Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

TDP TOCEK:Şiddetin panzehiri eğitimdir

Published

on

Toplumcu Demokrasi Partisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi (TDP TOCEK) Başkanı Yeşim Beyaz İlkan, kadına yönelik şiddet konusunda ülke olarak maalesef sınıfta kalmış durumda olduğumuzu vurguladı.

Kadına yönelik şiddet vakaları ile mahkemelerde görülen dava sayılarının, yapılan ihbar ve şikayet oranlarının ve gerekli bazı yasaların halen yaşam bulmamasının bunun açık göstergesi olduğunu belirten İlkan, bunun önlemek için her anlamda sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek gerektiğini, bunun yolunun da doğru planlanmış eğitim sistemi ve gerekli yasaların yaşam bulmasından geçtiğini belirtti.

TDP TOCEK Başkanı Yeşim Beyaz İlkan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, bu günün 1991 yılında BM Genel Kurulu’nun kararıyla alındığını anımsattı.

25 Kasım tarihinin 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayandığına dikkat çeken İlkan, o dönemde ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal Kardeşler” adlı üç kız kardeşin, Trujilo’nun “Ülkede iki tehlike var: Biri kilise diğeri de Mirabal Kardeşler” şeklindeki açıklamasından günler sonra 25 Kasım’da vahşice öldürüldüklerini anımsattı.

Dünyanın asırlardır maalesef Kadına şiddetle iç içe olduğunu, gelişen teknoloji sayesinde de bu şiddetin her toplumda hangi boyutlarda olduğunun daha net görülebildiğini belirten İlkan,
Kıbrıslı Türkler olarak şiddet konusunda maalesef sınıfta kalındığını kaydetti.

2020 yılı verilerine göre, toplumumuzda kadınların yüzde 60’ının psikolojik şiddete maruz kaldığını, kadınların yüzde 40’ının ise fiziksel şiddete uğradığını, her 4 kadından 1’inin cinsel şiddete, yine her 4 kadından birinin de ekonomik şiddete maruz kaldığını ortaya konduğuna dikkat çeken İlkan, bu verilerin de kadına yönelik şiddet vakalarının oldukça yüksek olduğunu gösterdiğini kaydederek bunların üzüntü verici ve travma yaratan konular olduğuna dikkat çekti.

Dünyada ve ülkemizde kadınların her alanda şiddet kültürüne maruz kaldıklarını, buna karşın devletlerin ise şiddeti önlemek için her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğunu belirten İlkan, bu bağlamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretilmesi, cinsiyete dayalı ayrımcılığı, cinsiyeti, cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimi dolayısıyla bireylerin yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldırılması, şiddet uygulayıcılara etkili ve caydırıcı ceza yöntemleri yollarına gidilmesi ve bireylerin küçük yaşlardan eğitilmesi için okul müfredatlarına Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin girmesinin elzem olduğunu kaydetti ve “Unutulmasın ki Eğitim Şiddetin Panzehiridir” dedi.

İlkan, sağlıklı ve mutlu toplum için, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek gerektiğini, bunun yolunun da doğru planlanmış eğitim sistemi ve her türlü şiddeti cezasız bırakmayacak kapsamlı yasalardan geçtiğini belirtti.

“Ev İçi Şiddet Yasa Tasarısı Çok Önemli”

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) tarafından 25 sivil toplum örgütünün desteği ile hazırlanan ve TDP Milletvekillerinin imzalarıyla Meclis’e sunulan Ev İçi Şiddeti Önleme ve Ev İçi Şiddet Gören Kişilerin Korunmasına İlişkin Yasa Tasarısı’nın ivediliğinin Nisan ayında Meclis’te kabul edildiğini anımsatan İlkan, yasaya son şeklinin verilerek yaşam bulmasının önemine vurgu yaptı.

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) tarafından 2016 yılında yaşama geçirilen Kadın Sığınma Evi’nin de kapasitesini geliştirerek şiddet mağduru kadınlara kapılarını açmaya devam ettiğini belirten İlkan, bunun hem kutlanması hem de örnek alınması gereken bir durum olduğunu ifade etti.

“Sağlıklı, Mutlu ve Özgür Bireyler Yetiştirmeliyiz”

İnsan hayatının yaşadığı toplumun gelenek, görenek, örf ve adetleriyle şekillendiğini, içinde doğulan ve kültüründen beslenilen toplumların bazen artı, bazen de eksi değerler sunabildiğini kaydeden İlkan şunları kaydetti: “Bu değerler yüzyıllar öncesinde ortaya çıkmış ve henüz bilimlerin ve özellikle eğitim, sosyal ve psikoloji bilimlerinin var olmadığı dolayısıyla da toplumların içgüdüsel bir anlayışla yaşamlarına düzen verme kaygısıyla oluşturulup günümüze kadar gelmiştir. Ancak günümüzde gelişen bilim sayesinde, insan ve toplum yaşamı daha çok sağlık, mutluluk ve özgürlük arayışı içine girmiştir.

Gelişen bilimin doğal bir sonucu olan iletişim teknolojileri ile birlikte farklı toplumların kültürlerini görüp ve anlamaya çalışırken, kendi kültürümüzü de daha iyi anlıyor ve kendimize ayna tutuyoruz.

Bu bağlamda her anlamda bizden daha mutlu ve özgür yaşam biçimlerine sahip olan toplumlar doğal olarak esin kaynağı olmaktadır ve o noktalara varabilmek için gerek bireysel gerekse toplumsal çalışmalara özellikle gayret edilmelidir.

Daha sağlıklı, mutlu ve barış içinde, insanlar ve cinsiyetler arasındaki özgürlükler, hak ve görev eşitliğini sağlayan toplumlar yaratma adına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran ile Avrupa, İstanbul’daki müzakere sonrası görüşmelerin sürdürülmesi konusunda anlaştı

Published

on

By

İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da yapılan görüşme sona ererken tarafların meselenin çözümü için yeniden bir araya gelinmesi konusunda mutabakata vardığı bildirildi.

İran ile E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları arasında İstanbul’daki nükleer görüşmede İran’ı temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, görüşmenin sonucuna ilişkin X hesabından açıklama yaptı.

İstanbul’da Avrupalı temsilcilerle ciddi, açık ve detaylı görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Garibabadi, “Yaptırımların kaldırılması ve nükleer meseleyle ilgili son gelişmeler ele alındı ve incelendi.” ifadelerini kullandı.

Garibabadi, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’in İran’a saldırılarında Tel Aviv’i destekleyen tutumlarını da görüşmede gündeme getirdiklerini ve bu tutumu eleştirdiklerini belirtti.

Garibabadi, şunları kaydetti:

“Sözde snapback mekanizması dahil olmak üzere ilkesel duruşlarımızı açıkladık. Her iki taraf da toplantıya belirli fikirlerle geldi ve bu fikirlerin çeşitli yönleri incelendi. Bu konudaki istişarelerin devam etmesi konusunda mutabakata varıldı.”

İran nükleer dosyasına dair belirsizliklerin ve gerilimlerin giderek tırmandığı bir dönemde İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da nükleer konuda görüşme yapılmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Taraflar, daha sonra İstanbul’da 25 Temmuz’da nükleer konuyu görüşmek üzere bir araya geleceklerini bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Limasol yangını… Logginos: “Bugün durum çok daha iyi”

Published

on

By

Limasol bölgesine bağlı köylerde çıkan yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığı, sınırlandırıldığı belirtildi.

“Sigmalive” haber sitesine göre İtfaiye Birimi İtfaiye Şefi Nikos Logginos yaptığı açıklamada dün akşam yangına ilişkin bazı canlanmaların yaşandığını ancak bugün, durumun çok daha iyi olduğunu ifade etti.

Yangının, bugün tamamen kontrol altına alınması konusunda iyimser olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Logginos, yangının sınırlandırıldığını, alanın ne olduğunu bildiklerini bununla birlikte teyakkuzda olmaları ayrıca ileriki günlerde de dinamiklerin bölgede olması gerektiğine dikkati çekti.

Yunanistan’dan gelen 26 “orman komandosu” ile ilgili soru üzerine Logginos, Yunanistan’dan gelen ekibin, yangınların canlanması olaylarına yardımcı olacaklarını, bu kişilerin özel eğitimli olduğunu söyledi.

-Yanan alan

“Sigmalive” bir başka haberinde ise ilgili bir merkezin uydu verilerini baz alarak yaptığı ilk analize göre, Limasol yangının geride yaklaşık 125 kilometre karelik yanmış alan bıraktığını belirtti.

-Köyler elektriksiz

“Sigmalive” haber sitesi aynı haberi içerisinde Rum Elektrik Kurumu’nun (AİK) dağlık yangın bölgelerindeki 7 köye elektrik sağlama çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

AİK Basın Sözcüsü Dimitris Nathanail, yangında zarar gören 58 elektrik direğinin tamir edildiğini bununla birlikte tam olarak hasarın tespiti için de sayımın devam ettiğini ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

İran ile Avrupa ülkeleri, nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için yeniden İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için heyetler, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda ikinci kez bir araya geldi.

Heyetleri taşıyan araçlar, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na giriş yaptı.

Görüşmeler, basına kapalı gerçekleştiriliyor.

Dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki görüşmelere İran’ı temsilen dışişleri bakan yardımcıları Mecid Tahtrevançi ile Kazım Garibabadi katılıyor.

İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının talebi üzerine yeni tur görüşmelerini gerçekleştirmeyi kabul etmişti.

İran ile anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 grubu, 16 Mayıs’ta İstanbul’da dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bir araya gelmişti. Taraflar, ABD ile İran arasında süren dolaylı müzakerelere paralel olarak temasların sürdürülmesi konusunda mutabık kalmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam