Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

TC İletişim Başkanlığı, Kıbrıs ile ilgili kitap yayımladı

Published

on

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs meselesinin, sadece 1974 olaylarına indirgenerek Ada’nın kadim ve asli unsuru olan Kıbrıs Türklerinin dünyadan koparılmasını ve yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı bulunmamaktadır. Hukuki temeli bulunmayan ve tamamen siyasi olan kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak arzumuzdur.” ifadelerini kullandı.

TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kıbrıs meselesinin geçmişine ışık tutmak amacıyla “Suç Kimde? Bugün Geçmişten Ayrı Düşünülemez” adlı kitap yayımladı.

Kitabın takdim yazısını kaleme alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesini, “uluslararası ilişkiler alanının belki de en uzun süre müzakere edilen ve çözüme kavuşmayan karmaşık bir fenomen” şeklinde nitelendirdi.

Erdoğan, “Tarih boyunca çeşitli etnik ve siyasi gerginlikler, jeopolitik çıkarlar ve uluslararası müdahalelerle şekillenen tarihsel geri planın belgelendirilerek anlatılması ve Ada’nın sosyolojik dokusunun anlaşılması, çözüme sunulacak katkının olmazsa olmazıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren Kıbrıs Adası’nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklerin bugüne kadar uzanan meselenin temelini oluşturduğunu anımsatan Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca maruz kaldığı haksızlıklar ve saldırıların, bugünkü sorunların anlaşılması için kritik bir perspektif sunduğuna dikkati çekti.

Ada’da yaşayan Türk ve Rum toplumları arasında 1960’lı yıllarda başlayan ve 1963’te yoğunlaşarak Türk toplumunu hedef alan saldırıların, Türk toplumunun güvenliğini tehlikeye attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Elbette Ada’daki Türk varlığının yok edilmesine yönelik faaliyetler, Ada’nın stratejik konumu ve Ada üzerinde hakimiyet kurma çabalarıyla yakından ilişkilidir ve bunlardan bağımsız düşünülemez. Ada’daki Türk toplumuna yönelik katliamlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması Enosis hedefiyle birlikte, Kıbrıs’taki Türk toplumunun varlığını tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Bu dönemde, Kıbrıs Türk halkı, kendi güvenliği ve varlığını koruma mücadelesi vermiştir.

Etnik bir temizlik planı çerçevesinde Rum saldırıları ve Enosis hedefi, Kıbrıs Türk toplumunun varlığını tehdit ederek Türkiye’nin 1974’teki müdahalesini zorunlu kılmıştır. Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak, bütün siyasi ve diplomatik yolları denedikten sonra Kıbrıs Türk halkını korumak ve Ada’da barışı sağlamak amacıyla 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, Kıbrıs meselesini, 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış kabul etmek, bu tarihten çok önce başlayan sorunları, özellikle 1963-1974 arası yaşanan etnik ve siyasi mücadeleleri, Kıbrıs Türklerine yapılan zulümleri yok saymak anlamına gelecektir. Bu durum da gerçeklik bağlamından kopartılmış bir meseleye, hakiki ve adil çözümler bulmayı zorlaştıracaktır.”

– “Kıbrıs Türklerinin yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir BM Güvenlik Konseyi kararı bulunmuyor”

Kıbrıs meselesinin, sadece 1974 olaylarına indirgenerek Ada’nın kadim ve asli unsuru olan Kıbrıs Türklerinin dünyadan koparılmasını ve yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı bulunmadığına işaret eden Erdoğan, “Hukuku temeli bulunmayan ve tamamen siyasi olan kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak arzumuzdur. Bu minvalde sürdürülebilir bir barış ikliminde Ada gerçeklerine dayanarak eşit iki devletin yan yana ve birlikte yaşaması idealimi yinelemek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihsel gerçeklerin bir kez daha uluslararası kamuoyuna sunulmasına katkı sağlayan, Türkiye ve KKTC‘nin dezenformasyonla mücadelesinde değerli bir kaynak niteliği taşıyan kitaba emeği geçenlere şükranlarını ifade ederek, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında tüm şehitleri, gazileri ve kahramanları yad etti.

– Barış Harekatı’na giden yolu belge ve fotoğraflarla resmeden arşiv eser özelliği taşıyor

Kıbrıs meselesinin unutturulmak istenen geçmişine ışık tutmak amacıyla ilk baskısı, 1974 yılında Basın-Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Fransızca yayımlanan arşiv niteliğindeki kitap, İletişim Başkanlığı tarafından aslına bağlı kalınarak Türkçe ve İngilizce olarak tekrar hazırlandı.

Kitap, Kıbrıs meselesinin sadece 1974 olaylarına indirgenmeye çalışılması ve Ada’nın kadim ve asli unsuru olan Kıbrıs Türklerine yaşatılan zulmün ve derin acıların yok sayılmasına karşı, belge ve fotoğraflarla hakikati ortaya koyarak tarihe kayıt düşüyor.

Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeleri detaylı bir şekilde ele alan kitap, Ada’da her zaman adil ve eşitlikçi bir çözümden yana olan Türkiye’yi meselenin sebebi olarak gösteren Kıbrıs Rum tarafı propagandasının arkasındaki gerçeklere, Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına dünyanın farklı medya organlarında yayımlanan haber ve yazılara, döneme şahitlik eden fotoğraflara yer veriyor.

1960’lı yıllardan günümüze kadar uzanan Kıbrıs Adası’nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklere belgelerle ışık tutan ve bugünkü sorunların anlaşılması için geçmişin tanıklığına başvurmayı öneren kitap, Kıbrıs meselesinin 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış olduğunu iddia eden siyasi söylemin ardındaki tarihsel gerçekleri deşifre ediyor.

Kıbrıs meselesi bağlamında Kıbrıs Türkleri ve Türkiye aleyhine gerçeklik bağlamından kopartılmış siyasi yalanlar ve dezenformasyonla mücadeleyi amaçlayan kitap, Türkiye’nin Ada’ya garantörlük haklarından kaynaklanan askeri müdahalesinin haklı gerekçelerini ve adım adım Barış Harekatı’na giden yolu belge ve fotoğraflarla resmeden bir arşiv eser özelliği taşıyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Meclis yeniden toplandı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu verilen aranın ardından saat 21.50 sıralarında yeniden toplandı.

Şans Oyunları (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda nisap bulunmaması nedeniyle 10 dakika ara verilmişti. Ancak Genel Kurul’a verilen ara yaklaşık üç buçuk saat sürdü.

Milletvekillerinin konuşmaların ardından, rapor ve tasarının bütünü üzerindeki görüşmeler tamamlanmış ancak nisap olmadığından yasa tasarısının madde madde görüşülmesine geçilememişti.

Devamını Oku

Kıbrıs

UBP, DP ve YDP, Tatar’a desteklerini düzenlenen törenle açıkladı

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi,”Sağduyu Mutabakatı” etkinliği düzenledi. Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi’nin organizasyonuyla yapılan halka açık etkinlik, Lefkoşa Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar ve YDP Genel Sekreteri Erşah Sabit Yılmaz, partilerinin aldığı kararı okudular.

YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, etkinlikte yaptığı konuşmada, Ekim’de yapılacak olan cumhurbaşkanı seçiminin sıradan bir seçim olmayacağını vurgulayarak, “Bu seçim Kıbrıs Türkü’nün beka seçimidir” dedi.

Arıklı, “Bu seçim Anavatan Türkiye’de bu yolu yürümek isteyenlerin, amerika bm ve ab’nin yolunda gidenlerin arasında yapılacak olan şeçimdir. Mesele millet vatan ve anavatan olunca gerisi teferruattır. bu iki zihniyet arasındaki seçim TC’nin doğu akdeniz’deki hak ve çıkarlarını korumak ve kıbrıs türkünün bekasını koruma seçimidir. Bizler iktidarın ve sağduyunun partileri, aramızdaki sorunları ve siyasi çekişmeleri bir kenara bıraktık ve dedik ki biz bu yolu anavatanla birlikte yürüyenler biraraya geleceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde tek bir adayla yola çıkacaklarının altını çizen Arıklı, “Federayon isteyenler var, onlara diyoruz ki 60 yıldır görüşüyorsunuz 60 yıldır görüşmediğiniz ne kaldı? Hristodulidis’i ikna etmek için daha hangi tavizleri vereceksiniz” diye sordu.

YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı konuşmasında, “Federasyon bizim için bitmiştir. Kıbrıs türkü için de anavatan türkiye için de bitmiştir” vurgusu yaparak, artık eşit egemenliğe dayalı iki devletli çözümün konuşulduğunu anımsattı.

KKTC’nin kolay kurulmadığını ifade eden Arıklı, “KKTC binlerce şehit ve gazinin emanetidir. Bizler bu bayrağı indirmeyeceğiz. KKTC’yi ilelebet yaşatacağız. Bizler bayrak inmesin ezan susmasın diye yola çıktık” dedi.

Arıklı konuşmasında, “Bu iş çocuk oyuncağı değil, bizler Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın etrafında düğümlendik, tekrar ikinci dönem, cumhurbaşkanı seçtirmek için 3 siyasi parti bütün yolları kullanacağız” dedi.

Arıklı’nın ardından DP Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu konuştu. Ataoğlu, orada sadece adaylık açıklaması için değil KKTC’nin geleceğine dair sarsılmaz bir irade beyanı için birarada olduklarını vurguladı.

Ataoğlu, “Bu kürsüden bir kez daha milletimizin kaderini, milletimizin kendisinin belirleyeceğini haykırıyoruz. 2025 Cumhurbaşkanı seçiminde Tatar’ı güçlü bir şekilde destekliyoruz.Cumhurbaşkanı Sayın Tatar Cumhurbaşkanlığı süresince hiçbir zaman eğilmeden bükülmeden, yığılmadan, halkımızın haklı davasını savundu. İki ayrı halk, iki ayrı egemen devlet gerçekliğini, Kıbrıs Türkünün eşitliği ve bağımsızlığı içn verdiği mücadele guru vesilesidir” dedi.

Ataoğlu konuşmasında, “Birlikte daha güçlüyüz” vurgusu yaparak, Tatar’ın milli vizyonunun, yalnızca bugünün değil yarının da teminatı olduğunu söyledi.
Ataoğlu, “Bu birliktelik devletimizin bekası adına atılmış güçlü ve tarihi bir adımdır” dedi.

Etkinlikte, UBP Genel Başkanı Başbakan Ünal Üstel adına UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu konuştu. Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın federasyona nokta koyduğunu ve sözünü tuttuğunu belirtti.

Hasipoğlu, “Tatar tek egemenliğe karşı çıkmıştır. Bugün CTP’ nin müzakere masasına getirmek istediği görüş modelinde tek egemenlik vardır. Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün son bulmasına karşı çıktı.Çünkü CTP’nin getirmek istediği modelde sıfır asker, sıfır garanti vardır. Neyi destekleyeceğini tüm halkımız bilmelidir” diye konuştu.

Hasipoğlu Tatar’ın, ikinci dönemde bu onurlu nöbeti sürdüreceğini belirterek “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göstereceğimiz birlik ve zafer yeni zaferlerin habercisi olacak” dedi. Güney Kıbrıs Yönetimini’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik engelleyici faaliyetlerini de eleştiren Hasipoğlu, “Ne yaparlarsa yapsınlar, devletimiz ve egemenliğimizden vazgeçmeyeceğiz” vurgusu yaptı. Hasipoğlu, istikrarın süreceğinin altını çizerek “Cumhurbaşkanlığını kazanacağız, halkımız, milletimiz ve sağduyu kazanacak. Zaferimiz kutlu olsun şimdiden” dedi..Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yıllarca bu topraklarda çok acılar çekildiğini, göçler yaşandığını ve kayıplar verildiğini ifade ederek, bu olaylara rağmen Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman yıkılmadığını söyledi.

Tatar, “Anavatana güvendik ve bu yolda mücadele ederek cumhuriyetimizi kurduk. Egemen eşit ve eşit uluslararası statü kurallarını destekleyenlere teşekkür ediyorum. Halkımızın varlığı geleceği bu topraklarda onuruyla yaşayabilmesi için bu yeni vizyonu devam ettireceğiz. Verdiğim sözü devam ettirme kararlılığı içerisindeyim. Yolumuz KKTC’yi tanıtma yoludur” dedi. Tatar konuşmasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nideki zihniyete de dikkat çekerek, terör faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti.

Tatar, “Birliği koruyarak KKTC’ye sahip çıkarak TC’nin desteği ile mavi vatanın kalbindeki KKTC’yi yarınlara taşımak için bu süreci en iyi şekilde yöneteceğiz. Bizleri birbirimize bağlayan millet bayrak vatan sevgisiyle mutlaka önümüzdeki süreçleri başarıyla sürdüreceğimizden hiçbir şüphem yoktur” dedi. Konuşmasında KKTC’nin taviz vermeyeceğini ve bir devlet olarak yoluna devam edeceğini vurgulayan Tatar, önümüzdeki süreçten başarıyla çıkacağına olan inancını dile getirdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

“ Doğanın Büyüsü” temalı sergi açıldı.. Dereceye giren 20 çoçuğa ödülleri takdim edildi

Published

on

By

“ Doğanın Büyüsü” temalı 3’üncü Dünya Çocuk Günü Sergisi, Atatürk Kültür Merkezi’nde açıldı.

Mevhibe Mustafa Başman Vakfı ile Bayrak Radyo Televizyon Kurumu iş birliğinde, Kültür Dairesi’nin katkıları ve Ayhatun Ateşin’in koordinasyonuyla gerçekleşen etkinlikte, yarışmaya katılan 536 eser arasından seçilen 120 resim sergilendi.

Çocukların motivasyonunu artırmak ve hayal gücünü sergilemelerine olanak sağlamak amacıyla gerçekleştirilen yarışmada dereceye giren 20 çocuğa ödülleri ve katılım belgeleri takdim edildi.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı Başkanı Pınar Başman Süren, serginin önemine dikkati çekti; çağdaş bir KKTC için eğitim, spor ve kültür alanında katkıda bulunmak amacıyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Sanatın çocukların gelişimde önemli bir rolü olduğunu vurgulayan Süren, “ Çocuklarımız bizim gelceğimiz. Onların mutlu bireyler olarak büyümelerini görmek, vakıf olarak en büyük amaçlarımızdan biridir” şeklinde konuştu…

Proje koordinatörü Ayhatun Ateşin de özel bir buluşmaya tanıklık ettiklerini belirterek, sergide çocukların doğayla kurdukları bağın sanat aracılığıyla ifade edildiği söyledi.
Her bir eserin çocukların iç dünyasını yansıttığını vurgulayan Ateşin, “ Her ağaç bir dize, her canlı bir hikayedir. Biz doğanın sahibi değil , misafiriyiz. Doğa nefesimizdir, onunla birlikte yaşamak gerekir” dedi.

Etkinliğe katılan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuşmasında merhum Mustafa Başman’ı anarak, KKTC ekonomisine yaptığı katkılardan dolayı minnetle andı.

Vakıf çalışmalarını ve ailelerin çocuklarına gösterdiği ilgiyi takdir eden Tatar, bu tür etkinliklerin çocukların kişisel gelişimi açısından önem taşıdığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, iletişim çağında sanatla hayal kurmanın ve kendini ifade etmenin değerli olduğunu vurgalayarak, “ Bu güzelliğin bir parçası olmak, bu çağda büyük anlam taşıyor. Biz varız, var olacağız ve başaracağız” dedi.

Konuşamaların ardından çocuklara ödülleri takdim edildi ve serginin açılışı gerçekleştirildi.

Sergi, 5 Haziran Perşembe gününe kadar ziyarete açık olacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam