Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Töre:Şu anda KKTC’yi savunmaktan, onu kökleştirmekten başka bir seçeneğimiz yoktur

Published

on

 

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, “Şu anda KKTC‘yi savunmaktan, onu kökleştirmekten başka bir seçeneğimiz yoktur.” dedi.

Töre, Meclisteki yasama çalışmaları, TBMM ile ilişkiler, Kıbrıs konusu ve Maraş açılımıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Son 7-8 ayda Cumhuriyeti Meclisinde hükümet kurma ve bozma durumları nedeniyle verimli bir dönemin olmadığına işaret eden Töre, Mecliste birçok yasanın geçmeyi beklediğini söyledi.

Töre, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nün imzalandığını ve bu protokolünde Mecliste görüşüleceğini belirtti.

Anayasaya göre 30 Haziran’da Meclisin tatile girdiğini aktaran Töre, “1 Temmuz ile 1 Ekim arasında 3 aylık bir tatil süresi vardır. Ancak Meclis bazı olağanüstü hallerde toplanabilir, komitelerimiz yaz aylarında da çalışmalarını yürütecek. İşin mutfak kısmı komiteler olduğuna göre, komitelerde ne kadar çok yasa üretilir ve hazır hale getirilirse 1 Ekim’de Meclis açıldığı gün birçok yasa hazır olacak.” ifadelerini kullandı.

Töre, 1 Temmuz’a kadar yapmaları gereken birçok çalışma olduğunu yineleyerek, yeni kurulan koalisyon hükümetinin ivedilikle görüşülmesini isteyeceği yasaların kendilerine bildirileceğini, onların öncelikli görüşülmesi adına çalışmalar yapacaklarını anlattı.

7

 Mart’ta Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı görevine seçildiğini ve aynı gün TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un kendisini tebrik için aradığını ve 23 Mart’ta Türkiye’ye gittiklerini anımsatan Töre, burada TBMM dışında da birçok temaslarda bulunduklarını dile getirdi.

Töre, Şentop ile bu süreçte özel günlerde telefonla görüştüklerini belirterek, “TBMM, bizim için çok önemli. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un KKTC, milli davamız ve diğer milli meselelere gösterdiği hassasiyeti gayet yakından gördük. TBMM ile bundan sonraki ilişkilerimizde de çok ileri düzeyde dayanışma içerisinde olmayı, birtakım çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümünün yakın bir tarihte olduğuna işaret eden Töre, o gün ana vatan Türkiye’nin bütün devlet büyüklerini 20 Temmuz’da KKTC‘de görmeyi arzu ettiklerini kaydetti.
Töre, gençlik yıllarından bu yana bağımsız Türk devletini ve KKTC‘yi savunduğunu vurgulayarak, federal çözüm görüşüldüğünde de bu fikri desteklediğini belirtti.

– “Bağımsızlıktan vazgeçmemiz mümkün değildir”

Töre, Rumlarla 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurduklarını ancak Rumların Enosis (Ada’nın Yunanistan’a bağlanması) hedefinden vazgeçmediğini söyledi.

Rumların, Kıbrıs Türkü’nü 1974’e kadar dışladığını söyleyen Töre, şu ifadeleri kullandı:

“1974’te Türk ordusu Ada’ya geldi. Kıbrıs Adası, şu anda ikiye bölünmüş durumda. Güneyde Rumların egemenliği, kuzeyde bizim kendi bağımsız Türk devletimiz vardır, onun da ismi KKTC‘dir. Bu bağımsızlıktan bizim vazgeçmemiz mümkün değildir. 50 sene ‘Rumlarla federal bir çatıda buluşur muyuz’ diye liderlerimiz görüşmeler yaptı, Türkiye de bu görüşmelere destek verdi. Ben, Rumlarla federasyon olamayacağını hep söyleyen birisiydim, KKTC‘yi savunuyordum. Şu anda KKTC‘yi savunmaktan, onu kökleştirmekten başka bir seçeneğimiz yoktur.”

Töre, yarım asrı aşkın süredir federasyon görüşmelerini her zaman reddeden tarafın Rumlar olduğuna dikkati çekerek, Rumların iki devletli bir çözüm için de anlaşmaya yanaşmayacağını ve üniter bir yapıyı destekleyeceklerini kaydetti.

Değişen dünya şartlarında KKTC‘nin yaşatılmasının öneminin ortaya çıktığını vurgulayan Töre, Doğu Akdeniz’de

değişen konjonktürün de buna işaret ettiğini, Mavi Vatan’daki hak ve menfaatlerin Türkiye ile savunulması gerektiğini dile getirdi.

– “Maraş, yeteri kadar atıl vaziyette kalmıştır”

Töre, “Bizim tek güvencemiz var, ana vatan Türkiye ve kahraman Türk ordusu. Allah bizi onlardan bir daha ayırmasın, bir daha eksikliğini göstermesin.” dedi.

Maraş’ın açılım sürecine de değinen Töre, KKTC‘de sınırları içerisinde yer alan ve 2020’de kademeli açılım süreci başlayan Maraş bölgesindeki kamusal alanlarda çevre ile ilgili bazı düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Töre, “Maraş’ta mülkiyet konusunda iddiası olanlar, Taşınmaz Mal Komisyonu’na müracaat edebilir. Bunların süratle ele alınıp, daha ileri adımlar atılması gerekir. Orası yeteri kadar atıl vaziyette kalmıştır. Dolayısıyla bölgede yeni plajların açılması ve insanlığın hizmetine verilmesi bir gerekliliktir.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam