Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:KKTC’nin çehresini değiştirecek projeler devam ediyor

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Genel Başkanı Nezaket Emine Atasoy ve beraberindekileri kabul ederek görüştü. Türkiye ve KKTC arsındaki sarsılmaz bağa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar her iki halkın a

Published

on

Tatar:KKTC’nin çehresini değiştirecek projeler devam ediyor
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Genel Başkanı Nezaket Emine Atasoy ve beraberindekileri kabul ederek görüştü.
Türkiye ve KKTC arsındaki sarsılmaz bağa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar her iki halkın arasındaki bağın koparılmasının mümkün olmadığına vurgu yaparak gerek hükümetler arası gerekse sivil toplum örgütlerinin birbirleriyle gerçekleştirdiği temasların artması ve geliştirilmesi temennisini ifade etti.
Asrın Projesi olarak tanımlanan TC-KKTC Su Temin Projesi’nin önemine de dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’den gelen suyun Kıbrıs Türkü’nün refahına yapılmış çok önemli bir katkı olduğunun altını çizerek KKTC’nin çehresini değiştirecek daha birçok projenin yürütülmekte olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 öncesi bir cemaat halinde ve adaya dağılmış Kıbrıs Türkü’nün Mutlu Barış Harekâtı sonrası egemen bir halk olarak KKTC içerisinde güvenle yaşamını sürdürdüğünü belirtti.
“DOĞU AKDENİZ’DEKİ STRATEJİK KONUMU NEDENİYLE KKTC DAHA DA GÜÇLENDİ”
Kıbrıs Türk halkının KKTC’de varoluş mücadelesini ileriye taşıyabilme hedefinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik konumu nedeniyle daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, gelişen iletişim teknolojileriyle her iki halkın daha yakınlaşarak entegre olduğunu belirterek Kıbrıs Türk Halkı’nın Türk ulusunun kopmaz bir parçası olduğunu kaydetti.
Gelinen aşamanın Kıbrıs’ta artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümü gerektirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Anavatan Türkiye’nin tam desteğini her zaman arkasında hissettiğinin altını çizerek gelecekte de KKTC devletinin yaşayacağına inanç belirtti.
“İLİŞKİMİZ, GÖREVE GELMEMLE, DAHA DA GÜÇLÜ BİR ZEMİN KAZANDI”
Cumhurbaşkanı Tatar, Halkın takdiriyle Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından gereksiz kırgınlıkların geride kalarak her iki ülke arasındaki ilişkilerin çok daha iyi bir noktaya gelerek zemin kazandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, tek egemenliğin olduğu federasyonun, Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşürerek Rodos ve Girit’te olduğu gibi asimilasyonu getirecek, Türkiye’yi adadan uzaklaştıracak büyük bir oyun olduğunun altını çizerek Kıbrıs Türkü’nün egemenlik, güvenlik ve özgürlüğünden asla taviz vermeyeceğinin altını çizdi.
ULUSKON’u ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu, konfederasyonun görüş ve önerilerinin oldukça önemli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, pandemi sonrası KKTC’nin gelişiminin çok daha ileri noktalara taşınacağını söyledi.
“KKTC BİZİM İÇİN İKİNCİ VATAN”
Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu Genel Başkanı Nezaket Emine Atasoy da gerçekleştirdiği konuşmada Cumhurbaşkanı Tatar tarafından kabul edilmekten duydukları memnuniyeti dile getirerek ULUSKON’un faaliyetleri hakkında Cumhurbaşkanı Tatar’a bilgi verdi.
Ekonomik, kültürel ve sosyal alanda KKTC-TC arasındaki işbirliğinin ileriye taşınmasının hedeflendiğini ifade eden Atasoy, KKTC’ye yapılacak olan yatırımlarla ilgili olarak iş çevresinin KKTC’ye davet edileceğini belirterek, KKTC’nin kendileri için ikinci vatan olduğuna dikkat çekti. Atasoy, KKTC’nin tanınması için yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi vererek, Türk iş dünyasının Cumhurbaşkanı Tatar’ın her alanda yanında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı ile TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği “İletişim Eğitim Programı” başladı. Eğitim programı iki gün sürecek

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın birlikte düzenlediği “İletişim Eğitim Programı”, Dışişleri Bakanlığı Uğur Umar Konferans Salonu’nda yapılıyor.

İki gün sürecek hizmet içi eğitim programı, bugün saat 10.00’da başladı.

Eğitim programının açılışında Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar, birer konuşma yaptı.

Eğitim programında, “Kamu Diplomasisi”, “Kriz Anlarında İçerik Yönetimi”, “Yapay Zeka” “Sosyal Medyanın Doğru Kullanımı ve Dezenformasyonla Mücadele” ve “Kurumsal İletişim” konu başlıkları yer alıyor.

Eğitim programının temel amacının; dış politika üretiminde iletişimin stratejik rolünü güçlendirmek, kamu diplomasisinin araçlarını etkin şekilde kullanabilen dezenformasyonla mücadele konusunda yetkin, kriz anlarında doğru ve zamanında iletişim stratejileri geliştirebilen bir diplomasi kurumsallığına katkı sağlamak olduğu vurgulandı.

İletişim Eğitim Programı’nın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bugünün önemli ve farklı bir gün olduğunu belirtti.

Eğitimin verildiği salonda çoğu zaman toplantılar ve konuşmalar yapıldığını belirten Ertuğruloğlu, “İlk defa bu salonun tıklım tıklım olduğunu gördüm. Son derece mutluyum.” dedi.

Ertuğruloğlu, hizmet içi eğitimin gerçekleşmesini Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’ndan aylar önce kendisinin talep ettiğini belirterek, eğitimin önemine değindi.

Ertuğruloğlu, yıllar önce bürokrat olduğu bir dönemde, Ankara Dışişleri’nde bir üst düzey bürokratla konuşurken her zaman yaptığı gibi Kıbrıs konusunda sitemkar ve talepkar bir üslupla konuştuğunu anımsatarak anısından bahsetti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Yerleşkesi açılışında yaptığı konuşma metninin sürekli cebinde olduğunu belirten Ertuğruloğlu, Erdoğan’ın konuşmasındaki “İsimlerimiz farklı olsa bile, konu Kıbrıs davası olunca, soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” sözlerine değindi.

Kıbrıs Türk halkının yıllarca dünyadan soyutlanıp, kendi içine kapanmış olarak yaşamaya zorlandığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Türk halkı, tüm bu süreçler boyunca Anavatan Türkiye’den her zaman yardım talep etmiş ve her yardım talebi de cevap bulmuştur. Anavatan her türlü bedeli ödemeyi göze alarak, gerekirse bütün dünyayı karşısına alarak Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamış ve mücadelesinde bir bütün olarak, bu haklı davayı ileri götürmek için beraber mücadeleler vermişizdir. Bugün de aynı şey geçerlidir.” şeklinde konuştu.

“Bizim de üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları yerine getirme mecburiyetimiz var.” diyen Ertuğruloğlu, yan gelip yatma diye bir lükslerinin olmadığını kaydetti.

 

“Bir BRT neden TRT olmasın, Türk Ajansı Kıbrıs neden Anadolu Ajansı olmasın.” şeklinde konuşan Ertuğruloğlu, iletişimin bu kadar önemli olduğu ve dezenformasyonun bu kadar tehlike arz ettiği dünyada çok daha etkin iletişim unsurlarını öğrenip, bunları uygulama noktasına gelmeleri gerektiğinin şart olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu,  “Gündemi, Rum basınının yaratıp Türk basınının da bunu tekrarladığı bir basın olmaktan çıkmamız gerekir. Niye gündemi Kıbrıs Türk basını yaratmasın? Ama dezenformasyonla değil gerçeklerle…” ifadelerini kullandı.

Her yönüyle son derece haklı bir ulusal davanın savunucusu olduklarını belirten Ertuğruloğlu,  “Kendi içimizde de bazı unsurlar var. Bizi, haklı davayı savunmaktan dolayı utanma durumuna getirmeye çalışıyorlar. Sanki bir suç işliyoruz. Bu oyuna asla gelinmemesi gerekir.” dedi.

Anavatan Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına güvendiğini kaydeden Ertuğruloğlu, bir bütün olduklarını dile getirdi.

“Bugün ülkede siyaset yapacağım diyerek iki devletli politikayı ‘çözümsüzlüğün kendisidir’ diye lanse eden siyasilerimiz var. İki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü savunmak olduğunu söyleyebilecek kadar Kıbrıs konusundan bir haber ve başka bir dünyada yaşayan arkadaşlarımız var.” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, bunun Kıbrıs konusunun ne olduğunu bilmediklerini gösterdiğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul edilmesidir. Başka bir sorun değil. Yaşadığımız bütün problemlerin nedeni ve temeli Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesidir. Bu gerçek ortada dururken, iki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü gündeme getirdiğini nasıl söyleyebilirsin?” diye konuştu.

Kıbrıslı Rumların Kıbrıs sorunu tanımlamasına değinen Ertuğruloğlu, eleştirilerde bulundu.

Çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Dünya Rum’u bu şekilde şımarttığı sürece, Rum tarafı bizim de faydalanacağımız bir ortamı neden kabul etsin. Bütün avantajları kendi başına kullanırken,  üzerimizde ambargoları uygularken ve Türkiye’yi işgalci bir ülke diye suçlarken… ” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, sözlerine, Berlin Büyükelçiliği’nde müsteşar olarak görev yaptığı bir dönemde okuduğu bir makaleye değinerek başladı.

Seyahatin Berlin’den Ankara’ya 14 gün olduğu 1920’lerden, bilginin Berlin’den Ankara’ya üç ya da beş saniyede geldiği bir çağda olduklarını kaydeden Başçeri, “Böylesine hızlı bir dönüşümü yaşadık ve şimdi buna adapte olmaya çalışıyoruz.” dedi.

İran ile İsrail arasında hava savaşının yaşandığına değinen Başçeri, her iki taraftan farklı farklı açıklamaların geldiğini, “hangisinin doğru, hangisinin yanlış” olduğunu ayırt etmekte zorlandığını belirtti.

“Yaptığımız işin doğruluğunu, doğru bir şekilde kamuoyuna aktarılması farklı bir boyuta geliyor. Bir Algoritma üzerinden, milyonlarca paylaşımın nasıl değerlendirildiğine bakılmaksızın, ortaya konan bazı düşünceler, fikirler sanki hepimiz bunun doğruluğuna inanıp ona göre de üretilen algılar üzerinden bir düşünce silsilesi geliştirmeye çalışıyoruz.” diyen Başçeri, kendileri için en tehlikeli olanının bunun üstüne de bir siyaset kurmaya gayret etmeleri olduğunu dile getirdi.

Hizmet içi eğitim programını önemli ve faydalı bulduğunu dile getiren Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın edinmiş olduğu tecrübenin ve bilgi birikiminin KKTC’deki bu alanda faaliyet gösterenlere aktarılmasının yararlı olacağını vurguladı.

Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın personel böylesine bir eğitim programını planladıkları için ve Dışişleri Bakanlığı kapılarını bu eğitim programına açmasından dolayı Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na teşekkür etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar da, gününüzde kamu diplomasisi ve kurumsal iletişim kavramlarının daha önce hiç olmadığı kadar önem kazandığını gördüklerini kaydetti.

Bayraktar, bu bağlamda kamu çalışanlarının, kamu diplomasisi ve kamusal iletişim konularında gerekli bilince sahip olmalarının önem kazandığına değindi.

İletişim Eğitim Programı’na değinen Bayraktar, dezenformasyonu önemli bir silah olarak kullanan sosyal medyanın, diplomasi ve habercilik ekseninde bilinçli olarak ele alınması gereken bir husus olduğunu kaydetti.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

47.Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri çerçevesinde Çocuk Şenliği yapıldı

Published

on

By

47. Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri kapsamında Çocuk Şenliği yapıldı.

Şenlikte çocuklar, tahta bacaklar, sihirli şovlar, jonglör gösterileri, canlı heykeller, pandomim gösterileri, ışıklı-ışıksız robotlar ve bubble şov eşliğinde güzel vakit geçirdiler.

Bölgedeki dans okulları ve derneklerinin dans gösterileri sunduğu şenlikte çocuklara özel ücretsiz yiyecek içecek ikramı da yapıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Meclise Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına yönelttiği ciddi tehditler karşısında birlik ve dayanışma çağrısı yapmak için gittim

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis’e, Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına yönelttiği ciddi tehditler karşısında birlik ve dayanışma çağrısı yapmak için gittiğini kaydederek; siyasi polemiklerin değil, toplumsal sorumluluğun konusu olduğunu vurguladığı çağrının “anlamsız” olarak nitelendirilmesinin hem talihsiz hem de düşündürücü olduğunu belirtti.

Muhalefetin, birlikten kaçtığını, halkın haklarını hedef alan saldırılara karşı yaptığı birlik çağrısını yanıtsız bıraktığını kaydeden Tatar, “Şimdi de kendi yayın organları başta olmak üzere gerçekle bağdaşmayan ifadelerle kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Konuyu çarpıtmaya gerek yok. Ne söylediğim, ne için orada olduğum açıktır” dedi.

Meclis’e gitmesinin gerekçesinin açık olduğunu vurgulayan Tatar, bu gerekçenin, “Rum tarafının özellikle mülkiyet meselesi üzerinden yürüttüğü baskıcı ve düşmanca siyasete karşı halkın yanında olduğunu göstermek, bu konuda Meclis’in ortak bir tavır alması için çağrıda bulunmak” olduğuna dikkat çekti.

-“Meclis’in birlik içinde hareket etmesi gerekir”

Tatar, halkın iradesine ve geleceğine yönelik tehditler karşısında Meclis’in birlik içinde hareket etmesi gerektiğinin de altını çizdi.

-“Muhalefet sıralarından yüksek sesle sataşmalar oldu”

Kapalı oturumda ana muhalefet liderinin iki kez konuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmaların birinin yaklaşık 45, diğerinin 20 dakika sürdüğünü belirtti ve şöyle devam etti:

“Yani sürelere bakıldığında en az benim kadar söz aldı. Ardından ben, yapılan değerlendirmelere yanıt vermek üzere tekrar kürsüye çıktım. Bu sırada muhalefet sıralarından yüksek sesle sataşmalar oldu. Bazı milletvekilleri söz haklarının engellendiğini iddia etti. Bunun üzerine açık ve net bir şekilde ‘Ne sormak isterseniz sorun, tümünü yanıtlamaya hazırım. Benim hiçbir çekincem yok’ dedim.

Ancak buna rağmen yüksek sesle ‘sormayacağız’ diyerek eleştirilerini sürdürdüler. Sorusu olan varsa yanıtlamaya hazırım demiş olmama rağmen bu gerçeği manipüle etme çabası bu tutumlarının önceden planlandığını göstermektedir.

Devamını Oku

Trending

Reklam