Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Maraş’ta bir sonraki aşama bazı kamu binalarının hizmete açılması olabilir

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş’ta bir sonraki aşamanın, bazı kamu binalarının hizmete açılması olabileceğini belirterek, 8 Ekim’de açılışının ikinci yılında kutlama yapılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Hürriyet gazetesi muhabiri Hande Fırat’ın sorularını yanıtladı; Maraş’ta ABD ve dünyaya mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, röportajda, “Maraş’ta bir sonraki aşama, bazı kamu binalarının hizmete açılması olabilir. 8 Ekim 2022’de açılışının ikinci yılında, saat tam 12.00’de ilk gelene hediyemiz olacak, konserle kutlayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar ABD’ye de; “Adayı silahlandırma mantığı savunmanın ötesine geçmektir, kuşatmadır” diye tepki gösterdi.

“Yunanistan’ın, Ege ve KKTC konusunda arkasını ABD’ye yaslayarak tansiyonu yükseltmesi, ABD’nin önce Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik ambargoyu kaldırması sonra da Rum kesimini New Jersey ile eşleştirerek askerini eğitme kararı almasının, Türkiye’de ve KKTC’de büyük tepkiyle karşılandığına” işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar şöyle konuştu:

“ABD’nin adımları hukuksuz ve gerginlik yaratıcı. Kıbrıs’ta garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’dir. Bu konudaki antlaşmalara rağmen, nasıl oluyor da Rum kesimi farklı antlaşmalara girebiliyor? Ortada hem bir hukuksuzluk var hem de bu durum tansiyonu yükseltecek, gerginlik yaratacak. Ukrayna Savaşı çok şeyi değiştirdi. Rum tarafındaki Limasol, adeta bir Rus şehri haline gelmişti. Yatırımları, televizyonları, radyoları var. Hatta siyasi parti kurmaya hazırlanıyorlardı.

Rum kesimi, AB’nin Rusya ile ilgili kararlarına, birliğe üye olduğu için uymak zorunda. Diğer yandan ‘Rusya’ya KKTC’den direkt uçuş başlayacak’ diye paniklediler. Rum tarafı, Rusya ile arasına mesafe koydu. Şimdi ABD, Rum kesimine mükâfat veriyor. Aynı zamanda Türkiye’ye de sıkıntı yaratıp Rusya ile ilişkisini gözden geçirmeye zorlamak istiyorlar.”

-“Adayı silahlandırmak, kuşatmadır”

Cumhurbaşkanı Tatar, “adayı silahlandırmanın mantığı savunmanın ötesine geçtiğini, bunun bir kuşatma olduğunu” söyleyerek; “Bu, Türkiye’ye meydan okumadır. Kimse Anavatan’ı hafife almasın. Türkiye’nin ordusu, gücü bellidir. ABD madem hukuktan, adaletten bahsediyor, nasıl oluyor da bir halkın zulüm görmesine seyirci kalıyor?” şeklinde konuştu.

Anastasiadis’e yanıt…

Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, “Türk meydan okumalarına karşı eli kolu bağlı oturmayacağız” açıklamasına yanıt vererek; “Biz elbette mücahitler olarak sonuna kadar kendi varlığımız, güvenliğimiz için günü geldiğinde varlığımızı ortaya koyarız. Herkes boyuna göre konuşsun. İhtiyaç olduğu takdirde, Türkiye Cumhuriyeti ek askeri takviyeyi bir saat içinde yapabilir. Ne bizim ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin karşı tarafta gözü var. Bizim tek istediğimiz barış, huzur ve sükûnet içerisinde güvenliğimize devam edebilmektir” dedi.

 

 Rusya’dan direkt uçuş olacak mı? sorusuna; “Birkaç şirket bu konuda izin almaya çalıştı. Bizde de bir başvuru var” diyen Cumhurbaşkanı Tatar; “Diplomatik ve siyasi sorun yaşanmaması için istişare ediyoruz. Zaten her ülkeden turistin Türkiye Cumhuriyeti üzerinden gelme imkânı bulunuyor” dedi.

“Garantör İngiltere’ye sitem”

Cumhurbaşkanı Tatar; “İngiltere’ye karşı hayal kırıklığımı ifade etmek istiyorum. Prens Charles kral oldu, babası Yunan. Bir Yunan hayranlığı var. Ancak İngiltere halkı gerçeği biliyor, İngiltere kendi insanına da haksızlık yapıyor” ifadelerini kullandı.

“Erdoğan’ın BM konuşması, siyasetimizi bir adım öteye taşımıştır”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler kürsüsünden yaptığı tarihi konuşma ve KKTC’nin devlet olarak tanınması çağrısı hakkında ise Cumhurbaşkanı Tatar şunları kaydetti:

“Tarihi açıklamadır. Kendi devletimize sahip olmamız lazım. Tanıma çağrısı siyasetimizi bir adım daha öteye taşımıştır. Artık bu iki yapıyı, iki devleti birleştirmek mümkün değildir. Tek çatı, tek egemenlik mümkün değildir. Egemenlik, eşitlik, eşit statü tanınmadan masaya oturmayız. Bir antlaşma olacaksa iki devlet temelinde olacaktır.”

-“Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak alınmamız gündemde, inşallah olacak ”

KKTC’yi kimler, ne zaman tanır? sorusuna ise Cumhurbaşkanı Tatar; “Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak alınmamız gündemde, inşallah olacak. Sonraki süreçte ülkelerle ikili ilişkilerimiz, öğrencilerin KKTC’de okuması, turizmin artması ve halkların birbirini tanıması ile mümkün olacaktır. Yavaş yavaş, diplomatik adımlarla gerçekleşecektir” şeklinde cevap verdi.

“Hayalet şehirden müze şehre”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kapalı Maraş’ın hayalet şehir olarak adlandırıldığını, 8 Ekim 2020’de saat tam 12.00’de bir bölümünün açıldığını ifade ederek; “İki muhteşem plajı ile artık hayalet değil, müze şehir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın Maraş ile ilgili açıklamaları şöyle:

“Tam 47 yıl antlaşma olursa diye bekledik. Olmadı, Rumlar hep vazgeçti. Maraş’ı açmak hakkımızdı, açtık. Pandemiye rağmen Maraş’ı ziyaret edenlerin sayısı 750 bini geçti.

Araziler Osmanlı’dan kalan vakıflara ait, üzerindeki binaların bir kısmı Rumlara, İngilizlere ait. Kamu binaları da var. Bu konuda, binalar için kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu var. Taşınmazını geri isteyenin bu komisyona, tapusuyla başvurması gerekiyor.

Maraş’ta bir sonraki aşama, bazı kamu binalarının hizmete açılması olabilir. 8 Ekim 2022’de açılışının ikinci yılında, saat tam 12.00’de ilk gelene hediyemiz olacak, konserle kutlayacağız. Dünyanın en güzel plajı. Başka hiçbir yerde yok. Huzur buluyorum, sık sık gelmeye çalışıyorum.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

AB Mağusa Atık Su Arıtma Tesisi’nin altyapısını finanse ediyor

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Mali Yardım Programı kapsamında Mağusa Atık Su Arıtma Tesisinin modernizasyonunu finanse ediyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yapılan açıklamaya göre, UNDP tarafından Yerel Altyapı Hizmetleri aracılığıyla yürütülen söz konusu projeye 832 bin Euro yatırım sağlandı.

Projenin, tesisin tam kapasiteyle çalışmasını yeniden sağlayarak, yerel topluma sunulan temel hizmetlerin güçlendirilmesini hedeflediği bildirildi.

Açıklamada, “2013 yılında AB’nin mali desteğiyle inşa edilen Mağusa Atık Su Arıtma Tesisi bölgenin sanitasyon sisteminde önemli bir rol oynamaktadır. Yenileme çalışmaları kapsamında, arıtma bileşenleri modernize edilecek ve kritik öneme sahip ekipmanlar yenilenecek. Böylece atık su hizmetlerinin güvenilirliği artırılarak çevre koruma ve halk sağlığına önemli katkı sağlanacaktır.” denildi.

-Ekipmanların kurulumuna Kasım ayında başlanacak

Açıklamada, projeye ilişkin imza töreninin bugün Gazimağusa’da yapıldığı bildirildi.

Törenin, AB, UNDP ve yerel paydaşlar arasındaki iş birliğini yansıttığı belirtilen açıklamada, “Ekipmanların kurulumuna Kasım 2025’te başlanması ve Mart 2026’ya kadar tamamlanması bekleniyor” ifadesi kullanıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman:Kıbrıs Türk halkı varoluş mücadelesini haklarından vazgeçmek için vermedi

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, katıldığı bir Web TV’de soruları yanıtladı.
CTP Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre Erhürman, memleketin gailesini çeken, yetişmiş, liyakatli insanlarla birlikte yürüyeceklerini kaydederek, “birlikte yönetme” vurgusu yaptı.

Erken seçiminin konuşulmaya başlandığını ifade eden Tufan Erhürman, memleketin hali itibariyle, yetişmiş tüm insanlarla birlikte acilen çalışmaya başlamaları gerektiğini ifade etti.

TDP’nin CUmhurbaşkanı seçimine ilişkin Parti Meclisi kararına işaret ederek, teşekkürünü yineleyen Erhürman, “Mesele, Cumhurbaşkanının kim olacağı meselesinden öte bir meseledir. Toplumun yetişmiş, liyakatli insanlarını yönetsel süreçlere katmakla yükümlüyüz. Memleketin gailesini çeken, yetişmiş, liyakatli insanlarla birlikte yönetme taahhüdümüz var. Bu yalnızca solda birlik değil, çok daha geniş bir ‘birlikte yöneteceğiz’ talebidir” ifadelerini kullandı.

“Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesini haklarından vazgeçmek için vermediğine de işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorununa da değindi.

CTP Genel Başkanı Erhürman, “Kıbrıs sorununda bizim savunduğumuz model, iki eşit kurucu devlete dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan federasyondur. Dosyama hâkimim ve bu memleketin yetişmiş insanlarıyla birlikte hazırlanmış bir dosyayla yola çıkıyorum. Tek yol vardır; Diyalog ve diplomasi” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP heyeti, Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki üreticilerin sıkıntılarını dinledi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkan Kudret Özersay ve beraberindeki HP Lefkoşa İlçesi heyeti, Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki bazı iş yerleri ve üretim tesislerini ziyaret ederek üreticilerin sıkıntılarını dinledi. Ziyarette Özersay’a HP Lefkoşa İlçe Başkanı Mustafa Kendir ile yönetim kurulu üyeleri eşlik etti.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamada, özellikle sanayi bölgelerindeki küçük ve orta ölçekli üreticilerin sanayi arsası gibi konularda devam eden sorunlara işaret edilerek, üretimle bağlantılı olmayan kişilere verilen mekanları gerçek üreticilere kiralayıp ciddi rant elde edenler olduğu kaydedildi.

Açıklamada, çalışma yaşamında işçi olarak yurt dışından getirilen bireylerin kısa sürede işi öğrenip, başka iş yerlerine yatay geçiş yapmalarının yarattığı sıkıntılar yanında sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımları konusunda yeterli devlet desteği olmaması ve kayıt dışı şekilde piyasada iş yapanların ciddi şekilde rekabet koşullarını alt üst ettiği hususlarına da dikkat çekildi.

Sadece KKTC’ye değil güney Kıbrıs’a da mal ve hizmet üreten sanayi bölgelerinin aslında çok göz önünde olmayan, perde gerisinde çok önemli bir görev yerine getirdiği ve üretime destek verdikleri de vurgulanan açıklamada “Bu kadar önemli bir alanda alt yapı açısından tüm yöneticilerin mahcup olması gereken bir görüntü var, maalesef en temel alt yapı unsurları bile eksik” denildi.

Açıklamada ayrıca, yerli üreticilerin kalite ve kapasite olarak kendilerini geliştirdikleri bazı alanlarda yurt dışından ithal edilen bazı ürünlerin rekabet açısından adil olmayan bir ortam bulduklarını, bu açıdan da kendini geliştirmeye açık olan yerli üreticinin desteklenmesinin de önemine vurgu yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam