Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

TBMM Genel Kurulunda Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılı’na ilişkin tezkere kabul edildi

Published

on

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen tezkerede, “Kıbrıs Türk Devleti’nin, uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri alması daha fazla tehir edilemez.” denildi.

TBMM Genel Kurulunda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasını taşıyan, “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü” başlıklı tezkere okunarak kabul edildi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünün büyük bir gurur ve mutlulukla idrak edildiği belirtilen tezkerede, Kıbrıs Türk halkının Barış ve Özgürlük Bayramı’nın içtenlikle tebrik edildiği aktarıldı.

Tezkerede, “20 Temmuz, yıllardır çektiği acı ve zorluklara cesaret ve sabırla karşı koyan Kıbrıs Türk halkının kurtuluş günüdür. Ada’daki egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolüdür. 1963 yılında, Kıbrıslı Rumların ortaklık devletini gasbetmesiyle başlayan, sürgün ve katliamlarla devam eden karanlık dönem bu harekatla son bulmuş, Kıbrıs Türkü’nün varlık ve güvenliği teminat altına alınmış, Ada’da huzur ve güven ortamı tesis edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

İzleyen yarım asır boyunca Kıbrıs Adası’nda kan dökülmemiş olmasının Barış Harekatı’nın kalıcı mirası ve başarısının tartışılmaz kanıtı olduğunun altı çizilen tezkerede, “Adını barıştan alan, Kıbrıs Türkü’nü mutlak bir yok oluştan kurtaran bu harekat, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960 Garanti Anlaşması’ndan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri temelinde icra edilmiştir. Bu sayede Ada’nın Enosis hayalleriyle ve bir oldubittiyle ilhakının da önüne geçilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

– “Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle sonuç alınamadı”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman askerleri ve Kıbrıslı mücahitlerin el ele ulaştıkları zaferin, bağımsız Kıbrıs Türk Devleti’nin teşekkülünde atılan ilk adım olduğu kaydedilen tezkerede, şu ifadelere yer verildi:

“Harekat kararını alan Başbakan Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı, zorluklarına rağmen harekatı büyük bir başarıyla icra edip zaferle sonuçlandıran Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ı, bağımsızlık mücadelesinin öncü isimleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz. Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinde omuz omuza çarpışan Mehmetçik ve mücahitlerimizi, harekatın isimsiz kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yad ediyoruz. Geride bıraktığımız 50 yılda Barış Harekatı’nın açtığı yolda başarı ve güvenle yürüyen Kıbrıs Türkleri, 1983 yılında, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın önderliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederek egemenlik mücadelelerini taçlandırmıştır.”

Kıbrıs Türk halkının Türkiye’nin de desteğiyle adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için iyi niyetle çaba sarf ettiği vurgulanan tezkerede, “Ancak, 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakere sürecinde Türk tarafının yapıcı rolüne rağmen, Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle sonuç alınamamıştır. Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği üyeliği ile ödüllendirilirken Kıbrıslı Türkler haksız ve insanlık dışı bir izolasyona, kısıtlama ve ambargolara maruz bırakılmıştır. Kıbrıs Türkü bu duruma ne layıktır ne de razıdır. Oyalanmaya, siyasi eşitliği ve Ada’nın doğal kaynaklarını eşitlik temelinde paylaşımı öngörmeyen önerilerle zaman kaybına tahammülleri de kalmamıştır.” görüşleri ifade edildi.

– “İki devletli çözüm siyaseti, kalıcı barışı sağlamanın yegane yoludur”

Ada’da tek ve kesin çözümün, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının teslim edilmesi, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesiyle mümkün olacağı aktarılan tezkerede, şu ifadelere yer verildi:

“İki devletli çözüm siyaseti, Akdeniz bölgesinde istikrar ve kalıcı barışı sağlamanın da yegane yoludur. Ada’da iki ayrı halkın ve iki ayrı devletin varlığı daha fazla göz ardı edilmemelidir. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik teşebbüslerin, bu gerçek üzerine inşa edilmesi şarttır. Kıbrıs Türk Devleti’nin, uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri alması daha fazla tehir edilemez. Bu çerçevede, Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatında ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinde gözlemci üye statüsü kazanması memnuniyet vericidir. Bu gelişmelerin ileri adımlarla tamamlanması en tabii beklentimizdir.”

– “Türkiye, Kıbrıs Türklerinin özgürlük ve refahının teminatı olmaya devam edecek”

“Uluslararası toplumu Ada’daki gerçekleri kabul ederek, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona bir an önce son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni hak ettiği şekilde tanımaya davet ediyoruz.” ifadeleri kullanılan tezkerede, şunlar kaydedildi:

“Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte bu yöndeki gayretlerimizi sonuca ulaşana dek sürdüreceğimizi vurguluyoruz. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Kıbrıs Türklerinin özgürlük ve refahının teminatı olmaya devam edecek, ‘garantör devlet’ ve ‘Anavatan’ olarak sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeyi sürdürecektir. Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarının aşındırılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tam desteği her koşulda ve kesintisiz olarak devam edecektir. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu tarihi günde, Kıbrıslı soydaşlarımızla gönül ve dava beraberliğimizi teyit ediyoruz, sarsılmaz birlik ve dayanışmamızı bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz. Kıbrıs Türkleri, sonsuza kadar bağımsız devletlerinin çatısı altında ve kendi bayraklarının gölgesinde barış, huzur ve güvenle yaşamaya devam edecektir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından partisinde ciddi bir sorgulama süreci gerektiğini vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ardından sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çeken bir açıklama yaptı.

Altuğra, UBP’nin son dönemde halktan üç kez güven oyu alamadığına dikkat çekerek, partinin bir an önce olağanüstü kurultaya gitmesi gerektiğini ifade etti.

Altuğra paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“UBP halkın karşısında üçüncü defa güven oyu alamadı.
1- Belediye Başkanlığı seçimleri
2- Bir kişilik Milletvekilliği ara seçimi
3- Cumhurbaşkanlığı seçimi

UBP tabanının büyük bir kesiminde kırgınlık ve moral bozukluğu vardır. Parti içinde yapılan uygulamalar liyakattan, adaletten, hukuktan uzak maalesef. Tüm bunlardan dolayı parti içindeki huzursuzluk da egemenliğini koruyor.

Seçim iki gün önce gerçekleşti ve çok büyük bir sorgulama gerektiren sonuç elde edildi. Halen bugün UBP’de bir grup toplantısı yapılmadı. Fatura bazı milletvekillerine kesilmeye çalışılsa da nafile.

Yapılması gereken gayet açık ve nettir.
Tabandan yükselerek gelen sesler doğrultusunda, hemen şimdi olağanüstü kurultay!”

UBP Milletvekili Altuğra’nın bu açıklaması, seçim sonrası parti içinde yaşanan rahatsızlıkların kamuoyuna ilk yansımalarından biri olarak değerlendirildi.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisi ağır bir yenilgi alan UBP’de, Başbakan ve UBP Genel Başkanı Ünal Üstel, ilçe başkanlarına sahip çıkarak istifa çağrılarına karşı çıktı. Üstel, Haber Kıbrıs’a yaptığı özel açıklamada, ilçe başkanlarının seçim sürecinde büyük özveri gösterdiğini vurguladı.

Üstel, “Bu süreçte ilçe başkanlarım sabahlara kadar çalıştı, sonuna kadar sandıklara sahip çıktı. Alınan sonuçta ilçe başkanlarının herhangi bir suçu yoktur” dedi.

Seçim sonrası kurultay çağrısı yapanlara da tepki gösteren Üstel, “Seçim bitince kurultay çağrısı yaparak fırsatçı davrananlar kendilerini açığa çıkarıyor. İlçelerde çalışmayanlar isim isim bellidir. Seçim atmosferinde dengeli davranmaya çalıştık; üyeler kimin çalışıp çalışmadığını biliyor” ifadelerini kullandı.

Üstel, parti içi disiplin mekanizmasının kısa süre içerisinde devreye gireceğini belirterek, “Birileri bedel ödeyecek ama bu ilçe başkanları değil. İlçe başkanlarımla omuz omuza yürümeye devam edeceğim” dedi.
KAYNAK: HABER KIBRIS


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Canaltay, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirdiği bir açıklama yaptı ve “ UBP’nin olağanüstü kurultaya gitmesi ve bir öz eleştiri süreci yaşaması gerektiğini belirtti.

Canaltay açıklamasında şunları kaydetti:

“ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimleri tamamlanmıştır. Öncelikle, seçimi kazanan Sayın Tufan Erhürman’ı içtenlikle tebrik ediyor, görevinde başarılar diliyorum. Bu vesileyle, geride kalan beş yıllık görev süresi boyunca büyük bir özveri ile hizmet eden Sayın Ersin Tatar’a da teşekkür etmeyi borç biliyorum.

Seçim sonuçları, sadece bir adayın kazanması ya da kaybetmesi anlamına gelmiyor. Halkımız bu seçimde güçlü bir mesaj vermiştir. Alınan oylar, bir federasyon tercihi olarak okunmamalı; tam aksine, ülke yönetim tarzımıza, parti içi yapımıza ve siyaseti ele alış biçimimize verilmiş net bir uyarıdır. Bu uyarıyı doğru okumak, geleceğe hazırlanmak adına en önemli sorumluluğumuzdur.

UBP, son üç seçimde de aynı ekiple, aynı anlayışla yola çıkmış ve her defasında kaybetmiştir. Kaybederken de tedbir almamış, kendi içinde bir muhasebe yapmamıştır. Bu tablo, bir siyasi partinin geleceğini ve ülke yönetimine olan iddiasını tartışılır hale getirmiştir. Halk, kaybetmeye alışmış bir UBP istememektedir.

Parti içerisinde yapılan uygulamalar siyaseti güçlendirmek yerine zayıflatmıştır. Görev dağılımları ehliyet ve hakkaniyet esasına göre değil, dar çevrelerin tercihleriyle yapılmıştır. Bu durum hem parti tabanında kırgınlıklar yaratmış, hem de halkın gözünde güven kaybına yol açmıştır.

Bugün UBP’nin önünde iki seçenek vardır: Ya bu sessizlik sürecek ve  kaybetmeye devam edecek, ya da kendi içine dönüp ciddi bir özeleştiri yaparak güçlenecek Kıbrıs Türk Halkına hizmeti sürdürecek. Çıkan söylentiler, parti içerisindeki kırgınlıklar ve halkın bize yönelttiği güvensizlik ortadadır. Artık bu sorunları halının altına süpürme lüksümüz yoktur.

Halk, siyasette değişim, adalet, liyakat ve samimiyet istemektedir. Partimizin yeniden güçlenmesi için olağanüstü kurultaya gidilmesi gerekmektedir. Partinin delege sistemine dönerek, gerçek sahipleri olan delegeler, örgütler ve üyeler söz sahibi olmalı, yeni bir yol haritası belirlenmelidir.

Ben inanıyorum ki, doğru adımlar atıldığında UBP yeniden halkın güvenini kazanacaktır. Ancak bunun için önce kendi iç muhakememizi yapmak ve bu büyük başarısızlıktan ders çıkarmak zorundayız.”

Devamını Oku

Trending

Reklam