Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Bugün tarihi bir gün.Bu ülkede mücadele ederken tek millet üç devlet hayaliyle yaşadık

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC– Azerbaycan, Türkiye Azerbaycan ve KKTC-Türkiye parlamentolar arası dostluk grupları başkan ve bazı üyelerini kabul etti. Tatar, üç meclis dostluk grubunun KKTC’de bir araya gelmesini “tarihi bir gün” olarak tanımladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Bu tarihi günde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bunu en samimi kalbi duygularımla ifade etmek istiyorum. Bugün tarihi bir gün çünkü bu ülkede mücadele ederken tek millet üç devlet hayaliyle yaşadık.” dedi.

Tatar, Kıbrıs Türkü’nün adada sonunun geldiği bir noktada Türkiye’nin 1960 anlaşmalarında yer alan garantörlük hakkını kullanarak müdahalede bulunduğunu, gelinen aşamada KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmekte olduğunu kaydetti. Tatar, “Birlikte olabilmemiz ve tüm dünyayla bu görüntüleri paylaşabilmemiz, esas itibarıyla Kıbrıs Türkünün yalnız olmadığını gösteriyor” dedi.

Tatar, Kıbrıs üzerinde oynanan oyunlar ve entrikalarla, adaya federal temelde bir çözüm getirerek, Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki garantörlük hakkının sonlandırılması, Türkiye’nin askerini adadan çekmesi, nihayetinde adanın tümünün AB’ye dahil edilerek zaman içerisinde Kıbrıslı Türklerin azınlık yapılması ve siyasi anlamada sonunun getirilmesi için çalışıldığını, bunlara karşı Azerbaycan ve Türkiye’nin desteğinin fevkalade önemli olduğunu kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün yürüttüğü davanın ulusal bir dava olduğunu, bu davanın Türkiye’nin, Azerbaycan’ın, tüm Türk dünyasının da davası olduğunu kaydeden Tatar, KKTC‘nin bağımsız bir Türk devleti olarak Doğu Akdeniz gibi önemli bir coğrafyada onurlu ve millet iradesine bağlı varlığını sürdürdüğünü kaydetti.

Azerbaycan’da Haydar Aliyev Müzesini ziyaretinde Aliyev’in Kafkasya, Anadolu ve Doğu Akdeniz’in başkalarının emellerine hizmet etmemesi, başkalarının egemenliğine geçmesinin Anadolu ve Kafkasya için tehlike arz edeceği ifadelerinin yer aldığına işaret eden Tatar, “Bu tehlikeleri gördüğümüz ve bildiğimiz için sonuna kadar KKTC’ye sahip çıkmak milli bir görevimizdir” dedi.

Tatar, “Bu şekilde dostluk grupları oluşturarak bizlere güç vermektesiniz. Hepinize şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına teşekkür ederim.” dedi.

Uluslararası aktörlere Kıbrıs Türk devletinin Türkiye’nin desteğiyle yalnız olmadığını gösterdiklerini kaydeden Tatar, “Azerbaycan devletinin ağırlığı ile bu zemin daha da güçlenmiştir” dedi.

KKTC -Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Cavanşir Feyziyev, Kıbrıslı Türklerin adada yaşadıklarının benzerini Sovyetler Birliği döneminde de Azerbaycan’ın yaşadığını, o dönemde her zaman Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında durduğunu ve zaferi birlikte elde ettiklerini anlattı.

Azerbaycan’da Kıbrıs Türkünün sorunlarına her seviyede daha çok ilgi gösterilmeye başlandığını belirten Feyziyev, “Her bir Azerbaycan Türkü Kıbrıs Türkünün her zaman yayındadır” dedi.

KKTC– Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ak Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, KKTC, Azerbaycan ve Türk bayrağının yan yana olmasının üç devlet bir milletin teşekkülünü gösterdiğini belirtti.

Erdem, bu birliktelikte Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve meclis başkanlarının büyük emeğinin bulunduğunu kaydetti.

İlk kez çalışma gruplarının dışında kardeşliği pekiştirmek adına farklı gruplar oluşturduklarını belirten Orhan Erdem, “Bu tarihi günde bu mutluluğu hep birlikte yaşamış olduk” dedi.

– Emiraslanov

Azerbaycan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ehliman Emiraslanov da, “KKTC Azerbaycan arasındaki dostluğun kardeşliğin esasında merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in çok büyük rolü vardır” dedi.

Emiraslanov, her zaman Kıbrıs Türkünün destekçisi olacaklarını ifade etti.

-Ayrım

Türkiye- Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı Şamil Ayrım da, bugünün tarihi bir gün olduğunu her kesimin bunun için büyük emek verdiğini ifade etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Recep Tayyip Erdoğan’a üç ülkenin yakınlaşmasında ortaya koyduğu çabalardan dolayı da teşekkür eden Şamil Ayrım, “Hayalimizin gerçekleşmesi çok önemli bir şey” dedi.

Türkiye, Azerbaycan ve KKTC ilişkilerini bir bedende üç can olarak tanımlayan Ayrım, “İnşallah bu mücadelenin semeresini alacağız” dedi.

Dostluk Grubu kurulurken parlamentolar arası ilişkilerin ilerletilmesi, iki ülkenin birbirini daha iyi tanıması amacıyla kurulduğunu belirten Ayrım, Türkiye Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesinin Türk Devletleri arasındaki ilişkileri geliştirme istikameti verdiğini, dostluk gruplarının da önemli adımlardan biri olduğunu ifade etti.

Ayrım, her zaman KKTC’ye destek olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam