Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Çanakkale Zaferi’nden aldığımız ilhamla özgürlüğümüze kavuştuk ve devletimizi kurduk

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, Kıbrıs Türk halkının bu zaferden aldığı ilhamla özgürlüğüne kavuştuğunu ve devletini kurduğunu vurguladı.

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda Kıbrıs sorununa da değinen Tatar, Kıbrıs Türk halkının Türkiye’nin yardım ve desteğiyle kendi devletini, özgürlüğünü ve egemenliğini korumak için büyük bir mücadele verdiğini de kaydetti.

Tatar, Cenevre’deki hedeflerinin “Artık tükenmiş, iki tarafın rızasını yansıtmayan federasyon temelinde çözüm aramanın beyhude olduğunu yineleyerek bu çerçevede daha fazla zaman geçirilmemesi gerektiği noktasına dikkat çekmek” olduğunu belirterek, ortak zemin olmadığı tespitinin de altını çizeceklerine işaret etti.

-“Çanakkale Zaferi, istiklal mücadelesi için elzem olan ruhu ortaya çıkardı”

Çanakkale Zaferi’nin tarihin önemli dönüm noktalarından biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı’mızın da habercisi olmuş, Çanakkale’de sergilenen birlik, kardeşlik ve dayanışma, istiklal mücadelemiz için elzem olan ruhu ortaya çıkarmıştır” dedi.

Tatar, şöyle devam etti:

“Çanakkale ruhu, milletimizin inancı, azmi ve kararlılığıyla hiçbir engel tanımayacağının, bağımsızlığı uğruna birlik ve beraberlik içinde her şartta zafere ulaşacağının müjdecisidir. Aziz milletimiz, dünyaya ‘Çanakkale geçilmez.’ dedirten atalarımızdan bizlere kalan mirastan ilham ve kuvvet alarak, her daim ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne yükseltme gayreti içinde olacaktır. Şerefle ve onurla yazdığımız şanlı tarihimize ilelebet sahip çıkacak, kahramanlık ve fedakarlık timsali şehitlerimizden devraldığımız mirası, vatanına, birlik ve beraberliğine sonsuza kadar sahip çıkacak olan yeni nesillere emanet edeceğiz.”

-“Çanakkale Zaferi, Kıbrıs Türk halkının egemenlik, bağımsızlık, varoluş ve özgürlük mücadelesine de ilham ve güç kaynağı oldu”

Çanakkale’de yatan yüz binlerce şehidi yad ettiklerini de ifade eden Tatar, “Şehitlerimize olan şükran borcumuzun ancak vatanımıza, bayrağımıza ve milletimizi zafere taşıyan hasletlere her zaman sahip çıkarak ödenebileceğini vurgulamak istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Türk milletinin kaderini değiştiren Çanakkale Deniz Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen İstiklâl Savaşı’nın ilk kıvılcımını oluştururken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun da temellerini oluşturmuştur. Dünya tarihini değiştiren bu büyük zafer, esir ve mazlum uluslara umut ve ilham verirken, Kıbrıs Türk halkının egemenlik, bağımsızlık, varoluş ve özgürlük mücadelesine de ilham ve güç kaynağı olmuştur. Bu büyük zaferden ilham ve güç alan Kıbrıs Türk Halkı, vatan bildiği bu topraklarda her türlü güçlüklere rağmen, Türkiye’nin yardım ve desteğiyle kendi devletini, özgürlüğünü ve egemenliğini korumak için büyük bir mücadele vermiştir. Bir asırdan bu yana devam eden bu kutsal mücadelede evlatlarımız, Çanakkale’de olduğu gibi toprağa düşmüş, bu topraklar kan ve canla vatan yapılmıştır. Bugün kendi vatanımızda, kendi egemen devletimizin çatısı altında özgür olarak yaşıyorsak bunu; halkımızın direnişine, mücahit ile Mehmetçiğe ve aziz şehitlerimize borçluyuz. Şehitlerimizin emaneti olan bu değerleri, her ne pahasına olursa olsun koruyacak ve yaşatacağız.”

-Tatar Kıbrıs sorununa da değindi: “Rum tarafının federasyon anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir”

18 Mart mesajında Kıbrıs soruna da değinen Tatar, şunları kaydetti:

“Kıbrıs konusuyla ilgili olarak federal temele dayalı bir anlaşmaya ulaşabilmek için 1968 yılında başlayan ve uzun yıllar devam eden müzakere süreci, Rum tarafının olumsuz tutumuyla olumlu bir sonuca ulaşamazken özellikle Annan Planı referandumu ve Crans Montana müzakerelerinde yaşananlar, federal temele dayalı bir antlaşmanın mümkün olamayacağını gözler önüne sermiştir. Rum tarafının federasyon anlayışı; Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı ve halkımızı azınlık yapmayı içermektedir. Bunları da kabul etmemiz mümkün değildir. Adadaki gerçekler dikkate alınarak Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak egemen eşitliğimiz ve uluslararası statünüzün kabulüyle iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimizi ilk kez Cenevre’de müzakere masasına koyarak kayıt altına aldırmıştık. Bugün ve yarın yine Cenevre’de olacak ve BM gözetiminde gerçekleştirilecek gayri resmi Kıbrıs toplantısında orada ortak zeminin olmadığının tespitinin altını çizeceğiz. Ortak zemin olmayışı BM temsilcilerinin raporlarında teyit edilmiştir.”

-“Federasyon temelinde çözüm aramanın beyhude olduğunu yineleyeceğiz”

Cenevre’ye Kıbrıs’ın geleceğine yönelik toplantı yapmak amacıyla gittiklerini de anımsatan Tatar, mesajını şöyle tamamladı:

“Artık tükenmiş, iki tarafın rızasını yansıtmayan federasyon temelinde çözüm aramanın beyhude olduğunu yineleyerek bu çerçevede daha fazla zaman geçirilmemesi gerektiği noktasına dikkat çekeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi bir kez daha minnet ve rahmetle anarken, gazilerimizi de saygı ve hürmetle selamlıyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam