Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Garantör devlet Türkiye 1974 Barış Harekatı’yla Kıbrıs adasına barış getirdi”

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 1974 Barış Harekatı’yla garantör devlet Türkiye’nin, adada yıllardır süregelen katliama son vermekle kalmadığını, aynı zamanda tüm Kıbrıs adasına barış getirdiğini vurguladı.

Barış Harekatı’nın sağladığı güvenlik ve özgürlük ortamının, 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilanına da imkan tanıdığını ifade eden Yılmaz, anavatan Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasında en büyük destekçisi olarak KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağını kaydetti.

Mutlu Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü nedeniyle mesaj yayımlayan Yılmaz, “Yakın tarihimizin en şanlı diriliş destanlarından birisi olan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünde, kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” diyerek, gazileri de, minnet ve şükranla selamladı.

1974 yılında Kutlu Barış Harekâtı’na önderlik eden merhum Başbakan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı yad eden Yılmaz, “ ‘20 Temmuz ömrümün en mutlu günü’ diyen Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a ve egemenlik mücadelesinin önderlerinden merhum Dr. Fazıl Küçük’e Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun” dedi.

-“Kıbrıs Türk halkının varlığına ve egemenliğine kasteden teşebbüs tarihe gömüldü”

Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs adasının egemen eşit ve ortak sahibi Kıbrıs Türk halkının varlığına ve egemenliğine kasteden teşebbüsün tarihe gömüldüğünü vurgulayan Yılmaz, Enosis hayali uğruna her türlü mezalimi gerçekleştirenlerin önlerinin ilelebet kesildiğini, Kıbrıs Türkü’nün, barış ve özgürlük ortamına kavuştuğunu belirtti.

1974 Barış Harekatı’yla garantör devlet Türkiye’nin, adada yıllardır süregelen katliama son vermekle kalmadığını, aynı zamanda tüm Kıbrıs adasına barış getirdiğini ifade eden Yılmaz, Barış Harekatı’nın sağladığı güvenlik ve özgürlük ortamının, 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanına da imkan tanıdığını kaydetti.

-“Kıbrıs Türk halkı, tarihsel süreç içerisinde her daim barışa ve çözüme olan bağlılığını ispatlamıştır”

Yılmaz mesajında, “Kıbrıs Türk halkı, tarihsel süreç içerisinde her daim barışa ve çözüme olan bağlılığını ispatlamıştır. Maruz bırakıldığı hukuk dışı ve insanlık dışı kısıtlamalara rağmen, birlik ve dayanışma bilinci ve hukukuna sahip çıkma kararlılığıyla her türlü sınamanın üstesinden gelebilecek güce ve iradeye sahip olduğunu her vesileyle göstermiştir” ifadelerini kullandı.

-“KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından sunulan çözüm vizyonuna tam destek veriyoruz”

Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılmasının ancak sahadaki gerçekleri esas alan bir çerçeveyle mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

“Bu anlayışla, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından 2021 yılında Cenevre’de sunulan, öncelikle Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, bunu müteakip adada iki devletin kendi aralarında iş birliği modellerini ele almasına dair çözüm vizyonuna tam destek verdiğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.”

-“Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasında en büyük destekçisi olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni asla yalnız bırakmayacak”

Anavatan Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasında en büyük destekçisi olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni asla yalnız bırakmayacağını vurgulayan Cevdet Yılmaz, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Kıbrıs Türk halkının lâyık olduğu müreffeh yarınlara ulaşmasını sağlamak için; tarımdan ulaştırmaya, enerjiden sağlığa her alanda kalkınmasını desteklemeye ve KKTC ile dayanışma içinde Kıbrıs Türkü’nün hak ve çıkarlarını korumaya devam edeceğiz.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı yürekten kutluyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, “Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmelerle turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır.” dedi.

Üstel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) bu yıl Antalya’da 15’incisi düzenlenen “Uluslararası Resort Turizm Kongresi”nin açılışında yaptığı konuşmada, turizmin barışın, refahın ve ortak geleceğin dili olduğunu söyledi.

Turizmin bir ekonomik faaliyet olmasının yanı sıra toplumların birbirini anlamasını, kültürlerin kaynaşmasını ve barışın yerleşmesinin sağladığını dile getiren Üstel, Kıbrıs Türk halkı için turizmin kalkınmanın ana damarlarından biri, refahı büyüten en stratejik sektör anlamına geldiğini kaydetti.

Siyasi istikrarın turizmin en büyük güvencesi olduğuna dikkati çeken Üstel, KKTC’de son yıllarda yakalanan siyasi istikrarın turizme yapılan yatırımların en büyük itici gücü olduğunu vurguladı.

“Siyasi istikrar yoksa turizm de sürdürülebilir başarı da yoktur.” ifadesini kullanan Üstel, KKTC’de atılan tüm adımların turizmcinin önünü açan, yatırımı cesaretlendiren, erişilebilirliği artıran, tanıtım kapasitesini büyüten bir anlayış ile şekillendiğinin altını çizdi.

KKTC turizminin, Rum yönetiminin yıllardır sürdürdüğü sistematik engellemelere, çıkardıkları zorluklara rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir sektör olduğunu anlatan Üstel, “Rum yönetiminin engellemeleri modern dünyanın turizm anlayışıyla, AB’nin kendi ilan ettiği değerlerle, uluslararası seyahat özgürlüğü ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Direk uçuşların engellenmesi çağdışıdır. KKTC’ye doğrudan uçuşların hala siyasi nedenlerle engellenmesi turizmimizin hızını ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Havacılık alanındaki kısıtlamalar turistin ulaşım süresinin gereksiz yere uzatılması ve maliyetleri arttırması tamamen siyasi bir tercihtir. Bunun insani ve ticari bir gerçeği yoktur.” diye konuştu.

– “Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir”

Güneye gelen turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişinin engellenmesinin turizm etiğine aykırı olduğunu belirten Üstel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Güney Kıbrıs’a gelen birçok yabancı turist Kıbrıs’ın tümünü görmek istemektedir. Fakat Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmeler ile turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır. Bu yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk turizmine değil adadaki insanla etkileşime, karşılıklı işbirliğine ve kültürel barışa da zarar veriyor. Turist korkutulacak değil misafir edilecek kişidir. Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir. Ulaşım ambargoları turizmin ruhuna aykırıdır. KKTC, hava ulaşımından ticari taşımacılığa spor ve kültür organizasyonlarında turizmin tanıtımına kadar 40 yıldır siyasi ambargolarla engellenmektedir. Bilinmesini isterim ki hiçbir ambargo Kıbrıs Türk halkının iradesinden, üretiminden ve turizm vizyonundan daha güçlü değildir. Bu baskılar bizi durduramaz. Tam tersine daha üretken daha yenilikçi ve daha dayanıklı bir turizm modeli geliştirmeye katkı sağlamaktadır.”

KKTC’yi ayakta tutanın stratejik yatırımlar olduğunu dile getiren Üstel, siyasi engellemelere rağmen KKTC turizminin Akdeniz’in yükselen destinasyonlarından biri haline geldiğini kaydetti.

Üstel, bu durumu mümkün kılanın, Türkiye’nin desteğiyle yapılan stratejik yatırımlar ve turizm konusunda attıkları adımlar olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkan Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile bugün ara bölgede gerçekleştirilen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “asıl konuyu, müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması konusunu hedefleyen bir sürece giriyoruz” ifadesini kullandı.

“Kathimerini” gazetesinin haber sitesine göre Hristodulidis, “bugünkü görüşmede müzakere olmadığını, Erhürman’ın bazı konuları gündeme getirdiğini, kendisinin de bazı başka konuları gündeme getirdiğini” belirterek, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile ortak görüşme yapılmasında uzlaşılmasının “olumlu bir olay olduğunu” vurguladı.

Rum Radyo Televizyon Kurumu RİK’in haberinde ise Hristodulidis’in, Holguin’in 5 ve 6 Aralık tarihlerinde liderlerle görüşeceğini söylediğini aktardı.

Habere göre Hristodulidis ayrıca, bugünkü görüşmede müzakerecilerin, hem Holguin’le ortak görüşmenin hem de yeni gayrı resmi konferansın hazırlıkları için görüşmelere başlamaları kararının alındığını da vurguladı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile ilk görüşmesinde masaya 10 maddelik öneri paketi koyduğunu kaydetti.

Erhürman ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Mehmet Dana’nın müzakereci olacağını da ifade etti.

Erhürman, görüşmede iki tarafın temsilcilerinin gerekli durumlarda düzenli aralıklarla bir araya gelmesi konusunda mutabık kaldığını söyledi. “Temsilcilerimize tam yetki verdik, ihtiyaç duyuldukça bir araya gelecekler. Biz de gerekirse yeniden görüşebiliriz” ifadesini kullandı.

Görüşmenin bir saat 15 dakikası heyetler arası, 15 dakikası ise liderlerin baş başa temasları şeklinde yapıldı.

Erhürman, öngörülen “5+1” formatındaki yeni konferans öncesinde bazı konularda uzlaşma sağlanmasının hem BM Genel Sekreteri María Angela Holguín Cuéllar’ın ziyaretini hem de süreci olumlu etkileyeceğini vurguladı. Öne çıkan başlıklar arasında “yeni geçiş noktalarının açılması” ve ara bölgedeki güneş paneli önerisi yer aldı.

Erhürman, 5’inci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Hristodulidis’in bugüne kadar ele aldığı başlıkların odakta olmaya devam edeceğini ve 5+1 toplantısı öncesi bazı uzlaşmaların sağlanmasının sürece olumlu katkı yapacağını ifade etti.

Erhürman çözüm atmosferinin yaratılmasına yönelik 10 maddelik öneri paketi sunduğunu kaydetti.

Erhürman bu başlıkları da basın toplantısında açıkladı: 

  • Karma evlilikler ve vatandaşlık hakkı
  • Eşlerin güneyde ehliyet ve araç kullanabilmesi
  • Kuzeyde doğanların güneye geçememesi sorunu
  • Metehan’da üç kabinli geçiş düzenlemesi
  • Bostancı ve Derinya’da geçişlerin kolaylaştırılması
  • Gençlik Teknik Komitesi kapsamında U14 dostluk maçları önerisi
  • Kayıp Şahıslar Komitesi ve bayrak yakma eylemlerinin çözüm atmosferine etkisi
  • İki liderin karşılıklı ziyaret önerisi
  • Mülkiyetle ilgili tutuklamaların ve yargı süreçlerinin olumsuz etkileri
  • Yeşil Hat tüzüğü kapsamındaki ticarette yaşanan sıkıntılar
  • Hellim konusunda sözleşme imzalanmasının gerekliliği
  • Crans-Montana sonrası kaldırılan AB Ad-hoc Komitesi’nin yeniden kurulması
  • Güvenlik kuvvetleri arasında iletişim kanalının oluşturulması

Devamını Oku

Trending

Reklam