Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Thalassaemia Derneği Başkanı ve Thalassaemia Kan Birimi Sorumlusu Çiğdem Beşevlerli, kan bağışı çağrısında bulundu

Published

on

Thalassaemia Derneği Başkanı ve Thalassaemia Kan Birimi Sorumlusu Çiğdem Beşevlerli, hastaların kan bulmakta zorlandığını söyleyerek, halka kan bağışı yapmaları çağrısında bulundu.

Beşevlerli, tüm halka çağrıda bulunarak, “Sesimize lütfen kulak verin, sloganımızda da belirttiğimiz gibi bağışladığınız kana bir gün sizin de ihtiyacınız olabilir” dedi.

Ülkede 250 Thalassaemia hastası bulunduğunu, aktif tedavi gören 150 hastanın aylık yaklaşık 550 ünite kana ihtiyaç duyduğunu söyleyen Beşevlerli, kan stoklarının yarıdan az olduğunu, kan bulamayan hastaların rutin hayatlarını devam ettiremediklerini belirtti.

Beşevlerli, Thalassaemia hastalarının yaşadıkları sorunları Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

-“Farkındalık yaratılmalı”

Beşevlerli, Sağlık Bakanlığı’nın Thalassaemia hastalarına yönelik kurduğunu Thalassaemia Kan Bağışçısı Birimi’nin yeni bağışçıları teşvik etmek amacıyla çalışmalar yaptığını kaydetti.

Kan bağışının ülkede ilgi görmediğini, unutulduğunu dile getiren Beşevlerli, birimin; kan bağışında bulunanları ve yeni başlayacak olanları telefonla arayıp bilgi verdiğini ve teşvik ettiğini söyledi.

Beşevlerli, Kızılay’ın haftanın 7 günü sivil ve askeri birliklerden olmak üzere kan bağışı topladığını, Kan Bankası’nın da 08.30-20.30 saatleri arasında kan bağışı aldığını söyleyerek, bireylerin kan bağışı yapabilmeleri için olanakların sağlandığını belirtti.

Buna rağmen halkın kan bağışına ilgi göstermediğini, yeterli farkındalığın bulunmadığını, kan ihtiyacının giderilemediğini söyleyen Beşevlerli, bu konuda farkındalık yaratılması ve bilgi verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Yöneticilerin ve toplumun gözü önünde olan kişilerin kan vererek topluma örnek olmasının önemine işaret eden Beşevlerli, “Yöneticilerin bu konuya gereken önemi göstermesini istiyoruz. Farkındalık yaratarak, bilgi vererek, kan bağışında bulunarak kan bağışının ürkütücü bir şey olmadığını göstermeli ve teşvik etmeliyiz” diye konuştu.

-“Kan stokları yarıdan az”

Yılda 4-5 kez kan sıkıntısı yaşadıklarını, şu anda merkezdeki kan stoklarının yarıdan az olduğunu dile getiren Beşevlerli, bu miktarın yarısının acil vakalar için ayrıldığını kaydetti.

Beşevlerli, yaz aylarında sıkıntının daha da arttığını, Covid- 19 pandemisinin de olumsuz etkilerinin hissedildiğini, hastaların kan bulmakta güçlük yaşadığını söyledi.

Thalassaemia hastası bir bireyin ihtiyacı olan kanı bulamamasının rutin hayatını olumsuz etkilediğini söyleyen Beşevlerli, oksijen seviyelerinin azaldığını, eklem ve baş ağrıları yaşadıklarını kaydetti.

Beşevlerli, sıcak ve kan eksikliğinin hastaların günlük rutinlerini sürdürebilmesini zorlaştırdığını belirtti.

-“Kan vermenin sağlığa zararı değil yararı var”

Kan vermenin sağlığa zararı değil yararı olduğunu söyleyen Beşevlerli, tansiyon ve kolesterolü düşürdüğünü, baş ağrılarını geçirdiğini belirtti.

Beşevlerli, kan vermek için başvuranlara ücretsiz test yapıldığını dolayısıyla bulaşıcı hastalıklar açısından da kontrolden geçmiş olduklarını ifade etti.

-Kimler kan verebilir?

Beşevlerli, 18-60 yaş arası kronik rahatsızlığı olmayan herkesin kan verebileceğini belirtti.

Erkeklerin üç ayda bir, kadınların 4 ayda bir kan verebileceğini dile getiren Beşevlerli, kan verecek kişilerin 50 kilo üzerinde olması gerektiğini kaydetti.

Beşevlerli, kan vermeden önce yapılması gerekenlere de işaret ederek, bir gün önce alkol alınmaması, 8 saat uyunması, bir saat önce yemek yenmemesi ve kan verecek kişinin aşırı yorgun olmaması gerektiğini söyledi.

Kan verme işleminin yaklaşık 25-30 dakika sürdüğünü dile getiren Beşevlerli, işlem bittikten sonra 15 dakika dinlenme süresinin ardından kişinin günlük hayatına kaldığı yerden devam edebildiğini belirtti.

Beşevlerli, tüm halka çağrıda bulunarak, “Sesimize lütfen kulak verin, sloganımızda da belirttiğimiz gibi bağışladığınız kana bir gün sizin de ihtiyacınız olabilir” dedi.

-“Kan ve ilaç hayati önem taşıyor”

Pandeminin ilk zamanlarında ilaç sıkıntısı yaşandığını dile getiren Beşevlerli, hayati önem taşıyan ilaçların eksikliğinin yaşanmaması adına gerekenin yapılması talep etti.

Beşevlerli, hayati önem taşıyan ilaçların belirlenip ihalelerinin yapılması ve sıkıntı yaşanmamasının önemli olduğunu vurguladı.

Merkezde yaşanan eksiklikleri değinen Beşevlerli, Kan Bankası’nda üç kan bağışı koltuğu bulunduğunu ve koltukların kollarının kırık olduğunu, kan bağışı yapan kişilerin sıkıntı yaşadıklarını belirtti.

Koltuklarla ilgili sorunun çözülmesi gerektiğini söyleyen Beşevlerli, yetkililere çağrıda bulundu.

Personel takviyesine de ihtiyaç duyduklarını dile getiren Beşevlerli, hastaların Thalassaemia Merkezi’ni ikinci değil birinci evleri olarak tanımladıklarını ancak merkezin “yıkılmak üzere olduğunu, binanın döküldüğünü” söyledi.

Duvarların ve tavanın döküldüğünü, su akıttığını, küf içinde olduğunu beliren Beşevlerli, “İnsan gibi 2022’ye yakışan bir şekilde tedavi almak istiyoruz” diye konuştu.

Merkezin ikinci bir doktora ihtiyaç duyduğunu söyleyen Beşevlerli, “Bir doktor var emekli olunca ne olacak?” diye sordu.

Beşevlerli, istihdam sorununa da değinerek, 16 yıldır devlette engelli istihdam edilmediğini, engellilerin maddi sorunlar yaşadığını belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Ertuğruloğlu: 1 Ağustos, Kıbrıs Türkleri’nin direniş ruhunun, özgür ve egemen yaşama kararlılığının mührüdür

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “1 Ağustos, Kıbrıs Türkleri’nin direniş ruhunun, özgür ve egemen yaşama kararlılığının mührüdür” dedi.

Ertuğruloğlu, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, bugünün, geçmişi hatırlama, TMT ve 20 Temmuz ruhunu canlı tutma, geleceğe umutla bakmak açısından fırsat olduğuna işaret etti.

Ertuğruloğlu, mesajında şunları kaydetti:

‘Osmanlı Devleti’nin 1 Ağustos 1571’de Kıbrıs’ın fethiyle başlayan bu kutlu yolculuk, Rumların Enosis amaçlı soykırım faaliyetlerine karşı 1 Ağustos 1958’de Türk Mukavemet Teşkilâtı’nın (TMT) kuruluşuyla direnişe; 1 Ağustos 1976’da Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’mızın kuruluşuyla kalıcı güvenliğe dönüşmüştür. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’mız ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’taki varlığı ile güvenli, huzurlu ve gururluyuz.
Toplumsal Direniş Bayramı olarak kutladığımız bugünün, geçmişi hatırlama, TMT ve 20 Temmuz ruhunu canlı tutma, geleceğe umutla bakmak açısından fırsat olduğunu belirtmek isterim.
Sonsuza dek hür ve egemen yaşayacağımız bu topraklarda ve bölgemizdeki hak ve çıkarlarımızı her zaman olduğu gibi, garantörümüz ve Anavatanımız Türkiye ile birlikte her koşulda, kararlılıkla korumaya devam edeceğiz.
Bu kutlu günde, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı’mızın coşku ve gururunu, kopmaz parçası olduğumuz tüm Türk dünyasıyla paylaşıyoruz.’

Devamını Oku

Kıbrıs

Kıb-Tek, depozito, maktu ücret ve hizmet tarifelerinde güncellemeye gitti

Published

on

By

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek), tarife türlerine göre alınan depozit ücreti, maktu ücret  ve hizmet ücretlerinde güncelleme yaptı.

 Yeni asgari ücret üzerinden  yapılan güncellemeler yarından itibaren geçerli olacak.

  Güncelleme tablosu:

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı ve TMT’nin 67. Kuruluş yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı ve TMT’nin 67. Kuruluş yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yayımladığı mesajda,
1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı, Kıbrıs’ın fethinin 454’üncü yıl dönümü, Kıbrıs Türk Halkının Enosis’e karşı direnişinin ulusal simgesi Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun 67’nci yılını ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluşunun 49’uncu yıl dönümünü kutladı.

Cumhurbaşkanı Tatar şunları kaydetti:

“Kıbrıs Adası’nda dört buçuk asrı aşan şanlı bir tarihe sahip olan Kıbrıs Türkü, 1571’de o büyük fethi gerçekleştiren ecdadının, cesaretleri ve fedakarlıklarıyla diktikleri sancağı gururla yeni kuşaklara taşımaktadır.

Onbinlerce şehidimizin kanlarıyla sulanan, Anadolu’nun bağrından kopup bu eşsiz coğrafyayı vatana dönüştüren Halkımız, yüz yılı aşan varoluş mücadelesinin sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ay yıldızlı bayrağı altında bugün huzur ve güven içindedir.

Osmanlı idaresi altında ırk, din ve dil ayrımı yapmadan herkese adaletle davranmayı görev bilen kadim bir geleneğin takipçileri olarak, adamız üzerinde bizi yok sayanlara, Halkımızın hakkını ve hukukunu göz ardı etmeyi siyaset sananlara inat bugün, dünden daha güçlü, daha kararlı ve daha umut dolu bir geleceğin kapılarını çocuklarımıza açmak için durmaksızın çalışmayı en büyük vazifemiz sayıyoruz.

Fethin bize öğrettiği en önemli şey: asla vazgeçmemek, en zorlu şartlar altında dahi özveriyle, cesaretle ve metanetle hedefe ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmaktan canımız pahasına da olsa kaçınmamaktır.

Kıbrıs Türk Halkı bu fedakarlığı, adamızı bir Yunan toprağına dönüştürmek isteyen EOKA’cı çetelere karşı en zayıf anında bile ortaya koyduğu, tarihe kazınmış cesaretiyle de göstermiştir. Kıbrıs Türklerinin milli varlığını korumak ve vatanın elden çıkmasını önlemek için kurulan şanlı Türk Mukavemet Teşkilatı işte bu kutsal davanın takipçisidir.

Halkımızın varlığını istenmeyen bir misafir olarak görenlerin her türlü saldırılarına onca yokluk ve imkânsızlık içinde mücadele edenlerin bir arada oluşturduğu direniş ruhu, dalga dalga yayılmış ve nihayet TMT, ulusal direnişimizin simgesine dönüşerek şanlı tarihimizin köşe taşlarından biri olmuştur.

Türk Mukavemet Teşkilatı, yalnızca kahraman Mücahitlerimizin temelini attığı Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın değil, ulusal birliğimizin, siyaset sahnemizdeki pek çok hareketin de en derininde yer almaktadır. Çünkü millidir, özgündür ve bir halkın varoluşunun bayraktarlığını yapmış kutsal bir geleneğin adıdır TMT.

TMT, kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş demektir. Dr. Burhan Nalbantoğlu demektir. Ama hepsinden daha önemlisi Anavatan Türkiye ile kadim ve kopmaz bağlarla bağlı olan Halkımızın ebedi direniş ruhu demektir.

1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramımızı kutlarken, vatan ve millet uğrunda canlarını feda etmiş bütün şehitlerimizi hayırla ve minnetle anıyorum. Gazilerimizi şükranla yad ediyorum. Kahraman Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın en üst komutanından erine kadar bütün personeline saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Türk Mukavemet Teşkilatımızın kuruluşundan hemen sonra yayımlanan bir bülteninde yer alan, Türkçemizin büyük şairi Tevfik Fikret’in unutulmaz bir dizesiyle milletime sesleniyorum:

Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam