz haklı olmayı değil, haklı konumda kalmayı tercih ediyoruz. Şimdi uluslararası topluma düşen, bir an önce gereğini yapmak ve dünyanın en büyük çatı örgütü BM’nin yeniden yapılanması için kolları sıvamaktır. Ne kadar geç kalırsa insanlık o kadar daha fazla beden ödeyecektir” diye konuştu.

Bugün ne yazık ki adil olmayan ve adı konmayan bir savaşın olduğunu belirten Yıldırım; “Rezerv paraların silah olarak kullanıldığı ve keyfi, doğrudan savaşların değil vekâlet savaşlarının yürüdüğü, uluslararası sularda münhasır ekonomik bölgelerde ülkelerin hak ve menfaatlerine göz dikildiği bir dünyadan bahsediyoruz” ifadesini kullandı.

Yıldırım, bu şartlar altında Türkiye’nin gerek 780 bin kilometrekare vatan toprağında gerekse 462 bin kilometrekare Mavi Vatan’da hak ve menfaatlerinden asla vazgeçmeyeceğini vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Meteoroloji Dairesi Müdürlüğü, Kuzey Afrika üzerinden taşınan toz zerreciklerinin 28 Kasım 2025 saat 00.00’dan 29 Kasım 2025 saat 23.59’a kadar bölgede hava kirliliği yaratmasının beklendiğini duyurdu.

Açıklamada, toza karşı hassasiyeti bulunan vatandaşlara tedbirli olmaları yönünde tavsiyede bulunuldu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, İstanbul’da Türkiye basınına verdiği röportajdaki ifadelerinin eksik anlaşıldığını belirterek bir açıklama yaptı.

Ataoğlu, sözlerinin bağlamından koparıldığını ve ortaya çıkan yorumların kendisi için talihsiz olduğunu ifade etti.

Açıklamasında, KKTC’ye hep birlikte sahip çıkılması gerektiğini vurguladığını hatırlatan Ataoğlu, “Bizim asıl dileğimiz, başka ülkelerde yaşayan insanların değil, özellikle anavatan Türkiye’deki vatandaşlarımızın KKTC’de mülk ve konut sahibi olmalarıdır.” sözlerinin farklı değerlendirildiğini söyledi.

“Yabancılara Karşı Değiliz”

Ataoğlu, ifadelerinin yabancıların KKTC’den mülk edinmesine karşı bir tutum olarak yorumlanmasının gerçeği yansıtmadığını belirterek, böyle bir yaklaşım içinde olmadıklarını vurguladı.
“Yabancıların KKTC’den ev almasına veya yatırım yapmasına kesinlikle karşı değiliz. Bu ülkeye değer katacak her girişimi destekliyoruz.” dedi.

“Amacımız Türkiye’den Yatırımları Teşvik Etmekti”

Ataoğlu, söylemlerinin amacının, Türkiye’de yaşayan vatandaşların KKTC’de daha fazla yatırım yapmasını teşvik etmek olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye ile KKTC arasındaki gönül bağı bizim için çok özel. Üstelik, KKTC’yi tanıyan tek ülke olan Türkiye ile olan ilişkilerimiz, bizim için yalnızca siyasi değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel bir öneme sahiptir. Bu nedenle Türkiye’deki kardeşlerimizin ülkemize daha fazla yatırım yapmalarını istiyoruz. Vurgulamak istediğim budur. Bu durum, başka ülkelerden gelecek yatırımlara kapalı olduğumuz anlamına asla gelmez.”

Ataoğlu, KKTC ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi için hem Türkiye’den hem de diğer ülkelerden gelecek yatırımlara açık olduklarını yeniden dile getirdi.

“KKTC’yi Birlikte Büyütmekte Kararlıyız”

Ataoğlu, tüm tartışmaların ötesinde amaçlarının KKTC’nin büyümesi, kalkınması ve uluslararası alanda güçlü bir turizm ve yatırım merkezi haline gelmesi olduğunu belirterek, “KKTC’ye hep birlikte sahip çıkmalı, ülkemizi birlikte büyütmeliyiz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat ile görüştü.
İstanbul’da gerçekleşen görüşmede Kuzey Kıbrıs turizmi, uçak bilet fiyatları, tanıtma ve pazarlama faaliyetleri ile yeni projeler ele alındı.
Görüşmede KKTC İstanbul Başkonsolosu Zalihe Mendeli, Bakanlık Müsteşarı Serhan Aktunç, KKTC İstanbul Turizm Koordinatörü Özge Palamutçu ile KITSAB Başkanı Oğuz Akançay yer aldı.
Bakan Ataoğlu görüşmede yaptığı konuşmada Türk Hava Yolları ile her zaman sıkı ilişkiler içerisinde olduklarını ve yeni projelerde Kuzey Kıbrıs turizmi için çalıştıklarını söyledi.
KKTC turizminin gelişimi ve ülkemizin uluslararası alanda daha güçlü şekilde tanıtılması adına THY’nin büyük bir rol üstlendiğini anlatan Ataoğlu, THY’nin desteği ile zoru kolaya çevirdiklerini belirtti.
Ataoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü;
“THY ile yapılan görüşmede KKTC için uygun bilet politikasının sürdürülmesi konusunda taleplerimizi iletirken, bu taleplerimize olumlu karşılık almak bizleri memnun etmiştir.
Uygun bilet politikası, hem vatandaşlarımızın hem de ülkemize gelmek isteyen misafirlerimizin ulaşımını kolaylaştıracak, turizme önemli katkı sağlayacaktır.
Ayrıca, KKTC’nin tanıtım çalışmalarını hem Türkiye’de hem Avrupa’da daha geniş kitlelere ulaştırmak adına ortak projeler üzerinde fikir birliğine vardık. Acenteler ile birlikte düzenlenecek tanıtım etkinlikleri, ülkemizin turizm potansiyelini daha görünür kılacak ve hedef pazarlara etkili bir şekilde ulaşmamızı sağlayacaktır.
Bunun yanında, uluslararası alanda geniş erişime sahip influencer ve içerik üreticilerinin THY tarafından KKTC’ye getirilerek ülkemizin doğal güzellikleri, kültürü ve misafirperverliğinin dünyaya tanıtılması konusunda da karşılıklı bir anlayış geliştirdik.
Görüşmede THY’nin KKTC için yeni hazırladığı tanıtım filmini de görme şansı bulduk. Hazırlanan filim yakın zamanda THY uçaklarında gösterilerek KKTC turizmi için çok önemli bir tanıtım desteği yaratacak.
THY ile yapmış olduğumuz bu çalışmalarla, KKTC’nin marka değerini daha da yukarı taşımayı hedefliyoruz.Türk Hava Yolları ile iş birliğimizi güçlendirerek ülkemiz turizmine yeni açılımlar kazandırmaya devam edeceğiz.”

Devamını Oku

Trending

Reklam