Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Toros:Ekonomide acil kurtarma planına ihtiyaç duyuluyor

Published

on

CTP milletvekili Fikri Toros, tüm sorunlara rağmen imkanlar çerçevesinde ayakları üzerinde duran bir ekonomi anlayışı belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, bir acil kurtarma programına ihtiyaç duyulduğunu, hükümet programında bunun eksik olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda hükümet programı görüşülüyor.

Birtakım ekonomik hedeflerin programa yazıldığını belirten Toros, ekonominin nasıl kurtarılacağına dair kademeli bilimsel bir yaklaşımın hükümet programında yer almadığını savundu.

CTP Milletvekili Fikri Toros, hükümetin programında önceliğin ekonomiye verileceğinin yazdığını söyleyerek, ekonominin oluştuğu bileşenlerin dikkate alınmadığını savundu.
Toros, dünyada ve bölgede devam eden olumsuz gelişmeler, pandemi kaynaklı sosyo ekonomik koşullar ve Ukrayna savaşı ile en ağır ekonomik krizlerden birinin yaşanmakta olduğunu, TL’nin faiz oranları ve dalgalanan döviz kurlarının yoğun etkisi altında olduğunu belirtti.

Bu nedenlerle hükümet programındaki hedeflerin gerçekleşebilir olmadığını savunan Toros, ekonomide devam eden kısır döngünün durdurulamayacağını ancak yavaşlatılabileceğini, dar ve sabit gelirlinin alım gücünü enflasyon oranında yükseltmek ve korumak, işsizliğin önlenmesi gibi adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Toros, ticaretin önündeki engellerin sınırlanmış özel sektör yapısına yol açtığını söyleyerek, özel sektörün zorlaşan koşullarda hayatta kalma mücadelesi verdiğini, KKTC’nin geldiği noktanın başlıca sorumlusunun Kıbrıs sorunu, siyasi durum, uluslararası hukuktan yoksun olmak olduğunu belirtti.

Kalıcı bir gelişim vizyonu bulunmadığını söyleyen Toros, KKTC’nin hangi alanlarda ve nerelerde rekabetçi olabileceğinin tartışılmadığını belirtti.

Toros, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ekonomi için önerilerde bulunarak; kayıt dışılığı önlemek için vergi reformu, dijitalleşme, ödül ve ceza mekanizmalarının yürürlüğe konması, teşviklerde düzenlemeler, dış yardımların yasal zeminin yeniden şekillendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Tüm sorunlara rağmen imkanlar çerçevesinde ayakları üzerinde duran bir ekonomi anlayışı belirlenmesi gerektiğini dile getiren Toros, acil kurtarma programına ihtiyaç duyulduğunu, bu programda bunun eksik olduğunu kaydetti.

Makro ekonomik hedeflerin belirlenmesi gerektiğini söyleyen Toros, turizm sektörünün gelişimine yönelik tutarlı bir politika ile turist satısının artabileceğini belirtti.

Toros, ulaşım sorununun çözülmediği ülkede turizmin kalkınmasından farklı pazarlardan bahsetmenin hayal olduğunu söyleyerek, yeni bir uçak şirketi kurulmasının uzak bir ihtimal olduğunu savundu, charter ve tarifeli hizmetler sunan şirketlerle anlaşma yapılabileceğini ifade etti.

Toros, makro ekonomik ve altyapı politikalarla üretim odaklı bir ekonomiye geçişin hedeflenmesi gerektiğini belirtti.

“Bağımlılık sevdası hükümetlerin sürdürülebilir olmadığını” söyleyen Toros, sadece dış kaynaklar, yerel kaynaklardan borçlanmalarla çıkmazın derinleştirildiğini kaydetti.

Toros, Kıbrıs sorunun çözümüne dair parametrelerin net bir şekilde belli olduğunu, ‘federasyon zemini ortadan kalkmıştır’ söylemlerinin gerçeklerle bağdaşmadığını savundu.

Kıbrıslı Türklerin tarih boyunca asla azınlık olmayı kabul etmediğini eşitlik için mücadele ettiğini bunun da federasyon ile mümkün olabileceğini söyleyen Toros, Kıbrıslı Türklerin haklarını elde etmesinin federal çözümle mümkün olacağını ifade etti.

Toros, Kapalı Maraş’ın Türk askeri kontrolünde olduğunu, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesine özel bir statüsü bulunduğunu söyleyerek, uluslararası hukuka uygun hareket etmenin zaruri olduğunu belirtti.

Kapalı Maraş’ın propaganda malzemesi olarak kullanılmasının olumsuz etkilerine değinen Toros, Kıbrıs Türk toplumun ağır bedellerle karşı karşıya kalmaya devam edeceğini savundu.
Toros, federasyon zemininden ayrılmanın “biz artık çözüm istemiyoruz” demekle eş anlamlı olduğunu ileri sürdü.

Toros, iki devletli çözüm modelinin topluma zaman kaybettireceğini savundu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Netanyahu’nun usulsüz olarak atadığı yeni Şin-Bet şefinin ateşkese karşı olduğu bildirildi

Published

on

By

İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin aksi kararına rağmen Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yeni iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) direktörü olarak atadığı Tümgeneral David Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğu belirtildi.

İsrail’de yayın yapan Kanal 12 televizyonuna konuşan kaynaklar, Netanyahu’nun Şin-Bet’in başına atadığını duyurduğu Tümgeneral Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğunu güvenlik toplantılarında çok kez dile getirdiğini aktardı.

Zini’nin İsrail’in 19 ayı geçen saldırılarını sona erdirecek ve esirlerin serbest kalmasını sağlayacak anlaşmaya ilişkin “Esir takası anlaşmalarına karşıyım. Bu ebedi bir savaştır.” ifadelerini kullandığı dile getirildi.

Geçen yıl Genelkurmay Başkanlığı’nda gerçekleştirilen toplantılarda Zini’nin tutumunu birkaç kez üst düzey İsrail ordusu yetkililerinin önünde açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.

-İsrailli esirlerin ailelerinden Tümgeneral Zini’ye sert tepki

İsrail müzakere heyeti içinde yer alacak yeni Şin-Bet şefi Zini’nin ateşkes ve esir takası anlaşmasına yönelik tutumuna esir ailelerinden sert tepki geldi.

Ailelerin oluşturduğu çatı platformdan yapılan açıklamada, “İsrailli esirlerin kaderine karar verecek birinin yaptığı söz konusu açıklamalar, şok edici ve kınanması gereken ifadeler” denildi.

Açıklamada, “Netanyahu’nun savaşını esirlerin geri getirilmesinin önüne koyan bir Şin-Bet şefinin atanması, bir suç ve tüm İsrail halkına karşı bir haksızlık.” ifadeleriyle Zini’ye sert tepki gösterildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Yüksek Mahkemesinin İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının yasal olmadığına hükmetmesine rağmen Tümgeneral David Zini’yi yeni İç İstihbarat Şefi olarak atamıştı.

– Netanyahu’nun Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması

İsrail Başbakanı Netanyahu, Şin-Bet Direktörü Bar’ı güvensizlik gerekçesiyle görevden almaya karar vermişti.

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, Başbakan’ın Şin-Bet Direktörü’nü keyfi olarak görevden alamayacağını ifade etmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi ise Netanyahu’nun kararını önce dondurmuş, sonra da Bar’ın görevden alınmasını ve yerine başkasının atanmasını engelleyen geçici ihtiyati tedbir kararı almıştı.

Netanyahu’nun Bar’ı görevden alma kararı, İsrail siyasetinde hararetli tartışmalara yol açmış, muhalefetin yaptığı çağrılarla İsrail genelinde kitlesel gösteriler başlamıştı.

Başbakan Netanyahu’nun görevden almak istediği ancak Yüksek Mahkeme engeline takılan Bar, 7 Ekim başarısızlığının sorumluluğunu üstlendiğini belirterek 15 Haziran’da istifa edeceğini açıklamıştı.

Bar, bu başarısızlığın sorumluluğunu başta siyasi kademe olmak üzere herkesin üstlenmesi gerektiğini ifade etmişti.

Devamını Oku

Dünya

Erdoğan, Ahmed Şara ile İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi.

Erdoğan, Şara’yı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde resmi törenle karşıladı.

Görüşmede, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve bazı yetkililer de yer aldı.

Devamını Oku

Dünya

Trump’ın ekibi, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet öneriyor

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, SurWASHINGTON (AA) – ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk adımda 6 aylık muafiyet önerisinde bulunduğu bildirildi.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının, 3 ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre Trump yönetimi, Suriye yaptırımları konusunda somut adımlar atmaya hazırlanıyor.

Buna göre Trump yönetiminin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet sağlamayı ve bu ülkeyle iş yapmak isteyen firmalara sınırlamaları kaldırmayı önerdiği belirtildi.

İlk adımın kısa süre içinde atılmasını beklediklerini dile getiren yetkililer, bu muafiyetle birlikte Suriye’deki geçici yönetimin “nefes almasının” ve yavaş yavaş uluslararası piyasalarla çalışmaya başlamasının önünün açılacağını kaydetti.

Aynı yetkililer, bu süreçte hem Dışişleri Bakanlığının hem de Hazine Bakanlığının Suriye yaptırımlarıyla ilgili yasal düzenlemeler konusunda hızlı bir şekilde çalışmaya devam ettiğinin altını çizdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, perşembe günü yaptığı açıklamada, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması için yoğun şekilde çalıştıklarını belirterek, “Belirli bir tarih vermeden, bunun hızlı ve kesinlikle alıştığımızdan daha hızlı şekilde yapılacağını söyleyebilirim.” demişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam